Logo

9. Hukuk Dairesi2022/15429 E. 2022/16922 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverene karşı açtığı alacak davasında kıdem ve ihbar tazminatları, fazla mesai ücreti, başarı primi, yıllık izin ücreti ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının 2012 yılı başarı priminin ödenmemesi ve manevi tazminat talebinin reddine rağmen davalı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı görülerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/7165 Esas, 2018/18835 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin ise miktardan reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından ... başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/36053 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/7165 Esas, 2018/18835 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre kabul edilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 15.025,67 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 41.530,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalı bankada 01.12.2000-08.01.2013 tarihleri arasında çalıştığını, çalıştığı dönemlerde her Şubede yöneticileri tarafından hamile kalmaması için uyarıldığını, bu sebeple hamile kalmamak için doğum kontrol yöntemleri kullanmak zorunda kaldığını, 2011-2013 yılları arasında 4 kez tedavi ile hamile kaldığını ve hepsinin düşük ile sonuçlandığını, hamilelikte yaşadığı sorunların davalı Bankanın hamile kalmaması konusundaki tutumu ve ... ortamında yaşadığı stres ve sıkıntı sonucu oluştuğunu, doktor raporunun da bunu teyit ettiğini, davalı bankada uzun yıllar fazla çalışma yaparak çalıştığı hâlde fazla çalışmanın ücretinin ödenmemesi, kendisine yöneticilik sözü verilip yerine getirilmemesi, başarı ile değil kişisel ilişkiler ile terfilerin gerçekleştirilmesi ve davalı işyerinde uygulanan psikolojik taciz (Mobbing) sebebiyle ... sözleşmesine haklı nedenle son verdiğini, davalı Bankaya baskı altında kalarak 8.645,00 TL ihbar tazminatı ödemek zorunda kaldığını, haksız tahsil edilen ihbar tazminatının davalı Banka tarafından davacıya iadesi gerektiğini ileri sürerek haksız yere ödenen ihbar tazminatı tutarındaki alacak ile kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, 2012 yılı başarı ödülü ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ... sözleşmesini ... taraflı irade beyanı ile ve hiçbir gerekçe göstermeksizin sonlandırdığını, davacının kendisini hamile kalmaması yönünde psikolojik taciz (Mobbing) uygulandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının gittiği her Şubede aynı baskıya maruz kaldığı iddiasının da hayatın olağan akışı ile örtüşmediğini, davacı tarafından sunulan 05.01.2013 tarihli doktor yazısında kısırlık nedeniyle 4 üncü kez aşılama uygulandığının ve hastada mevcut stres faktörlerinin rol oynadığının düşünüldüğünün yazılı olduğunu, bu yazının bir sağlık kurulu raporu olmayıp somut bir kanıt olarak kabulünün de mümkün olmadığını, davacının terfi verilmemesi yönündeki iddiasının da istifaya iki yıl sonra neden aranmasından başka bir anlam ifade etmediğini, istifa ederek ihbar tazminatı ödeyen davacının iki yıl sonra haklı nedenle ... akdini feshettiğini belirtmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma, yıllık izin ve prim alacağı da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı imzalı 08.01.2013 tarihli dilekçe içeriğine göre davacının ihbar tazminatı ödemek sureti ile istifa ettiği, davalı Bankanın müdürlük pozisyonuna bu beklenti içinde olan davacı yerine başka birini atamasının davacı bakımından haklı fesih nedeni oluşturmayacağı, ispatla yükümlü olan davacının kendisine psikolojik taciz (Mobbing) uygulandığını yöntemince ispatlayamadığı, bu sebeplerle kıdem tazminatı ile ödenilen ihbar tazminatının iadesine ve manevi tazminata yönelik taleplerinin reddi gerektiği, 2012 yılı Mart ayına ilişkin başarı prim ödülü talep edilmiş ise de 2012 yılı Mart ayı ücret bordrosuna göre davacıya 2.120,00 TL prim ödemesi tahakkuk ettirildiğinden talebinin yerinde olmadığı; ancak davacının bakiye 23,5 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, ayrıca itibar edilen 23.03.2016 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davacının haftada 52,5 saat çalıştığı ve yasal 45 saati aşan 7,5 saatlik fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı Tarafın İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; kıdem tazminatı alacağı ve ihbar tazminatının iadesi taleplerinin reddinin hatalı olduğunu; davacının psikolojik tacize (Mobbing) maruz kaldığını bu nedenle manevi tazminatın kabulü gerektiğini; 2012 yılı başarı primlerinin ödenmediğini, fazla çalışma ücretinin eksik hesaplandığını, manevi tazminat yönünden aleyhe vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Tarafın İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanıkların beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, fazla çalışma ücretinin aylık ücretine dâhil olduğunu, davacının ücret bordrolarını ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığını, fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini ve yıllık izin alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı kanıtlar ile bu kanıtların takdirine ve karar gerekçesine göre yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Yargıtay Kararı

Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/7165 Esas, 2018/18835 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 23.05.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 11.....2018 tarihinde tebliğ edildiği; ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 22.....2018 tarihinde karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, davalı vekilinin temyiz isteminin ise Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırında kaldığı, buna göre davacı vekilinin temyizin süresinde yapılmadığı, davalı vekilinin temyizinin ise miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

D. ... Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.

E. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 2018/36053 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararında, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği; başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Dairemiz kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fesih ile buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına, davalının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma ücreti ve başarı ödülü alacaklarının ispatı, yıllık izin ve reddedilen manevi tazminat üzerinden takdir edilen vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun hâlen yürürlükte bulunan 14 üncü maddesi ile 4857 sayılı Kanun'un 17, 24 ve 41 inci maddeleri.

3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 58 ve 417 nci maddeleri.

4. 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (Tarife).

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında davacının 2012 yılı başarı primine hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya içeriğinde bulunan bilgi ve belgeler ile tanık anlatımlarına göre her yılın başarı primi bir sonraki yılın şubat ve mart aylarında ödenmektedir. Bu durumda 2012 yılının başarı priminin, 2013 yılı Şubat ve Mart aylarında ödenmesi gerekmekte olup davacı ise 2013 yılının Ocak ayında işten ayrılmıştır. Şu hâlde davacıya ait ücret bordrolarına göre 2012 yılının Mart ayında davacıya yapıldığı kabul edilen ödeme, 2011 yılına ait başarı primi olduğundan 2012 yılı Mart ayında yapılan ödeme gerekçe gösterilerek eksik inceleme ile talebin reddi hatalı olmuştur.

3. Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu manevi tazminat isteminin reddi sebebiyle davalı yararına takdir edilen nispi vekâlet ücreti noktasındadır. İlk Derece Mahkemesinin kararı tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Tarife'nin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre; "Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur." Maddenin dördüncü fıkrasına göre ise "Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." Somut uyuşmazlıkta manevi tazminat isteminin reddine karar verildiğine göre sözü edilen Tarife'nin ikinci kısım ikinci bölümüne göre davalı yararına maktu vekâlet ücretine hükmedilmelidir. Bunun yerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/7165 Esas, 2018/18835 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

C. Davacı Temyizi Yönünden

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle olarak karar verildi.