Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8407 E. 2022/9371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesinin yetkisizlik kararının davacı vekiline usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve buna bağlı olarak davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yetkisizlik kararının davacı vekilinin elektronik posta adresine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, vekilin ücretsiz izinde olmasının tebligatın geçerliliğini etkilemediği, davacının birden fazla vekili bulunduğu ve bir vekile yapılan tebligatın yeterli olduğu, bu nedenle eski hale getirme şartlarının oluşmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2019 tarihli ve .... Karar sayılı kararı, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.07.2019 tarihli ve .... Karar sayılı kararı ile kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2020 tarihli ve 2019/573 Esas, 2020/484 Karar sayılı kararı da Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ve ... Karar sayılı kararı ile kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ikinci gönderme kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince, yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yetkisizlik kararı kesinleşmesine rağmen iki haftalık kanuni süre içinde gönderme talep edilmediği gerekçesiyle 08.09.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar verilmiştir.

Davacının eski hâle getirme talep etmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen 07.10.2021 tarihli ek karar ile davacı vekilinin eski hâle getirme talebinin kabulü ile 08.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve "... kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içersinde dosyanın yetkili ve görevli ... Nöbetçi ... Mahkemesine gönderilmesine, talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesine, ...” karar verilmiştir.

08.09.2021 tarihli ek kararın davacı vekili, 07.10.2021 tarihli ek kararın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemenin 07.10.2021 tarihli ek kararının kaldırılması ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından tebliğ edilen 940226 sayılı yetki tespiti yazısına itirazlarının bulunduğunu, müvekkili Şirketin asıl iştigal konusunun hayvancılık olduğunu, davalılardan Tarım-... Sendikasının başvurusu ile diğer davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından müvekkili işyerinde toplu ... sözleşmesi için Tarım-... Sendikasına yetki verilmesinin tamamen haksız ve usulsüz olduğunu, 10.04.2019 tarihli yazıda çalışan işçi sayısının 47 olarak belirtildiğini, yazının tebliğ edildiği tarih itibarıyla 36 işçi çalıştığını, müvekkili işyerinde çalışan 6 işçinin, müvekkili Şirket yetkilisi ile irtibat kurarak muhtelif tarihlerde aynı işyerinde birlikte çalıştıkları arkadaşları Hurşit Kaya tarafından, işverence Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin düzenli yatıp yatmadığı hususunun kontrol edileceği bahanesi ile e-Devlet şifrelerinin alındığını ve iradeleri dışında e-Devlet üzerinden sendika üyeliklerinin yapıldığını, iradeleri dışında üye yapılmaları nedeni ile üye sayısı belirlenirken hesaba katılmamaları gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 940226 sayılı yetki tespiti yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığın işleminin usul ve kanuna uygun olarak tesis edildiğini, davacı tarafın asılsız ve dayanaktan yoksun iddialarının reddi gerektiğini, yetki tespitinde çalışan ve sendikalı üye sayısı hesaplanırken işverene tebliğ tarihinin değil kanundaki gibi sendikanın başvuru tarihinin dikkate alındığını, Bakanlık kayıtlarına göre Tarım ... Sendikasının davacı şirkete bağlı işyerinde toplu ... sözleşmesi yapmak için 04.04.2019 tarihinde başvuruda bulunması üzerine bu tarih itibariyle işyerinde 47 işçinin çalıştığını, bunlardan 25 işçinin adı geçen sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 08.09.2021 tarihli ek kararı ile yetkisizlik kararının kesinleşmesine karşın iki haftalık kanuni süre içinde gönderme talep edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

3. Davacının eski hâle getirme talep etmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen 07.10.2021 tarihli ek karar ile;

“1-Davacı vekilinin süresinde yaptığı talep haklı görülmekle HMK 95 ve devamı maddeleri uyarınca eski hale getirme talebinin kabulüne, 2-Mahkememizin 08/09/2021 tarih, 2021/403, 2021/385 sayılı Davanın Açılmamış Sayılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına, 3-İşbu kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içersinde dosyanın yetkili ve görevli ... Nöbetçi ... Mahkemesine gönderilmesine, talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesine, ...” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 08.09.2021 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili, 07.10.2021 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz olduğuna ve kararın tebliğinin Mahkemece yapılmasına dair karar verilmiş olmasına rağmen bu kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, bu hususun adil yargılanma haklarını zedelediğini, Bölge Adliye Mahkemesinin yetkisizlik kararı uyarınca İlk Derece Mahkemenin tekrar yetkisizlik kararı vermesinin usule ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 23 üncü maddesine aykırı olduğunu, her ne kadar ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2021/574 Esas, 2021/926 Karar sayılı ilâmı ile verilen yetkisizlik kararı sonucu Mahkeme tarafından tekrar yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olsa da bu kararın tebliğinde de usulsüzlük olduğunu, Mahkeme tarafından verilen gerekçeli kararın 07.07.2021 tarihinde taraflarınca yetki belgesi ile görevlendirilen Av. ...'e e-tebligat yoluyla tebliğ edildiğini; ancak o tarihte Av. ... doğum izninde ve devamında ücretsiz izinde olduğundan anılan tebligattan haberlerinin olmaması nedeniyle taraflarınca dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçe verilememiş olduğunu, Mahkemeden 08.09.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine dair tebligat gelince durumun farkına varıldığını, bu hususun hem vekil olarak kendilerinin hem de müvekkili Şirketin mağduriyetine neden olacağını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde; avukata verilen yetki belgesinin vekâletname hükmünde olduğunu, bu sebeple davacı vekilinin vekil olmadığı ve bu sebeple yapılan tebligatın geçerli olmadığı yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, eski hâle getirme usulü şartlarının huzurdaki davada sağlanmadığını, avukatın doğum izninde olması ve bu sebeple sürenin kaçırılmış olmasının gerekli şartları sağlayacak bir husus olmadığını, davacı tarafın talebinin somut olay yönünden yerinde olmadığını, eski hâle getirme talebinin reddi gerektiğini, Mahkemece verilen yetkisizlik kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması ile davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“...

Mahkemece, 07.10.2021 tarihli ek karar ile davacı vekilinin eski hale getirme talebinin kabulüne ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Eski hale getirme, elde olmayan sebeplerle süresinde yapılamayan bir işlemi sonradan yapma imkanı verebilmek için getirilmiş bir müessesedir. Eski hale getirme talebinin kabul edilebilmesi için sürenin arzu ve ihtiyar dışında elde olmayan bir sebeple kaçırılması (6100 sayılı HMK. md. 95/1), süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca başka bir hukuki yoldan ulaşılamaması (md.95/2), eski hale getirme talebinin engelin kalkmasından itibaren 2 hafta içinde yapılması (md.96/1), en geç nihai karar verilinceye kadar eski hale getirme talebinde bulunulması (md.96/2) gerekir.

Somut olayda, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar nihai bir karardır. Nihai kararlara karşı istinaf yolu açık olup eski hale getirme talebinde bulunulduğu tarih itibarıyla henüz istinaf başvuru süresi dolmamıştır. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen sonuca, nihai kararın istinaf edilmesi suretiyle ulaşılması mümkün olduğundan, eski hale getirme talebinde bulunulamaz. Yargılamadan el çekmiş olan mahkemelerin, eski hale getirme yoluyla verdikleri nihai kararı değiştirme ya da ortadan kaldırmaları da usulen mümkün değildir.

Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 07.10.2021 tarihli eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek karar kaldırılarak davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin incelemesi yapılmıştır.

Dosya kapsamına göre, gerekçeli kararın, davacı vekilinin elektronik posta adresine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar vekilin, tebligat tarihinde ücretsiz izinde olduğu ileri sürülmüş ise de E-Tebligat Yönetmeliği 13.(8) maddesi kapsamında, davacı vekilinin e-posta adresini askıya alma işlemini yapmadığı, öte yandan 7201 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca vekil birden çok ise bunlardan birine yapılan tebligatın yeterli olduğu, dosya kapsamından; davacı vekili Av. ... tarafından 24.12.2019 tarihinde, müvekkilince verilen bütün yetkileri kullanmak ve vekaletname yerine geçmek üzere Av. ...'e yetki verildiği, ismi geçen avukatın azledildiğine ilişkin belgeye de rastlanılmadığı, bu haliyle davacının birden fazla vekille temsil edildiği, birden fazla vekille takip edilen işlerde tebligatın vekillerden birine yapılmasının yeterli olduğu ve vekillerden birinin mazeretinin bulunmasının sürelerin işlemesine engel teşkil etmeyeceği ve eski hale getirme koşullarının oluşmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, davalı bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu ...”gerekçesiyle;

“1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, buna göre ilk derece mahkemesince verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, ancak dosyada delillerin toplanmış olmasına göre karardaki hata ve eksikliklerin yerel mahkemesine gönderilmeksizin dosya üzerinden Dairemizce değerlendirilip yeniden hüküm kurulabileceği anlaşıldığından, HMK 'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca yerel mahkemenin 07.10.2021 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın Açılmamış Sayılmasına ...” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/574 Esas, 2021/926 Karar sayılı ilâmının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu hususun adil yargılanma haklarını zedelediğini, kanun maddesinde açık olduğu üzere Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ... ... mahkemelerinin yetkisizliğine ve ... ... mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiş olup bu karara göre İlk Derece Mahekmesince yapılması gerekenin Bölge Adliye Mahkemesinin kesin kararına istinaden dosyayı ... ... mahkemelerine resen göndermek olduğunu, tekrar yetkisizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olsa da bu kararın tebliğinde de usulsüzlük olduğunu, Mahkeme tarafından verilen gerekçeli kararın 07.07.2021 tarihinde yetki belgesi ile görevlendirilen Av. ...'e e-tebligat yoluyla tebliğ edildiğini, ancak o tarihte Av. ... doğum izninde ve devamında ücretsiz izinde olduğundan anılan tebligattan tarafının haberi olmadığını ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçe verilmesinin mümkün olamadığını, Av. ...’in müvekkili tarafından verilen vekâletnamede vekil olmadığını sigortalı çalışan olduğunu, tebligatın Av. ...'in ücretsiz izinde olduğu zamana denk gelmesinin, diğer istinaf gerekçeleri kabul edilmediği takdirde haksız yere müvekkilinin hak kaybına uğramasına neden olacağını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesinin yetkisizlik kararının davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, buna göre dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilebilmesi için kanuni iki haftalık sürenin geçtiği gerekçesiyle Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği hususundadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.