"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 18. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ....12.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili ... ... ile davalı vekili ... Haki ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulanan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.08.2004-31.05.2016 tarihleri arasında davalı kargo şirketinde müdür olarak çalıştığını, son ücretinin 4.500,00 TL olduğunu, son 9 aylık ücretinin ödenmediğini, 31.04.2010 tarihinde Kapılar şubesinde müdür olarak çalışmakta iken ve davalının işçisi olmasına rağmen işveren tarafından şubenin acenteye çevrildiğini, davalı işverenin davacıya şubeyi ... olarak işletmez ve ... sözleşmesi imzalamaz ise işine son vereceğini söylediğini ve davacının ... sözleşmesini bu baskı ile imzaladığını, muvazaalı ... sözleşmesi ile müdür olarak aynı işi yapmaya devam ettiğini, davacının hafta içi 08.00-21.00 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin haklarının kullandırılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 27.03.2010 tarihli Acentelik Sözleşmesi kapsamında ... Kapılar Şubesi acenteliğini üstlendiğini, davacının bu sözleşmeyi akdetmesi üzerine kendisi tarafından davalı ile olan ... sözleşmesinin 14.04.2010 tarihinde sona erdirildiğini, davacının bağımsız tacir olarak ... sıfatı ile Kapılar şubesini devraldığını, davacının ........2007-14.04.2010 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin olarak ise ... sözleşmesini kendisi sona erdirdiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi olmadığından taleplerin yerinde olmadığını, davacının baskı ile acentelik sözleşmesi imzalatıldığı iddiasının yerinde olmadığını, baskı ile 6 yıl ... faaliyetine devam etmiş olmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Yargıtay 9. HD. 22.11.2016 tarih ve 2016/21479 Esas, 2016/20630 Karar sayılı ilamında “Acentelik sözleşmesinde, ... bağımsız değil, sürekli bir meslek faaliyeti yok ve tacire bağımlı çalışıyorsa arada ... ilişkisi olduğu kabul edilmelidir.” demektedir. Taraflar arasında yapılan 27.10.2013 tarihli acentelik sözleşmesi ve davacının 24.11.2020 tarihli celsedeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; acentenin bağımsız olmadığı, sürekli bir meslek faaliyeti içinde bulunmadığı ve tacire bağımlı olarak çalıştığı, taraflar arasındaki ilişkinin, ... ilişkisi olduğu acentelik sözleşmesinin geçersiz olduğu tespit edilmiştir. Davacı ile işveren arasındaki ... ilişkisinin sona ermesi nedeniyle, feshin haklı bir nedene dayanmaması göz önünde bulundurularak, davacı kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmıştır.
4857 sayılı ... Kanununun 59. maddesinde, ... sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için ... sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Davacının 24.11.2020 tarihli celsedeki beyanından çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığı, bu nedenle de çalışma süresine göre 170 günlük yıllık izin ücretine hak kazandığı tespit edilmiştir.
4857 sayılı ... Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir ... karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir. Davacı son 9 aylık ücretlerinin ödenmediği, taraflar arasındaki ilişkinin ... ilişkisi olduğu, davalı tarafından sunulan komisyon bedeline ilişkin faturaların, davacının ücretinin ödendiğini ispata elverişli olmadığı kabul edilerek davacının ücret alacağı hüküm altına alınmıştır.
...Davacı tanığı ...’ün davalı işverene karşı davasının bulunmaması, çalışma süresinin davacının zamanaşımına uğramayan (14.08.2014 tarihinden sonrası) tüm çalışma süresini kapsaması, ... ... ve genel tatil günlerinde (1 Ocak, 1 Mayıs ve 29 Ekim günlerinde ve dini bayramlarda çalışmadıkları, diğer resmi tatillerde ve arife günlerinde çalıştıkları anlaşıldığından, davacının fazla çalışma ve ... ... ve genel tatil günlerindeki çalışmaları hüküm altına alınmıştır. Yapılan açıklamalar gereğince aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacı ile müvekkili Şirket arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi ve ekleri uyarınca ticari ilişki bulunduğunu, davacının kabul edilen ücretinin hatalı olduğunu, davacının üst düzey yönetici olarak çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, davacının hak edişlerinin düzenli olarak ödendiğini ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre ve özellikle; acentelik sözleşmesinde, ... bağımsız değil, sürekli bir meslek faaliyeti yok ve tacire bağımlı çalışıyorsa arada ... ilişkisi olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, davacının bağımsız olmadığı, sürekli bir meslek faaliyeti içinde bulunmadığı ve tacire bağımlı olarak çalıştığı, taraflar arasındaki ilişkinin ... ilişkisi olduğu, acentelik sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu itibarla, İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ... sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ile davalı Şirket arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı, bu bağlamda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin geçerli bir acentelik sözleşmesi mi yoksa ... sözleşmesi mi olduğunun tespiti ile davalının dava dilekçesinde talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nun "Acentelik" başlıklı yedinci kısmının "A) Genel olarak, I - Tanımı" kenar başlıklı 102 nci maddesi şöyledir:
" (1) Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye ... denir.
(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere ... Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır.
(3) Taşıma, ... ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır."
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "D. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler" kenar başlıklı 19 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
..."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
....12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.