"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/917 E., 2022/1656 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.... 1. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/162 E., 2019/587 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işyerinde ... güvenliği kurallarına uyulmadığını ve birçok vincin eksik ve hatalı olduğunu bildirmesi üzerine baskı ve mobbinge (psikolojik taciz) maruz kaldığını, müvekkiline haksız saldırıda bulunmaya başladıklarını, müvekkili de doğru bildiğinden vazgeçmeyince kendisi üzerinde asılsız iddia ve iftiralarla manevi baskı, psikolojik taciz uygulanmaya başladığını, müvekkilinin yalnızlaştırmaya çalışıldığını, sürekli kaza yapan uyumsz psikolojik problemleri olan bir kişi gibi gösterilmeye çalışıldığını, hatta ... yerinin pratisyen doktoru aracılığıyla hakkında psikolojik yetersizlik raporu verilmeye çalışıldığını, müvekkilinin sık sık kaza yaptığı iddiası ile sürekli savunma vermek zorunda bırakıldığını ve bu asılsız iddilarla ... sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının ünitelerinde vinç operatörü olarak çalıştığını, davacının dilekçesinde iddia ettiği şekilde görevinin ve şirket içi düzenlemelerin gereği olan kaza bildirimlerinin dışında davacının şahsı adına İnsan Kaynakları Müdürlüğüne davacı ile çalışmak istemediklerine dair herhangi bir bildirimde bulunulmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının kendisine karşı yapmış olduğunu iddia ettiği psikolojik taciz nedeniyle açılmış olan maddi ve manevi tazminat talepli alacak davasının gerçeğe aykırı ve haksız iddialarının hiçbir surette kabulünün mümkün olmadığını, hâlen müdür unvanı ile çalışmakta olduğu Ambarlama ve Sevkiyat Müdürlüğüne bağlı Ambarlama ve Sevkiyat Başmühendisliğine davacının vinç operatörü unvanıyla transfer olduğunu, davacının her ne kadar asılsız olduğunu iddia etmiş ise de Ambarlama ve Sevkiyat Müdürlüğü bünyesinde çalışmış olduğu süre içerisinde maddi hasarlı benzer nitelikte 2 adet kaza yaptığını, davacı tarafından iddia edildiğinin aksine, ünitelerine transferi sonrası 01.11.2016 ve 26.05.2018 tarihlerinde sebep olduğu maddi hasarlı kazalar dışında bir kaza kaydının bulunmadığını, bu sebeple de sürekli ... kazası süsü verilerek davacının yıldırıldığı iddasının yersiz ve gerçeğe aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı ... Demir ve Çelik Fabrikaları TAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar asılsız olduğunu iddia etmiş ise de Ambarlama ve Sevkiyat Müdürlüğü bünyesinde çalışmış olduğu süre içerisinde maddi hasarlı benzer nitelikte 2 adet kaza yaptığını, davacı tarafından idda edildiğinin aksine 01.11.2016 ve 26.05.2018 tarihlerinde sebep olduğu maddi hasarlı kazalar dışında bir kaza kaydı bulunmadığını, bu sebeple de sürekli ... kazası süsü verilerek davacının yıldırdığı iddiasının yersiz ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacının iddasının aksine başka operatörlerin korunduklarından değil, kusurlu olmadıklarından herhangi bir ceza almadıklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının psikolojik taciz niteliğinde eylemlere maruz kaldığını ileri sürerken temelde iki farklı tarihte gerçekleşen kaza olaylarına dayandığı, davacı iddiasının aksine söz konusu kaza ve hasarlanma olaylarına ilişkin tutulan tutanakların gerçekle bağdaşmayacak şekilde davacıyı yıldırmak veya işyerinden uzaklaştırmak kastıyla tanzim edildiğini söylemenin dosya kapsamındaki delil içeriklerine göre mümkün olmadığı, söz konusu kaza ve hasarlanma olaylarına ilişkin işveren tarafından tutanak tutulması, hasar raporu düzenlenmesi ve sair işlemler gerçekleştirilmesinin yasal bir yükümlülük olduğu, 01.11.2016 diğerinin ise 26.05.2018 tarihinde gerçekleştiği, tutulan tutanak ve yapılan işlemlerin de anılan tarihler ve izleyen günlerde tesis edildiği, bu itibarla söz konusu işveren işlemlerinin hukuka aykırı olmamakla birlikte psikolojik tacizin varlığı için en önemli kriterlerden olan "sistematik olma" ve "süreklilik arz etme" unsurlarının bulunmadığı, tanık beyanları içeriğine göre de benzer eylemlerin varolmadığının anlaşıldığı, söz konusu işveren işlemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacının kendisine mobbing uygulandığına ilişkin iddiasını yaklaşık olarak ortaya koyamadığı, davacı, kendisi hakkındaki Bülent ... Üniversitesinden alınmış sağlık raporlarına rağmen ağır işlerde çalıştırılmasının kabul edilemeyeceğini, tüm bu işlemlerin davalı işverenin eşit işlem borcuna aykırılık oluşturuğunu iddiası yönünde ise davalı işverenin sağlık hizmetleri kapsamında görev yaptığı anlaşılan işyeri hekimlerinin, davacının Bülent ... Üniversitesinden alınan raporunu değerlendirerek mütalaada bulunduğu ve işverenin bu sağlık raporunu da değerlendirmek suretiyle davacıyı istihdam etmeye devam ettiği ve bu hususta da hukuka aykırı bir işlem yapılmadığı, davacının, davalı işyerinde vinç operatörü olarak çalışan ve eldeki davada tanık olarak beyanı alınan M.A. isimli işçinin 10.10.2016 tarihinde benzer nitelikte kaza geçirdiği, ancak bu çalışan hakkında gereken işlemin yapılmadığı ve bu durumun da eşit işlem borcuna aykırılık teşkil ettiği iddiası yönünden ise davalı işveren tarafından bu çalışan hakkında da davacı hakkında yapılan işlemlere benzer şekilde işlemler yapıldığı, davacının iddiasına dayanak gösterdiği tutanak, işlem ve işveren eylemlerinin süreklilik arz edecek biçimde ve sistematik olarak uygulanmamakla birlikte hukuka aykırı da olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 26.12.2019 tarihli celsede sunmuş olduğu cevap dilekçesi hiç değerlendirilmeden, Mahkemeden istemiş olduğu bilgi ve belgeler toplanmadan 26.12.2019 tarihli celse dinlenen tanık beyanları hakkında beyanda bulunma hakkı tanınmadan ayrıca davalıya yemin teklif etme hakkına imkânı verilmeden aleyhe verilen hükümün kabul edilemeyeceğini, somut olayda eşit işlem borcuna aykırı davranıldığını, eşit işlem borcuna aykırılığın ispat edildiğini, mobbing iddiası hakkında hâkimin resen araştırma yapması gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olmadığı kazalar hakkında kendisine yaptırımlar uygulandığını, müvekkili hakkında iddia edilen kazaların müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, aşırı ... ve sorumluluk yüklenerek müvekkilinin hata yapmasının beklendiğini, Mahkemece yeterince araştırma yapılmadan, tanık beyanlarına yer verilmeden, müvekkili dinlenmeden karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davacının tüm taleplerinin kabulünü karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki tanık anlatımları, kaza tutanakları, Savcılık dosyası ve işe iade dosyası içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı işçinin hedef alınarak uzun bir süreye yayılan ve sistematik hâl alan psikolojik taciz niteliğindeki davranışlara maruz kaldığı sonucuna varılamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı işçinin psikolojik tacize maruz kalıp kalmadığı, bunun sonucu olarak da maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 58 inci ve 417 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.