Logo

9. Hukuk Dairesi2022/11389 E. 2022/10674 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumun, davacının çalıştığı alt işveren şirketiyle arasında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve davacı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin avukatlık ücreti dışındaki temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin seri dava usulüne göre hatalı hesaplandığı gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde işletme teknisyeni olarak çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, davaya konu toplu ... sözleşmeleri kapsamında olduğunu, sendika ile dava dışı REM Mühendislik Elektrik İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlanmaması üzerine konunun Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığına intikal ettirildiğini, alınan karar neticesinde davacının toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini ve ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan çocuk yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı, fark ücret ile ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile davacı arasında ... sözleşmesinin, bir bağlantının ya da toplu ... sözleşmesinin bulunmadığını, istisna kapsamındaki trafo merkezlerinin işletilmesine yönelik hizmet alım işleri için Yüksek Hakem Kurulu kararı ile bağıtlanan toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının davalı Kuruluşça ödenmesinin mümkün olmadığını, sorumluluğun firmalara ait olduğunu, davacının müvekkili Kuruluştan talep edebileceği bir hak ya da alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... davacının öncelikli olarak yapmış olduğu görevin tespit edildiği, davacının dava dışı Rem şirketinde trafo mesul işletme teknisyeni olarak görev yaptığı, ... BAM 29.HD'nin 2020/3387 esas, 2020/997 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davalı kurum ile dava dışı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalının dava konusu alacaklardan 4857 sayılı Kanun' un 2/6. maddesi gereği sorumlu olduğu, sendika üyesi olduğu, ... hükümlerinden yararlandırılması gerektiği, bağıtlanan ... gereği alacak kalemlerinin hesaplandığı, ... bu davanın tisten kaynaklanması nedeniyle alacak kalemlerine ilişkin işletme kredisi faizi uygulandığı, davanın kısmi alacak davası olarak ikame edildiği, hesaplamalarda ... yürürlük tarihi ile dava tarihi arasındaki sürecin baz alındığı, alacak kalemlerinin hesaplanmasında zamanaşımı definin nazara alındığı, davacının mesul işletme teknisyeni olması sebebi ile sözleşmeye göre oranın %90 olarak hesaplamaya alındığı, davacının ücret farkı ile ikramiye alacaklarına ilişkin tutarın ek rapor ile birlikte önceki hükümdeki tutarlardan daha yüksek hesaplandığı, ancak ıslah dilekçesinde yer alan tutarlar ile bağlı kalınması gerektiği, davacının 2019 yılında almış olduğu ücretin bilirkişi tarafından sehven 2.568,40 TL olarak kabul edildiğinin ek raporda belirtildiği, tutarın 2.558,40 TL olarak alınması gerektiği, ..." gerekçesiyle aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müvekkili Kurumun işçisi olmayıp ihbar olunan şirketlerin işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının İdarece ödenmesi durumunun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlere ilişkin olduğunu, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendine göre istisna kapsamında ihale edilen işlere bu maddenin uygulanamayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı ve fahiş olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Somut olayda kamu düzeni nedeniyle yapılan incelemede, davacı tarafından çocuk yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı, fark ücret ile ikramiye alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle arabulucuya başvurulmuş, 03/01/2019 düzenleme tarihli anlaşamama nedeniyle son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi kök raporu ile ek raporunda dava konusu bir kısım alacakların, dava tarihi gözetilerek 21/01/2019 tarihine kadar hesaplandığı görülmüştür. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra uyuşmazlık konusu olan, son tutanak tarihi (03/01/2019) ile hesaplamalara esas alınan 21/01/2019 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alınarak bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2022 tarih 2022/1276 Esas 2022/2355 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir).

...

Toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan dava konusu alacakların ödendiğinin kanıtlanamadığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda davacının hak ettiği alacak miktarlarının ... hukuku ilkeleri çerçevesinde usulünce ve gerekçeleri de belirtilerek gösterildiği, mevcut rapor ve ek raporun hüküm vermeye yeter nitelikte olduğu kabul edilmiştir.

..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasında, davalı Kurumun dava konusu toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve davalı lehine hüküm altına alınan avukatlık ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bend, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası.

2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir;

“Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

...”

3. AAÜT''nin 22 nci maddesi de şöyledir:

“İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzden fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %25’i oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan davaların seri dava olarak nitelendirilmesi ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin buna göre belirlenmesi yerinde ise de reddedilen miktar dikkate alındığında davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin belirlenmesinde hata yapıldığı görülmektedir. Davalı lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin hatalı belirlenmesi bozma sebebidir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının vekâlet ücreti yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II-5) numaralı bendindeki "6,04" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "40,30” rakamlarının yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.