Logo

9. Hukuk Dairesi2022/15853 E. 2023/2706 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş akdinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, devam eden ceza davasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı, kıdem ve ihbar tazminatı ile manevi tazminat, ücret, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı hakkında açılan görevi kötüye kullanma suçundan beraat kararı verilmiş ancak kararın kesinleşmemiş olması ve ilk derece mahkemesince elden ücret ödendiğine dair çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması hatalı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1941 E., 2022/1306 K.

DAVA TARİHİ : 23.09.2016

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 22. ... Mahkemesi

SAYISI : 2016/649 E., 2020/57 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı asıl ve vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat Mutlu Varol Aloğlu geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.08.2010-24.08.2016 tarihleri arasında davalı Şirket bünyesinde avukat olarak görev yaptığını, ücretinin bir kısmının elden ödendiğini, davalı Şirketin Hukuk Müşavirliği tarafından takip edilen dava ve icra dosyalarında davalı Şirket lehine hükmedilen yasal dava ve icra vekâlet ücretlerinin hukuk müşavirliğinde görevli avukatlarca paylaşılmakta olduğunu, 24.08.2016 tarihinde davalı Şirket yetkilisince müvekkiline uygulanan fiziksel saldırı, tehdit ve hakaretler sonrası ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, ücret ve vekâlet ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette 18.08.2010-26.08.2016 tarihleri arasında avukat olarak görev yaptığını, davacının uhdesinde olduğunu kabul ettiği tahsilatlar için takas ve mahsup talebinde bulunduklarını, müvekkilinin bilgisi dışında ve baş hukuk müşavirinin talimatlarına aykırı şekilde yapılan tahsilatları uhdesinde tuttuğu anlaşılan davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının son ücretinin diğer şirketlerden aldığı ücretlerle birlikte toplam 5.144,00 TL olduğunu, davacının ücret dışında ayrıca vekâlet ücreti isteminin ... mahkemesinin görev alanında olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı nezdinde 18.08.2010-26.08.2016 tarihleri arasında avukat olarak çalıştığı, davacı tanığın beyanları ile emsal ücret araştırmasına göre davacının son aylık ücretinin net 6.850,00 TL, brüt 9.581,63 TL olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davacının işveren Şirket yetkilisi tarafından hakaret, tehdit ve fiziksel şiddete maruz kaldığı ve ... sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği, davacının aylık ücretinin net 6.850,00 TL olarak kabul edilmesi sonucunda talep edilen 42 aylık elden ödenen ücretin ödendiğinin ispat edilemediği, davalı işverence sunulan parmak izi kayıtlarının eksik olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre haftalık 7,5 saat fazla çalışma yapıldığının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işyerinde hukuk müşavirliği tarafından takip edilen dava ve icra dosyalarında davalı Şirket lehine hükmedilen yasal dava ve icra vekâlet ücretlerinin hukuk müşavirliğinde görevli avukatlar arasında paylaşıldığını, davacının hak etmiş olduğu vekâlet ücreti alacağının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının son ücretinin 5.144,00 TL olduğunu, elden ödenen ücretinin ödenmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıya yönelik ve feshe neden olan eylemleri nedeni ile davacının ağır ceza mahkemesinde yargılandığını, söz konusu ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının avukat olması nedeni ile kendi çalışmasını kendisinin belirleyebilecek durumda olduğunu, bunun yanı sıra yıllık 270 saate kadar fazla çalışma ücretinin davacının ücretine dâhil olduğunu, dosyada mübrez davacının imzasını havi izin belgeleri ile sabit olduğu üzere davacının toplam 90 gün izin kullandığını, Mahkemece takas mahsup taleplerinin eksik değerlendirildiğini, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, manevi tazminat alacağına gerekçe gösterilen suçlamalar bakımından Şirket yetkilisi hakkında yapılan şikâyet neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğinden çalışma düzenine ve süresine ilişkin olarak sunulan puantaj kayıtlarının denetlenemediği ve çalışma saatlerine dair çıkarım yapılamadığı, mübrez imzalı puantaj kayıtlarının ise kısa bir dönemi kapsadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda puantaj kayıtlarının bulunduğu dönemler için bu kayıtlara, puantaj kayıtlarının bulunmadığı dönemler için ise birbirini doğrulayan tanık beyanlarına göre hesaplama yapıldığı, yapılan tespit ve hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davalı Şirket yetkilisinin davacıya hakaret ve küfür ettiği, olay günü davacıyı darp ettiği hususunun tanık beyanları ile ispatlandığı, dosyadaki verilere göre davalı işverenin dayandığı haklı fesih nedenini kanıtlamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, aynı gerekçeyle hükmedilen manevi tazminat yönünden de usul ve kanuan aykırılık bulunmadığı, ... Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/424 Esas sayılı dosyası ile görevi kötüye kullanma suçunun işlendiğinden bahisle açılan davada davacının beraatine karar verildiği, verilen kararın davalı tarafından istinaf edildiği, istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesince reddedildiği ve kararın kesinleştiği ve davacı hakkında devam eden ceza yargılamasının bekletici mesele yapılamayacağı, davacı tanıklarının elden de ücret ödendiğine ilişkin beyanları, emsal ücret yazıları, davacının görev unvanı, yaptığı işin niteliği, kıdemi de dikkate alınarak ücrete ilişkin kabulünün isabetli olduğu, davacının vekâlet ücretine dair istemini ispatlayamadığı gerekçe gösterilerek davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının yargılandığı ceza dosyasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı, ... sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına kazanıp kazanmadığı, manevi tazminat hakkı bulunup bulunmadığı, ücretin tespiti ile elden ücret ödenip ödenmediği, fazla çalışma ve izin alacaklarının ispatı ile hesaplanması konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Bekletici Sorun" kenar başlıklı 165 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir."

3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17, 32, 41, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bir davadaki asıl sorun hakkında karar verilebilmesi için daha önce çözülmesi gereken bir sorunun başka bir mahkeme tarafından başka bir davada karara bağlanması gereken hâllerde bekletici mesele söz konusu olur.

3. Derdest olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için bekletici mesele yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması ve iki dava arasında bağlantı bulunması gerekir. Mevcut olup olmadığı diğer davada kesin olarak karara bağlanacak olan hukuki ilişkinin, kısmen veya tamamen bekletilerek davaya etkili olması başka bir ifadeyle diğer dava hakkında verilecek hükmün bekletilerek davada verilecek hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir.

4. Somut olayda davalı işverence ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, davacı hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeni ile ... Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/424 Esas ve 2020/507 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada verilen beraat kararının istinaf edildiği, yapılan istinaf incelemesi sonrası ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin başvurunun esastan reddine dair kararının temyiz edildiği ve davacı hakkında verilen kararın kesinleşmediği görülmektedir. Mahkemece, ... Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/424 Esas ve 2020/507 Karar sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi gerekirken yazılı şekilde davacı hakkında verilen kararın kesinleştiğinden bahisle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

5. Somut olayda, davacı işçi vekili 23.09.2016 tarihli dava dilekçesi ile müvekkilinin aylık 7.144,00 TL ücret aldığını, ücretinin 5.144,00 TL'sinin banka üzerinden bakiyesinin ise elden ödendiğini, ücretin elden ödenen kısmının 2011 yılında yaşanan ekonomik krizde daha sonra kendisine toplu ödeneceği söylenerek kesildiğini, daha sonra müvekkilinin yoğun ısrarlarıyla 18 aylık ücretinin davalı Şirket yetkilisinin kızı E.T. vasıtasıyla müvekkiline elden ödendiğini ancak 42 aylık ücretin ödenmediğini iddia etmiş; davalı işveren Şirket ise davacının ücretinin 5.144,00 TL olduğunu savunmuştur. Mahkemece emsal ücret araştırması ve tanık beyanlarına göre davacının ücreti net 6.850,00 TL olarak kabul edilmiş ve davacıya elden ödendiği kabul edilen aylık 2.000,00 TL ücretin 42 aylık kısmının ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediğinden bahisle dava konusu alacaklar hüküm altına alınmış ise de İlk Derece Mahkemesince elden ödemeye ilişkin beyanlarına dayanılan tanıklardan O.A'nın ayrıntılı ifadeleri ile dava dilekçesinde açıklanan elden ödeme yönteminin birbiri ile çeliştiği görülmektedir. Şöyle ki davacı taraf dava dilekçesinde 18 aylık ücretin toplu ödendiğini ifade ettiği hâlde, tanık O.A'nın beyanlarında bunun aksine davacıya her ay davalı Şirket yetkilisinin kızı E.T. tarafından 2.000,00 TL'nin zarf içinde elden ödendiği belirtilmiş olup, davacının iddiaları ile örtüşmeyen tanık beyanlarına göre davacıya elden 2.000,00 TL ücret ödendiği kabul edilerek dava konusu alacakların hesaplanması ve buna göre karar verilmesi isabetli olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.