"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; iş sözleşmesinin haksız ve sebepsiz feshedilmesi nedeniyle açılan işe iade davasının kabul edildiğini, müvekkilinin kesinleşen işe iade kararı üzerine süresi içinde işverene başvurduğunu, fakat davalı tarafça usulüne uygun şekilde işe davet edilmediğini ve işe başlatılmadığını, davalı Kurumun davacının alacaklarından alt işverenle birlikte müştereken ve mütelesilen sorumlu olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ile yıllık ücretli izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işe iade kararı gereğince usulüne uygun olarak işe davet edildiğini ancak tutanaklardan anlaşılacağı üzere davacının bunu kabul etmediğini, davacının işe başlatılmadığı iddiasının doğru olmadığını, davalı İdarenin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, feshin geçerlilik sebebinin de buna dahil olduğunu, dava dışı işveren ile Kurum arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin de bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.09.2017 tarihli ve 2018/166 Esas, 2019/343 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 01.07.2020 tarihli ve 2019/4401 Esas, 2020/1537 Karar sayılı kararıyla
"...
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça gerekçeli istinaf dilekçesi ibraz edilmemiş olup, verilen istinaf süre tutum dilekçesine binaen 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri yönünden istinaf incelemesinin yapılması gerekmiştir. Dava, işe iade sonrası işe başlatılmadığı iddiasına dayalı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, iş güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücreti alacağına ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan ... 4.İş Mahkemesi'nin 2016/37 Esas - 2016/524 Karar sayılı ilamı ... Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesi'nin 2016/220 Esas - 2017/172 Karar sayılı ve 22/02/2017 tarihli kararıyla kaldırılmış, muvazaa iddiası kabul edilerek davacının Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ndeki işine iadesine, ayrıca işe başlatılmadığı takdirde iş güvencesi tazminatının 5 aylık brüt ücreti, boşta geçen süre ücret ve sosyal haklarının da 4 aylık ücret ve hakları kadar olduğunun tespitine karar verildiği, kesinleşen kararın davacı vekilince 14/03/2018 tarihinde tebellüğ edildiği, davacı tarafça 16/03/2018 tarihinde davalı kuruma başvurulduğu ve ihtarnamenin 20/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Yani işe iade başvurusu süresinde yapılmıştır. Davalı tarafça davacının işe davet edildiğine dair yazılı bir belge ibraz edilmemiştir. İşçinin işe iade başvurusu üzerine işe davet edildiğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerekmekte olup, işverence somut delillere dayanmayan ve davacının imzasını da taşımayan tutanaklara itibar edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının işe iade sonrası işe başlatılmadığının kabulü yerindedir. Bu duruma göre davacının iş akdi işe iade başvurusunun tebliğ tarihini takip eden bir ay sonraki 20/04/2018 tarihinde feshedildiğinin kabulü usul ve yasaya uygundur.
İlk derece mahkemesince itibar edilen 27/05/2018 tarihli bilirkişi raporundaki işe iade sonrası 4 aylık sürenin eklenmesiyle belirlenen 13 yıl, 8 aylık kıdem süresi işyeri kayıtlarına ve SGK hizmet cetveline uygun olduğu gibi 4 aylık boşta geçen süre ve hakları ile ilgili hesaba dayanak günlük 75,12 TL'lik ücret ile feshe bağlı hakların hesabında dikkate alınan 20/04/2018 tarihinde olması gereken 87,95 TL'lik günlük brüt ücret ile bu tarihte olması gereken 94,95 TL'lik günlük giydirilmiş ücretin de kayıtlara ve iş şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. Kıdem ve ihbar tazminatı yerinde olarak 94,95 TL'lik günlük giydirilmiş ücrete göre yıllık izin ücreti de 87,95 TL'lik çıplak ücrete göre hesaplandığı tespit edilmiş , hesap yönteminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve yargılama süreci incelendiğinde kamu düzenine aykırı bir usulsüzlük tespit edilmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
..." gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1 Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.02.2021 tarihli ve 2020/1130 Esas, 2021/4392 Karar sayılı ilâmı ile davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek
"...
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 13 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 230 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen imzasız ücret bordrolarında bir kısım yıllık izin ücreti tahakkuku olduğu görülmekte olup bu tahakkuklara ilişkin bir değerlendirme de yapılmamıştır. Bu durumda, davacının uzun yıllar (13 yıl boyunca) yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından ve banka kayıtları da celbedilerek ücret bordrolarındaki yıllık izin ücreti tahakkuklarına ilişkin bir değerlendirme yapıldıktan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.
..." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda isticvap edilen asılın beyanında, çalışma dönemi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığını ifade ettiği, ancak celp edilen banka kayıtları üzerinden yapılan incelemede davacı adına tahakkuk eden 20 günlük yıllık izin ücreti ödendiği tespit edilerek davacının bakiye 210 gün yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu sonucuna varılmış ve yıllık izin ücreti alacağı yönünden yeniden yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının usulüne uygun davete rağmen işe başlamadığını, davalıya husumet yöneltilmeyeceğini, dava konusu alacaklara yasal fazi uygulanması gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; yıllık izin ücreti alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... Tiyatroları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.