Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11277 E. 2023/10642 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülüp karara bağlanmasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Birleşen davaların, asıl davaya konu olan fesih tarihinden sonraki bir tarihte açılmış olması ve bölge adliye mahkemesinde istinaf yoluna tabi olması nedeniyle, kanun yolları farklı olan bu davaların asıl dava ile birleştirilerek görülmesinin usule aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/203 E., 2023/94 K.

KARAR : Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü

BİRLEŞEN DAVA : ... 2. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/259 E, 2021/566 K,

BİRLEŞEN DAVA : ... 3. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/119 E, 2022/151 K,

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalılardan ... Elektrik Üretim AŞ (... AŞ) vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili Elektrik Üretim AŞ'ye (...) karşı açtığı asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Termik Santralinde ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tarihe kadar değişen alt işverenlerde ara vermeden temizlik işçisi olarak çalıştığını, 2014 yılında özelleştirme nedeniyle ... sözleşmesinin feshedildiğini, ... AŞ bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, feshe bağlı alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen ... 2. ... Mahkemesinin 2021/259 Esas sayılı dosyası ile davalı ... ve ... AŞ'ye karşı açtığı dava dilekçesinde; davalılar bünyesinde 2011-2016 yılları arasında çalıştığını, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, ... sözleşmesinin 24.02.2016 tarihinde haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatının davalılardan müştereken ve müteslesilen tahsiline, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının davalı ... AŞ'den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı vekili birleşen ... 3. ... Mahkemesinin 2022/119 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde; davalılar bünyesinde 1994-2016 yılları arasında çalıştığını, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının aylık ücretinin, çalıştığı dönemdeki davalılar bünyesindeki emsal işçisinin aylık ücreti dikkate alınarak hesap edilmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yıllık izin ücreti alacağının davalı ... AŞ'den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin davacının çalıştığı santrali 22.12.2014 tarihinde devraldığını, devir öncesi tüm sorumluluğun ...'a ait olduğunu, fesih sonrası davacıyla yapılan ihtiyari arabuluculukta özelleştirme sonrası dönem yönünden, herhangi bir alacak talebi olmayacağına dair tutanağın imza altına alındığını, tüm alacaklarının ödendiğini, davacının bu nedenle dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 17.10.2017 tarihli ve 2016/225 Esas, 2017/437 Karar sayılı kararıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15 inci maddesinin (g) bendine göre davalının, yardımcı işlerinin yanı sıra asıl işin tamamını ya da bir kısmını da herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verilebileceğini, diğer muvazaa kriterlerinden hiçbirinin de somut olayda gerçekleşmediğinden davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, alt işveren Harmanşa İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 12.01.2015 tarihinde davacının çıkış bildirgesinin verildiği, 01.02.2015 tarihinde makul süre içerisinde özelleştirme sonucu işyerini devralan ... AŞ'de beden işçisi olarak alt işveren Ayşe ... işçisi olarak çalışmaya devam ettiği, davacının ... sözleşmesinin feshedilmemiş olduğu, bu nedenle feshe bağlı alacaklarının reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/114 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.02.2021 tarihli ve 2020/4696 Esas, 2021/4851 Karar sayılı ilâmı ile; davacının özelleştirmeden sonra da aynı işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam etmesi sebebiyle feshe bağlı alacakların reddi dosya kapsamına uygun olduğu,Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi emsal kararları ile davacının çalıştığı alt işverenler ile davalı ...arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kesinleştiği, davacının çalıştığı alt işverenler ile davalı ... arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ancak davacının sendika üyesi olup olmadığı araştırılarak sendika üyesi olmadığının anlaşılması hâlinde davalı işveren bünyesinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığının araştırılması; emsal işçi varsa davacının tazminat ve alacaklarının emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınması; sendikalı olmayan emsal işçi bulunmamakta ise davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasındaki sözleşme ve şartnamelerde işçiye ödenecek ücretin belirlenmiş olması ya da işçiyle yapılan ... ... sözleşmesinde ücretin gösterilmiş olması ve buna göre eksik ücret ödendiğinin tespiti durumunda bu ücrete göre ücret farkı ve ilave tediye alacağının hesaplanması; böyle bir tespit yapılamadığı takdirde ise ücret farkı alacağı talebi reddedilerek ilave tediye alacağı davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyanın bozma doğrultusunda hesap yapılmak üzere bilirkişiye verildiği, davacının fiilî olarak almış olduğu ücret üzerinden ilave tediye alacağının hesaplandığı, fark ücret alacağının hesaplanmadığı, 08.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 28.....2022 tarihli ek rapor ile; davacının kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının belirlendiği, raporların denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, davacının ... Termik Santralinde çalışmakta iken 12.01.2015 tarihinde çıkışının verildiği, 14.01.2015 tarihi itibarı ile dava dışı ...'a ait ... yeri bünyesinde işe girişinin yapıldığı, buradaki çalışmasının 13.01.2016 tarihine kadar devam ettiği, 14.01.2016 tarihinde ise ... Grup Sos. Hiz. Tic. San. Ltd. Şti. bünyesinde işe girişinin yapılarak çalışmasının 24.02.2016 tarihine kadar aralıksız devam ettiği, bu tarihte çıkışının verildiği, davacının ... sözleşmesinin bildirimsiz ve haksız feshedildiği, kıdem tazminatından, devreden ve devralan işveren/şirketler olarak her iki davalının da sorumlu oldukları, ihbar tazminatından ise devralan Şirket olarak ve davacının talebiyle de bağlı kalınarak sadece davalı ... AŞ'nin sorumlu olduğu, asıl dava dosyasında ... yönünden feshe bağlı alacakların reddine karar verilmesi gerektiği, asıl davada ilave tediye alacağından ...'ın talep artırım dilekçesine göre sorumluluğu bulunduğu, birleşen dava dosyası ve ek dava dosyasındaki yıllık izin ücreti alacağı talebinden davalı ... AŞ'nin sorumluluğu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 2021/259 Esas sayılı birleşen davanın kısmen kabulüne, 2022/119 Esas sayılı birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının alacaklarının kendi ücreti üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davalı tarafından bildirilen emsal işçinin ücreti dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğini, bu şekilde hesaplama yapılan emsal davalar bulunduğunu, aksi hâlde davacının adil yargılanma hakkının ihlal edileceğini, davacının ücretinin tespitinde davalı ...'ın bildirdiği emsalle bağlı olduğunu, davacının davalı ... bünyesinde muvazaalı bir şekilde değişen alt işverenler nezdinde çalıştığının ispatlandığını, sendikalı emsal işçinin alması gereken ücret ve sosyal haklardan işçinin yararlandırılması gerektiğini, emsal işçinin sadece davalı işyerinde araştırılmasının yeterli olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... AŞ vekili; Davacının, arabuluculuk tutanağında müvekkili Şirketi açıkça ibra ettiğini başkaca herhangi bir alacağı kalmadığı hususunu kabul, ikrar ve taahhüt ederek son dönemde verilen güncel emsal kararlar doğrultusunda, davanın müvekkili Şirket yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili Şirketin, davacının taleplerinin karşılanması konusunda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, santralin özelleştirme ile devrinden önceki döneme ilişkin olduğundan bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlardan müvekkili Şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili Şirket ile ... arasında gerçekleştirilen Satış Sözleşmesi’nin 8.4 üncü maddesinde yer alan; “...DEVİR TARİHİ’nden önceki döneme ait her türlü ..., işlem ve faaliyetlere ilişkin olan hak, yükümlülük ve sorumluluk ...’a, DEVİR TARİHİ ve sonraki döneme ilişkin olanlar ise ALICI’ya ait olacaktır.” hükmü uyarınca, müvekkili Şirketin 22.12.2014 olan devir tarihinden önceki döneme ilişkin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının işçilik alacaklarının davacı asıl işçiymiş gibi değerlendirilerek, emsal işçi ücretleri dikkate alınarak hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının hizmet sözleşmesi ile çalıştığı dava dışı son alt işvereni bünyesinde yaptığı işin, asıl ... veya asıl işin bir parçası olmayıp asıl işten bağımsız yardımcı ... kapsamında olduğunu, müvekkili Şirket aleyhine kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına, yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre bozmadan sonra davalı ... ve ... AŞ'ye karşı açılan davaların asıl dava ile birleştirilip birleştirilemeyeceği, asıl davada asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ile kesinleşen işe iade davasının sonucuna bağlı olarak mali haklarının ödenip ödenmeyeceği konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi.

2. 31.03.2011 tarihinde kabul edilip 14.04.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 30 uncu maddesi gereğince 6100 sayılı Kanun'a eklenen geçici 3 üncü maddenin birinci fıkrası şöyledir;

“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.”

3. 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği üzere 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen bölge adliye mahkemelerinin, 20.07.2016 tarihi itibarıyla tüm yurtta göreve başlaması nedeniyle bu tarih ve sonrasında verilen ilk derece mahkemesi kararları hakkında mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı ve davalı ... AŞ vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacının; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsili talebiyle ... ve ... AŞ'ye karşı açtığı 2021/259 Esas sayılı ve bu davanın ek davası niteliğindeki kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerini artırdığı 2022/119 Esas sayılı dava dosyaları asıl dava dosyası ile birleştirilerek hüküm kurulmuştur. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi üzerine bozulan asıl dava dosyasında, davalı sadece ... iken birleşen 2021/259 Esas sayılı ve 2022/119 Esas sayılı dava dosyalarında, ... yanında ... AŞ'ye de husumet yöneltilmiştir.

3. Asıl davada davacı taraf, ... sözleşmesinin 12.01.2015 tarihinde feshedildiği iddiasıyla feshe bağlı alacaklarını talep etmiş; sözü edilen birleşen davalarda ise ... sözleşmesinin 24.02.2016 tarihinde feshedildiği ve işe iade davası açtığını belirterek alacak talebinde bulunmuştur.

4. Dolayısıyla birleşen 2021/259 Esas sayılı ve 2022/119 Esas sayılı davaların konusu ve davalıları farklı olduğundan bu davalar, asıl dava yönünden ek dava mahiyetinde olmayıp yeni dava niteliğindedir.

5. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan kanuni düzenlemeler de dikkate alındığında; birleşen 2021/259 Esas sayılı davanın 02.....2021 tarihinde ve 2022/119 sayılı davanın 05.04.2022 tarihinde açıldığı, karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olduğu ve kanun yolu incelemesinin bölge adliye mahkemesince yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

6. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince, birleşen 2021/259 Esas sayılı ve 2022/119 Esas sayılı dava dosyalarının işbu davadan tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerekir. Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.