"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 03.07.2000 tarihinde Kepez Elektrik A.Ş'de elektrik teknikeri olarak çalışmaya başladığını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 12.....2003 tarihli yazısı gereği 23.....2003 tarihli ... sözleşmesi ile kapsam dışı personel olarak herhangi bir ücret düşüklüğü olmaksızın elektrik teknikeri olarak çalışmaya devam ettiğini, ... ... İl Müdürlüğü tarafından 04.07.2003 tarihli yazı ile Genel Müdürlük Olur'u alınmadan davacının statüsünün elektrik teknisyenliğine ve yevmiyesinin 34,384,600 TL den 25,615,000 TL'ye düşürüldüğünü, anılan tarihten itibaren davacının sürekli düşük yevmiye ile çalıştığını, anılan ücret ve statü indiriminin davacının muvafakati alınmadan gerçekleştiğini, sözleşmede belirlenenin altında ücret verilmesinin davacı haklarının ihlali olduğunu ileri sürerek yevmiye değişikliği nedeniyle oluşan fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının yevmiyesinin düşürülmesi gibi bir durumun olmadığını, davacının gerek ... sözleşmesinin devamı gerekse sözleşmenin sona ermesi döneminde tüm belgeleri itirazsız imzalayarak ücretini kabul ettiğini, bankaya yapılan ücret ödemelerini itirazsız çektiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılan ödemelere esas ücrete davacı tarafça itiraz edilmediğini, davacı tarafça 2003 yılında yevmiyesindeki düşüklük sebebi ile doğan zararlarını talep ettiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozma İlamı vel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı Dairemizin 07.10.2020 tarihli ve 2017/16442 Esas, 2020/10837 Karar sayılı ilâmı ile;
"... davalı ile sendika arasında, işçilerin toplu ... sözleşmesinden protokoldeki şartlar ve öngörüler doğrultusunda yararlandırılmaları kararlaştırılmış, getirilen özel hükümlere göre kapsam içi personel olarak çalışan işçilerin ücretleri belirlenmiştir. Davacı ile davalı arasında ... sözleşmesi imzalanırken günlük brüt ücreti belirlenmekle birlikte toplu ... sözleşmesinden yararlanma durumunda ücretin toplu ... sözleşmesi ile yeniden belirleneceği hususu düzenlenmiştir. Davacı sendikaya üye olup 11.12.2003 tarihli dilekçesiyle kapsam dışı elektrik teknikeriyken kapsam için etib teknisyeni pozisyonuna atanmayı kendisi talep etmiş olup idarece davacının talebi doğrultusunda işlem yapılarak pozisyonu etib teknisyeni ve kapsam içi personel olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, davacının ücretinin işverence ... taraflı olarak düşürülmesi söz konusu değildir. Bu şekilde davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasıyla birlikte toplu ... sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçalı menfaatlerden (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye gibi) de yararlanması mümkün olup, davacının gelirinde artış meydana gelip gelmediği ve davacıya yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken menfaatlerin davalı tarafça ödenip ödenmediği araştırılmalı ve dosyaya sunulan 11.12.2003 tarihli dilekçesi de davacıya sorularak sonucuna göre tüm deliller değerlendirilerek karar verilmelidir..." gerekçesiyle bozulması üzerine Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiş, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Mahkemenin verdiği bir hükmün Yargıtay tarafından bozulması ve bu bozma ilamına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uyulması hâlinde Mahkemece, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı da veremez.
Anayasa’nın 138 ve 141 inci maddeleri uyarınca hâkimler, Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasa'nın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki dinlenilme hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukuki dinlenilme hakkının) ihlalidir.
6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, bozma ilâmında davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasıyla birlikte toplu ... sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçalı menfaatlerden (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye gibi) de yararlanmasının mümkün olduğu, davacının gelirinde artış meydana gelip gelmediği ve davacıya yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken menfaatlerin davalı tarafça ödenip ödenmediğinin araştırılması ve dosyaya sunulan 11.12.2003 tarihli dilekçesi de davacıya sorularak sonucuna göre tüm deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuş ve Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Mahkeme gerekçesinde; "Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda, davacının bir takım akçalı menfaatlerden yararlandırıldığı, ancak gelirinde herhangi bir artışın olmadığı tespit edilmiştir." denilmekte ise de değerlendirmeye esas alınan veriler belirtilmediği ve davalı tarafından bildirilen toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan akçalı menfaatlerin davacının gelirindeki etkisi konusunda bir karşılaştırma yapılmadığı için davacının gelirinde artış olup olmadığının denetlenebilmesi mümkün değildir. Bu yönüyle Mahkemece bozma ilâmına şeklen uyulmakla birlikte esasen bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, Mahkemece gerekirse bilirkişi raporu alınarak bozma ilâmı doğrultusunda davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanması ile birlikte gelirinde artış olup olmadığının karşılaştırma yapılarak ve denetime elverişli bir şekilde tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekir. Bozma gerekleri yerine getirilmeden ve gerekçesiz olarak verilen karar hukuki dinlenilme hakkının (adil yargılanma hakkının) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.