"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 10. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 13.07.2011 tarihinden 27.12.2016 tarihine kadar davalı Şirkette birikim uzmanı olarak çalıştığını, müvekkiline ve diğer çalışanlara 01.08.2011 tarihli başarı prim sistemi duyurusu yapıldığını, başarı prim sisteminde yer alan değerlendirme uygulandığında müvekkilinin rezerv performans primlerine hak kazandığını, müvekkilinin hak etmiş olduğu rezerv performans primlerinin, 2012 yılında aylık brüt ücretlerinin 5 katını aşmış olması sebebiyle sözleşme hükümlerince 2013 yılının Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında ödenmesi gerektiğini, ancak bordrolardan da görüleceği üzere müvekkiline belirtilen aylarda rezerv prim ücretlerine ilişkin bir ödeme yapılmadığını, 02.04.2013 tarihinde müvekkiline insan kaynaklarından gönderilen e-postada rezerv başarı primlerinin hesaplanarak ödeneceğinin bildirildiğini, ancak Nisan 2013 tarihinde rezerv başarı primlerine hak kazananların ...’daki Genel Müdürlüğe toplantıya çağırıldığını, davalı Banka tarafından bu kadar satış yapılacağı öngörülemediğinden hak edilen paraların ödenmeyeceği, bu sebeple de herkese eşit şekilde 8.500,00 TL ödeneceğinin müvekkiline ve diğer rezerv performans primine hak kazananlara sözlü olarak bildirildiğini ve davalı Banka tarafından performans kriterleri gözetilmeden Mayıs 2013'te yıl sonu fon ve rezerv performans primi olarak sadece 8.250,00 TL'nin bir ... olacak şekilde bir defaya mahsus ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen 2012 yılına ait yıl sonu başarı rezerv primlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kota ve prim sistemine ilişkin tüm uygulama ve duyurular dikkate alındığında satış ve başarı primi uygulamalarında personelin kendisine verilen kotanın esas alındığını, bunun dışında yapılan üretimlerin satış ve başarı primine dâhil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin prim sistemini belirleme, değiştirme, uygulama dönemlerini belirleme, kaldırma gibi hak ve yetkilere sahip olduğunu, gerek fon kampanyası koşulları gerek başarı prim sistemi uygulamaları birlikte uygulandığında, fon kampanyası sonrası oluşan fon birikim tutarlarının ve sözleşmelerinin prim sistemine dâhil edilmesini gerektirir bir uygulama bulunmadığının tespit edileceğini, 11.05.2012 tarihli kampanya duyurusu ve içeriğinden tespit edileceği üzere bu kampanyanın şirket acentesi olan banka şubelerine yönelik yapılmış olan bir uygulama olduğunu, davacı personelin bağlı olduğu bölge yönetciliğine ait kampanya dönemi satışları incelendiğinde de bu dönemde üretilen sözleşmelere davacının doğrudan aracılık etmiş olmasının da fiilen mümkün olmadığını, davacının aynı gün birbirinden farklı ilçelerde ve aynı ilçelerde farklı şubelerde bir ya da birden fazla kişiye aracılık yapabilmesinin fiilen olası görülmediğini, bu sözleşmelerin kampanya kapsamında ilgili banka şubeleri tarafından, şirket acentesi olarak sisteme dâhil edilmesi sağlanan sözleşmeler olduğunu, davacının bu yönü ile de bu sözleşmelerin kendisinin başarı prim sistemine dâhil edilmesi gerektiğine yönelik talep ve iddialarının herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, 2012 yıl sonu ve rezerv prim tablosuna bakıldığında, davacının yapılan hesaplamalar sonucunda hak kazandığı tutarın 8.250,00 TL olduğunu ve bu tutarın kendisine ödendiğini, davacının da kendisine 8.250,00 TL ödeme yapıldığını ikrar ettiğini, davacıya ücret ve primlerinin tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, davacının ücret bordrolarına herhangi bir itirazda da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sunulan belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacıya imzalatılan 22.02.2012 tarihli taahhüt belgesi göz önüne alındığında bireysel emeklilik sistemindeki satışların giriş aidatının 1/3'ünün personelin başarı prim hesabına ilave edilmesi gerektiği de dikkate alınarak hesaplanan prim ve aidat alacağının davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kota ve prim sistemine ilişkin tüm uygulama ve duyurularda açıkça görüleceği üzere, satış ve başarı primi uygulamalarında personelin kendisine verilen kotanın esas alındığını, bunun dışında yapılan üretimlerin satış ve başarı primine dâhil edilmesinin olanaklı olmadığını, kota sisteminin esas alındığı bir uygulamada, kota dışına çıkan üretimlerin prim hesaplamasında esas alınabilmesinin olanağı bulunmadığını, mevcut düzenlemeler kapsamında fon kampanyası koşulları gerek başarı prim sistemi uygulamaları birlikte uygulandığında da görüleceği üzere, fon kampanyası sonrası oluşan fon birikim tutarlarının veya sözleşmelerinin prim sistemine dâhil edilmesini gerektirir bir uygulama bulunmadığını, 11.05.2012 tarihli kampanya duyurusu ve içeriğinde de açıkça görüleceği üzere bu kampanyanın şirket acentesi olan Banka şubelerine yönelik yapılmış olan bir uygulama olduğunu, belirli bir dönem için yapılan ve bu sözleşmeler üzerinden ilk yıl için aylık katkı payı üzerinden Bankaya %10, ikinci ve üçüncü yıllarda ise %3 komisyon ödemesi yanı sıra kampanya sonrasında en yüksek fon tutarını toplayacak şube yöneticiliklerine yurt dışı seyahat ödülü verilen kampanya dönemi sözleşmelerinin, satış personelinin normal kota ve prim uygulamalarına dâhil edilerek sonucuna göre işlem yapılmasının mümkün olmadığını, Bankaya yönelik yapılan fon kampanyası şartları içerisinde de bu satışların başarı prim uygulamasına dâhil edileceğine yönelik bir uygulama ve duyuruya yer verilmediğini, kampanya şartları incelediğinde de açıkça görüleceği üzere bu kampanyanın koşullarının Bankaya özgülendiğini, müvekkili Şirketin ise banka olmadığını, kayıtlar ile de ... olduğu üzere, davacının aynı gün birbirinden farklı ilçelerde veya aynı ilçelerde farklı şubelerde bir ya da birden fazla kişiye aracılık yapabilmesinin fiilen olası görülmediğini, bahsi geçen bu sözleşmelerin kampanya kapsamında ilgili Banka şubeleri tarafından, şirket acentesi olarak sisteme dâhil edilmesi sağlanan sözleşmeler olduğunu, aracı olarak davacının ismine yer verilmiş olmasının, personelin fiilen tüm şubelerde aynı anda aracılık yapabilmesinin kabulünü olanaklı kılmayacağını, bu durumun kabulünün hayatın olağan akışına da aykırılık arz edeceğini, davacıya ücret ve primlerinin tam ve eksiksiz olarak ödenmiş olup davacının da ücret bordrolarını alarak herhangi bir itirazda da bulunmadığını savunarak kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının talep konusu dönemde gerçekleştirdiği her bir işlem yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle davacının hak ettiği primlerin açık ve denetime elverişli şekilde hesaplanarak tespit edildiği, davalı tarafça işçi aleyhine yapılan ... taraflı değişikliğin, kabul etmemesi sebebiyle davacıyı bağlamayacağı, yapılan kısmi ödemenin ise bilirkişi tarafından hesaplamadan mahsup edildiği belirtilerek incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ... sürülen nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.