Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10291 E. 2023/16302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı şirketten kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya yapılan avans ödemeleri ve daha önce ödenen tazminat miktarı ile davacının yıllık izin kullanımı gözetilerek, davacının ileri sürdüğü alacaklara hak kazanmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1182 E., 2023/1161 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 32. ... Mahkemesi

SAYISI : 2019/465 E., 2021/147 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 12.12.2012-02.11.2015 tarihleri arasında aylık 7.500,00 USD net ücret ile davalı Şirketin ...'da yaptığı projelerde inşaat mühendisi olarak çalıştığını, ücret alacağını düzenli olarak alamadığını, kısmi ödemeler yapıldığını, davacının genel müdür ile görüşerek ... sözleşmesini sonlandırdığını, taraflar arasında 03.11.2015 tarihinde hesap mutabakatı yapıldığını, Şirket Genel Müdürünün 80.643,00 USD ücret ve 1.340,46 TL kıdem tazminatının üç ay içinde ödeneceği taahhüdünde bulunduğunu, herhangi bir ödeme yapılmaması sebebiyle davalı Şirket hakkında ... 7. İcra Müdürlüğünün 2017/22413 Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı Şirketin borca itiraz ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ödenmeyen ücret alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ...'da ve bu ülke hukukuna tâbi olarak çalıştığını, bu nedenle davada ... hukukunun uygulanması gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ücret avansı şeklinde ödendiğini, davacının alacağından mahsubu gereken kalemlerin alacaktan mahsup edildiğini, yapılan avans ödemelerinin davacının hak ettiği ücret alacaklarından daha fazla olduğunu, davacı, Şirketin ...'daki genel müdürü Ü.K. ile görüşerek ... sözleşmesini sonlandırdığını ve taraflar arasında 03.11.2015 tarihli bir hesap mutabakatı yapıldığını iddia etmişse de öncelikle Şirket çalışanlarından olan Ü.K.'nın şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığını, bu kişi ile yapılan bir hesap mutabakatının müvekkili Şirketi bağlamayacağını, Ü.K. ile yapılan görüşmede böyle bir hesap mutabakatı olmadığını, belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve belgenin davacı tarafından üretilmiş olabileceğini beyan ettiğini, yazılı olarak da beyanda bulunduğunu, davacının 14.03.2014 tarihinden itibaren başka bir firmada sigortalı olarak çalışmaya başladığını ve iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya ... sözlemesinin feshi nedeniyle 08.09.2016 tarihinde banka kanalıyla 10.000,00 USD ödeme yapıldığı, davacının ... sözleşmesinin feshinin tazminata hak kazanacak şekilde sona erdiği ancak davacının bakiye kıdem tazminatı alacağının kalmadığı, dava konusu mutabakat metni incelendiğinde; aynı metine yönelik davalının sunduğu belgede ise genel müdürün imzasını inkar eden bir şerh düşüldüğünün görüldüğü, işçi işveren arasındaki ... ilişkisinde belgeye bağlama görev ve yetkisinin işçide değil işverende olduğu, davalının davacıya çeşitli tarihlerde avans ödemesi adı altında ödeme yapıldığını savunduğu, söz konusu ödeme belgelerine göre davacıya ödenen miktarlar ödeme tarihleri, ödemenin içeriği gibi hususların değerlendirildiği, davacının imzası olmayan ve avans niteliğinde olmayan ödemelerin toplam miktara dâhil edilmediği, davacının 16.05.2014 tarihinden önceki alacaklarının zamanaşımına uğradığı, bu dönemlerin hesaplamada dışlandığı, 29.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada davacının bakiye ücret alacağının bulunmadığının belirlendiği, 28 günlük yıllık izin hakkı bulunan davacının 63 günü yurt içinde ücret almaya devam ederek geçirdiği şu hâlde yıllık izin ücret talebinin de yersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin, davaya dayanak belge olan ve senet niteliğini haiz Hesap Mutabakatı varken takdiri delil niteliğindeki bilirkişi raporuna göre hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin yaptığı hesapların hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin müvekkiline banka kanalıyla 10.000,00 USD ödenmesinden bahisle kıdem tazminatının ödendiğine kanaat getirdiğini, ancak bu miktarın ne kıdem tazminatını ne de ücret alacağını karşılayacak miktarda olduğunu, müvekkilinin davalı Şirket bünyesinde 2 yıldan fazla çalışması sebebiyle 28 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğunu, müvekkilinin 63 gün yurt içinde olmasının izin süresinden sayılamayacağını, çünkü ...'de geçirdiği süre zarfında davalı Şirketin işlerini yapmaya devam ettiğini, bu sebeple yurt içinde geçen sürede müvekkilinin yıllık izin hakkını kullanamadığının kabulü gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğinde söz konusu mutabakat metninin yer aldığı, davalının sunduğu aynı metinde ise genel müdürün imzasını inkar eden şerh düşüldüğünün görüldüğü, davalının davacıya çeşitli tarihlerde avans ödemesi altında ödeme yapıldığını belirttiği, söz konusu ödeme belgelerine göre davacıya avans niteliğinde yapılan ve davacının imzası olan ödemeler mahsup edildiğinde davacının bakiye ücret alacağı kalmadığı, davacıya 08.09.2016 tarihinde banka kanalıyla 10.000,00 USD tazminat ödemesi yapıldığı, fesih tarihi itibarıyla kıdem tazminatı tavanı (3.828,37 TL) gözetildiğinde, davacının kıdem tazminatı alacağı bulunmadığı, hizmet süresine göre 28 günlük izin hakkı bulunan davacının 63 günü yurt içinde ücret almaya devam ederek geçirdiği, bu hâlde davacının yıllık izin ücreti de bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 32, 53 ve 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.