"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 8. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin tabi olduğu işkolunun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca tespit edilmemiş olduğunu, işyerinin girdiği işkolunun Bakanlıkça tespit edilmesi ve bu tespite herhangi bir itiraz olmaması hâlinde ilgili işkolunda faaliyet gösteren işçi sendikasının yetki tespiti için Çalışma Genel Müdürlüğüne başvurabileceğini, be nedenle işkolu tespit edilmemiş olan müvekkili Şirket hakkında yetki tespitinde bulunulmasının mümkün olmadığını, müvekkili Şirket adına düzenlenmiş olan yetki tespitinde her ne kadar başvuruda bulunan Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiği belirtilmişse de müvekkili Şirketle toplu ... sözleşmesi yapmak için başvuran ... Sendikasının kanunun aradığı %1’lik bu oranı sağlayıp sağlamadığı hususunun ancak ilgili istatistiklerin mahkeme tarafından celbi ile ortaya çıkacağını, müvekkili Şirketin ana iştigal konusunun tasarım ve mühendislik hizmetleri olup bu işkolu, ... Sendikasının faaliyet gösterdiği işkolu olmadığından müvekkili Şirket hakkındaki yetki tespitinin hatalı olduğunu, davalı Bakanlığın yetki tespiti yazısında müvekkili Şirkette 30.07.2021 tarihinde çalışan sayısının 65 (altmışbeş), Sendikaya üye sayısının ise 37 (otuzyedi) olduğunun belirtilmiş olduğunu, yazı ekinde herhangi bir yetki dökümü veya üyelik fişinin müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğunu, müvekkili Şirkete sendika yetki dökümü/üye listesi/fişleri tebliğ edilmediğinden üye sayısının teyit edilemediğini, tespite konu işyeri veya işletmede çalışan işçi ve üye sayısının, başvuru tarihi itibarıyla kesin olarak tespit edilmesi gerektiğini, yetki tespitinin 30.07.2021 başvuru tarihi itibarıyla işçilerin giriş - çıkış tarihlerinin yetki döküm listesi ile karşılaştırılarak davalı Sendikanın üye sayısının şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini iddia ederek davalı ... Bakanlığının diğer davalı ... Sendikasının başvurusu üzerine E-58736034-553.02-24857 sayılı ve 04.08.2021 tarihli yetki tespitine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; ... Sendikasının müvekkili Bakanlığa yapmış olduğu başvuru üzerine 04.08.2021 tarihli yetki tespiti yazılarının taraflara tebliğ edildiğini, buna göre davacı işyerinde 65 kişinin çalıştığını, bunlardan 36 tanesinin (%56,92) ... Sendikasına üye olduğunu, söz konusu Sendikanın yetkili bulunduğu işkolunda çalışanların %7,45'i oranında üyeye sahip olması nedeniyle toplu ... sözleşmesi imzalamaya yetkili olduğunu, Bakanlığın müvekkili Kuruma gelen başvurularını incelerken ilgili işyeri hakkında işkolu tespit başvurusu bulunup bulunmadığını denetlendiğini, işyerinde işkolu tespit başvurusu yok ise yetki tespit başvurusunun değerlendirdiğini, somut olayda Bakanlığa 30.07.2021 tarihinde ... Sendikası tarafından başvurulduğunu, ilgili işyerinde işkolu tespit başvurusunun olmadığının belirlendiğini, gereken değerlendirmenin ona göre yapıldığını, bu nedenle dava dilekçesindeki iddiaların kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, yetkili mahkemenin ... ... mahkemeleri olduğunu, davanın öncelikle yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden davacı işverenin dinlenebilir herhangi bir itirazı bulunmadığını ve müvekkili Sendikanın kanunun aradığı çoğunluğu sağladığının açık olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Sendikanın başvurusu üzerine davalı Bakanlık tarafından davacı işverene ait işyerinin petro kimya işkolunda bulunduğunun tespit edildiği ve başvuru tarihi itibarıyla işyerinde 65 işçi bulunduğu, 37 kişinin sendika üyesi olduğu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarında %1 oranında üye işçi sayısı bulunması gerektiği, işyerinde %56,92 oranla çoğunluğun sağlandığı bu nedenle davalı Bakanlığın davalı Sendika lehine olumlu yetki tespit kararının yasal şartlarını taşıdığı, her ne kadar davacı vekili işkolu tespitine itiraz etmişse de 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca işkoluna itirazın toplu ... sözeşmesi için yetki süreci başladığından artık dikkate alınamayacağı ancak sonraki dönem için ileri sürülebileceği anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığının değerlendirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme tarafından verilen 2021/772 Esas, 2022/105 Karar sayılı karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı) 297 nci maddesi ve 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın (Anayasa)141 inci maddesi hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz olduğundan kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararı ile "davalı bakanlığın davalı sendika lehine olumlu yetki tespit kararının yasal şartlarını taşıdığı anlaşıldığından, davacının kararın iptali talebinin reddi gerekmiştir." şeklindeki tespit ile davanın reddine karar verildiğini, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca hükümde "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" nin yer alması, 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesindeki hukuki dinlenilme hakkı kapsamında da “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi” gerektiğini, Anayasa'nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olmak zorunda olduğunu, mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile de teminat altına alındığını, dava dilekçeleri ile davalı Sendikanın cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesi incelendiğinde, davalı Bakanlığın yetki tespiti kararının aksine davalı Sendikanın Kanun'un aradığı %1'lik oranı sağlayıp sağlayamadığı hususunun belirsiz olduğunu, müvekkili Şirketin faaliyet alanının değişmiş olması, müvekkili Şirkette ... sözleşmeleri sonlanan, istifa eden çalışanlar olması sebebi ile Sendikanın üye sayısının şüpheli olması gibi nedenlerle üye sayısının şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini ve bu kapsamda ilgili belgelerin celbi talebinde bulunulduğunu, Mahkeme tarafından itirazlar kapsamında gerekli tüm bilgi ve belgeler toplanıp incelenmediğini, bu konuda gerekçeli kararda herhangi bir açıklamaya da yer verilmediğini, yetki tespiti kararına atıf yapılarak söz konusu kararın yasal şartları taşıdığı gerekçesine yer verildiğinin görüleceğini, gerek yasal düzenlemeler gerekse yerleşik içtihatlar uyarınca, İlk Derece Mahkemesi tarafından yetki tespitine ilişkin itirazları hakkında yeterli ve gerekli açıklamalar yapılmaksızın ve deliller toplanıp, değerlendirilmeksizin, davalı Sendikanın yetki tespiti kararı esas alınarak davanın reddine karar verilmesi nedeni ile müvekkilinin adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, işbu kararın 6100 Sayılı Kanun, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiğini, davanın esasını etkileyecek nitelikteki deliller toplanmaksızın ve/veya değerlendirilmeksizin hüküm tesis edilmesi nedeni ile Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) nci alt bendinde açıkça aykırı olduğunu, Mahkeme kararının bu yönü ile de kaldırılması gerektiğini, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) nci alt bendi ile, "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması." hâlinde Bölge Adliye Mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verir şeklinde düzenleme yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca davalı Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu, anılan Kanun'un 41 inci maddesine göre bir işkolunda çalışan işçilerin %1'inin tespitinde Bakanlıkça her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayımlanan istatistiklerin esas alındığını, müvekkili Şirket adına düzenlenmiş olan yetki tespitinde başvuruda bulunan Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğinin belirtildiğini ve İlk Derece Mahkemesi kararında yetki tespiti kararına atıfta bulunulmuş ise de davalı Sendikanın ilgili kanunun aradığı %1’lik bu oranı sağlayıp sağlamadığı hususunun ancak ilgili istatistiklerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, ancak İlk Derece Mahkemesi tarafından ilgili istatistiklerin celp edilip incelenmediğini ve/veya bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadığını, bununla birlikte, 6356 sayılı Kanun’nun 41 inci maddesi gereği kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az %1'inin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu, davalı Bakanlığın yetki tespiti yazısında müvekkili Şirkette 30.07.2021 tarihinde çalışan sayısının 65, sendikaya üye sayısının ise 37 olduğunu belirttiğini ancak yazı ekinde herhangi bir yetki dökümü veya üyelik fişi sunmadığını, 2020 yılı Mart ayından itibaren "Covid 19" pandemisi kaynaklı ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, kurlardaki dalgalanmalar, finansal istikrarsızlığın, müvekkili Şirketin de dahil olduğu Polin Grubun faaliyette bulunduğu pazarı ve Polin Grup satışlarını son derece olumsuz etkilediğini, Polin Gruba dahil şirketlerin 2020 yılı cirosu önceki yıla göre yaklaşık %50 oranında azaldığını, 2021 yılında da bu azalma eğilimi artarak devam ettiğini, Polin Grup'a dahil şirketlerin faaliyet konuları, müşteri çevresi ve aldıkları projeler birbirleri ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan tüm şirketlerin finansal durumu bir diğer şirketi etkilediğini, şirketlerin ayakta kalmasını teminen 30.....2021 ve 30.07.2021 tarihlerinde alınan işletmesel kararlar ile personel sayısında azalmaya gidilmesine karar verildiğini ve bazı personelin ... sözleşmelerinin zorunlu olarak feshedildiğini, (Dosyada mübrez- ... 6. Noterliğinin ....07.2021 tarihli, 16458 yevmiye numarası ile tasdiklenen 30.....2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile 30.07.2021 tarihli ve 2021/2 sayılı Yönetim Kurulu Kararı) Pandemi sebebiyle personel maaşlarını ödemekte güçlüğe düşen Polin Gruba dahil şirketlerin birçok çalışanının da kendi iradeleri ile işten ayrıldığını dolayısıyla, müvekkili Şirkette ... sözleşmeleri sonlanan, istifa eden çalışanların olmasının Sendikanın üye sayısını şüpheli hâle getirdiğini, diğer taraftan, bir kısım personelin müvekkili Şirket aleyhine ikame ettiği işe iade talepli davaların yargılamalarının hâlihazırda devam ettiğini, Yargıtay kararları uyarınca işe iade davası sonucunda verilen kararlar işçi ve üye sayılarını etkileyeceğinden, bu davaların yetki tespiti davalarında bekletici mesele yapılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki itirazları hakkında hiçbir değerlendirme yapmaksızın hüküm verdiğini, 6356 Sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi gereği açılan yetki tespitine itiraz davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan İlk Derece Mahkemesince delillerin yargılamanın tüm safhalarında kendiliğinden toplanması ve değerlendirilmesi, bu kapsamda başvuru tarihi itibarıyla davalı Sendikanın üye sayısının ve müvekkili Şirkette çalışan işçi sayısının şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini, bu itibarla, müvekkili Şirkette çalışan personele ait işe giriş çıkış bildirgeleri, yetki döküm listesi/yetki prosedür dosyası/üye listesi/üye fişleri, davalı bakanlıkça her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayımlanan istatistiklerin incelenmesinin zaruri olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin davanın esasıyla ilgili tüm bilgi ve belgeleri (delilleri) toplamaksızın ve/veya değerlendirmeksizin davalı Bakanlığın olumlu yetki tespiti kararına atıf yaparak davanın reddine karar verdiğini, ret kararında bu hususlara ilişkin hiçbir gerekçeye yer vermediğini, sonuç olarak uyuşmazlık konusu vakıanın ispat edilen ve edilemeyen kısımlarını ortaya koymadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının bu hâli ile denetime elverişli olmadığı, müvekkilinin adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın esasını, çözümünü ve sonuçta verilecek kararı doğrudan etkileyecek nitelikteki delillerin toplanmaksızın ve/veya değerlendirilmeksizin hüküm tesis edilmesi nedeni ile mezkur kararın kaldırılmasını talep ettiğini, Mahkemenin işkolu tespitine ilişkin itirazlarının dikkate alınamayacağı şeklindeki tespiti hatalı olduğunu, yetki tespiti sürecinde, kanunda belirlenen oranların sağlanması kadar işkolu şartının da sağlanıp sağlanmadığı hususunun önem teşkil ettiğini, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararı ile "Her ne kadar davacı vekili ... kolu tespitine itiraz etmişse de 6356 sayılı yasanın 5/2 maddesi uyarınca ... koluna itirazın ... için yetki süreci başladığından artık dikkate alınamayacağı" şeklinde tespitte bulunduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenlemenin, işyeri düzeyinde yeni bir toplu ... sözleşmesi için başlayan yetki süreci ve çözümü aynı maddenin birinci fıkrasında düzenlenen işkolu tespit prosedürü ile mümkün olan işkolu uyuşmazlıkları ile ilgili olduğunu, müvekkili Şirketin ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğüne Tasarım Merkezi olma yönündeki başvurusu kapsamda “Diğer Uzmanlaşmış Tasarım Faaliyetleri”ne dair 74.10.02 no’lu ... kodunun alınmasına 10.02.2021 tarih ve 2021/1 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile karar verdiğini, müvekkili Şirketin bağlı bulunduğu Uluçınar Vergi Dairesine de başvuruda bulunarak 74.10.02 no’lu ... kodunu, yeni eklenen faaliyet konusu olarak bildirdiğini ve bu hususun da 15.02.2021 tarihinde uygun bulunduğunu, davalı Sendikanın ise 30.07.2021 tarihinde yetki tespiti başvurusunda bulunduğunu, müvekkili Şirketin faaliyet alanı ile ilgili gelişmeler başvuru süreci başlamadan önce gerçekleştiğinden işkolu tespitine ilişkin itirazlarlarının dikkate alınmaksızın hüküm tesis edilmesi hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararına bu yönü ile de itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Sendika'nın başvurusu üzerine davalı Bakanlık tarafından işyerinin petro kimya işkolunda bulunduğunun tespit edildiği ve başvuru tarihi itibarıyla davacıya ait işyerinde 65 işçi bulunduğu, 37 kişinin sendika üyesi olduğu ve 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca %1 oranında üye işçi sayısı bulunması gerektiği, işyerinde %56,92 oranla çoğunluğun sağlandığı bu nedenle davalı Bakanlığın davalı Sendika lehine olumlu yetki tespit kararının yasal şartlarını taşıdığı, davacı yanın işe iade davalarının beklenmesi gerektiği ve üye sayılarının gerçeği yansıtmadığı şeklindeki itirazlarının Kurumun resmi kayıtları dikkate alındığında yerinde olmadığı, davacı yanın işkolu tespitine yönelik itirazlarının 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince yetki süreci başladığından değerlendirilemeyeceği ve bir sonraki dönem için geçerli olabileceği yönündeki İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davanın esasını etkileyecek nitelikteki deliller toplanmaksızın ve/veya değerlendirilmeksizin hüküm tesis edildiği, davalı Sendikanın ilgili Kanunun aradığı %1’lik bu oranı sağlayıp sağlamadığı hususunun ilgili istatistiklerin incelenmesi ile ortaya çıkacağı, çalışan personele ait işe giriş çıkış bildirgeleri, yetki döküm listesi/yetki prosedür dosyası/üye listesi/üye fişleri, davalı Bakanlıkça her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayımlanan istatistiklerin incelenmesinin zaruri olduğu, işe iade davalarının beklenmesi gerektiği ve üye sayılarının şüpheli olduğu yönündeki itirazlarının dikkate alınmadığı, Yargıtay kararları uyarınca işe iade davası sonucunda verilen kararlar işçi ve üye sayılarını etkileyeceğinden, bu davaların yetki tespiti davalarında bekletici mesele yapılması gerektiği, işkolu tespitine yönelik itirazlarının yetki süreci başladığından değerlendirilemeyeceği şeklindeki tespitin eksik incelemeye dayandığı ileri sürülerek kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işyeri düzeyindeki olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Toplu ... sözleşmesi kavramı 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. Toplu ... sözleşmesi yetkisi ise toplu ... sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
6. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.