Logo

9. Hukuk Dairesi2022/17493 E. 2023/1497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işveren, davalı sendikanın yetki tespitinde usulsüzlükler olduğunu ve %40 çoğunluğa sahip olmadığını iddia ederek yetki tespitinin iptalini istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın %40 barajını aştığı ve işletme toplu iş sözleşmesi yapma yetkisine sahip olduğu, davacının farklı işkolundaki işyerlerinin yetki tespitine dahil edilmesi talebinin işkolu itirazı niteliğinde olduğu ve bu davada değerlendirilemeyeceği gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2672 E., 2022/2365 K.

DAVA TARİHİ : 14.12.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Asıl ve birleşen davada davacılar vekili

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi

SAYISI : 2020/419 E., 2022/261 K.

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi

SAYISI : 2020/422 E., 2021/25 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz istemine ilişkin asıl ve birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; çalışanların kişisel verilerinin Sendika tarafından usule ve hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini, bu bilgiler aracılığıyla Sendikanın müvekkili Şirket çalışanları üzerinde baskı kurduğunu, bu baskı neticesinde gerçekleşen üyeliklerin nazara alınmaması gerektiğini, bu bilgiler kullanılarak çalışanlar üzerinde baskı kurulduğunu, Sendikaların işyerlerinde çalışanların etkili bir şekilde temsil edilebilmesi için bu çoğunluğa ulaşacak şekilde ilgili işyerlerinde usule ve hukuka uygun olarak sendikalaşması gerektiğini, fakat Sendikanın müvekkilinin bağlı işyerlerinde usule ve hukuka aykırı olarak sendikalaştığına ve hatta çalışanları tehdit ettiğine dair duyumlar alındığını, ... sözleşmeleri müvekkili tarafından haklı nedenle feshedilen iki sendika üyesi çalışan ile ilgili olarak Sendikanın, üyesi olan bu çalışanların ... sözleşmelerinin haklı nedenle feshedilmelerine dayanak olaylara maruz kalan ve bu olaylara ifadelerinde yer veren çalışanlara ulaşıp ifadelerini değiştirmeleri yönünde baskı yaptığını, tüm bu durumların Sendikanın usule ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkiline bağlı işyerlerinde sendikalaşmaya çalıştığını gösterdiğini, yetki tespitine esas alınan Bakanlık kayıtlarının hatalı olduğunu, müvekkili Şirket nezdindeki sendika üyesi çalışan sayısının Bakanlık tarafından ifade edilen düzeyde olmadığını, müvekkili Şirketin toplamda 36 adet bağlı işyeri olduğunu, Bakanlığın yapmış olduğu yetki tespitinde ise bu işyerlerinden sadece 12 adet bağlı işyerinin dikkate alındığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 02.12.2020 tarihli ve 2740630 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; çalışanların kişisel verilerinin Sendika tarafından usule ve hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini, bu bilgiler aracılığıyla Sendikanın müvekkili Şirket çalışanları üzerinde baskı kurduğunu, bu baskı neticesinde gerçekleşen üyeliklerin nazara alınmaması gerektiğini, bu bilgiler kullanılarak çalışanlar üzerinde baskı kurulduğunu, Sendikaların işyerlerinde çalışanların etkili bir şekilde temsil edilebilmesi için bu çoğunluğa ulaşacak şekilde ilgili işyerlerinde usule ve hukuka uygun olarak sendikalaşması gerektiğini, fakat Sendikanın müvekkilinin bağlı işyerlerinde usule ve hukuka aykırı olarak sendikalaştığına ve hatta çalışanları tehdit ettiğine dair duyumlar alındığını, ... sözleşmeleri müvekkili tarafından haklı nedenle feshedilen iki Sendika üyesi çalışan ile ilgili olarak Sendikanın, üyesi olan bu çalışanların ... sözleşmelerinin haklı nedenle feshedilmelerine dayanak olaylara maruz kalan ve bu olaylara ifadelerinde yer veren çalışanlara ulaşıp ifadelerini değiştirmeleri yönünde baskı yaptığını, tüm bu durumların Sendikanın usule ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkiline bağlı işyerlerinde sendikalaşmaya çalıştığını gösterdiğini, yetki tespitine esas alınan Bakanlık kayıtlarının hatalı olduğunu, müvekkili Şirket nezdindeki Sendika üyesi çalışan sayısının Bakanlık tarafından ifade edilen düzeyde olmadığını, müvekkili Şirketin toplamda 36 adet bağlı işyeri olduğunu, Bakanlığın yapmış olduğu yetki tespitinde ise bu işyerlerinden sadece 12 adet bağlı işyerinin dikkate alındığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 02.12.2020 tarihli ve 2740630 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, davalı işverene ait gıda sanayii işkolunda yetki tespit başvuru tarihinde 16 adet işyeri bulunduğunu, yetki başvuru tarihinde 4.497 çalışan bulunduğunu, bu çalışanlardan 2.636 işçinin sendika üyeliği bulunduğunu, dolayısıyla Sendikanın %40 çoğunluğu sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... (Tekgıda ... Sendikası) vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; dava dilekçesindeki iddiaların, sadece Sendikanın yeterli çoğunluğa ulaşmadığı ve bir kısım duyumlar alındığına dair hiçbir somut somut veri ve kanıta dayanmayan soyut iddialardan öteye geçmediğini, müvekkili Sendika lehine verilen çoğunluk tespitinin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığını, davacı tarafın %40 çoğunluğa ulaşılamadığı şeklindeki soyut iddiasının esasen kendi yapmış olduğu bildirimlerin inkârı manasına geldiğini, eğer bu bildirimler hatalı ise yapılan hatalı bildirimler ile lehine sonuç talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sendikanın %40 nispetini aşması nedeniyle Tekgıda ... Sendikasının başvuru tarihi itibarıyla işletme toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili olduğu, işverenin farklı işkolunda yer alan başkaca bir birimin de yetki tespitinde nazara alınması gerektiği iddiasının, esas itibarıyla itiraz konusu birim bakımından işkolu itirazı niteliğinde olduğu, bu itirazın mevcut yetki uyuşmazlaığında ileri sürülemeyeceği, hukuki öngörülebilirlik ilkesi nazara alındığında uyuşmazlığın yetki tespiti için başvuru tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği, bu anlamda olmak üzere başvuru tarihi itibarıyla farklı işkollarında yer alan birim yahut işyerlerinin ... bir işyeri yahut işletme niteliğinde kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu tespit ve belirlemelere göre davacı işverenin farklı işkolunda yer alan işyerlerinin de dikkate alınması gerektiğine dair itirazının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dava bakımından davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mevcut bilirkişi raporunun, Mahkeme ara kararında belirlenen usule aykırı olarak kurulmuş bir bilirkişi heyeti tarafından hazırlandığını, bu kapsamda yeni bir bilirkişi raporu hazırlanması gerekmekteyken usule aykırı olarak kurulmuş bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporun hükme esas alınmasının, usule, hukuka ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, yetki tespitine esas alınan Bakanlık kayıtlarının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek iddiaları araştırmadan, eksik incelemeye dayalı bir karar verdiğini, müvekkili Şirketin toplamda 36 adet bağlı işyeri olduğunu, Bakanlığın yapmış olduğu yetki tespitinde ise bu işyerlerinden sadece 12 adet bağlı işyerinin dikkate alındığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Sendikanın işletmede %40 oranını geçer şekilde üyesinin bulunduğu ve bu doğrultuda işletme toplu ... sözleşmesi yapma yetkisine sahip olduğu, davacı işverenin farklı işkolunda yer alan başka işyerlerinin de yetki tespitinde nazara alınması gerektiğini ileri sürmesinin işkolu itirazı niteliğinde olduğu, söz konusu itirazın bu davada dikkate alınmasının mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.