Logo

9. Hukuk Dairesi2022/17391 E. 2023/52 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı işçinin hizmet süresinin başlangıç tarihi ve buna bağlı olarak kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin alacakları hususunda itiraz etmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, daha önceki bozma ilamında davacı işçinin hizmet süresinin başlangıcının 03.10.2002 olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde karar vermiş olup, mahkemenin bozmaya uyarak verdiği kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2020/871 E., 2021/1086 K.

DAVA TARİHİ : 10.12.2014

KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... (Sedef Gemi AŞ) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı şirketlerin Tuzla tersanesindeki işyerinde 2002 yılından çıkış tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, davacının 3600 gün ve 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğuna dair Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı belgeyi 18.11.2014 tarihinde davalı işverene sunduğunu; ancak davalının asgari ücretten hesaplama yaptığını ve devamında ödeme yapmadığını, davacının montaj ustası olarak çalıştığını, ücretinin net 1.650,00 TL olduğunu, bir öğün yemek ve servis verildiğini, aylık ücretin bir kısmının elden bir kısmının ise bankadan ödendiğini, davacının 08.00-16.30 saatleri arasında çalıştığını, davacının 2002 yılından 2008 yılına kadar ve 2014 yılında yıllık iznini kullanmadığını, davacının ödenmemiş 700,00 TL ücret alacağı bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret ve yıllık ücretli izin alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; asıl işveren alt işveren ilişkisinden bahsedebilmek için işçilerin yalnızca bir işe veya işyerine tahsis edilmesi gerektiğini, bu davada sözkonusu şartın bulunmadığını, diğer davalı ile asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığını, davacı ile kendileri arasında da sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığını savunarak davanın husumet yokluğundan reddini istemiştir.

2. Davalı Tunatek Metal İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının 23.11.2004 tarihinde çalışmaya başladığını, 28.10.2009 tarihinde işten ayrılan davacıya 3.922,81 TL ödeme yapıldığını, davacının 02.11.2009 tarihinde tekrar çalışmaya başladığını ve 21.11.2014 tarihine kadar çalıştığını, davacının başka yerde ... bulduğu için işten ayrıldığını, yaş dışında emeklilik hakkı sebebi ile işten ayrılma hakkını kötüye kullandığını, davacının ilk dönem çalışmasının karşılığını aldığını, ikinci dönem çalışmasında ise kanunen tanınan hakkı kötüye kullandığından kıdem tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, davacının net aylık ücretinin 1.185,00 TL olduğunu, 2014 yılı Ekim ve Kasım ayları hariç tüm ücret bordrolarının imzalı olduğunu, yıllık izin ücreti için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının tüm ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.04.2016 tarihli ve 2014/663Esas, 2016/266 Karar sayılı kararı ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Aş vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.11.2020 tarihli ve 2016/31446 Esas, 2020/15940 Karar sayılı ilâmı ile davalı ... AŞ'nin tüm davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacı işçinin hizmet süresinin başlangıcının 03.10.2002 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda davacının işe giriş tarihi 03.10.2002 olarak kabul edilerek kıdem tazminatının yeniden hesaplandığı, yeni tespit edilen kıdem ve hizmet süresinin ücret ve yıllık izin alacaklarına herhangi bir etkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; pasif husumet itirazlarının ve zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davacının aralıklı hizmet sürelerinin birleştirilmesi için gerekli şartların mevcut olmadığını, yazılı deliller yerine davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanı esas alınarak hizmet süresinin belirlenmesinin hatalı olduğunu, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, yıllık izin alacağı bulunmadığını, ücret alacağının farazi yapılan hesaplama üzerinden hüküm altına alındığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hizmet süresine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2, 32 ve 53 üncü maddeleri ile 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... AŞ vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.