"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 38. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Boru Hatları ile ... Taşıma A.Ş. (...) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı ... tarafından temyize konu edilen miktar 44.529,35 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ve davalı ... vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat...... ile davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davalı ......İnşaat ve Tesisat Anonim Şirketi duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20.11.1980-20.07.2016 tarihleri arasında, davalı ... İnşaat ve Tesisat A.Ş. ile davalı ... nezdinde, inşaat formeni olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin ücretlerinin, fazla çalışma alacaklarının, ... bayram ve genel tatil ile diğer haklarının ödenmemesi üzerine davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının 2012 yılı Eylül ayı ile 2016 Haziran ayı sonu arasında, davalı ...'ın şantiyelerinde çalıştığını, davacının işten ayrılmadan önceki son ücretinin net 3.000,00 TL olduğunu, asgari ücret kısmının bankaya, kalan kısmının elden ödendiğini, işyerinde yemek ve servis hizmetinin işverence karşılandığını, davacının çalıştığı dönemdeki son 12 aylık ücretini alamadığını, davacının 07.30-18.00 saatleri arasında, haftanın 6 günü çalışma yaptığını, bazı dönemler pazar günleri de çalışma yapıldığını, ücretinin ödenmediğini, dinî ve millî bayramlarda tam gün çalıştığını karşılığının ödenmediğini, davalılar arasında asıl- alt işveren ilişkisinin mevcut olduğunu ileri sürerek işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkili ile diğer davalı (Yüklenici) arasında, 12.07.2012 tarihinde, ... Kompresör İstasyonu Yapım işine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinde bekleyen bir hakediş bulunmadığını, davacının 23 üncü geçici hak edişte işçilik alacağına dair dilekçe vermediği için işlem tesis edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş. cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
"...Davacı vekili tarafından havuza yatırılan tutarların %25'i oranındaki kısmının kesinti yapılarak davalı bankaya gelir olarak kaydedildiği iddia edilmektedir. Tüm dosya kapsamına göre; vekalet ücretlerinde gerçekleştirilen %25 oranındaki kesintinin davacının işe başlamasından önce gerçekleştirilmeye başlanan bir kesinti olduğu, davacının işe girdiği tarihte mevcut kesintinin bir ... yeri uygulaması haline geldiği, davacının işe girdiği sırada mevcut kesintiyi kabul ederek ve bilerek işe girdiği, davacının işe girmesinin ardından bu hususta davacının çalışma koşullarında bir değişikliğe veya tenkisata gitme durumunun söz konusu olmadığı, kendisinin işe girdiği esnada var olan kesinti uygulamasının usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile talepte bulunamayacağı anlaşıldığından davacının bu yöndeki talepleri ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ... İnşaat ve Tesisat A.Ş. ile davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacakları için %30 indirim uygulanması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş. nin oldukça yüklü borçlarının bulunması, yargılama sonucunda müvekkilin haklı çıkması halinde alacağının tahsilinin imkansız olması söz konusu olduğundan, davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş.nin ...'tan olan alacağına ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulması taleplerinin İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmediğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, diğer davalı ile aralarında anahtar teslim ihale sözleşmesi bulunduğunu, ücreti ödenmeyen 35 işçi ile ilgili olarak hak edişlerden kesinti yapılarak emanete alındığını, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca sadece ücret alacaklarının 3 aylık tutarından sorumlu olduklarını, işyerinde gerekli ilanların yapıldığını, davacının net ücretinin 1.648,23 TL olduğunu, ödenmemiş son 3 aylık ücret alacağının bu miktar üzerinden tespit edilmesi gerekirken daha fazla miktar üzerinden hesap yapıldığını, başka bir işçi tarafından ... 1. ... Mahkemesinin 2016/1690 Esas sayılı dosyasında açılan davada ihale makamı olarak son 3 aylık ücret alacağından sorumlu tutulduklarını ve kararın Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçerek kesinleştiğini, son 3 aylık ücret alacağı dışındaki alacaklardan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davacının ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispat edemediğini, davacının ... sözleşmesinin muhtelif tarihlerde ... bitimi ve emeklilik nedeniyle feshedildiğini ve ilgili dönemlerde davacının hak etmiş olduğu kıdem tazminatının müvekkili tarafından ödendiğini bu nedenle davacının müvekkili nezdinde son işe giriş tarihi ....01.2007 olmasına karşın bilirkişi tarafından ilk işe giriş tarihi olan 20.11.1980 tarihi baz alınarak kıdem tazminatı hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacı tarafça müvekkili tarafından son 12 aylık ücretinin ödenmediği ve müvekkili nezdinde ücret alacağının bulunduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kabul edilen ücretinin doğru olmadığını, müvekkili Şirkete ait şantiyede haftada 45 saat çalışıldığını ve mutlaka haftada 1 gün hafta tatili yapıldığını, şantiyede genel tatil günleri ile dinî bayram günlerinde çalışma yapılmadığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
"...Davacı, davalılardan... İnşaat-Tesisat Şirketinde 20.11.1980-19.07.2016 tarihleri arasında 24 yıl 10 ay 4 gün inşaat formeni olarak çalışmıştır. Davacının en son ücreti dosya içerisindeki davalı şirket tarafından düzenlenen imzalı belgeye göre 4.500,00 TL’dir. Davacının talebi net 3.000,00 TL olup brüt 4.241,11 TL üzerinden işçilik alacaklarının hesaplanması yerindedir.
Davacı ... sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshetmiştir. Kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışmasını tanıkla ispat etmiştir. Davacının son 1 yıllık ücretinin ödendiği ispat edilememiştir.
Mahkemece davalı ... ile... Şirketi arasındaki ilişki asıl-alt işveren ilişkisi olarak kabul edilerek davalı ...’ın kendi dönemiyle sınırlı olarak işçilik alacaklarının tamamından sorumlu tutulması hatalıdır. Davalılar arasında ... Kompresör İstasyonu Yapım İşine ilişkin imzalanmış sözleşme bulunmaktadır. Anahtar teslim şeklinde olup aralarında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. İhale sözleşmesinin 11.2 maddesi uyarınca hak edişler aylık olarak yapılması kararlaştırılmıştır. Davalı ... ihale makamı olduğundan, İK 36 maddesi uyarınca her hak ediş döneminde ödenmemiş 3 aylık ücret alacağından sorumludur. Hak edişler aylık olarak yapıldığından davacının ödenmemiş son 1 yıllık ücret alacağının tamamından sorumluyken diğer işçilik alacaklarından da sorumlu tutulması hatalıdır...." gerekçeleriyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
2. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinde bir bölge adliye mahkemesi kararının hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (d) ve (e) alt bentlerine göre karar; ileri sürülen istinaf sebepleri ile taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışmasını, ret ve üstün tutma sebeplerini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.
3. 07.....1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.
2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2. “Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda ) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892)
3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
7. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli kararın, davacı vekiline ....04.2020 tarihinde, davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş. vekiline ise 24.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 24.....2020 tarihinde, davalıAttila Doğan İnşaat ve Tesisat A.Ş. vekilinin 26.....2020 tarihinde istinaf harçlarını yatırarak istinaf başvurusunda bulunduğu ancak Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı Şirket vekilinin istinaf talepleri değerlendirilmeksizin, yalnızca davalı ... vekilinin istinaf istemi hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
8. Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı... İnşaat ve Tesisat A.Ş. vekilinin istinaf başvuruları hakkında (26.03.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesi gereğince yargıda sürelerin 15.....2020 tarihine kadar durmasının öngörüldüğü, dolayısıyla yasal iki haftalık istinaf süresinin 16.....2020 tarihinden itibaren işlemeye başladığı hususu nazara alınarak) olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin yazılı şekilde tesis edilen karar usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı ..' a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.