Logo

9. Hukuk Dairesi2022/6385 E. 2022/10540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin sadakat primi, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı ve miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hafta tatili çalışmasının tam olarak ispatlanamaması, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin hesabında yurt içinde geçen sürelerin dışlanmaması ve sadakat primi alacağının hesabında hatalı ücret üzerinden hesaplama yapılması hataları gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıya ait ...'ta bulunan ... Khabat Termal Elektrik Santrali inşaatında satınalma sorumlusu/müdürü olarak aylık 2.350,00 USD ücretle çalıştığını, ücretine artış yapıldığını ve en son aylık 2.450,00 USD net ücret ve yılda 2 aylık ücret tutarı sadakat primi, barınma ve günde 3 öğün yemek karşılığında 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında toplam 2 yıl 8 ay çalıştığını, çalışılan bölgede yaşanan terör olaylarının ve yerel aşiretlerin çalışanlarda yarattığı huzursuzluk ve can güvenliği endişesi nedeniyle işverenin çalışanları işbaşında tutabilmek, personel kayıplarını önleyebilmek ve ayrılan işçilerin yerine ...'den yeni işçi temin edebilmek için ... olarak sadakat primi adı altında, işçiler arasında "13. ve 14. Maaş" adı altında bir prim sistemini devreye sokup işletmeye başladığını, sadakat priminin ... sözleşmesinin bir maddesi hâline geldiğini, sonradan işe alınanlara da verildiğini, uygulamanın davalı Şirket üst yönetiminin değişinceye kadar uygulandığını ve işten ayrılanlara ödendiğini, müvekkilinin toplam 2 yıl 8 aylık çalışmasına karşılık gelen sadakat primlerinin ödenmediğini, şantiyede mevsim (yaz/kış) durumuna göre sabah ....00 veya 07.00 saatlerinde işbaşı yapıldığını, öğlen yemek molasının bir saat olarak kullanıldığını, akşam 17.00 veya 18.00 saatlerine kadar günlük 10 saat olacak şekilde çalışıldığını, hafta sonları ulusal bayram ve genel tatil, resmî tatil günlerinde de çalıştığını, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramlarının birinci günlerinde tatil yaptığını, diğer günlerinde çalıştığını beyanla fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacağı ile sadakat primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında ... Khabat Termik Santrali projesinde satınalma sorumlusu olarak çalıştığını, son ücretinin 1.600,00 USD olduğunu, müvekkili Şirkette sadakat primi adı altında bir uygulamanın söz konusu olmadığını, zaman zaman işçilere ihtiyaçlarından kaynaklanan talepleri doğrultusunda şantiye yönetiminin onayı ile ileride alacaklarından mahsup edilmek üzere yahut performans primi niteliğinde ek ödeme verildiğini, davacıya da bordrolarda görülen performans primi niteliğinde ödemeler yapıldığını, davacının bu konuda bir alacağının mevcut olmadığını, davacının da 30.10.2017 tarihli ibraname ile çalışma sürelerine, ücret ve sosyal haklarına yönelik bir itirazı olmadığını, davacının çalıştığı şantiyenin bölgedeki olumsuz koşullar nedeniyle 4 kere tahliye edildiğini, tahliye süresinin davacının pasaport kayıtlarından görmenin mümkün olduğunu, bu nedenle şantiyede düzenli bir fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığı da bordrolarda tahakkuk edilerek ödendiğini, davacının alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında 2 yıl 8 ay çalışma süresine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, yapılan emsal ücret araştırmaları, banka kayıtları ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin aylık net 2.450,00 USD olduğu, davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ekindeki kıdem ve ihbar tazminatı belgelerinden davacının davalı işveren tarafından işten çıkarıldığının kabul edildiği, davacının işyerindeki fiili çalışma gün ve saatlerini gösterir puantaj cetvelleri veya fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini gösterir ücret bordroları gibi deliler bulunmadığı, Şirket içi e-posta çıktıları ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftada 18 saat fazla çalışması bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarında işyerinde yılda iki aylık ücret karşılığı sadakat primi uygulamasının olduğu, mübrez banka ekstrelerinde ve davalı vekili tarafından sunulan imzasız ücret bordrolarında davacı adına iki kez prim adı altında ödeme yapıldığı, bunun ilkinin 2016 yılında 2.350,00 USD, ikincisinin ise 2017 yılında 2.450,00 USD olduğu, tanık anlatımları ile belgeler birlikte değerlendirildiğinde davalı işverenlikte çalışanlara sadakat priminin ödendiği, bu kapsamda da davacıya çalışmış olduğu dönem göz önünde bulundurularak yıllık iki aylık ücret tutarında sadakat primi ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, ücretin 1.600,00 USD olduğunu, davalı Şirkete karşı davası bulunan husumetli davacı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davalı işyerinde sadakat primi gibi bir uygulama söz konusu olmadığını, nitekim davacının imzaladığı ibranamede müvekkili Şirketten olan alacaklarının sayılan kalemler ile sınırlı olduğunu, ibranamede sayılanlar dışında bir alacağı olmadığını, yani prim yahut başka bir isim altında müvekkilimden bir alacağı bulunmadığını ikrar ettiğini, hesaplamada baz alınan ücretlerin hatalı olduğunu, hesaplamaların davacının ilgili dönem ücreti üzerinden yapılmadığını, ibranamenin geçerli olduğunu, geçersizliğine ilişkin davacı tarafça delil sunulmadığını, işyerinin bölgedeki olumsuz koşullar nedeniyle 4 kez tahliye edildiğini, bu dönemlerin dışlanması gerektiğini, fazla çalışma ücreti hesabının hatalı olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile emsal işçilerin dava konusu alacaklara ilişkin taleplerinin kabulüne dair kararların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, istinafa konu olayda yapılan işin niteliği, taraf tanıklarının beyanları, emsal dosyalar ve tüm dosya içeriği dikkate alındığında, davacının bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatladığı, davacının ...’de bulunduğu süreler dışlanarak yurt dışında çalıştığı dönemlerdeki alacaklarının hesaplandığı, hükme esas alınan ücretin banka ve puantaj kayıtları, tanık beyanları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek tespit edildiği, işçinin yaşı, kıdemi ve yaptığı işin niteliği ile uyumlu olduğu, istinaf konusu ibranamede geçen alacakların miktarları açıkça gösterilmediğinden ibranameye itibar edilmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerin yanı sıra davacının yurt dışında geçen çalışma dönemleri bakımından ilgili ülke hukukunun uygulanması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan %30 oranındaki uygun indirimin yeterli olmadığı ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hafta tatili çalışmasının ispatı, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücretinin hesaplanma yöntemi ve sadakat primine esas alınan ücret noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 ncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.

7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

8. Somut olayda hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının hafta tatili çalışmasının davacı tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik yok ise de davacı tanığı Ç.H.'nin "...... şantiyesinde çalışırken haftanın 6 günü çalışıp bir günü dinleniyorduk,..." şeklindeki beyanlarından; davacının ayda 2 hafta tatilinde çalıştığını tam olarak ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu hâlde davacının hafta tatili alacağının reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

9. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 29.01.2015-30.04.2016 tarihleri arasındaki döneme ilişkin fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hesaplanırken davacının yurt içinde bulunduğu sürelerin dikkate alınmadığı görülmektedir. Mahkemece davacının 29.01.2015- 30.04.2016 tarihleri arasındaki dönemin tamamında yurt dışında fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığının kabulü yerinde değildir. Yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına göre yurt içinde geçirilen süreler dışlanarak hesaplanacak alacaklar hüküm altına alınmalıdır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

10. Dava konusu sadakat primi alacağının hesabında davacıya 2016 yılı için 2.350,00 USD ücret ödendiği hususu gözetilmeksizin hesaplamanın tamamı için davacının 2.450,00 USD ücret aldığı kabulü ile söz konusu prim alacağının hüküm altına alınması hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.