Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8042 E. 2022/8992 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverenden talep ettiği kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ödenmeyen ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının miktarının tespiti ve ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin tam olarak tespit edilememesi, fazla mesai ve resmi tatil alacaklarına dair iddialarını destekleyen yeterli delilin bulunmaması, kıdem tazminatı hesabında kullanılacak ücretin belirlenmemiş olması ve ilk derece mahkemesinin Yargıtay'ın bozma kararına uymaması hususları gözetilerek, direnme kararının bozulması ve yerel mahkemenin bozma ilamına uygun karar vermesi gerektiği değerlendirilerek hüküm onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.10.2004 - 17.10.2011 tarihleri arasında uzman doktor olarak görev yaptığını, net ücretinin 13.500,00 TL olduğunu ancak Sosyal Güvenlik Kurumuna gerçek ücret üzerinden bildirim yapılmadığını, kayıtlarda görünen ücretin banka hesabına, aşan kısmın ise elden ödendiğini, davacının 2011 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin ücretlerinin hiç ödenmediğini, Ekim ayı ücretinin ise eksik ödendiğini, ayrıca davacının 2008 yılının Şubat ayından kalan toplam 8.600,00 TL ücretinin de davalı uhdesinde kaldığını, toplamda 40.574,00 TL ücret alacağının bulunduğunu, ücretlerinin ödenmeyeceğini anlayınca haklı sebeple ... sözleşmesini feshettiğini, çalışma süresince fazla çalışma yapan ve tatil günlerinde de çalışmaya devam eden davacının yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ödenmeyen ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ....12.2005 - 01.08.2006 tarihleri ile 07.04.2009 - 13.11.2010 tarihleri arasında tam zamanlı, 13.11.2010 - 17.10.2011 tarihleri arasında kısmi süreli çalıştığını, tüm çalışma dönemlerinden müvekkili Şirketin sorumlu tutulamayacağını, ücret miktarına ilişkin iddianın gerçeği yansıtmayıp, aylık ücretin belirtilen miktarda olmadığını, ayrıca ücretinin ödenmediği hususunda herhangi bir ihtar gönderilmediğini, kendi isteği ile işten ayrılan davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının çalıştığı birimde nöbet sistemi olduğundan fazla çalışma yapılmadığını, kaldı ki 12.10.2010 tarihli hizmet sözleşmesinde de davacının kısmi zamanlı olarak çalışacağının açıkça düzenlendiğini, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapmadığını, yıllık izinlerini kullanan davacının ödenmemiş ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 02.10.2004 - 07.10.2011 tarihleri arasındaki çalışmasının da davalı Şirket nezdinde geçtiği, iddia edilen çalışma döneminin tamamından davalının sorumlu olduğu kabul edilmiş ve davanın son ücretinin net 13.500,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır.

Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 07.04.2015 gün ve 2015/4312 Esas 2015/6432 Karar sayılı kararı ile ücret miktarına ilişkin araştırmanın yetersiz olduğu, davacının yaptığı ... ve kıdemi açıklanmak suretiyle meslek odalarından ve ilgili sendikalar ile ... ilinde faaliyet gösteren diğer özel sağlık kurum ve kuruluşlarından davacının alabileceği ücretin sorularak emsal ücret araştırması yapılması gerektiği, ayrıca fazla çalışma alacağına yönelik talep bakımından da hastanede tutulan ameliyat kayıtları, nöbet çizelgeleri gibi işyeri kayıtları ile Medula sistemiyle ilgili kayıtlar celbedilmek suretiyle davacının çalışma sisteminin ve süresinin bu kayıtlar da esas alınarak değerlendirilmesi, belirlenen günlük çalışma süresinden ara dinlenme süresinin de düşülmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 15.01.2016 tarihli ve 2015/432 Esas 2016/39 Karar sayılı kararı ile önceki gerekçeye ilaveten Mahkemece verilen ilk kararın usul ve kanuna uygun bulunduğu, Yargıtay bozma kararının ise usul ve kanuna uygun bulunmadığı belirtilerek önceki kararda direnilmesine karar verilmesi üzerine direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2020 gün 2016/2049 Esas 2020/509 Karar sayılı kararı ile davacının tüm çalışma dönemini kapsayan banka hesap ekstrelerinin getirtilip davalı işveren tarafından davacının hesabına yatırılan ve tutarları 8.000,00 TL ile 10.000,00 TL arasında değişen ödemelerin aylık ücret alacağına ilişkin olup olmadığının değerlendirilerek davacının ücretinin ne kadar olduğu konusunda bir sonuca varılması gerektiği, taraflarca işyeri kayıtlarına delil olarak dayanılmadığı, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesabına esas beyanda bulunan davacı tanıklarının aynı işveren aleyhine dava açmaları nedeniyle menfaat birlikteliklerinin bulunduğu, bu konudaki alacak taleplerinin ispatına yarar başkaca yan delil bulunmadığından, davacının fazla çalışma yaptığına, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasını yöntemince kanıtlayamadığı ve davacının ... sözleşmesini ödenmeyen ücret alacaklarının bulunması nedeniyle feshetmesi ve 2011 yılı Ağustos ve Eylül ayı ücretlerinin davalı işveren tarafından davacı işçiye ödenmediğinin anlaşılması karşısında davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekeceği ancak, aylık ücret tutarının belirlenmesine yönelik yapılacak araştırma sonrasında belirlenecek ücret miktarı ile gerekirse kıdem tazminatı tavan tutarı dikkate alınarak kıdem tazminatının hesaplanması gerektiği yönündeki gerekçeler ile önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, bozma kararı üzerine Mahkemece bozma ilâmına uyularak verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyasının Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.