"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2018/635 E., 2021/294 K.
DAVA TARİHİ : 16.10.2015
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Vakıfta 17.03.2004 tarihinden itibaren çalıştığını, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği her yıl için hakkı olduğu hâlde bugüne kadar hiçbir tediye alacağının ödenmediğini, davalı ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde sayılan kamu kurumlarından olduğunu, bu nedenle çalışan işçilerin yine aynı Kanun uyarınca tediye alacağı hakkı olduğunu ileri sürerek davacının ödenmeyen ilave tediye alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiş; aşamalarda davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.07.2016 tarihli ve 2015/536 Esas, 2016/321 Karar sayılı kararıyla; davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, bu nedenle davacının ilave tediye ücret alacağına hak kazandığı, bilirkişi tarafından hesaplanan ilave tediye ücreti alacağının davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Vakıf Müdürü; davalı işverenin 6772 sayılı Kanun kapsamında işyeri olmadığını, davalının 4721 sayılı ... Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bir vakıf olup özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, davalı Vakfın bazı ayrıcalıklarının olmasının kamu tüzel kişisi ya da kamu kurumu olduğunu göstermediğini, davacıya yıllık iki aylık ücret tutarında ikramiye ödenmekte olduğunu, 6772 sayılı Kanun'a göre tekrar ilave tediye ücreti adı altında ikramiye ödenmesinin kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 24.11.2016 tarihli ve 2016/740 Esas, 2016/62 Karar sayılı kararıyla; davalı Vakfın kanunla kurulmuş olması, Vakfın başkanının mülki idare amiri olması, yine Vakıf mütevelli heyetinin kamu görevlilerinden oluşması, Vakfın gelirlerinin bir kısmının Başbakanlığa bağlı fondan ve bütçeye konulacak ödeneklerden karşılanacağının kanunda belirtilmiş olması, Vakfa birtakım vergi bağışıklığının tanınması, Vakfın gözetim ve denetiminin 5263 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ile kurulan, Başbakanlığa bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmesi, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün de genel bütçe kapsamındaki bir kamu idaresi olması dikkate alınarak davalı Vakfın bu niteliği itibarıyla 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan Devlete bağlı bir kuruluş olması nedeniyle, davacının 6772 sayılı Kanun'da belirtilen ilave tediye alacağından yararlanması gerektiği; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.11.2018 tarihli 2018/9432 Esas, 2018/20393 Karar sayılı ilâmı ile; il ve ilçelerde 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu uyarınca kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Devlete bağlı, 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden olduğu ve 21.07.2017 tarihli ve 30130 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 09.....2017 tarihli ve 2016/3 Esas, 217/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının ilave tediye alacağına ilişkin olarak olumsuz bir etkisinin olmadığı; ancak İlk Derece Mahkemesince davacının çalıştığı süreye ilişkin sözleşme ve işyeri kayıtları değerlendirilerek ödenen ikramiye miktarı yıllara göre tespit edildikten sonra ikramiye ödemesi yapılan yıllar için ilave tediyenin ödendiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya ödenen ikramiye miktarları kadar ikramiye ödemesi yapılan yıllar için ilave tediyenin ödendiği kabul edilerek bilirkişi tarafından yapılan ödemelerin tenzili ile ek rapordaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Vakıf müdürü; Yargıtayın son kararları gereğince davalı Vakfın özel hukuk tüzel kişisi olup 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden olmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ikramiye ödemesinin hesaplanan ilave tediye alacağından mahsubu noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Dairemizin 29.....2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) 'usuli kazanılmış hak' kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
..."
3. Dairemizin 30.09.2020 tarihli ve 2020/2392 Esas, 2020/9942 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemiz uygulamasına göre sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları özel hukuk tüzel kişisi olup 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden değildir. Bu nedenle davalı Vakıf bünyesinde çalışan davacı işçinin 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağına hak kazanması mümkün değil ise de Mahkemece Dairemizin 13.11.2018 tarihli 2018/9432 Esas, 2018/20393 Karar sayılı sayılı ilâmına uyularak hüküm kurulmuş olup bozmaya uyulmakla davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilemeyeceği dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince hükmüne uyulan bozma ilâmı sonrası alınan bilirkişi ek raporunda 2012-2015 yılları arasındaki dönem için davacıya yapılan ikramiye ödemelerinin ilave tediye niteliğinde olduğu tespiti ile 2004-2011 yılları arasındaki döneme ilişkin bakiye ilave tediye alacağı hüküm altına alınmıştır.
4. Ne var ki dosyada mevcut 2004-2011 yılları arasındaki döneme ilişkin davacı imzalı ücret bordroları incelendiğinde; davacıya 1. İkramiye, 2. İkramiye, 3. İkramiye ve 4. İkramiye açıklamalı ödemeler yapıldığı görülmekte olup İlk Derece Mahkemesince bu ödemeler değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.