"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 29. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ... AŞ vekili ile davalı ... AŞ (... Şirketi) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ... AŞ vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 27.10.2014-31.12.2018 tarihleri arasında davalılar ... Şirketi ve ... ... İnş. AŞ (... Şirketi) bünyesinde inşaat teknikeri/saha sorumlusu olarak çalıştığını, asıl işveren ... ... AŞ'nin uzmanlık gerektiren altyapı işleri için ... Şirketi ile anlaştığını, ... Şirketinin de ... Şirketi ile anlaştığını, bu nedenle davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, ... sözleşmesinin haksız nedenle feshedildiğini, haftanın 7 günü 07.00-20.00 saatleri arasında ve tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve yıllık izin ücret alacakları ile 2016-2018 yılları arasında elden ödenmesi gereken ücret alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Şirketin erişim şebekeleri bakım ve onarım sözleşmesi kapsamında üstlendiği işin bir kısmını anahtar teslim ... olarak diğer davalı ... Şirketine devrettiğini, davacının ... Şirketi ile sözleşme imzaladığını, devredilen ... bakımından müvekkili Şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkili Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini ve ücret iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunarak davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkili Şirketin ihale makamı konumunda olduğunu, diğer davalı Şirketler ile arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının işverenlerinin diğer Şirketler olduğunu, dava konusu işi ihale ile ... Şirketinin aldığını, işbu Şirketin diğer davalı Şirket ile sözleşme imzaladığını, müvekkili Şirketin sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... Şirketi, cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ... AŞ ile ... Şirketi arasında erişim şebekeleri bakım ve onarım sözleşmesi imzalandığı, davalı ... Şirketinin üstlendiği işin bir bölümünü yüklenici sözleşmesi ile diğer davalı ... Şirketine yaptırdığı ve 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi anlamında davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun anlaşıldığı, zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı; emsal ücret araştırması, işin ve işyerinin niteliği, tanık beyanları ile çalışma hayatı koşulları birlikte değerlendirildiğinde, iddia gibi davacının net 3.700,00 TL (brüt 5.175,48 TL) ücret ile çalıştığı, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, davacının tüm hafta tatili günlerinde çalıştığı, haftada 16,5 saat fazla çalışma yaptığı, dinî bayramların iki günü ile diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalıştığı, ödenmeyen yıllık izin ve aylık ücretinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ... AŞ vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... ... AŞ vekili; davacının ... ... AŞ işçisi olmadığını, davalı Şirketin ihale makamı olduğunu, erişim şebekesi yapım işinin anahtar teslimi yoluyla diğer davalılardan ... Şirketine verildiğini, müvekkili Şirket ile diğer davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, davacının muhatabının diğer davalı Şirket olduğunu, davacının ücretinin de hatalı belirlendiğini, tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde olduğunu, ücret bordroların aksinin ancak yazılı delille ispat edilebileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; davacının ... Şirketinin işçisi olduğunu, ödemelerden de bu Şirketin sorumlu olduğunu, ücretin banka aracılığı ile ödenip elden ödeme olmadığını, aylık brüt ücretin 3.000,00 TL olduğunu, davacının ücrete ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davacının belirli süreli ... sözleşmesi ile çalıştığını, dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, davacının tanıklarla aynı dönem çalışması olup olmadığının araştırılması gerektiğini, kesintisiz bu kadar ağır çalışmanın mümkün olmadığını ve davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davalı ... AŞ ile davalı ... AŞ arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesine göre davalı ... “... ... işyerleri dışında, ayrıntıları ek protokollerde belirtilecek olan, fiber optik ve bakır kablolu erişim şebekesi yapım işleri ile proje ve ankastre yapımı işlerinin kısımlar halinde veya bir bütün olarak yapılması ve bu işlerde kullanılacak malzemenin temin edilmesi de dahil ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere her türlü erişim şebekesi” yapım işini üstlenmiş, davalı ... ile davalı ... şirketi arasında akdedilen sözleşme ile de yukarıda sözü edilen işin ... ili sınırları içindeki kısmı davalı ... şirketine verilmiştir. Davalılar arasındaki sözleşmelere konu işler anahtar teslimi niteliğinde ... değildir. İşverenin asıl faaliyet alanı olan mal ve üretim alanı dışında bir yapım işi söz konusu değildir. Davalı ... AŞ’nin asıl işinin alt yapısını oluşturan şebeke yapım işi üstlenilmiştir. Üstlenilen bu işin asıl işle bağımlı ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bir ... olduğu gözetildiğinde, davalılar ... ... AŞ ile ... AŞ arasında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, diğer davalının da alt işverenin taşeronu olduğu anlaşılmıştır.
Davacının yaptığı ..., kıdemi, emsal ücret araştırmaları ve tanık beyanları dikkate alınarak tespit edilen ücretinin, istinaf denetiminden geçen işe iade dosyasındaki ücreti ile uyumlu olduğu, işyerindeki fiili çalışma gün ve saatlerini gösteren bordro puantaj vb.kayıtlar sunulmadığından davacının fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile dini bayramlar dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı anlaşıldığından davalı yanın husumete ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Emsal ücret araştırması yapılmış, davacının aldığını belirttiği ücret emsallerin altında olduğundan taleple bağlı kalınarak ücret belirlenmiştir. Elden ödeme iddiası tanık beyanları ve emsal dosyalarla da sabittir. Davacı 2016,2017, 2018 yıllarına ait elden alınan ücretlerinin ödenmediğini ileri sürüp aksi kanıtlanmadığından mahkeme kararı isabetlidir.
... ifa edilirken fazla mesai yapılıp hafta tatili ve ...'lerde çalışıldığı tanık delili ile kanıtlanıp %30 hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmiştir. Haftalık 16,5 saat fazla mesai yapıldığı kabulü emsal dosyalarla da uyumludur.
Davacı ... teknikeri olarak belirsiz süreli ... akdi ile çalışıp ... akdinin haklı ve bildirimli olarak feshedildiğinin ispat külfeti üzerinde bulunan davalı işverence kanıtlanmadığı..." gerekçesiyle davalı ... ... A.Ş vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ... AŞ vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... ... AŞ vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalılar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği ile bu bağlamda ... ... AŞ'nin sorumluluğu, alacakların hesabı ve ispatı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
2. 4857 sayılı Kanun'un "Fazla çalışma ücreti" kenar başlıklı 41 inci maddesi ile "Kamu makamlarının ve asıl işverenlerin hakedişlerinden ücreti kesme yükümlülüğü" kenar başlıklı 36 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
3. Dairemizin 07.02.2019 tarihli ve 2015/29718 Esas, 2019/2927 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
Alt işverene verilen ..., işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen ... işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir ... olmalıdır.
Asıl alt işveren ilişkisinin gerçekleşmesi için, asıl işverenin mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işi yada asıl işin bir bölümünü alt işverene vermesi gerekir. Verilen ..., mal veya hizmet üretimine ilişkin olmayan bir ... ise, bu tür bir ilişki doğmaz.
Alt-asıl işveren arasındaki ilişki, niteliğine göre, eser, taşıma, kira gibi sözleşmelere dayanır. Alt işveren üstlendiği işi sözleşme koşulları doğrultusunda, ama kendi adına ve bağımsız bir biçimde yürütür. Çalıştırdığı işçilerle kendi adına ... sözleşmesi yapar; gerekli talimatları verir; işçilere ücretlerini kendisi öder; ücret bordrolarını düzenler; SSK primlerini yatırır.
Öncelikle asıl ..., yardımcı ... ve anahtar teslimi ... kavramları üzerinde durmak gerekir.
Asıl ..., mal ve hizmet üretiminin esasını oluşturan iştir ve bu ... doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alır ve üretimin zorunlu unsurdur. Asıl işverenin faaliyet alanına göre belirlenir.
Yardımcı ..., işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan, ancak asıl ... devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir.
Anahtar teslimi işten bahsedilmesi için;
Alt işverenin asıl işverenden aldığı işin,
Asıl işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşıması,
İşyerindeki üretimle ilgisinin olmaması veya asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmaması, verilen işin asıl ... yada yardımcı ... niteliğinde olmayıp, başkaca bağımsız bir ... olması gerekir.
Burada önemli olan asıl işverene ait “...” kavramının hangi ... olduğudur. Asıl işverene ait olan ve alt işverenin yapacağı ..., asıl işverenin ürettiği mal ve hizmet süreci içinde veya tamamlayıcı olmalıdır.
İşin bir bölümünde işçi çalıştırmayan, işin tamamını anahtar teslimi ve ihale yolu ile başkasına devreden ve işten elini çeken kişi asıl işveren olarak nitelendirilemez.
Görüldüğü gibi anahtar teslimi işte, işverenin asıl faaliyet alanı olan mal ve üretim alanı dışında bir yapım işi söz konusudur.
..."
4. Dairemizin 21.....2022 tarihli 2022/4626 Esas, 2022/8090 Karar sayılı kararında 4857 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin kapsamı şöyle açıklanmıştır:
" ...
2. 4857 Sayılı Kanun’da, kamu kurumları ve kuruluşları bakımından ücretin korunması kapsamında özel bir sorumluluk hâli öngörülmüştür. Bu çerçevede Kanun'un 36 ncı maddesinde, “Kamu makamlarının ve asıl işverenlerinin hak edişlerinden ücreti kesme yükümlülüğü” başlığı altında “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir.
3. İhale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin üç aylık ücretten sorumluluğu, kanundan doğan bir sorumluluktur. Yukarıda değinildiği gibi ihale makamı için öngörülen bu sorumluluk sadece ilgili hükümde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarıyla sınırlıdır.
..."
5. Dairemizin 12.09.2022 tarihli ve 2022/8184 Esas, 2022/8814 Karar sayılı kararında fazla çalışma ücretine ilişkin yerleşik ilke şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
... "
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... ... AŞ vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukuki ilişki ve bu ilişkinin davaya etkisi noktasındadır.
3. Davalı ... ... AŞ ile davalı ... arasında 22.07.2014 tarihinde erişim şebekeleri yapım sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin 2 nci maddesinde sözleşme konusu; "... bu sözleşme, bir çerçeve yapım sözleşmesi niteliğinde olup, sözleşmenin konusu, ... ... işyerleri dışında ayrıntıları ek protokollerde belirtilecek olan, fiber optik ve bakır kablolu erişim şebekesi yapım işleri ile proje ve ankastre yapımı işlerinin kısımlar halinde veya bir bütün olarak yapılması ve bu işlerde kullanılacak malzemenin temin edilmesi de dahil ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere her türlü Erişim Şebekesi yapım işinin Yüklenici tarafından yerine getirilmesi ile tarafların söz konusu işin yerine getirilmesinden doğan hak ve yükümlülükleri ile taraflar arasındaki hesaplaşma esas ve usullerini belirlemektir." şeklinde açıklanmıştır. Sözleşme, 3 yıl sürelidir ve idari şartnamede ihtiyaç duyulması hâlinde bir yıl daha uzatılabileceği kararlaştırılmıştır.
4. Davalı ... ile diğer davalı ... Şirketi arasında ise 18.08.2014 tarihinde yüklenici sözleşmesi başlığı ile ... ... AŞ ile ... Şirketi arasında 22.07.2014 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında belirtilen işlerin yüklenici tarafından yapılması konulu bir sözleşme imzalanmıştır. Davacı, bu sözleşme kapsamında çeşitli şantiyelerde inşaat teknikeri/saha sorumlusu olarak 27.10.2014 tarihinden fesih tarihine kadar çalışmıştır.
5. İlk Derece Mahkemesince, davalı ... ... AŞ ile davalı ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, bu ... kapsamında davalı ... Şirketinin de alt yüklenici olarak davalı ... Şirketinden ... aldığı kabul edilmiş ve dava konusu alacaklardan tüm davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
6. Ne var ki dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile özellikle davalılar ... ... AŞ ile davalı ... arasında düzenlenen sözleşme içeriğinden ... ... AŞ'nin Anadolu Merkez Bölgesine ait her türlü erişim şebekesi yapım işini, anahtar teslimi suretiyle davalı ... Şirketine verdiği ve davalı ... Şirketinin bu kapsamda sözleşmede belirli olan tüm yapım işlerini yapmayı üstlendiği anlaşılmaktadır.
7. İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararında da vurgulandığı üzere, 4857 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinde ihale makamı için öngörülen sorumluluk sadece ilgili hükümde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarıyla sınırlıdır. Davalı ... AŞ ise özel hukuk tüzel kişisi olduğundan Şirketin, bu madde hükmüne göre ücret alacağı yönünden de herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
8. Hâl böyle olunca davalı ... ... AŞ yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
9. Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık konusu, fazla çalışma ücreti alacağıdır. Davacı, 27.10.2014-31.12.2018 tarihleri arasında erişim şebekesi yapım işinde çalışmış olup dava dilekçesinde çalışmasının, haftanın 7 günü 07.00-20.00 saatleri arasında ve tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde olduğu ileri sürülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık H.T.'nin davacı ile menfaat birliği içinde bulunması sebebiyle beyanlarına diğer yan delillerle birlikte değer verileceği açıklanmış ve davacının günde 10 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresi olduğu, haftanın 3 günü ayrıca 2 saat daha fazla çalışma yaptığı belirtilerek haftada 16,5 saat için fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ayrıca davacının tüm hafta tatilleri ile dinî bayramların iki günü ve diğer ulusal bayram ve genel tatillerin tamamında çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak bu kabul dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
10. Davacı tanıklarından H.T.; proje koordinatörü olarak ... merkez şantiyesinde çalıştığını, günlük raporlar kendisine geldiği için davacının çalışma koşullarını bildiğini, davacıyı ...'de görmese de ... ve ...' de gördüğünü, çalışma saatinin 08.00-18.00 saatleri arasında olduğunu bazen 21.00-22.00 saatlerine kadar çalışıldığını beyan etmiştir. Davacı tanığı B.D. ise çalışma saatlerinin normalde 08.00-17.00 saatleri arasında olduğunu; ancak sabah işin 07.00'de başladığını, akşam çıkış saatinin ise belli olmadığını ifade etmiştir.
11. Davacı tanıklarından H.T.' nin davacı ile menfaat birliği içinde bulunduğu ve görgüye dayalı beyanda bulunmadığı anlaşıldığından, İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz ilke kararı gereğince beyanına ihtiyatla yaklaşılması isabetli olmuştur. Diğer davacı tanığı B.D. İse davacı ile Sincan şantiyesinde birlikte çalıştığını daha sonra davacının ...'ye gönderildiğini ve ... şantiyesinde de davacıyla beraber çalışmadığını belirttiğinden öncelikle tanık B.D. ile davacının Sincan şantiyesinde tam olarak hangi süre içerisinde birlikte çalıştığı belirlenerek fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretine ilişkin hesaplama bu süre ile sınırlı olarak yapılmalıdır. Bu süre dışında kalan dönemler bakımından ise belge bulunmadığı, davalı tarafın tanık dinletmediği ve davacı tanığının beyanına sadece davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı itibar edilebileceği dikkate alınarak fazla çalışma yapıldığının, hafta tatili günlerinde çalışıldığının ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yapıldığının ispatlanamadığının kabulü gerekmektedir.
12. Ayrıca tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre davacının 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığının tespiti doğru ise de ayrıca haftanın 3 günü 2'şer saat daha fazla çalışma yapıldığı hususunun açık bir şekilde ispatlanamadığı anlaşıldığından fazla çalışma ücretinin hesaplanacağı dönem için davacının, 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.