Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10957 E. 2023/11871 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşe iade davası sonrasında davalı işverenin davacı işçiye yaptığı işe davet tebligatının usulüne uygun olup olmadığı ve davacının işe başlama talebinin samimiyetinin değerlendirilmesi noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, işe iade kararına rağmen davacıyı usulüne uygun şekilde işe davet etmediği, işe davet yazısının vekiline tebliğ edilmesinin geçerli bir tebligat olmadığı ve davacının işe başlama talebinin samimiyetinin bu husus gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin davacının icra takibinin devamına ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/1691 E., 2022/165 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, ... 1. ... Mahkemesi 2011/143 esas, 2012/237 Karar sayılı dosyasında verilen işe iade kararı üzerine işe başlamak amacıyla 08.05.2013 tarihli ihtarname ile davalı işverene başvurduğunu, davalı işverence işe davet yazısının usule aykırı şekilde vekil olarak kendilerine tebliğ edildiğini, işe davet konusunda işverenin samimi olmadığını bu nedenle alacaklarının tahsili amacıyla ... 4. İcra Müdürlüğünün 2013/13072 Esas sayılı dosya ile icra takibine başladıklarını, ancak davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibin haksız olduğunu, davacının 28.....2011 tarihinde ayrıldığını, tüm kıdem ve ihbar tazminatları ile alacaklarını alarak ibraname imzalamasına rağmen dava açarak işe iade kararı aldığını, bundan sonra Üsküdar 14. Noterliğinin 5039 yevmiye ve 08.05.2013 tarihli ihtarnamesi ile işe iade talebinde bulunduğunu, müvekkilinin ... 25.Noterliğinin 21229 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile işe başlaması konusunda 30 gün süre verdiğini, davacının bu süre sonunda işe başlamadığı gibi herhangi bir beyanda da bulunmadığını, işe başlama konusunda samimi olmadığını işe iade davasının tespit niteliğinde olup eda hükmü içermediğini, alacak miktarlarının likit olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 32. ... Mahkemesinin 25.11.2015 tarihli ve2014/27 Esas, 2015/454 Karar sayılı kararı ile; davacının işe iade kararı gereğince davalı tarafa ihtarname çektiği, davalının da noter kanalı ile davacıyı işe davet ettiği, dosyada davacının işyerine gittiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, davacının işe davet yazısına rağmen işe başlamak üzere işyerine gitmediği gibi bununla ilgili bir mazeret de bildirmediği ayrıca yine dava dışı bir işyerinde 28.07.2011'den 2014 yılına kadar kesintisiz çalıştığı hususu Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından anlaşılmakla davacının işe başlama talebinin samimi olmadığı kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.....2019 tarihli ve 2016/1601 Esas, 2019/12873 Karar sayılı ilâmı ile; 13.02.2013 tarihinde verilen işe iade kararının davacıya 15.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin Üsküdar 14 Noterliğinin 26.04.2013 ve 08.05.2013 tarihli ihtarnameleri ile davacı işçinin 30 günlük yasal süre içerisinde işe başlatılmasını talep ettiği, davalı işverenin davacı vekilinin adresine, ... 25 Noterliğinin 05.....2013 tarih 21229 sayılı ihtarı ile işe başlama isteğinin kabul edildiğine ilişkin çağrı belgesi gönderdiği ve bu belgenin muhatap avukatın daimi işçisi N.D. imzasına 07.....2013 tarihinde tebliğ edildiği, işçinin ... görme ediminden sorumlu tutulabilmesi için davetin işçinin bizzat kendisine tebliğ edilmesi gerektiği, işverenin işçinin vekiline yaptığı tebliğe dayanarak yasal süre içerisinde çağrı yaptığına ilişkin savunmasına itibar edilip davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu tebligatın usulune uygun yapılmadığından hükümsüz olarak kabulü gerektiği, davacının işe davet edilmediği kabul edilerek bilirkişi raporunun bir değerlendirmeye tâbi tutularak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.02.2021 tarihli ve 2021/712 Esas, 2021/55 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde itirazın kısmen iptali ve takibin devamına, icra inkâr tazminatının reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21.....2021 tarihli ve 2021/6381 Esas, 2021/10528 Karar sayılı ilâmı ile; usulüne uygun davetiyeye rağmen davanın takip edilmemesi ya da mazeret sunulmaması hâlinde, davalı vekilinin davayı takip etmediğini belirten beyanı üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereği dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, Mahkemece usulüne uygun olarak duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiğinin tespiti hâlinde, davalı vekilinin davayı takip etmediğini içeren talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına sair temyiz nedenleri incelenmeksizin karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak davacıya duruşma gün ve saatinin usulüne uygun tebliğ edilemediği gerekçesiyle itirazın kısmen iptali ve takibin devamına, icra inkâr tazminatının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemenin bozmaya uyduğu hâlde araştırma yapmadığını, önceki ilâmda temyiz itirazlarının incelenmediğini, Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, işe davetin vekile yapılabileceğine ilişkin Hukuk Genel Kurulu kararının dikkate alınmadığını, davacının işe başlama talebinde samimi olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, vekile yapılan işe davetin geçerli bir davet olarak kabul edilmemesi gerektiği yönündeki bozma ilâmına uygun hüküm kurulup kurulmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 21 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun 27 ve 150 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.