Logo

9. Hukuk Dairesi2023/12222 E. 2023/15877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin asıl işin bir parçası olup yardımcı iş olmadığı, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu ve davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2573 E., 2023/1851 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/184 E., 2022/457 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Bor İşletme Müdürlüğünde hizmet alımı yoluyla ... üstlenen alt işverenler bünyesinde kırma eleme işçisi olarak çalıştığını, çalışılan işin Kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, alt işverenlerin asıl işi idari ve teknik açıdan yürütebilecek organizasyona ve yeterliliğe sahip olmadığını, aksine alt işveren işçilerinin Kurum yetkililerinden emir ve talimat alarak çalıştıklarını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi temininden ibaret olduğu dikkate alındığında davalı ile değişen alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının açık olduğunu, muvazaa olgusunun emsal mahkeme kararları ile de sabit görüldüğünü, bu sebeplerle Maden ... Sendikası üyesi olan davacı, baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olarak kabul edilerek davacıya kadrolu sendikalı emsali işçiye ödenen ücretin ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden de yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek ilave tediye alacağı ile birlikte toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; İdarenin ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, bu kapsamda üretim faaliyetine ait olmayan ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4 üncü maddesinde sayılan işlerin ihale ile dışarıdan satın alındığını, böylece asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalurjik süreçler kapsamında olmayan ve doğrudan üretimle ilişkisi bulunmayan yardımcı işlerin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisine konu edildiğini, şirketler ile Kurum arasında muvazaaya dayalı bir ilişki bulunmadığını, davacının Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme kapsamında ihaleyi üstlenen değişik şirketler bünyesinde görev yaptığını, ihale konusu işin dışında bir işte çalıştırılmadığını, davacının çalıştığı şirketlerin değişmesinin muvazaanın emaresi olarak gösterilemeyeceğini, muvazaa bakımından emsal olduğu ileri sürülen mahkeme kararlarının ait oldukları döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bakımından bağlayıcı olabileceğini, davacının davalı Kurumun işçisi olarak kabul edilmeyeceğini, alt işveren işçisi olarak davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereğince ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı gibi asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden de yararlanamayacağını, bu sebeple gerek ilave tediye ücreti gerekse toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddi gerektiğini, talep edilen faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. İhbar olunan ... vekili cevap dilekçesinde; davanın Şirkete ihbar edilmesini kabul etmediklerini, belirsiz alacak davasının şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davalı Kurum ile Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığını, ilave tediye alacağı bakımından davacının veya Şirketin 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, ayrıca müvekkili Şirketin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanan davacının Kurumun taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmayı talep edemeyeceğini, dava dilekçesinde talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller, yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının ... ... Bor İşletme Müdürlüğü bünyesinde ihbar olunan alt işveren şirketlerin işçisi olarak kırma-eleme (proses) işlerinde çalıştığı, alt işverence üstlenilen asıl işin bir bölümünün asıl işverenin kadrolu işçilerinin yapamayacağı ölçüde uzmanlık gerektirecek nitelikte bir ... olmadığı, davacının emir ve talimatları asıl işveren yetkililerinden aldığı, alt işverenin asıl işverenden bağımsız ayrı bir organizasyona sahip olmadığı, bu çerçevede davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki sözleşmenin tamamen işçi teminine dayalı muvazaalı bir sözleşme olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmasına göre davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı ancak asıl işverene ait işyerinde uygulanmakta olan toplu ... sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma talebi bulunmadığından toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddi gerektiği, hak kazanılan diğer alacakların sendikalı olmayan emsal işçi dikkate alınarak hesaplanması mümkün ise de davacı ile birlikte çalışan sendikasız emsal işçi bulunmadığından hüküm altına alınan ilave tediye alacağının davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplandığı, ayrıca Mahkemece aynı tarihli duruşmada 14 seri davanın birlikte görülmesi ve karara çıkması nedeniyle %50 oranında vekâlet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kurum çalışanları yönünden yeni toplu ... sözleşmelerinin imzalanması döneminde hiçbir şart ve koşulda sendika tarafından işverene bildirim gibi hukuki düzenleme ya da fiili uygulama bulunmadığı hâlde müvekkili yönünden bildirim usulü öngörülmesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtayın bildirime dair aleyhe kararlarının da yetki gaspı hükmünde olduğunu, ancak üyelik tarihinin toplu ... sözleşmesinin imza tarihinden sonra olması hâlinde işverene sendika üyelik bildiriminin yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, oysa aralıksız olarak sendika üyeliği bulunan müvekkilinin gerek davalı gerekse görünürde alt işveren bakımından Maden-... Sendikasına üyelik tarihinin tüm toplu ... sözleşmelerinin imza ve yürürlük tarihlerinden önceki tarihe isabet ettiğini, böyle bir durumda işverene bildirim yapılıp yapılmadığının tespiti gerekmediğini, emsal yargı kararlarına göre muvazaanın varlığı hâlinde üyelik bildirimi gerekmediği gibi sendika üyesi olmayan işçilerin dahi toplu ... sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, ayrıca görünürde alt işveren şirketlerce imzalanmış olan toplu ... sözleşmelerinin taraflarından birisinin de davalı ... Müdürlüğünün Sendikası olarak Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (...) olduğunu, davalı Kuruma rutin olarak teslim edilen bordrolarda sendika aidat kesintisinin yer aldığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasının atfı ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32 nci maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi gereğince Kurumun sendika üyeliğinden haberdar olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca dava seri dava niteliğinde olmadığından tam vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı dilekçede açıklanan gerekçelerle ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını da tekrar ederek, kamu iktisadi teşebbüsü olan Kurumun ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesinden ibaret olduğunu, bor madeninin aranması ve işletilmesi işlerini devlet adına yerine getirdiğini, bu kapsamda davacının çalıştığı hizmet alım işinin üretimi aksatmayacak durumda olan yardımcı bir ... olduğunu, ... Bor İşletme Müdürlüğünün İhtiyacı Olan 63 Kişi İle Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımı işinin son yüklenicisi olan PTT Anadolum Lojistik AŞ ile Kurum arasında imzalanan ihale sözleşmesinin teknik şartnamesinde işin konusunun ürün kalitesini iyileştirme amaçlı tüm düzen ve temizlik işlerinin yapılması olduğunu, her ne kadar Mahkemece davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki hukuki ilişki muvazaalı kabul edilmiş ise de; 09.11.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ... Ana Statüsü'nün ''Teşekkülün Faaliyet Alanı ve Görevleri'' başlıklı 6 ncı maddesinin (a) bendinde Kurumun görevleri arasında ''...Teşekkülün faaliyet alanındaki görevlerini gerçekleştirmek üzere ihtiyaç duyduğu mal ve hizmeti almak, yapım işlerini yapmak, yaptırmak...'' işlerinin sayıldığını, dolayısıyla yardımcı işin alt işverene verilmesi hâlinde muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilmeyeceğini, kaldı ki davacının Kurumun taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşımadığını, 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye alacağına da hak kazanmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, davacı işçinin baştan itibaren davalı işçisi sayılıp sayılamayacağı ile 6772 sayılı Kanun uyarınca ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanamadığı ve vekâlet ücreti noktasında uyuşmazlık bulunduğu, yapılan inceleme sonucunda; davacının davalı ile dava dışı PTT Anadolum Lojistik AŞ arasında imzalanan ... Bor İşletme Müdürlüğünün İhtiyacı Olan 63 Kişi İle Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımı işi kapsamında çalıştığı, bor mineralleri madenciliği işlerinin yapıldığı işyerinin tehlike sınıfı itibarıyla "çok tehlikeli" sınıfında yer aldığı, kırma-eleme hizmetleri asıl işin önemli bir kısmı ve ayrı düşünülemeyecek bir parçası olup bu işin yardımcı ..., temizlik ve hammadde hazırlama işi olarak kabul edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi heyet raporunda yapılan tespitlerin, dosya kapsamına ve mevzuat hükümlerine uygun olduğu, buna göre davacının yaptığı işin yardımcı nitelikte olmayıp asıl ... niteliğinde bulunduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisi muvazaa dayalı olduğundan davacı baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği, davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, diğer taraftan hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olmasının davacı işçinin, davalının taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden faydalanması için ... başına yeterli olmadığı, dava tarihi itibarıyla sendika üyeliği işverene bildirilmeyen davacı işçi yönünden, davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışan işverenin sendikasız işçisinin bulunmadığı anlaşılmakla işçinin sadece fiilen aldığı ücretine göre hesaplanan ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, vekâlet ücretinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davacı ve davalının istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.

3. Dairemizin 08.02.2023 tarihli ve 2023/1259 Esas, 2023/1646 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

2. Dosya içeriğine göre davacının kırma-eleme işçisi olduğu, davacı tarafından yapılan bu işin davalının asıl işi olduğu ve işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmediği, davalı ile son alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmesinin konusu temizlik ve hammadde hazırlama işi ise de davacının fiilen asıl ... olan kırma-eleme işinde çalışmaya devam ettiği, açıklanan bu duruma göre Mahkemelerce varılan sonuçta bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının başlığında ihbar olunan şirketlere yer verilmemesi, mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak kabul edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.