"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; dava dışı ... Segman ve Gömlek San. Tic. Ltd. Şti. Bünyesinde çalışmakta iken ... sözleşmesini fazla çalışma ücretinin ödenmemesi ve emekliliğe hak kazandığı hâlde emeklilik nedeniyle ayrılma talebinin kabul edilmemesi gerekçesiyle haklı nedenlerle feshettiğini, dava dışı işverene karşı ... 4. ... Mahkemesinde kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin kabulü istemli dava açtığını, ... 4. ... Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli ve 2019/62 Esas , 2020/231 Karar sayılı kararı ile ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabul edildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesinin 10.....2021 tarihli ve 2020/1723 Esas, 2021/1923 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmek suretiyle kararın kesinleştiğini, ilgili kesinleşmiş karar ile 29.07.2021 tarihinde davalı Kuruma başvurarak işsizlik ödeneğinin ödenmesini talep ettiğini, davalı Kurum tarafından verilen 25.08.2021 tarihli yazı cevabı ile talebinin reddedildiğini, ret gerekçesinin fesih işlemini kendi istek ve iradesi ile emeklilik nedeniyle gerçekleştirdiği bu hâlde işsizlik ödeneğinden yararlanamayacağı olarak bildirildiğini, davalı Kurum tarafından yapılan bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, ... sözleşmesini emeklilik nedeniyle değil, emeklilik nedeniyle istifa dilekçesinin kabul edilmemesi ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle feshettiğini, bu durumun kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu belirterek davalı Kurumun 25.08.2021 tarihli E-95558539-403-00009386023 sayılı işleminin iptaline ve işsizlik ödeneğinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından bildirilen Mahkeme kararının kıdem tazminatı yönünden yapılan inceleme bölümünde; “Dosya kapsamında davacı tarafından davalı işverene hitaben düzenlenmiş feshe yönelik ihtarname aslı ve Atakum Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından düzenlenmiş 05/02/2011 tarihli 1475 sayılı Kanun un 14/5 maddesi gereğince 7366 gün sigortalılık süresi olduğunu bildiren yazı bulunmaktadır, bu halde davacının 11/02/2011 tarihi itibariyle ... akdini haklı nedenle feshettiği açıktır, bu bağlamda ... akdini haklı nedenle fesheden davacının kıdem tazminatına müstehak olduğu anlaşılmıştır." hükmüne yer verildiğinin görüldüğü, söz konusu Mahkeme kararından ilgilinin belirtilen diğer nedenlerle birlikte emekliliğe hak kazanması sonucu ... sözleşmesini feshettiği, Mahkemece bu durumun hüküm altına alındığı ve kıdem tazminatına hükmedildiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda söz konusu fesih işleminde işçinin kendi istek ve iradesinin bulunduğu ve emeklilik gerekçesi ile işten çıkış nedeninin işsizlik ödeneği ödenebilecek fesih nedenleri kapsamında yer almaması nedenleri ile mevcut belgeler kapsamında davacının işsizlik sigortası hizmetlerinden faydalanma imkanı bulunmadığının değerlendirildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacının ... akdinin feshinin değerlendirilmesine esas olarak Mahkememizin 2019/62E. 2020/231K. Sayılı dava dosyası ile değerlendirme yapıldığı ve davacının sigortasının asgari ücretten gösterilmesi, fazla çalışma alacaklarının ödenmemesi ve emekliliğe hak kazandığı halde emeklilik nedeniyle istifa talebinin kabul edilmemesi nedenleriyle istifa ederek işten ayrıldığı kabul edilerek karar verildiği, Mahkeme kararında davacının emekli olmak suretiyle işten ayrıldığı yönünde hüküm bulunmadığı, davacının emekliliğe hak kazandığı halde emeklilik nedeniyle ayrılış talebinin kabul edilmediği beyan edildiğinden, SGK'dan alınmış olan emekliliğe hak kazandığına dair yazınında buna delil olduğunun değerlendirildiği, sonuç olarak davacının fazla çalışma alacaklarının ödenmemesi ve emekliliğe hak kazandığı halde işveren tarafından bu talebinin kabul edilmemesi nedenleriyle ... akdini haklı olarak feshettiği, (emekli olmak suretiyle işten ayrılmadığı) kabul edildiğinden, haklı talepleri kabul edilmeyen ve ücret alacakları ödenmeyen davacının ... akdini fesih işleminin haklı olduğu ve bu nedenlerle işsizlik ödeneğinden faydalanması gerektiğinin kabulü ile buna aykırı kurum işleminin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
... "
gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; emekliliği hak eden bir kişinin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun 51 inci maddesi kapsamında sayılmadığı sabit iken aksi yönde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
"...
6100 sayılı HMK'nın 106. maddesine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmalıdır.
Davacı, eda davası açması imkanı bulunmasına rağmen tespit davası açmıştır. Davacının bu şekilde işsizlik ödeneği hakkının bulunduğunun tespitinde hukuki yararı bulunmamaktadır.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu ve kabulü gerektiği (Yargıtay 9. HD'nin 25/01/2021 tarih 2020/4748 Esas, 2021/2171 Karar sayılı ilamı) sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ancak buna ilişkin HMK nın 353/1-b-2 fıkrasına göre "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek yeniden esas hakkında", 3. fıkrada ise;" yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilir, düzenlemesine göre, buna ilişkin hükmün kaldırılarak hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
..."
gerekçesiyle başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asıl temyiz dilekçesinde; ... sözleşmesini emeklilik nedeniyle değil, emeklilik nedeniyle istifa dilekçesinin kabul edilmemesi ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle feshettiğini, bu durumun kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu belirterek davalı Kurumun 25.08.2021 tarihli , E-95558539-403-00009386023 sayılı işleminin iptaline ve işsizlik ödeneğinin tarafına ödenmesine karar verilmesini istediğini, Bölge Adliye Mahkemesinde talebinin işsizlik ödeneği hakkının bulunduğunun tespiti olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işsizlik ödeneği ödenmesi talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ve işsizlik ödeneğinin ödenmesi talebi ile açılan davanın türünün belirlenmesi ve dava şartlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 105 inci maddesinde eda davası şu şekilde tanımlanmıştır:
" (1) Eda davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesi talep edilir."
2. 6100 sayılı Kanun'un "Tespit davası" kenar başlıklı 106 ncı maddesinin ilgili kısmı ise hükmü ise şu şekildedir:
"(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır."
3. 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder."
4.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.05.2014 tarihli ve 2013/5-1467 Esas, 2014/628 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...Bilindiği üzere; 492 Sayılı Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcı yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.
Aynı Kanunun 16. maddesinde de; elatmanın önlenmesi, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değerinin nazara alınacağı, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesinin mecburi olduğu, gösterilmemişse davacıya tespit ettirileceği, tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesinin muameleye konulmayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, dava dilekçesinde nelerin yer alması gerektiği hususu 6100 sayılı HMK'nun 119. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. 2. fıkrasında ise birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, eksikliğin tamamlanması için bir haftalık kesin süre verileceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, HMK. nun 119/2 maddesinin de; a, d, e ve f bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde bir haftalık kesin süre verileceği, diğer bentlerdeki eksikliğin ise her zaman giderilebileceği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.
HMK. nun 115/2 maddesinde de, dava şartındaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmesi öngörülmüştür.
Bu yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının taşınmazın aynına yönelik bir dava açtığı, dava dilekçesinde değer gösterilmediği, cevaba cevap dilekçesinde taşınmazın ve muhtesatın değerlerinin belirtildiği, dava açılırken başvuru harcı ve peşin harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava taşınmazın aynına yönelik bulunduğundan, taşınmazın dava tarihindeki gerçek bedelinin belirlenmesi ancak mahallinde yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuyla mümkün olacaktır. Diğer taraftan, dava açılırken başvuru harcı ve peşin harç yatırdığına göre, asgari miktar üzerinden dava açtığının kabulü gerekir. Mahkemece yapılacak ..., 6100 sayılı HMK’ dan daha özel olan Harçlar Kanunu 16. maddesi uyarınca dava değerinin tespit ettirilmesi, eksik harcın yatırılması için önel verilip sonucuna göre işlem yapmak olmalıdır."
5. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncı maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Davacının Kurum işleminin iptali ile işsizlik ödeneğinin ödenmesi istemi ile açtığı davada İlk Derece Mahkemesince "davanın kabulü ile davacının fesih tarihi itibariyle ... akdinin haklı nedenle feshettiği anlaşılmakla, fesih tarihi itibariyle diğer şartları taşıması şartı ile işsizlik ödeneğinden yararlanabileceğinin tespitine, buna aykırı kurum işleminin iptaline" karar verilmiş, bu kararın davalı tarafça istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının eda davası açması imkanı bulunmasına rağmen tespit davası açtığı, işsizlik ödeneği hakkının bulunduğunun tespitinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davanın eda davası olarak mı tespit davası olarak mı açıldığının belirlenmesi gerekmektedir. Davacı asıl dava dilekçesinde; "... sayılı (işsizlik ödeneği alamayacağıma dair) işleminin iptaline karar verilmesini, hak kazanmış olduğum işsizlik ödeneğinin tarafıma ödenmesini..." şeklinde talepte bulunmuş olup İlk Derece Mahkemesince işlemin hukuka aykırı olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince söz konusu hukuki niteleme çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak tespit davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak yukarıda yer verilen kanun hükümleri ile dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin esasen, işlemin hukuka aykırılığı tespit edilmek suretiyle alacağın ödenmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davacı Kurum işleminin hatalı olduğu ve işsizlik ödeneğine hak kazandığının tespiti suretiyle davalının işssizlik ödeneği ödemeye mahkum edilmesini de istemektedir. Bu yönüyle davanın eda davası olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin davanın türüne yönelik aksi yöndeki tespitleri yerinde değildir.
3. Davacı işsizlik ödeneğinin ödenmesi istemi ile dava açarken miktar belirtmeksizin başvurma ve peşin maktu harç ile peşin gider avansını yatırdığına göre asgari bir miktar üzerinden dava açtığının kabulü gerekir ise de ödenmesini istediği alacak miktarını somutlaştırmadığı gibi buna ilişkin harçları da yatırmamıştır.
4. 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre dava şartındaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için ilgilisine kesin süre verilir. Buradan anlaşılması gereken husus, Kanun'un 119 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (a), (d), (e) ve (f) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde taraflara bir haftalık kesin süre verileceği, diğer bentler kapsamındaki bir eksikliğin ise her zaman giderilebileceğidir.
5. Açıklanan ilke ve esaslara göre değerlendirme yapılacak olursa, Mahkemece öncelikle 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince işsizlik ödeneğine ilişkin talebi açıklattırılmalı, bu miktarın harcının yatırılması için davacıya süre verilmeli; eksikliğin tamamlanması hâlinde davanın usulden reddi gerekeceği gözden kaçırılmamalıdır.
6. Mahkemece belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra işin esasına yönelik inceleme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.