Logo

9. Hukuk Dairesi2022/14358 E. 2022/15039 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firma arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin, taşeron firma çalışanları üzerindeki bazı yetkilerinin işyeri güvenliği ve işçilik alacaklarına karşı müteselsil sorumluluğu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu yetkilerin muvazaa karinesi oluşturmadığı ve taraflar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin muvazaa tespitine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 11. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.....2019 tarihli kararı ile uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... Müdürlüğünün değişik işyerlerinde çalışan davacının kâğıt üzerinde taşeron işçisi olarak gösterilmek suretiyle işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinin kapsamı dışında tutulmaya çalışıldığını, daha önce benzer konularda davalar açıldığını ve mahkemelerce taşeron işçilerinin Karayolları Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespit edildiğini, bu kararların Yargıtay tarafından onandığını, bu itibarla 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun ve davacının üyeliğinin bildirildiği tarihten itibaren davalı işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; daha önce sonuçlanan davaların işbu davaya dayanak teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu hususun Yargıtay tarafından da ifade edildiğini, davacının çalıştığı yüklenici firmalar ile müvekkili İdare arasında akdedilen sözleşmelerin anahtar teslimi ... niteliğinde olduğunu, yüklenici firmalar ile İdare arasında eser sözleşmesinin bulunduğunu, müvekkili İdarenin yalnızca ihale makamı mahiyetinde olduğunu, herhangi bir işverenlik sıfatının bulunmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemek üzere 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi uyarınca davalı İdarenin yaptığı hizmetleri başkasından almasına imkân tanındığını, Yargıtay içtihatlarında da ilgili Kanun'da yetki verilmiş olması hâlinde Kurumların asli işlerini alt işverenlere verebileceğinin kabul edildiğini ve bu durumun 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine uygun olduğunun benimsendiğini, muvazaa iddiasının soyut bir iddia olduğunu, müvekkili İdarenin kendi işçileri ile yaptığı sözleşmelere uygulanması gereken toplu ... sözleşmesinin aynı işyerinde çalışsa da ve aynı sendikaya üye olsa da alt işverenin kendi işçileri ile yapmış olduğu sözleşmeye uygulanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü Silifke Şube Şefliği Devlet ve İl Yollarında Düz İşçi, Kalifye İşçi ve Çift Kabinli Pikap ile Rutin Bakım ve Onarım İşlerinin Yapılması işinin 11.03.2014 tarihinde 2014/27565 numaralı ihale sözleşmesi ile 39 günlük süre için için dava dışı alt işveren dava dışı Bar-Den İnş. Temz. Nak. Gıda Pet. San. Tic. Ltd. Şti.'ye (Barden Ltd. Şti.) verildiği, davalı ... ile dava dışı Barden Ltd. Şti.'ye verilen işin asıl ... olduğu, sözleşme ve idari şartnamede davalı asıl işveren Karayolları Genel Müdürlüğünün yönetim hakkını, emir ve talimat verme yetkisini alt işveren işçilerine veya alt yüklenici işçilerine karşı kullandığına ilişkin bir delil bulunmamakta ise de teknik şartnamede yapılacak işler ile çalıştırılacak personelin vasıfları, çalıştırılacak personelin sayısına ve niteliğine ilişkin hükümlerin, personele ödenecek ücrete ilişkin hükümlerin düzenlendiği, sözleşme bedelinin oluşturulmasında ve fiyat farkı ile ilgili düzenlemelerde personel sayısı ile personele ödenecek ücretin kriter olarak alındığı, sözleşmede İdarece uygun görülmeyen işçilerin işten çıkarılacağı, İdarenin haberi ve onayı olmadan personelin görev yerinin değiştirilemeyeceği, ne kadar ücret ödeneceği, asıl işverenin işçilerin işe alınması, işten çıkarılması, işçilerin görev değişikliği, izinleri ve işin görülme yöntemi konularında söz sahibi olduğuna ilişkin düzenlemeler bulunduğu, bu düzenlemelerden alt işverenin asıl işverenden aldığı ... için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuki bağımsızlığa sahip olmadığının anlaşıldığı, davalı ... Müdürlüğünün yönetim hakkını, emir ve talimat verme yetkisini alt işveren işçilerine veya alt yüklenici işçilerine karşı kullandığı, ... organizasyonunu davalı asıl işveren İdarenin yaptığı sonucuna varıldığı, buna göre davalı ... ile dava dışı Barden Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin işçi teminine matuf olup muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı, davacı vekili tarafından davalı İdareye davacının sendika üyesi olduğunu bildirdiği belge ibraz edilmediğinden davacının davalı ... işyerlerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden hangi tarihler arasında yararlanabileceği belirlenemediğinden davacının diğer taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı ile davacının 12.03.2014-05.05.2014 tarihleri arasında çalıştığı dava dışı Barden Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, davalı ile dava dışı yükleniciler arasında muvazaalı ilişki bulunmadığını, 6001 sayılı Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin incelenmesinden açıkça anlaşılacağı gibi İdarenin asli görev alanına giren işleri yapma ve yaptırma yetkisinin bulunduğunu, emsal yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca başvuranın sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık hâlleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; kaldırma-gönderme kararında İlk Derece Mahkemesince giderilecek eksikliklerin ayrıntılı olarak belirtildiği, Mahkemece eksikliklerin giderilmesi ile aldırılan bilirkişi raporu ve ek rapor ile davacının sendika üyelik durumu, davalı tarafından dava dışı müteaahit firmaya sözleşme ile verilen işin konusu, 6001 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi kapsamı, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin değerlendirmesi, sözleşme ve teknik şartnamelerin kapsamı ve dosya kapsamındaki deliller dikkate alınarak muvazaalı ilişki bulunduğuna ilişkin kararda bir aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesindeki nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasında, davalı ile dava dışı Şirket arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

3. 4857 sayılı Kanun'un "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ...

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.

..."

4. 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.

5. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.....2016 tarihli ve 2016/14467 Esas, 2016/17319 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir :

"... Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.

..."

6. Dairemizin 30.03.2022 tarihli ve 202273451 Esas, 2022/4208 Karar sayılı; 21.09.2022 tarihli ve 2022/10590 Esas, 2022/10158 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi hâlde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.

2. İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa, 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.

3. 6001 sayılı Kanun'un dava tarihi itibarıyla yürürlüğü bulunan mülga 4 üncü maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebilir.

4. Davalı ile dava dışı Barden Ltd. Şti. arasında Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü Silifke Şube Şefliği Devlet ve İl Yollarında Düz İşçi, Kalifye İşçi ve Çift Kabinli Pikap ile Rutin Bakım ve Onarım İşlerinin Yapılması İşlerine Dair Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığı görülmektedir. Şu hâlde hizmet alımı yapılan ..., 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi kapsamında değerlendirilebilecek niteliktedir.

5. Bu durumda Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.....2016 tarihli ve 2016/14467 Esas, 2016/17319 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere anılan kapsam içerisinde muvazaa denetimi yapılabileceği değerlendirilmiştir.

6. İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde; davalı ... Müdürlüğünün yönetim hakkını, emir ve talimat verme yetkisini alt işveren işçilerine veya alt yüklenici işçilerine karşı kullandığı, ... organizasyonunu davalı asıl işveren İdarenin yaptığı belirtilerek asıl işveren davalı Kurum ile dava dışı Barden Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu sonucuna varılmıştır. Ne var ki asıl işverenin, işyeri güvenliği ve işçilik alacaklarına karşı müteselsil sorumluluğu nedeniyle, hizmet alım sözleşmesine ilişkin idari ve teknik şartnamelerde; yüklenicinin personel seçimi ve değişikliğinde İdarenin uygun görüşünün alınacağı, işin görülme yönteminin belirlenmesi konusunda söz sahibi olacağı, görev yerlerinin yüklenicinin bilgisi olmadan değiştirilemeyeceği, yıllık izin kullanma sürelerinin belirlenmesi konusunda İdarenin bilgi ve isteği doğrultusunda hareket edileceği gibi düzenlemelere yer verilmesi asıl işverenin denetim kapsamında olup salt bu kapsamdaki bir kısım işveren yetkilerinin kullanılması muvazaanın varlığını göstermez.

7. Bu itibarla, alt işverenin bağımsız işverenlik sıfatının bulunduğu ve davalı İdarenin muvazaaya dayanak gösterilen işlemlerinin, asıl işveren sıfatının davalı Kuruma tanıdığı haklar kapsamında yer aldığının anlaşılması nedeniyle, davalı Kurum ile dava dışı Barden Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda, davanın reddi yerine kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.