"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.....2020 tarihinde davalı işyerinde gayrimenkul danışmanı olarak çalışmaya başladığını, 20.08.2020 tarihine kadar asgari ücret+prim şeklinde çalıştığını, davacının 01.....2020-30.....2020 tarihleri arası Haziran ayı ücretinin ödendiğini ancak Temmuz ayı ücreti ile 01.08.2020-20.08.2020 tarihleri arası Ağustos ayına ait 20 günlük ücretinin ödenmediğini, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu (...) kayıtlarında işyerinden çıkışı gösterilen 10.07.2020 tarihinden sonra da davalıya ait işyerinde çalışmaya devam ettiğini, 2020 yılı Temmuz ayı sonu itibarıyla davalı işverence müvekkiline kısmi ödemede yapıldığını, 20.08.2020 tarihinde ise kendisine daha öncesinden haber verilmeden muhasebe tarafından bilgilendirme yapılarak davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından bildirimsiz ve haksız şekilde feshedildiğini beyanla 3.747,00 TL ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.....2020 tarihinde satış danışmanı olarak çalışmaya başladığını, davacının inşaat mühendisi olduğunu, her fırsatta inşaat mühendisi olarak çalışmak istediğini dile getirdiğini, 30.....2020 tarihinde de istifa ettiğini, davacının talebi doğrultusunda 07.07.2020 tarihinde davalıya ait farklı bir işyerinde inşaat mühendisi olarak işe girişinin bildirildiğini ancak çalışma şartlarından sürekli şikayet ederek çalışma ortamı ve ücretinin kendisi için yetersiz olduğunu ve bu şartlarda daha fazla çalışmayacağını dile getirerek davacının istifa ettiğini, ücretlerinin ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Davacı işçinin davalı işveren nezdinde gayrimenkul danışmanı olarak davalı nezdinde 01.....2020-10.07.2020 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığı, davacı her ne kadar 20.08.2020 tarihine kadar çalıştığını ve asgari ücret + prim ile çalıştığını iddia etmiş ise de ... kayıtları ve tanık beyanları ile bu hususları ispat edemediği, davacının ... kayıtlarına göre 01.....2020-10.07.2020 tarihleri arasında 34 günlük çalışması karşılığı 2.634,63 TL ücret ödemesi yapılması gerektiği, 2.567,27 TL ücret ödemesi yapıldığının banka kayıtları ile ispat edildiği, banka kayıtlarına göre davacının bakiye 67,36 TL ücret alacağının bulunduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı temyiz dilekçesinde; davacı vekili tarafından 01.07.2021 tarihli celsede; ... sözleşmesinin ... kaydında "kod 3" sebebi ile sona erdirildiğini ancak tanık tarafından davacının işveren tarafından çıkarıldığının beyan edildiğini, bu sebeple aradaki çelişkinin giderilmesi için tanığa sorulmasının talep edildiğini, Mahkemenin davanın ücret alacağına ilişkin olduğu, fesih sebebinin davayı ilgilendirmediği gerekçesi ile davacı vekilinin ... sözleşmesinin kimin tarafından feshedildiği hususunun tanığa sorulmasına ilişkin talebini reddettiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 152 nci maddesi hükmü uyarınca Mahkemece, tanığa soru sorulması yönündeki talebin yerine getirilmesi gerektiğini, söz konusu talebin açıklanan gerekçe ile reddedilerek hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı vekilinin tanığa doğrudan soru yöneltme hakkının engellenip engellenmediği ve dolayısıyla davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ... sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2.Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Hukuki dinlenilme ..." kenar başlıklı 27 nci maddesi söyledir:
" (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir."
4. 6100 sayılı Kanun’un "Soru Yöneltme" başlıklı 152 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Duruşmaya katılan taraf vekilleri; tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılan diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Taraflar ise hâkim aracılığıyla soru sorabilirler. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde, sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine hâkim karar verir.
..."4. 6100 sayılı Kanun’un "Soru Yöneltme" başlıklı 152 nci maddesinin birinci fıkrasının gerekçesi şöyledir:
"Duruşma, yargılamada sözlü ve canlı bir süreci ifade etmektedir. Bu süreç ve aşama, yargılamada doğrudanlık ilkesine, adil yargılanma ve hukukî dinlenilme hakkına ve bunlara bağlı olarak gerçeğin anlaşılması ve ortaya çıkmasına hizmet etmektedir; ayrıca sözlülük ilkesinin de en somut tezahür şeklidir. Bu aşamanın ... bir şekilde kullanılması, yargılamanın en iyi şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır. Canlı ve sözlü gerçekleşen bu aşamada, tanık, taraf, bilirkişi ve diğer kişilere soru sorulması önemli bir yargılama işlemidir. Ancak, yargılamanın amacına hizmet etmeyen sorular sorulması, bu amacın dışına çıkılması sonucunu doğurabilir. Hukukî dinlenilme ..., bir içini dökme ... değildir. Bu sebeple, bu konuda hukukçu olmayan ve mesleğini bir hukukî bilgiyle yürütmeyenlerle, hukukçu olarak yargılamada yer alanlar arasında bir ayrım yapılması gereklidir.
Soru sormak, hem taraf hem de onun vekili olan ... için, yargılama içindeki bir haktır. Ancak, yukarıda belirtilen gerekçelerle ikisi arasında bir ayrım yapılmıştır. Kamu hizmeti ifa eden, yargılamanın bir parçası kabul edilen, bu konuda eğitim almış olan avukatın, doğrudan soru sorma yoluyla gerçeğin ortaya çıkartılmasına bilgi ve tecrübesiyle hizmet etmesi amaçlanmıştır. Bu durum aynı zamanda ceza yargılamasında avukatın konumuyla da uyumludur. ..., duruşma disiplinine ve bu çerçevede yargılamanın amacına uygun olarak, tanık, bilirkişi ve diğer kişilere (müdahil ve uzman gibi) hâkim araya girmeksizin doğrudan soru sorabilecektir. Bu durum, gereksiz şekilde duruşmanın uzamasının önüne geçecektir. Taraflar bakımından, özellikle soruların duruşma disiplinini bozmaması, amacına uygun olması, soru sorulanın doğru anlayabilmesi için, hâkim aracılığıyla soru yöneltilmesi kabul edilmiştir. ... ya da tarafça sorulan soruya itiraz edildiğinde (yargılamayla ilgisiz olması, kişilik haklarını ihlal etmesi, sorulan kişiyle ilgili olmaması vb. hallerde), bu konuda hâkim ayrıca karar verecektir.
..."3. Değerlendirme
1.Davacının bir kısım ücret alacağının ödenmediği belirtilerek söz konusu ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir. İlk Derece Mahkemesince ispat edilen çalışma süresi, ücret ve ödeme miktarlarına göre davanın kısmen kabulü ile 67,36 TL ücret alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
2. Dosya içeriğine göre İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın 01.07.2021 tarihli celsesinde davalı tanığı ....nin dinlendiği, davacı vekili tarafından tanığa doğrudan soru yöneltilerek; ...'ya ... sözleşmesinin işçi tarafından haksız feshedildiği (istifa) bildirildiği hâlde davalı tanığının ... sözleşmesini davalının feshettiğini beyan etmesi karşısında meydana gelen çelişkinin giderilmesinin istendiği, Mahkemece alınan ara kararla dava konusunun ücret alacağına ilişkin olduğu, fesih sebebinin dava konusu olmadığı gerekçe gösterilerek davacının doğrudan soru yöneltilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi hükmü uyarınca taraf vekillerine tanığa doğrudan soru yöneltme ... duruşma disiplinine uygun olmak koşulu ile tanınmıştır.
4. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere gerçeğin anlaşılması ve ortaya çıkmasına hizmet eden duruşma sürecinde tanığa soru yöneltilmesi önemli bir yargılama işlemi ise de yargılamanın amacına hizmet etmeyen sorular sorularak bu amacın dışına çıkılması ihtimali mevcuttur.
5. Yine madde gerekçesinde hukuki dinlenilme hakkının bir içini dökme kurumu olmadığı belirtilerek doğrudan soru yöneltme hakkının sınırı olarak gösterilen duruşma disiplini kavramının çerçevesi; yargılamanın amacına uygun soru sorulması olarak tanımlanmıştır.
6. Bu tanımlamadan hareketle yargılamanın amacına uygun soru sorulmamasının duruşma disiplinine uygun olmayan bir davranış olduğu düşünüldüğünde, İlk Derece Mahkemesinin ... sözleşmesinin kimin tarafından feshedildiği hususunun dava konusu ücret alacağı yönünden sonuca bir etkisi olmadığı şeklindeki değerlendirmesi isabetlidir. Feshin uyuşmazlık konusu olmadığı yargılamada tanıklara feshe ilişkin doğrudan soru yöneltilmesinin yargılamanın amacına ve dolayısıyla duruşma disiplinine uygun olmadığı, Mahkemece davacı vekilinin doğrudan soru talebinin reddine karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlâli kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, kanun yararına temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin REDDİNE,
Dosyanın Mahkemesine iadesine, karardan bir örneğinin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesine,
08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.