"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2018/539 Esas, 2019/248 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş; bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin ....11.2019 tarihli ve 2019/2584 Esas, 2019/1571 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 01.09.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince talep miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de davacının aynı işte çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta olup bu hâlde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırı dikkate alınmayacağından temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 01.09.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği işçisi olarak görünmesine rağmen, davalı ... İdaresinin asıl işi kapsamında ... makinesi operatörü olarak çalıştığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının ... İl Özel İdaresinin işçilerinden çok daha düşük ücretle çalıştırıldığını ... sürerek müvekkilinin baştan itibaren davalı ... İdaresinin işçisi olduğunun tespiti ile kıdem farkı, ücret farkı, akdi ilave tediye, yasal ilave tediye, yıpranma primi ve toplu ... sözleşmesi fark alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... İdare vekili cevap dilekçesinde; Köylere Hizmet Götürme Birliğinin 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'na (5355 sayılı Kanun) göre kurulan ve ayrı bir tüzel kişiliği olan kurum olduğunu, davacının kendi iradesiyle Köylere Hizmet Götürme Birliği ile sözleşme imzaladığını, müvekkili İdarenin köylere yönelik işlerini Birlik aracılığı ile yapmasının kanuni bir işlem olduğunu, bu sebeple muvazaa iddiasını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2. Diğer davalı Alaplı Köylere Hizmet Götürme Birliği cevap dilekçesi sunmamış aşamalarda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalılar arasında muvazaalı bir ilişki olduğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne ve hüküm altına alınan alacakların davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle Mahkemenin faiz uygulamasının hatalı olduğunu, dava ve talep artırım tarihinden itibaren değil, alacakların hakediş tarihlerinden itibaren hüküm altına alınması gerektiğini iddia ederek kararın kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle Köylere Hizmet Götürme Birliğinin 5355 sayılı Kanun'a göre kurulmuş, işlevi ve görevleri Kanun'da tanımlanmış ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve 5355 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “İl özel idareleri; köye yönelik hizmetlere ilişkin yapım, bakım ve onarım işleri, bölünmüş ..., elektrifikasyon, köy yolu, içme suyu, sulama suyu ve kanalizasyon yatırımlarını, kendi bütçelerinde bu hizmetler için ayrılan ödenekleri köylere hizmet götürme birliklerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebilirler.” hükmü ile aynı maddenin dördüncü fıkrasındaki “ Köylere hizmet götürme birlikleri, ihtiyaca göre hizmet akdiyle personel istihdam edebilir.” hükmüne göre değerlendirme yapıldığında, Köylere Hizmet Götürme Birliğinin ... sözleşmesiyle personel istihdam ederek İl Özel İdaresinin köylere ilişkin hizmetlerini yine İl Özel İdaresinin aktardığı ödenekle yürüterek yasal görev tanımları içerisinde hareket ettiğini, muvazaanın söz konusu olmadığını ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı Birlik ise istinaf dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve İl Özel İdaresi ile benzer sebepleri ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve fiili duruma göre köylere yönelik hizmetlerin yürütümü sırasında İl Özel İdaresi ve Köylere Hizmet Götürme Birliği personelinin birlikte çalıştıkları, hem İl Özel İdaresinin hem de Birliğin köylere yönelik görevleri paralellik göstermekte olup Kanun'da bu iki tüzel kişilik arasında köylere yönelik hizmetlerin görülmesi noktasında bir yardımlaşma ve ortaklaşa çalışma imkânı getirildiği ayrıca birliklerin personel ve tesis/ekipman imkânlarının kısıtlılığı karşısında; kanunlarda öngörülen ... birliği çerçevesinde İl Özel İdarelerinin tesis ve aletlerinin kullanması ve işin Özel İdare tarafından yönetilmesinin de davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin oluştuğu anlamına gelmeyeceği, zira kanun koyucunun her iki tüzel kişilik personelinin birlikte çalışmalarına ve hizmeti birlikte yürütmelerine cevaz verdiği, bu ... birliği içerisinde yürütülen hizmetlerde tüzel kişiliklerin yapılarına ve imkânlarına göre İl Özel İdaresinin tesis ve araçlarının kullanılması ya da işin İl Özel İdaresi tarafından yürütülmesinin de verilen bu iznin doğal sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının çalıştırıldığı dava konusu işin, davalıların her ikisinin de asıl işi kapsamında olup dava konusu çalışma şeklinin 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen asıl işveren alt işveren ilişkisinden farklı olduğu, bu açıklamalara göre davalılar arasında muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı kanaatine varılarak davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğundan; diğer davalı yönünden ise alacakların muvazaa temeline dayanması ve muvazaalı bir ilişki bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; muvazaanın davalı İdarece sunulan belgelerle ispat edildiği hâlde dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davalı Birliğe yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, istinaf talebinin süresinde olmadığını, davanın kabulü gerektiğini ... sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davalılar arasındaki ilişkinin kanuna uygun olup olmadığı, davacının kıdem farkı, ücret farkı, akdi ilave tediye, yasal ilave tediye, yıpranma primi ve toplu ... sözleşmesinden ... fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 5355 sayılı Mahalli İdareler Kanunu ile 5302 sayılı İl Özel İdareleri Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 01.09.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.