"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1177 E., 2022/1178 K.
DAVA TARİHİ : 11.11.2016
KARAR : İstinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/588 E., 2020/333 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ... davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddine karar verilen ve davacı tarafça temyize konu edilen alacakların toplamının 88.724,88 TL olduğu, bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairenin 05.12.2022 tarihli ara kararı ile; 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun (854 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesinin 7 nci fıkrasında yer alan "Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III, ve IV üncü bentlerine göre bozulursa, işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti, gemiadamına ödemek zorundadır." hükmünün 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na (Anayasa) aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ve bu nedenle incelemenin beş ay süre ile ertelenmesine karar verilmiş ise de ara karar tarihinden itibaren bir yılı aşkın sürenin geçtiği ve erteleme süresinin fazlasıyla dolduğunun anlaşılması üzerine 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 40 ıncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yürürlükteki hükümlere göre temyiz incelemesinin sürdürülmesine karar verilerek ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin dâhil olduğu grup içerisindeki şirketlerde 20.2.2001 - 29.7.2016 tarihleri arasında çalıştığını, aylık ücretinin 18.066,75 TL net ( 25.271,40 TL brüt ) olduğunu, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, feshin 6 günlük hak düşürücü süre içinde gerçekleşmediğini, davacının hakkındaki isnatları kabul etmediğini, iş sözleşmesinin başka bir gemiadamıyla yaptığı tartışma, bıçakla saldırma hakaret ve tehdit eylemleri sebebiyle feshedildiğini, 854 sayılı Kanunu hükümlerinde 4857 sayılı İş Kanunu'ndaki gibi işçinin başka bir işçiye veya işveren vekiline eylemlerinin fesih sebebi olmadığını iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının görev yaptığı gemide ikinci kaptana bıçakla saldırdığı ve iş sözleşmesinin 854 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (ç) alt bendi gereğince feshedildiğini, 18.07.2016 tarihinde gemi kaptanı tarafından davacıya bildirildiğini, davacının fesih bildirimini imzalamayacağını bildirdiğini, davacı ile müvekkili Şirket arasında belirli iş sözleşmesi imzalandığını, davacının çalıştığı Şirketin hissedar yapısının farklı olduğunu ve davacının gemilerde aralıklı olarak çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesi kanuni 6 günlük süre geçtikten sonra feshedildiğinden 29.07.2016 tarihinde yapılan fesih ihtarının geçersiz olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, bunun yanında bilirkişi raporuyla tespit edilen yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; alacaklar brüt olarak talep edildiğinden net tutarlar üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, izin ücretinin hatalı hesaplandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı ve eksik olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin süresinde ve haklı nedenle feshedildiğini, 854 sayılı Kanun'daki düzenlemelere göre de izin alacağına hak kazanamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; disiplin evrakı, tutanak, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı itibarıyla, AZRA S isimli gemide II. Mühendis olarak görev yapan davacının I. Zabit olarak görevli T.Ş'yi darp etmeye çalıştığı, hakaret ettiği, davacının bu eylemlerini bizzat gemi kaptanı E.Ö'nün önünde gerçekleştirdiği, gemi kaptanının emir ve talimatlarına karşı gelerek eylemlerine son vermediği gibi mutfaktan aldığı iki bıçakla T.Ş'ye saldırmaya çalıştığı ve T.Ş'nin kendisini kamaraya kilitleyerek kurtulduğunun sabit olduğu, davacının eylemlerini gemi kaptanının önünde gerçekleştirdiği ve onun uyarı ve emirlerine rağmen saldırgan davranışlarını devam ettirdiği, dolayısıyla davacının feshe konu yapılan eylemlerinin denizcilik kural ve teâmüllerine aykırı olduğundan işveren feshinin haklı nedene dayalı olduğu, yine davacının iş sözleşmesinin işveren vekili konumunda olan gemi kaptanı tarafından 18.07.2016 tarihinde feshedildiği, keyfiyetin yazılı olarak davacıya bildirilmesi için hazırlanan evrakın tebellüğ eden hanesinin boş olduğu, dava dosyasında yer alan ve aksi davacı tarafça inkar edilmeyen uçak biletine göre gemiadamı olarak çalışan davacının 19.07.2016 tarihinde yurda iade edildiği de dikkate alındığında, iş sözleşmesinin 6 günlük hak düşürücü süre içinde feshedildiğinin kabul edilmesi gerektiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 425 inci maddesi uygulanarak iş sözleşmesi sona eren davacı gemiadamının yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığı, dosyaya sunulan Haziran 2016 ayı bordrosunda yer alan 16.059,22 TL tutarındaki brüt ücret dikkate alınarak ve dava dilekçesi ile ıslah dilekçesinde brüt alacak üzerinden talepte bulunulduğu göz önünde tutularak davacı vekilinin istinaf başvurusu kısmen kabulü ile yapılan hesaplamaya göre yıllık izin ücretinin hüküm altına alındığı, gemiadamı olan davacının belirli süreli iş sözleşmeleri karşılığında kesintili şekilde çalışırken izin kullanmamış olmamasının hayatın olağan akışına ve somut olayın özelliklerine uygun olduğu değerlendirildiğinden davacının bu konuda isticvabına gerek görülmediği, tüm dosya kapsamı itibarıyla davacının kabul edilen dönemde çalışmasının bildirildiği Şirketlerin alacaklardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı ... davacı vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; uyuşmazlıkta 854 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, buna göre de davacının yıllık ücretli izin alacağına hak kazanamayacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden temyiz nedenlerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığına, hak kazandığı takdirde alacağın hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 854 sayılı Kanun’un “Yıllık ücretli izin” kenar başlıklı 40 ncı maddesi şöyledir:
"Aynı işveren emrinde veya aynı gemide bir takvim yılı içinde bir veya birkaç hizmet aktine dayanarak en az altı ay çalışmış olan gemiadamı, yıllık ücretli izine hak kazanır.
İzin süresi, altı aydan bir yıla kadar hizmeti olan gemiadamları için 15 günden ve bir yıl ve daha fazla hizmeti olanlar için yılda bir aydan az olamaz.
İzin işverenin uygun göreceği bir zamanda kullanılır. Bu haktan feragat edilemez.
Bir aylık izin, tarafların rızasiyle aynı yıl içinde kullanılmak suretiyle ikiye bölünebilir.
Gemiadamı, yıllık ücretli iznini yabancı bir memleket limanında veya hizmet aktinin yapılmış bulunduğu mahalden gayri bir yerde kullanmaya zorlanamaz.
Gemiadamı, dilerse, işveren veya işveren vekilinden ücretli izne ilişkin olarak 7 güne kadar ücretsiz yol izni de istiyebilir.
Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III ve IV üncü bentlerine göre bozulursa, işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti, gemiadamına ödemek zorundadır."
3. 854 sayılı Kanun’un “Önelsiz fesih ve infisah” kenar başlıklı 14 üncü maddesi ise aşağıdaki gibidir:
“Süresi belirli olan veya olmıyan yahut da sefer üzerine yapılan hizmet akti:
I - İşveren veya işveren vekili tarafından:
a) Gemiadamının herhangi bir limanda geminin hareketinden önce gemiye dönerek hizmete girmemesi veya gemiye hiç dönmemesi,
b) Gemiadamının gemide hizmet görmesinin tutukluluk, hapis veya gemide çalışmaktan menolunması gibi sebeplerle imkansız bir hal alması,
c) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,
ç) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
II - Gemiadamı tarafından:
a) Ücretin kanun hükümleri veya hizmet akti gereğince ödenmemesi,
b) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı, kanuna, hizmet akitlerine veya sair iş şartlarına aykırı hareket etmesi,
c) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
III - İşveren, işveren vekili veya gemiadamı tarafından:
a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması,
b) Gemiadamının herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide çalışmasına engel bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi, (1) Hallerinde feshedilebilir.
IV - Geminin kayba uğraması, terk edilmesi veya harp ganimeti ilan edilmesi veyahut Türk Bayrağından ayrılması hallerinde ise hizmet akti kendiliğinden bozulur.”
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında gemiadamı olarak çalışan davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
2. Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 854 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamında feshedilmiştir. Aynı Kanun'un 40 ıncı maddesinin yedinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesi 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamında feshedilenlerin yıllık izin ücretine hak kazanması mümkün değildir. Çünkü anılan hükme göre gemiadamına yıllık izin ücreti ödenmesini gerektiren hâller, 14 üncü maddenin (II), (III) ve (IV) numaralı bentlerinde belirtilen hâller ile sınırlıdır. Yürürlükteki Kanun hükmündeki açık düzenleme karşısında, davacının yıllık izin ücretine hak kazanması mümkün değildir.
3. Ayrıca belirtmek gerekir ki gemiadamının yıllık izin ücretine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı Kanun'un yıllık izin ücretine ilişkin 425 inci maddesinin uygulanması da mümkün değildir. 854 sayılı Kanun'un, genel kanun niteliğindeki 6098 sayılı Kanun karşısında özel kanun olduğu tartışmasız olup özel kanunda boşluk bulunan hâllerde genel kanun hükümlerinin uygulanabileceği konusunda da tereddüt bulunmamaktadır. Ancak 854 sayılı Kanun'da, sözleşmenin sona ermesinde ödenmesi gereken yıllık izin ücreti konusunda herhangi bir boşluk bulunmamaktadır. Bu sebeple, Bölge Adliye Mahkemesince 6098 sayılı Kanun'un 425 inci maddesi uygulanmak suretiyle belirlenen yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması yerinde görülmemiştir.
4. Açıklanan nedenlerle yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. Kabule göre de; davacının son yıla ilişkin çalışma süresinin, 854 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına aykırı biçimde, oranlanması suretiyle belirlenen izin süresinin hak edilen toplam izin süresine dâhil edilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,Davalı Temyizi Yönünden Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.