"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 10. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığının 05.10.2021 tarihli yetki tespiti yazısının 08.10.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, anılan yazıda Tez Koop-... Sendikasının 27.09.2021 tarihinde yetki tespiti için başvurduğu, bu tarihte işyerinde 49 işçinin çalıştığı, bunlardan 30 işçinin sendikaya üye olduğu ve Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığı bilgilerinin yer aldığını, burada yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını, sağlandığı iddia edilen çoğunluğun usulüne uygun bir şekilde elde edilmediğini, bu hususlara ilişkin olarak yapılacak olan suç duyuruları ve işkolu tespitine ilişkin dava bilgileri ayrıca verilmek suretiyle ve belirtilecek hususlar doğrultusunda yetki tespiti yazısına süresi içerisinde itiraz etmek zorunluluğu doğduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) genel hükümlerinden anlaşılacağı üzere bir sendikanın ancak kurulu bulunduğu işkoluna giren işyerinde çalışan işçileri üye kaydedebileceğini, bunun dışında başka işkoluna giren işlerde çalışan işçileri üye kaydetmesinin düşünülemeyeceğini, bu hususun yetkinin de ötesinde ehliyete ilişkin olup 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre bir işyerinin girdiği işkolunun tespitinin de davalı Bakanlıkça yapıldığını, yetki yazısı tebliğ tarihinden sonra ve işbu davanın ikamesinden önce bir kısım çalışanlar tarafından Şirkete başvuruda bulunularak e-Devlet şifreleri üzerinden yapılan başvuruların kendileri tarafından değil bir kısım bilgilere beraber baktığı arkadaşları tarafından yapıldığını, kendileri tarafından sendikaya üye olma iradelerinin olmadığını, bu nedenle de yapacakları araştırma neticesinde söz konusu durumu gerçekleştirenler hakkında yasal yollara başvurulacağının iletilmiş olması karşısında söz konusu hususa ilişkin araştırmaların yapılmakta olduğunu, yapılan araştırmalar neticesinde müvekkili Şirket tarafından da ayrıca yasal yollara başvurulacağını, ayrıca yetki yazısında kimlerin Sendikaya üye olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmadığından güvenlik olarak çalışan personelden Sendikaya üye olan personel olduğu öğrenilmiş olmakla sendikalı üye listesinin celp edilmesi ve varsa üye güvenlik görevlilerinin yetki belgesine dayanak sayıdan düşülmesi gerektiğini, yine Bakanlığın tespit yazısında işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 49 işçinin çalıştığını, oysa işyerinde çalışan sayısının daha fazla olduğunu, zira sözleşmeli işçi statüsünde çalışanların da söz konusu sayıya eklenmesinin yasal zorunluluk olduğunu, Sendikanın aynı (depolama) işkolunda olması hâlinde gerekli çoğunluğu sağladıktan sonra yeniden müracaat etmesi ve yetki belgesi almasının mümkün olacağını, ancak önce üyelik ve başvurunun kanunda öngörülen prosedüre ve usule uygun olması gerektiğini, kanuna aykırı işlem ve eylemlerle herhangi bir sonuç alınamayacağını iddia ederek yetki tespiti belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin yedinci fıkrasında “Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır." denildiğini, ayrıca 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alınmakta olduğunu, Genel Müdürlükleri tarafından kurulu Sendika Yetki Sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, ayrıca, 11 Ekim 2013 tarihinde 28792 No.lu Resmî Gazete'de yayımlanan Toplu ... Sözleşmesi Yetki Tespiti ile Grev Oylaması Hakkında Yönetmelik'in 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasında: "Yetkili işçi sendikası tespitinde, sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin olarak yetki tespit başvurusu tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmamış bildirimler dikkate alınmaz." hükmüne yer verildiğini, müvekkili Kurum tarafından verilen yetki tespit yazısının bu hükme göre yapıldığını, ...-... Sendikasının Nelteks Tekstil San. ve Tic. A.Ş. unvanlı işyeri için yapmış olduğu yetki tespit başvurusunun 27.09.2021 tarihinde kayıtlarına ulaştığını, işverenin SGK'ya yaptığı tesciller vasıtasıyla yetki tespit düzeyi, işyerinin hangi işkolunda bulunduğu ve işyerinde çalışan işçi sayısı, işçilerin e-Devlet üzerinden yapmış olduğu sendika üyelik ve üyelikten çekilme işlemleri ile de işyerinde çalışan sendikalı işçi sayısına ulaştığını, Kuruma yansıyan bilgilere göre davacı işverene ait yetki tespiti için başvuran Sendika ile aynı işkolunda bulunan işyeri bulunduğunu ve bu bağlamda işyeri düzeyinde yetki tespit işlemi yapıldığını, işyerinde 49 işçi çalışmakta olup bunlardan 30'unun (%61,22) başvuru tarihi itibarıyla yetki tespiti için başvuran sendikaya üye olduğunu, bu doğrultuda Sendikaya olumlu yetki tespiti verildiğini, akabinde işveren tarafından yasal süreç içerisinde yetki tespitine itiraz edildiğini, bir işyerinin hangi işkolunda faaliyette bulunacağının işyerinin SGK'ya yapmış olduğu tesciller yoluyla belirlendiğini, 12.05.2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 27 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işverenlerin Ek-6 ve Ek-6/A'da bulunan işyeri bildirgesinin elektronik ortamdan bildirildiğini, bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda uyuşmazlık çıkması durumunda ise ilgililerin başvurusu üzerine işkolunun, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlendiğini, Bakanlığın tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete'de yayımlandığını, bu tespite karşı ilgililerin 6356 sayılı Kanun'un 5 nci maddesine göre kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açılabildiğini, yukarıda belirtilen hükümlere göre davacı tarafından müvekkili Kuruma yapılmış bir işkolu tespit başvurusu bulunmadığını, ayrıca 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlendiği üzere yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespitinin bir sonraki dönem için geçerli olduğunu, işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden olarak sayılmadığını, bu nedenlerle davacı iddialarına müvekkili Kurum tarafından katılmanın mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesine istinaden açılan olumlu yetki tespitine itiraz davası olup niteliği itibarıyla ivedi görülmesi gereken dava türlerinden olduğunu, işbu itiraz davası kesinleşinceye kadar yetki prosedür işlemlerinin durduğunu, davanın bir an önce neticelenmesinde Sendikanın sayısız menfaati bulunduğunu, davanın uzamasının davacı işverenler lehine bir durum yarattığını, toplu ... sözleşmesi bağıtlanmasının geciktiğini, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, davacı işverenin soyut ve delile dayanmayan itirazlarının incelenmeksizin reddedilmesi gerektiğini, kanun hükmüne göre itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itirazın incelenmeksizin reddedilmesi gerektiğini, davacının itiraz dilekçesi ekinde iddialarını ispata yarar somut hiçbir delil sunmadığının görüldüğünü, çalışan sayısına itiraz edilmesine karşın, 2021/ yılı 9. ay SGK aylık işçi bildirim listesinde bu işçilere ait SGK işe giriş bildirgelerinin ve ücret bordrolarının sunulmadığını, bu hâli ile inceleme yapmaksızın itirazın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, işkolu itirazının bu davada dinlenme olanağının bulunmadığını, hukuk düzeninde işkolu tespit ve itirazların, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının "Bir işyerinin girdiği işkolunun tespitinin Bakanlıkça yapıldığını, Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlandığını, bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabildiğini, mahkeme iki ay içinde kararını verdiğini, kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar." hükmüne göre yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespitinin bir sonraki dönem için geçerli olacağını, ayrıca işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmadığını, başvuru tarihinden sonra yapılacak bir işkolu tespitinin ya da yapılacak işkolu tespitine itiraz mahiyetinde açılacak davanın 6356 sayılı Kanun'un 5 nci maddesindeki düzenleme karşısında bekletici mesele yapılmasının ya da uyuşmazlığın çoğunluk başvuru tarihinden sonra yapılan işkolu tespitine göre sonuçlandırılmasının mümkün bulunmadığını, netice itibarıyla davalı işverenin işkolu itirazının işbu davada dinlenme olanağı bulunmadığını, işçilerin rızaları dışında e-Devlet üzerinden sendika üyesi yapıldığına dair soyut iddianın kanun ve yönetmelik hükümlerine göre dinlenme olanağı bulunmadığını, 6356 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca çıkartılan Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik'in 5 inci maddesine göre sendika üyelik başvurusunun, işçi tarafından e-Devlet kapısı üzerinden yapıldığını, üyelik bildiriminin elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaştığını, uygulamada da işçilerin notere ya da sendikaya gitmeksizin akıllı telefonlarından ya da bilgisayarlarından günün 24 saati e-Devlet kapısından giriş yapmak suretiyle işverenin tabi olduğu işkolunda yer alan sendikalardan herhangi birine üye olabildiğini, üyelikten çekilme işlemlerinde de aynı yöntem uygulandığını, işçinin sendikaya üyelik işlemi için önce e-Devlet şifresini kullanarak sisteme girmesi gerekmekte ise de sadece e-Devlet şifresinin başlı başına üyelik işleminin tamamlanması için yetmediğini, üye olunacak sendika isminin seçilmesi sonrası portal tarafından işçinin sisteme kayıtlı cep telefonuna beş haneli doğrulama kodu gönderildiğini, bu kod numarası girilmek suretiyle üyelik işleminin tamamlandığını, birden fazla işçinin e-Devlet şifrelerinin arkadaşları tarafından ele geçirildiği yönündeki iddianın mantıklı olmadığını, şifrelerin belirli bir yerde toplu olarak muhafaza edilmediği ya da işveren kayıtlarında bulunmadığı dikkate alındığında, bu ihtimalde senaryoda dahi başka işçiler e-Devlet şifresini kullanarak üyelik işlemlerini bir aşamaya kadar getirebilirlerse de haberi ve rızası olmayan işçinin kendi cep telefonuna gelen beş haneli doğrulama kodunu arkadaşlarına vermediği sürece üyelik işleminin tamamlanmasının mümkün olamayacağını, sonuç itibarıyla e-Devlet portalı tarafından üyelik işleminin son aşamasında işçinin sistemde kayıtlı cep telefonuna gönderilen beş haneli doğrulama kodu bilinmediği sürece üyelik işlemi tamamlanamadığından işçilerin rızaları dışında sendika üyeliklerinin yapıldığı yönündeki işveren iddiasının hukuksal bir dayanağı bulunmadığını, 6356 sayılı Kanun'un 17 nci maddesine göre, 15 yaşını dolduran ve bu Kanun hükümlerine göre işçi sayılanların işçi sendikalarına üye olabildiğini, davacı işverenin, güvenlik görevlilerinin sendikaya üye olamayacaklarına dair itirazlarının yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkili Sendika, işyerinde kanunun aradığı çoğunluğu (%50) sağladığından davanın kesin olarak reddi gerektiğini, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine göre kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az %1’inin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girerek işyerinde başvuru tarihi itibarıyla çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise %40'ının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca işçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazların mahkeme tarafından 6 ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlandığını, Bakanlık tarafından yapılan tespite göre 27.09.2021 başvuru tarihi itibarıyla davalıya ait işyerinde 49 kişi çalıştığını ve bunlardan 30 işçinin sendika üyesi olduğunu, çoğunluk tespitinde kanuna aykırı bir durumun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetki tespiti dosyasında başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirkette 49 işçinin çalıştığı, 30 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu tespit edilerek davalı Sendikaya olumlu yetki tespit belgesi verildiği, dava dilekçesi ekinde yetki tespit yazısından başka delil bulunmadığı, davacı Şirket yetkililerinin duruşmalara katılmadığı, davacı Şirket yetkilisi ve avukat olmayan, usulüne uygun dava vekâletnamesi sunmayan şahıs tarafından davacı Şirket adına verilen dilekçelerin işleme alınmadığı, davacı Şirketin ...'ın yetki tespitine baz aldığı resmî kayıtların aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, 6356 sayılı Kanun'un genel hükümlerinden anlaşılacağı üzere, bir sendikanın ancak kurulu bulunduğu işkoluna giren işyerinde çalışan işçileri üye olarak kaydedebildiğini, başka bir işkoluna giren işlerde çalışan işçileri üye kaydetmesinin düşünülemeyeceğini, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre işyerinin girdiği işkolunun tespitinin de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapıldığını, anılan Bakanlığa yazdırılacak müzekkere ile müvekkili Şirket yönünden bir tespitin yapılıp yapılmadığının sorulması gerekmekte iken, işbu husus nazara alınmadan noksan inceleme ile karar ittihazı cihetine gidildiğini, müvekkili Şirket yönünden yapılan bir işkolu tespitinin bulunmadığını, yetki yazısı tebliğ tarihinden sonra ve işbu davanın ikamesinden önce bir kısım müvekkili Şirket çalışanı tarafından, müvekkili Şirkete başvuruda bulunulduğunu, e-Devlet şifreleri üzerinden yapılan başvuruların kendileri tarafından değil, bir kısım bilgilere beraber baktıkları arkadaşları tarafından yapıldığına, sendikaya üye olma iradelerinin olmadığına, bu nedenle de bu işlemi yapanların tespit edilmesi gerektiğine ilişkin beyanlarının Mahkeme tarafından araştırılmadığını, yetki yazısında kimlerin sendikaya üye olduğuna ilişkin bir bilgi olmadığından güvenlik olarak çalışan personelin de sendikaya üye olduğunun iletildiğini, sendikalı üye listesinin celp edilmesini ve varsa üye güvenlik görevlilerinin yetki belgesine dayanak sayıdan düşürülmesi gerekirken bu yönde bir araştırmada yapılmadığını, yine Bakanlığın tespit yazısında işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 49 işçinin çalıştığının bildirildiğini, müvekkili Şirkette çalışan sayısının daha fazla olduğunu, sözleşmeli işçi statüsünde çalışanların da mezkur sayıya eklenmesinin yasal zorunluluk olduğunu, Sendikanın aynı işkolunda (depolama) olması hâlinde, gerekli çoğunluğu sağladıktan sonra yeniden müracaat ederek yetki belgesi almasının mümkün olduğunu, üyelik ve başvurunun kanunda öngörülen prosedüre ve usule uygun olması gerektiğini, kanuna aykırı işlem ve eylemlerle herhangi bir sonuç alınamayacağının açık olduğunu, Mahkeme tarafından yetki hususu nazara alınmadan eksik inceleme neticesinde karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetki tespiti dosyasında başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirkette 49 işçinin çalıştığı, 30 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu tespit edilerek davalı Sendikaya olumlu yetki tespit belgesi verildiği, dava dilekçesi ekinde yetki tespit yazısından başka delil ileri sürülmediği, davacı Şirketin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yetki tespitine baz aldığı resmî kayıtların aksini ispatlayamadığının değerlendirildiği, yetki tespit başvurusu tarihi olan 27.09.2021 tarihi itibarı ile davacı Sendikanın toplu ... sözleşmesi yapmak için yeterli olan çoğunluğa sahip olduğu ve davacı istinafının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işyeri düzeyindeki olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Toplu ... sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. Toplu ... sözleşmesi yetkisi ise toplu ... sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. Yine aynı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.