"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/97 E., 2023/15 K.
KARAR : Asıl ve birleşen davaların davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddi ve davalı ... yönünden reddi, diğer davalılar yönünden asıl davanın kısmen kabulü ve birleşen davanın kabulü
BİRLEŞEN DAVA MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2001/628 E., 2002/341 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı bankanın ... Şubesinde 03.08.2001 tarihinde banka Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan kasa sayımında ana kasada 510.642.125,000 TL, 1.208,470 USD, 20.000,00 DEM kasa noksanı saptandığını, konu ile ilgili şubede soruşturma başladığını, kasa farkını oluşturan üç farklı eylem biçiminin tespit edildiğini, olayla ilgili Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/288 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) görev alanına giren kısmının ise 2001/18083 sayılı hazırlık evrakı ile ... DGM'ye gönderildiğini, aleyhine alacak davası açmış bulunduğu davalıların usul ve yasaya aykırı eylem ve işlemleri ile Bankanın zararına sebebiyet verdiklerini, Banka personeli tarafından kendisine kayıt dışı fahiş faiz ve kur farkı verilmek sureti ile haksız kazanç sağlanan kişiler ile bu eylem ve işlemlere ortak olmuş ve Bankanın parası ile haksız kazanç elde ettiklerini Banka personeli dışındaki bu şahıslardan şimdilik ..., ..., ... , ... ve ...'nin adlarının tespit edildiğini, netice itibarıyla yasa dışı eylem ve işlemleri ile teşekkül hâlinde bankayı dolandıran ve bankanın zararına sebebiyet veren şahıslar hakkında işbu alacak davasını açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin kısım saklı kalmak üzere 410.642.125,000 TL + 1.208,740 USD karşılığı 1.801.856.564,000 TL + 20.000,00 DEM karşılığı 14.118.680,000 TL olmak üzere toplam 2.226.617.369,000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; davacı bankanın ... Şubesinde 03.08.2001 tarihinde Banka Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan kasa sayımında ana kasada 510.642.125,000 TL, 1.208,470 USD, 20.000,00 DEM kasa noksanı saptandığını, konu ile ilgili Şubede soruşturma başladığını, kasa farkını oluşturan üç farklı eylem biçiminin tespit edildiğini, olayla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, dosyanın tefriki ile suçun 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nu ilgilendiren kısmının yetkisizlik kararı ile 2001/18213 sayılı hazırlık evrakı ile Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığına, DGM görev alanına giren kısmının ise 2001/18083 sayılı hazırlık evrakı ile ... DGM'ye gönderildiğini, yasa dışı eylem ve işlemleri ile teşekkül hâlinde Bankayı dolandıran ve bankanın zararına sebebiyet veren şahıslar hakkında işbu alacak davasını açtıklarını ileri sürerek alacaklarının şimdilik 100.000.000,000 TL'lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı Bankaya hiçbir şekilde borcu olmadığını, davalı ...'nun ne banka veznesinde çalışan görevli ne de herhangi bir sıfatla Banka personeli olduğunu, davalı ...'nun yaptığı yaklaşık 2.150.000.000,000 TL civarındaki EFT'nin tamamen yasal prosedüre uygun olarak ve fiilen MNG Bank'a para aktarılmak suretiyle yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/441 Esas ve 2009/483 Karar sayılı kararıyla, Bankanın uğradığını iddia ettiği zararın tazmini hakkında hüküm oluşturulduğunu, Bankanın var olduğunu iddia ettiği tazminat alacağının Ceza Mahkemesi tarafından hükme bağlanmış olması sebebiyle esasen bu davanın konusunun kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı Bankanın personeli olmadığını, davacı Banka içerisinde iddia edilen para alışverişi ve para hareketlerinde bulunmadığını, yetkisinin olmadığını, davanın esasını teşkil eden ceza davalarının derdest olduğunu, bu davaların neticelerinin beklenilmesi gerektiğini, davalı hakkında verilmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunmadığını savunarak davaların reddini istemiştir.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalılar hakkında ... DGM 2 No.lu Başkanlığının 2001/222 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı ...'ün izne ayrıldığı tarihe kadar usulsüz bir işlem olmadığını, izinde olduğu dönemden sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağını, iddia olunan zararın kimin zararı olduğunun belli olmadığını, banka şubelerinin elektronik ortamda yaptıkları işlemlerin genel ... tarafından her zaman görüldüğünü savunarak birleşen davanın reddine istemiştir.
5. Asıl ve birleşen davalarda, diğer davalılar cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.03.2012 tarihli ve 2011/66 Esas, 2012/162 Karar sayılı kararı ile; görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 günlük süre içerisinde talepte bulunulmadığı ve tebligat da yapılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.....2012 tarihli ve 2012/22496 Esas, 2012/24621 Karar sayılı kararı ile; davacının başvurusunun süresinde ve usule uygun olmasına rağmen Mahkemece davanın yazılı gerekçeyle açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.11.2018 tarihli ve 2012/472 Esas, 2018/342 Karar sayılı kararı ile; 09.04.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davalılardan ..., ..., ...'nün davacı Bankanın zararından %100 oranında kusurlu oldukları, sorumlu oldukları miktarın 3.914.893,00 TL olduğu, ancak davacı tarafın talebinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.226.617,369 TL tutarın dava tarihinden itibaren Bankada kısa vadeli kredilere uygulanan kredi faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili olduğu, 09.04.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda Banka zararına ilişkin güncel ... lirası ile belirlenen tutarda herhangi bir tutarsızlık görülmediği, davacı tarafın alacağına yönelik olan dayanağın haksız fiilden kaynaklandığı ve bu doğrultuda bu tutara yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın davalılardan ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davalılardan ... yönünden reddine, davalılar ..., ..., ... yönünden ise kısmen kabul kısmen reddi ile 2.226.617,36 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.04.2019 tarihli ve 2019/3066 Esas, 2019/8504 Karar sayılı kararıyla; denetime elverişli bilrikişi raporu hazırlanarak sonuca gidilmesi gerektiği ve karar gerekçesinin yetersiz olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 28.02.2020 tarihli ve 2019/133 Esas, 2020/68 Karar sayılı kararı ile; en son alınan 03.01.2020 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, davacı Bankanın toplam 3.914,893 TL zarara uğradığının, davalılar ..., ... ve ...'ün davacı Bankanın işbu zararından %100 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen dava yönünden davalılardan ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davalılardan ... yönünden reddine, davalılar ..., ..., ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.02.2021 tarihli ve 2020/7429 Esas, 2021/5101 Karar sayılı kararıyla; davacının diğer temyiz nedenlerinin reddine karar verilerek, ceza davasındaki ve en son aldırılan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak ve aralarındaki çelişkiler giderilerek davalı ... yönünden kusur durumunun yeniden değerlendirilip sorumlu olup olmadığı hakkında bir değerlendirmenin yapılmasının gerektiği, öte yandan Mahkeme gerekçesinde Bankanın toplam 3.914,893 TL zarara uğradığı ancak taleple bağlı hüküm kurulacağı açıklanmış olmasına karşın hüküm yerinde, asıl davada 2.226.617,36 TL zararın birleşen davada 100.000,00 TL zararın hüküm altına alınarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasının da çelişkili olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.05.2022 tarihli ve 2021/97 Esas, 2023/15 Karar sayılı kararı ile; davalı ...'ın müşteki Bankanın çalışanı konumunun bulunmaması, davalının sigortalı çalışan konumunda bulunduğu MNG Menkul Kiıymetler AŞ çalışanı konumu bulunduğu dönemde Bankadan aktarılan paralardan kaynaklı olarak müşteki Kurumun herhangi bir zararının oluşmadığının anlaşılması, davalının eylemlerinden ötürü zarara uğramadığının ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/113 Esas numaralı yargılaması esnasında da tespit edilmiş olması, söz konusu karar ile davalının suçtan beraatine karar verildiğinin görülmesi ve kendisine kusur atfının mümkün olmadığının Mahkeme kararı ile sabit olması, her ne kadar ceza yargılamasının davalı açısından Yargıtayda zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü görülmüş ise de davalı açısından Banka zararına sebebiyet verdiği yönünde başkaca hiçbir somut bilgi ve belgenin dosyaya temininin sağlanmadığı, davalının müşteki Banka çalışanı olan diğer davalılarla herhangi bir hiyararşik bağının ve işçi işveren bağlantısının olmadığının anlaşılması, davacıya sorumluluk ve suç isnadının sadece diğer davalı ...'nün ifade ve beyanlarına dayandığının anlaşılması sebepleri ile davalı ...'ın müşteki bankanın zararına yönelik kusuru olduğunun kabul edilmesini gerektirir nitelikte somut bilgi ve belge olmadığı anlaşıldığından bu davalı açısından davanın reddi gerektiği, en son alınan 21.12.2022 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, davacı Bankanın kasa açığının 2.135.500,12 TL olduğu, 20.09.2001 (dava tarihi) tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davalılar ..., ... ve ...'ün davacı Bankanın işbu zararından %100 oranında kusurlu olduklarının tespit edilmesi karşısında, asıl dava dosyasında davalılar ..., ..., ... yönünden 2.135.500,12 TL Banka zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılar ..., ..., ...'den tahsil edilmesi gerektiği, birleşen dava dosyasında da taleple bağlı kalınarak davalılar ..., ..., ... yönünden 100.000,00 TL Banka zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davalılardan ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; davalılardan ... yönünden davanın reddine; davalılardan ..., ..., ... yönünden davanın kısmen kabulüne; birleşen dava yönünden davalılardan ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalılardan ... yönünden davanın reddine, davalılar ..., ..., ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda Banka zararının hatalı hesaplandığını, haksız fiilin işlendiği tarihteki döviz kurunun değil, dava tarihi olan 20.09.2001 tarihindeki kura göre ... Cumhuriyeti ... Bankası döviz alış kuru üzerinden çevirinin yapılması gerektiğini, bu konudaki itirazlarının dikkate alınmadığını, yasal faiz yerinde kısa vadeli kredilere uygulanan kredi faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini, ...'ın tam kusurlu olduğunu ve ceza davasının bağlayıcı olmadığını, 03.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda kusurun doğru olarak tespitinin yapıldığını, ceza davasında da haksız ve hukuka aykırı eylemlerinin saptandığını, ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ve davacı müvekkili lehine kabul olunan dava değeri üzerinden 205.775,50 TL nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir iken, 105.464,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; hükmedilen vekâlet ücreti usul ve yasaya aykırı olduğundan bu yönüyle kararın düzeltilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl ve birleşen davalarda davacı Bankanın talep ettiği zarardan davalıların sorumluluğunun nasıl tayin ve tespit edilmesi gerektiğine ve hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 396 ve 400 üncü maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup kabul ve reddedilen toplam tutarlar dikkate alındığında, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ye göre davacı ve davalı ... vekilleri lehine eksik vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının davacı ve davalı ... vekillerinin temyizdeki talepleri ile bağlı kalınarak düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı ve davalı ... vekillerinin asıl davada Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin vekâlet ücretine yönelik altıncı ve sekizinci paragraflarında geçen "105.464,00 TL vekâlet ücreti" ibarelerinin çıkartılarak; yerlerine "205.775,50 TL vekâlet ücreti" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.