Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11832 E. 2023/14097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin sosyal medya paylaşımındaki ifadeleri nedeniyle yapılan feshin haklı olup olmadığı ve işe iade edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin hakaret içeren sosyal medya paylaşımının, muhatabı asıl işverenin yöneticileri olduğunun ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu ve bu durumun 4857 sayılı Kanun kapsamında haklı fesih nedeni oluşturduğu; ancak Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair verdiği karara uyulması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/928 E., 2023/756 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 1. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/167 E., 2022/249 K.

Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerineYargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi 2018/13169 Esas, 2018/21135 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacının ... başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/976 Başvuru numaralı ve 11.05.2022 tarihli kararı ile davacının 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın (Anayasa) 26 ncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalılardan T.C. ... Kütahya ... Sağlığı Müdürlüğünde 01.01.2006 tarihinde çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin 11.03.2016 tarihinde feshedildiğine ilişkin bildirimin 17.03.2016 tarihinde davalı Kurum tarafından tebliğ edildiğini, davacının ihale ile ... alan alt işverenler nezdinde veri hazırlama kontrol işletmeni olarak çalıştığını, alt işveren işçisi olarak görünse de yaptığı işin asıl işveren Bakanlığın işi olduğunu, işyerinde emir ve talimatları İdarenin çalışanlarından aldığını, yaptığı işin davalı İdarenin kadrolu personelinin yaptığı ... ile aynı olduğunu, çalıştığı alt işverenlerin her ihale döneminde değiştiğini, en son ihale ile ... alan ve alt işveren olarak kabul edilen ... Temizlik Hiz. Tic. Ltd. Şti.nde çalışırken ... sözleşmesinin sebep gösterilmeden feshedildiğini, Tüm Genel Hizmet ve (Alt İşveren) İşçileri Sendikası kurucu üyesi ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, sendika çalışmaları ile alt işveren çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmeye çalışıldığını, yapılan çalışmaların olumlu sonuç verdiğini, tam da bu esnada ... sözleşmesinin bu faaliyetler sebebiyle feshedildiğini, fesih işleminin haksız olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğine, davacının ... Kütahya ... Sağlığı Müdürlüğü işyerindeki işine iadesine, işe başlatmama hâlinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen sürelere ilişkin ücretinin davalılar tarafından ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili İdarenin davacı açısından herhangi bir işveren sıfatının bulunmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkili İdarenin şartnameler ve sözleşmeler ile ihaleye ilişkin işlerin nasıl yapılacağını belirlediğini, ihaleyi kazanan Şirket ile işçileri arasındaki ilişkiye müdahale etmediğini, dışarıdan sağlanan hizmet alımlarının sürekli ... mahiyetinde olmadığını, ... sözleşmesinin feshi işleminde müvekkili İdarenin herhangi bir etkisinin olmadığını, feshin sendikal gerekçe ile yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, muvazaa iddialarının da gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirket usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2017 tarih, 2016/162 Esas, 2017/52 Karar sayılı kararıyla; davacının çalışması sürerken çalıştığı işyerinde yönetici konumunda bulunan amirlerine sosyal paylaşım sitesi olan Facebook hesabından hakaret içerikli yazılar paylaştığı ve bu sebeple Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/580 Esas, 2015/624 Karar sayılı hükmüyle cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi gereğince haklı sebeple feshedildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

B. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2017 tarihli ve 2017/1235 Esas, 2017/1056 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça sosyal paylaşım sitesindeki sözlerin hakaret boyutunda olmadığı, bu sözlerin hakaret sayılıp sayılmayacağının Yargıtay denetiminden geçmediği iddia edilmiş ise de sosyal paylaşım sitesindeki "Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları..." şeklindeki sözlerin eleştiri sınırlarını aşan hakaret niteliğinde sözler olduğu ve işyeri yöneticilerini de hedef alır şekilde söylenmiş olmasının kabulü birlikte değerlendirildiğinde sarf edilen sözlerin 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında olduğu, bu hâliyle davalı işveren tarafından davacı işçinin ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kabulüne yönelik Mahkeme kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Yargıtay Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2018/13169 Esas, 2018/21135 Karar sayılı ilâmı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. ... Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.

B. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2019/976 Başvuru numaralı kararı ile davacının paylaşımında genel nitelikli "yönetici" kavramını kullandığı, sözlerinin belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi bir ifade kullanmadığı, buna rağmen Mahkemeler tarafından davacının sözlerinin muhataplarından bir kısmının Kurum yöneticileri olduğunun kabul edildiği, başvurucunun asıl amacının Kurum yöneticilerini küçük düşürmek olduğunun kabul edilmesinin başvurucunun kullandığı kelimelere onun verdiği anlamların ötesinde anlamlar yüklenmesiyle mümkün olduğu, başvurucunun dernek başkanlığı kimliği dikkate alınmayarak ve doğrudan işaret etmediği hâlde dolaylı bağlantılarla Kurum yöneticilerini hedef aldığı kabul edilerek yapılan aşırı bir yorumun benimsenmesinin kamusal konuşmaları imkansız hâle getireceği, davacının eleştirilerini abartılı bir şekilde ortaya koyduğu, nihayetinde somut olaya konu ifadelerin ... sözleşmesinin feshedilmesi gibi son derece ağır ve son çare olarak düşünülebilecek bir müdahaleye başvurmaya yönelik bir nitelikte olduğunun yapılan açıklamalar çerçevesinde objektif ve ikna edici bir biçimde ortaya konulamadığı, feshin geçerli bir nedene dayandığını ileri süren Mahkeme gerekçeleri davacının ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemeyeceğinden Anayasanın 26 ncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapıldığı, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere davacının kullandığı ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, 4 aylık ücret tutarında boşta geçen süre ücreti ile işe başlatılmama hâlinde davacıya ödenmesi gereken ... güvencesi tazminatının 5 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; işçinin çalıştığı diğer davalı Şirket ile İdare arasındaki sözleşmenin yıllar önce sonlandığını, yüklenici ile arasında hiçbir bağ kalmayan müvekkili İdarenin tazminata mahkum edilmesinin hem kanuna hem kamu düzenine aykırı olduğunu, İdarenin herhangi bir ödeme yapmasının kamu zararına sebebiyet vereceğini, ... güvencesi tazminatı açısından asıl işverenin de alt işverenle birlikte sorumlu olması için işçinin işe başlatılmayacağının açıklandığında ya da bir aylık işe başlatma süresinin sona erdiğinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin devam ediyor olması gerektiğini, ... sözleşmesi feshedildiğinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcut olmasının, ... güvencesi tazminatından asıl işvereni de sorumlu tutmak açısından yeterli olmadığını, boşta geçen süre ücreti bakımından da işçinin söz konusu ücrete hak kazanma tarihinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığının önem arz ettiğini, yüklenici ile arasında hiçbir bağ olmayan İdarenin tazminatlar açısından müteselsil sorumluluğunun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Anayasa Mahkemesi kararının davacının paylaşımının niteliği bakımından bir anlam ifade ettiğini, kararda "başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirmediği ceza davası ile" denilmek suretiyle davacı aleyhine Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/580 Esas, 2015/624 Karar sayılı kararı ile kamu görevlilerine karşı hakaret suçundan mahkumiyet hükmüne karşı yapılan bir başvuru olmadığından hükmün kesinleştiğini, hâl böyle iken kesinleşmiş ve kaldırılmayan bir hükmün varlığı hâlinde ... sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca haklı nedene dayandığının kabulü gerektiğini, kaldı ki söz konusu paylaşımın karşı oyda belirttiği üzere abartılı eleştiri olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp eleştiri sınırlarını aşan hakaret niteliğinde aşağılayıcı ifadeler olduğunu, ifade özgürlüğü kapsamına dâhil edilemeyeceğini, davacı her ne kadar dernek başkanlığı görevini yürütse de kendisinin de bir kamu kurumunda alt işveren işçisi olarak çalıştığından paylaşımında kullandığı yönetici gibi genel ifadelerin kamu kurumundaki alt işveren çalışanların tüm yöneticilerini hedef almakla birlikte davacının kendi yöneticilerini de hedeflediğinin aşikar olduğunu, şeref ve itibar hakkını ihlal eden bu sözlerin kime yöneldiğinin anlaşılabilmesi için konuşmanın yapıldığı bağlamdan koparılmaksızın tarafların konumları da göz ardı edilmeden bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu bağlamda davacının kendisi de bir alt işveren işçisi olduğundan yaptığı bu eleştirinin konumu gereği kendi yöneticilerini de hedef aldığı apaçık ortada olup bu sebeple ... sözleşmesinin feshinin 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca işçinin işverene karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi nedeniyle haklı nedene dayandığını, müvekkili Şirketin hem geçerli hem de haklı gerekçeyle bir fesih yaptığını, davacı asıl işverene karşı muvazaa iddiasından feragat ettiğinden Şirkete karşı işe iade davası koşullarının oluşmadığını, Mahkemece feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiş olsa da hükümde yer alması gereken işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat veya boşta geçen süre ücreti belirlenmediğini, bu sebeple kararın eksik olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler ve yeniden yargılama yapılması kararına istinaden, davacının sosyal paylaşım sitesi olan facebook isimli sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip ... sözleşmesinin feshini geçerli ve haklı kılan bir sebep olarak kabul edilemeyeceği, davacının işe iade talebinin kabulüne karar verilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ... sözleşmesinin haklı ya da geçerli bir nedenle feshedilip feshedilmediği ve bu bağlamda davacının işe iadesine karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemleeri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2, 18, 19, 20, 21 ve 25 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararının temel dayanağı, başvurucu işçinin sosyal medya paylaşımında belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi bir ifade kullanmadığı, buna rağmen Mahkemeler tarafından davacının başvurucunun kullandığı kelimelere onun verdiği anlamların ötesinde anlamlar yüklendiği yönündedir. Dosya kapsamında mevcut Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli ve 2015/580 Esas, 2015/624 Karar sayılı ilâmı ile; sanık ... ...'nun Kütahya ... Sağlığı Müdürlüğüne bağlı laboratuvarda alt işveren işçisi olarak çalıştığı, katılanların aynı Kurumda yönetici olarak görev yaptıkları, sanığın suç tarihi olan 14.08.2015 tarihinde sosyal paylaşım sitesinde bulunan adresinde paylaştığı yazısında "son günlerde taşeron işçi arkadaşlar üzerinde ciddi baskılar artmış, kendini yönetici zanneden bazıları işi gücü bırakıp taşeron işçi ile uğraşmayı kendine görev edinmiştir. Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları, şunu asla unutmayınız ki..." şeklinde sözler paylaştığı, bu sözlerin sanığın çalıştığı Kurumda yönetici olarak görev yapan katılanlara yönelik söylendiğinin açık olduğu, sanığın alınan savunmalarında suçlamaları kabul etmeyerek suça konu sözleri kendisinin yazdığını ancak herhangi birine hakaret kastının olmadığını söylediği görülmüş ise de; bu savunmanın dolaylı kabul niteliğinde olduğu ve toplanan diğer deliller karşısında itibar edilemeyeceği, sanığın bu suretle üzerine atılı zincirleme şekilde kamu görevlilerine hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Buna göre davacının feshe konu sözlerinin hakaret suçunu oluşturduğu ve sözlerin muhatabının, ceza davasında katılan konumunda olan asıl işveren Kurum yöneticileri olduğu mahkeme kararı ile sabit hâle gelmiştir.

3. Diğer yandan hakaret suçunu oluşturduğu sabit olan sözlerin ifade hürriyeti kapsamında abartılı eleştiri olarak değerlendirilmesine katılmak da mümkün değildir. Dava konusu işyerinde ... sözleşmesi ile çalışan davacının aynı zamanda bir derneğin başkanı olması, işverenine ve yöneticilerine hakaret niteliğinde sözler sarfetmesini meşru hâle getirmez. Önemle belirtmek gerekir ki bu tür sözlerin ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin tespitinde ... toplumunun değer yargıları göz ardı edilmemelidir.

4. Gerek ceza mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, gerekse tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, başta asıl işveren yöneticilerini hedef alan hakaret niteliğindeki ifadelerinin 4857 sayılı Kanun bağlamında sataşma olarak haklı sebep teşkil ettiği kanaatine varılmış ise de Anayasa'nın 153 üncü maddesinin son fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ve ... başvuruya ilişkin ihlal kararına bu dosyada uyulmasının zorunlu olduğu göz önüne alınarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ilâmın Değerlendirme bölümünün (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarında belirtilen gerekçelerle kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.