"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK-TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işveren nezdinde 25.08.1997 tarihinden itibaren ve hâlen çalıştığını, davacının en son brüt 12.442,51 TL ücret aldığını, davalı Banka Yönetmeliği'nin 11 inci maddesi gereği, banka dışında görevlendirildiği dönemde hak etmesine rağmen başarı primi, temettü alacağı, fazla çalışma ücreti ve kira yardımı alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek başarı primi alacağı, temettü alacağı, kira yardım alacağı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının geçici görevli olduğu dönemde belirtilen alacaklara hak kazanamadığını, bu hususun Yönetmelik ile sabit olduğunu ve davacının da bu Yönetmeliği ve eklerini kabul ettiğini, ücret ve diğer ödemeleri tespit esaslarının 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereği ödeme yapılamayacağını, bankada çalışmayan bir kişinin çalışmadığı dönemde talep edilen alacaklara hak kazanamayacağını, davacının fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, hiçbir ödeme yapılmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacının görev aldığı dönemlerde ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, 6253 sayılı ... Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'nun (6253 sayılı Kanun) 30 uncu maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına göre geçici görevlendirildiği, davacı ve davalı tarafın bu görevlendirmeye örtülü olarak muvafakatlarının bulunduğu, normlar hiyerarşisi gözetildiğinde kanunun yönetmelikten önce olduğu, davacının hakları kısıtlanır şekilde kanuna aykırı ve fiilen görevdeki süre ile sınırlandırmaya dair Yönetmelik hükümlerine itibar edilmeyerek ispat şartı ile talebe konu alacakların hesaben tespiti gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin hukuki dayanağının olmadığını, ... sözleşmesinin eki niteliğindeki Personel Yönetmeliğinde talep konusu alacakların geçici görevlendirme hâlinde ödenmeyeceğinin düzenlendiğini, ilk bilirkişi raporunda bu hususun açıkça belirtildiğini, davacının geçici görevle görevlendirildiğini ve bankada çalışmadığını, başarı priminin belirli bir başarı durumuna göre verildiğini, davacının fiilen çalışmadığını, ayrıca hesaplamaya esas alınan başarı puanının dayanaksız olduğunu, davacının fazla çalışması varsa da bundan geçici görevlendirilen kurumun sorumlu olduğunu, davacının fiilen çalışması olmadığından kira yardımından yararlanamayacağını, yine hak kazandığı kabul edilse bile alacak kalemlerinde hesap hatası yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aylıksız izinli olmayan geçici görevlendirilen personel olduğu, davacının 25.08.1997 tarihinde davalı nezdinde büro görevlisi olarak çalışmaya başladığı ve talep döneminde milletvekili danışmanı olarak görevlendirildiği, davacının tabi olduğu kanun hükmüne göre "Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlarda çalışanlar aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla kurumlarının ve kendilerinin muvafakati ile bu maddenin bir ila üçüncü Fıkraları kapsamında TBMM’de görevlendirilebilirler." denildiği, davalı Kurumun iç düzenleyici işleminde ise "...geçici veya daimi olarak başka kurumlarda görevlendirilenlere bu esaslarda düzenlenen başarı primi, ... gücü temin zorluğu tazminatı, kira yardımı ve temettü ile fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışmaya ilişkin ödemeler yapılmaz..." denildiği bu hâlde davacıya uygulanması gereken kanun hükmü ile davalı Kurumun iç düzenleyici işleminin çatıştığı, normlar hiyerarşisi gereği davalının iç düzenleyici işlemi kanunla eşit hukuki ... ve etkiye sahip olmadığından kanunla çatışığında kanuna üstünlük tanınması gerektiği, bu nedenle davalının iç düzenleyici işleme dayalı olarak davacının hak taleplerinin reddi gerektiği yönündeki savunmasının isabetli olmadığı, başarı priminin dayanağının kurumun iç düzenleyici işlemi olduğu, 6253 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinde belirtilen diğer mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yer alan başarı primine davacının hak kazandığı, nitekim davalı tarafından davacıya bu minvalde ödemelerin yapıldığı; ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda başarı primi puanının hatalı değerlendirildiği ve davalı tarafından yapılan ödemenin düşülmediği, Bölge Adliye Mahkemesince resen açılan duruşma ile alınan bilirkişi raporunda yapılan başarı primi hesaplamasının hükme esas alınması gerektiği, temettü alacağının kabul edilmesinin yerinde olduğu, yine istinaf aşamasında alınan 26.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda kira alacağı talebinde kira yardımlarının değişkenliği gözetilerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği, fazla çalışma ücreti açısından yapılan değerlendirmede ise fazla çalışma ücreti aylık olmadığı gibi ödenek, zam veya tazminat da olmadığı, aynı şekilde sosyal hak ve yardım olarak da değerlendirilemeyeceği, davacının varsa fazla çalışmasından yararlanan ve menfaat elde eden kişi ya da kurum davalı olmadığı hâlde davalının bu çalışmanın karşılığından sorumlu tutulmasının hem açıkça düzenlenmediği için yasal düzenlemelere uygun olmadığı hem de hakkaniyete aykırı olacağından davacının fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; başarı primi ve kira yardımı alacağı taleplerinin eksik hesaplandığını, yanlış değerlendirildiğini, fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, istinaf aşamasında sunulan hiç bir delili kabul etmediklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacı dava konusu dönemde davalı Bankada çalışmadığından temettü alacağı, kira yardımı ve başarı primine hak kazanamayacağını, kaldı ki başarı primi alacağının hesap yönteminin hatalı olduğunu, kanunun yönetmelikten üstün sayılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, ... sözleşmesinin eki niteliğindeki Yönetmeliğin sözleşme hürriyeti çerçevesinde taraflar açısından bağlayıcı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı işçinin 01.01.2014-16.11.2018 tarihleri arasında dava dışı ... Büyük Millet Meclisinde danışman olarak görev yaptığı ve davalı Kurumda çalışmadığı dönem için talep ettiği başarı primi, temettü ve kira yardımı alacakları ile fazla çalışma ücreti alacaklarından davalı Bankanın sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41 inci maddesi.
4. 6253 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin üçüncü ve beşinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, davacının 25.08.1997 tarihinde davalı Banka nezdinde büro görevlisi olarak çalışmaya başladığı ve davacının talep döneminde milletvekili danışmanı olarak 6253 sayılı Kanun'a göre ... Büyük Millet Meclisi nezdinde geçici olarak görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu dönem 01.01.2014-15.11.2018 tarihleri arasını kapsamakta olup davacı bu döneme dair başarı primi, temettü ve kira yardımı alacakları ile fazla çalışma ücreti taleplerinin davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur.
3. Davalı Banka ise 26.05.2017 yürürlük tarihli "Ücret ve diğer ödemeleri tespit esasları" başlıklı davalı Kurumun iç düzenleyici işlemine dayanarak, bu düzenlemenin "Ücret ve tazminatların ödenme usulü" kenar başlıklı 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ifadesini bulan düzenleme gereği davacının taleplerinin kabul edilemeyeceğini savunmuştur.
4. Davacının talep döneminde milletvekili danışmanı olarak görevlendirildiği, davacının tabi olduğu 6253 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin beşinci fıkrasında "Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlarda çalışanlar aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla kurumlarının ve kendilerinin muvafakati ile bu maddenin bir ila üçüncü fıkraları kapsamında TBMM’de görevlendirilebilirler." denildiği, davalı Kurumun iç düzenleyici işlemi olan "Ücret ve tazminatların ödenme usulü" kenar başlıklı 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise "...geçici veya daimi olarak başka kurumlarda görevlendirilenlere bu esaslarda düzenlenen başarı primi, ... gücü temin zorluğu tazminatı, kira yardımı ve temettü ile fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışmaya ilişkin ödemeler yapılmaz..." şeklinde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
5. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince; kanun hükmü ile davalı kurumun iç düzenleyici işleminin çatıştığı, normlar hiyerarşisi gereği davalının iç düzenleyici işleminin kanunla eşit hukuki ... ve etkiye sahip olmadığından kanunla çatıştığında kanuna üstünlük tanınması gerektiği, bu nedenle davalının iç düzenleyici işleme dayalı olarak davacının hak taleplerinin reddi gerektiği yönündeki savunmasının isabetli olmadığı gerekçesiyle talep edilen alacak kalemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu kabul yerinde değildir.
6. Davacının geçici olarak görevlendirilmesine dayanak olan 6253 sayılı Kanun söz konusu dönemde hak ve alacakların kimin tarafından ödeneceğini ifade ederken, davalı Kurumun iç düzenleyici işlemi ise hangi alacak kalemlerinin ödenip ödenmeyeceğini açıklamaktadır. Dolayısıyla davalı Kurumun ücret ve ve diğer ödemelere dair tespit esasları diğer adıyla iç düzenleyici işlemi ve 6253 sayılı Kanun birbiriyle çelişen değil birbirini tamamlayan düzenlemeler olduğundan İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince ifade edilen bir çatışma mevcut değildir.
7. Davacının talepleri göz önüne alındığında, davacı işçinin davalı Bankada çalışmadığı 01.01.2014-16.11.2018 tarihleri arasında, dava dışı ... Büyük Millet Meclisinde danışman olarak görev yaptığı ve söz konusu başarı primi, temettü alacağı ile kira yardımı alacaklarına hak kazanmadığı, bu alacak kalemlerinin bankada fiilen çalışan personele özgü nitelikte olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.