Logo

9. Hukuk Dairesi2023/12366 E. 2023/13550 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, davacı şirketle iş ilişkileri devam ederken haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunup bulunmadığı ve bulunmuşsa, davacı şirketin uğradığı maddi zararın miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, davacı şirketle iş ilişkileri devam ederken, sadakat borcuna aykırı davranarak haksız rekabet teşkil eden fiillerde bulundukları ve davacı şirketin bu nedenle uğradığı maddi zararın miktarının, davalıların elde ettiği menfaat yerine davacı şirketin yaşadığı kâr kaybı gözetilerek hesaplanması gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkemenin belirlediği tazminat miktarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/424 E., 2023/76 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 07.10.2003 tarihinde Güney Kore menşeli dava dışı ....LTD. ünvanlı Şirket ile ... genelinde bu Şirketin ürettiği ürünlerin dağıtımı ve satışının yapılması amacıyla ... satıcılık sözleşmesi imzaladığını, ... pazarında hiç tanınmayan ... markalı ürünlerin davacı Şirketin yaklaşık on yıl süre ile sarf ettiği çaba ve emek sonucunda tanınır hâle geldiğini ve pazara yerleştiğini, davacı Şirketin tüm ticari faaliyetinin ... ürünlerinin satışı ve montajına hasredildiğini ve ticari gelirlerinin tamamına yakınını bu ürünlerin satışı ve montajı faaliyetinden sağlamaya başladığını, davalılar ... ve ...’nın davacı Şirkette ... markalı ürünlerin tanıtımı ve pazarlanması konusunda görevlendirildiğini, davalılar ... ve ...’nın müvekkili Şirkette çalışmaya devam ederken 24.09.2013 tarihinde davacı Şirket ile iştigal konuları aynı olan diğer davalı ... Hidrolik ... Elektrik Elektronik San. ve Tic. Ltd. Şti.ni (... Şirketi) kurarak ticari faaliyete başladıklarını, davalıların müşteri bilgilerini kendi Şirketleri lehine kullanmaya başladıklarını, dava dışı ....LTD. Şirketi ile de irtibata geçerek bu firmanın ... temsilciliğini elde etme girişimlerinin müvekkili Şirket yetkililerince tespit edildiğini, bu tespit üzerine davalıların ... sözleşmelerinin feshedildiğini, davalıların ... sözleşmelerinin feshedildiği 12.12.2013 tarihinde haklı gerekçe olmaksızın dava dışı ....LTD. Şirketinin müvekkili Şirkete gönderdiği e-posta ile ... satıcılık sözleşmesini ... taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, bu durumun müvekkili Şirkete büyük zarar verdiğini, davacı Şirket yetkililerince yapılan araştırmada davalılar ... ve ...’nın müvekkili Şirkette çalışmakta iken davalı ... Şirketi ile ....LTD. Şirketi arasında ... genelinde geçerli olmak kaydı ile ... satıcılık sözleşmesi imzalandığını ve söz konusu Şirketin ürünlerinin bu Şirket tarafından dağıtılmaya başlandığını ileri sürerek davalıların müvekkili Şirkete vermiş oldukları zararlar karşılığında maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesi devam ederken yapıldığı iddia edilen haksız rekabete ilişkin tazminat davasına bakmakla görevli mahkemenin ... mahkemesi olduğunu, davanın yöneltildiği gerçek kişiler ve Şirket açısından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının dava konusu faaliyetleri iddia ettiği gibi 10.12.2013 tarihinde değil, davalı Şirketin kuruluş aşamasında öğrendiğini, davanın süresi içinde açılmadığını, davanın belirsiz alacak davası olmadığını ve talep edilen tüm tazminatlar açısından zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının aynı sebeple Güney Kore’de dava dışı üretici Şirket aleyhine açtığı davada 500.000,00 Avro maddi zarar bildirdiğini, en azından uyuşmazlığın asgari değerinin kendi kayıtlarından belirlenebilir olduğunu, sembolik bir miktarla davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu ve belirlenebilen asgari değeri göstermediği için belirsiz alacak davası açmada hukuki yararı bulunmadığını, müvekkillerinin ... sözleşmelerini haklı nedenle feshetmeleri üzerine kıdem ve ihbar tazminatlarının 2013 yılı Ağustos ayı sonunda ödendiğini, işverenin talebi üzerine pozisyonlarına yeni satış temsilcileri bulunana kadar kısa süre çalışmayı kabul eden müvekkillerinin bu süreçte yeni ... arayışlarına girerek davacı tarafında haberdar olduğu davalı ... Şirketini kurduklarını, davacının müvekkillerinin işten ayrılmalarından 2 gün sonra dava açılmasını ve şikâyetçi olunmasını engellemek, ... sözleşmesinin gerçek fesih sebebini gizlemek ve kendine haklı bir sebep oluşturmak maksadıyla ihtarname keşide ederek müvekkillerinin haklı sebeple işlerine son verildiğini ileri sürdüğünü, davacının dava dışı üretici Güney Kore Şirketi ile aralarındaki ... satıcılık sözleşmesinin müvekkillerinin kusuru ile sona erdirilmediğini ve kusurlu olan tarafın davacı olması üzerine üretici Şirketin sözleşmeyi sona erdirdiğini, davacının hak sahibi dava dışı üretici Şirketin rızası ve bilgisi olmaksızın ... markasının kendi adına tescil ettirdiğini, dava dışı üretici Şirketin tescilli marka ve fikri sınai mülkiyet haklarını ve ... satıcılık sözleşmesini açıkça ihlal ettiğini, davacı Şirketin rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı olarak yerli üreticilerden ürün satın alıp bu ürünlere ... kodu vererek piyasaya sürdüğünü, bu nedenle dava dışı üretici Şirketin 2008 yılından itibaren satış ortalamasının düştüğünü, satışları yükseltmek için gerekli önlemlerin alınmadığını ve çabanın gösterilmediğini, bunlar üzerine dava dışı üretici Şirketin davacının haksız rekabeti, sözleşme ihlali ve güvensizlik yaratması üzerine davacının kusurları nedeniyle sözleşmeyi sonlandırdığını, dava dışı üretici Şirketin müvekkillerinin yeni Şirket kurduklarını öğrenmesi ve teklif getirmesi ve karşılıklı varılan anlaşma uyarınca 20.12.2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacı Şirketin kendi sözleşmesi sona ermesine rağmen hala ... markalı ürünleri satmaya, tanıtmaya, kataloglarında yer vermeye devam etmesi üzerine haksız rekabet teşkil edecek davranışlarına son vermesi aksi hâlde dava açılacağı hususunda 24.10.2014 tarihinde ihtarname gönderildiğini, dava dışı üretici Şirketle sözleşmenin feshedilmesinde müvekkillerinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, zarar ettiği iddia edilen davacı Şirketin ... markalı ürünlerin muadili ürün satan dava dışı Koduct Şirketi ile distribütörlük anlaşması imzalayarak feshedilen sözleşmenin yerini doldurduğunu, müvekkillerinin hukuka aykırı bir eylemi ve kusurlarının bulunmadığını, ... satıcı sözleşmesinden dolayı zarar oluşmuşsa bile müvekkilleri açısından illiyet bağı bulunmadığından tazminat talebinin reddini talep ettiklerini, manevi tazminat yönünden de tazminat unsurlarının oluşmadığını, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 51 inci maddesi gereğince tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini, davacının kendi kusurundan kaynaklı sebeplerle müşteriler nezdinde iddia ettiği itibar kaybı tazminini müvekkillerinden talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2019 tarihli ve 2017/87 Esas, 2019/167 Karar sayılı kararıyla; davalılar ... ve ...’nın davacı Şirketten ayrılmadan önce davacı Şirket ile aynı iştigal konusuyla faaliyet gösteren diğer davalı ... Şirketini 24.08.2013 tarihinde kurdukları, Şirketin %50’şer payının davalılara ait olduğu, davacı Şirket ile ....LTD. ünvanlı Şirket arasında imza altına alınan 07.10.2003 tarihli ... distribütörlük sözleşmesinin, davalılar ... ve ...’nın ... sözleşmelerinin davacı Şirket tarafından feshedildiği tarih olan 12.12.2013 tarihinde .... LTD. Şirketi tarafından ... taraflı olarak feshedildiği, davalılar ... ve ...’nın davacı Şirketin müşteri bilgilerinden doğrudan haberdar oldukları, davacı Şirkette çalışmaya devam ederken ....LTD. Şirketi ile ticari bağlantı kurdukları, davalıların haksız rekabet olarak nitelendirilebilecek sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının, davacı Şirket ile aralarındaki ... ilişkisi devam ederken başladığı gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 08.04.2021 tarihli ve 2019/1671 Esas, 2021/901 Karar sayılı kararıyla; yargılama esnasında dinlenen tanıkların davalılar ... ve ...’nın davacı Şirketin müşteri bilgilerinden doğrudan haberdar oldukları, davacı Şirkette çalışmaya devam ederken Güney Kore şirketi olan ....LTD. ile ticari bağlantı kurduklarını doğruladıkları, ....LTD. Şirketinden istenen ürünlerin ancak üç ayda gelebildiği, davalıların ... sözleşmelerinin Kasım 2013’de feshedilmesine rağmen Aralık ayında ....LTD. Şirketinden davalılara bir tır dolusu malzeme geldiği, ... sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesinin sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülük olduğu, davalılar ... ve ...'nın ... sözleşmelerinin devamı esnasında sadakat borcuna aykırı davrandıkları gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/6064 Esas, 2021/13141 Karar sayılı ilâmıyla; davacı Şirket ile davalılar ... ve ... arasında ... sözleşmeleri sona erdikten sonra geçerli olacak yazılı bir rekabet yasağı sözleşmesinin bulunmadığı, davalıların rekabet etmeme borcuna aykırılık olarak nitelendirilebilecek sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının, davalı Şirketin kurulduğu tarih ile davalılar ... ve ...’nın ... sözleşmelerinin davacı tarafından feshedildiği tarih arası dönemde mevcut olduğunun kabul edilebileceği, bu nedenle davacı Şirketin yalnızca davalı Şirketin kurulduğu tarih ile davalıların ... sözleşmelerinin feshedildiği tarih arası dönem yönünden maddi tazminat talep edebileceği ve söz konusu maddi tazminatın hesabında; davalıların elde ettiği menfaat yerine davacı Şirketin yaşadığı kâr kaybı gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Şirketin 05.12.2013 tarihinde dava dışı Güney Kore şirketi olan ....LTD. Şirketine 94.472,00 Avro sipariş verdiği, bu tarihin dava dışı ....LTD. Şirketinin davacı Şirket ile ... ilişkisini sona erdirdiği 12.12.2013 tarihinden önce olduğu, buna rağmen siparişin davacı Şirkete gönderilmediği, bu tarihte davalıların hâlen davacı bünyesinde çalıştığı ve davalı ... Şirketi tarafından 11 Kasım günü ....LTD. Şirketine verilen siparişlerin yüklenmeye başlandığı, bu nedenle davacı Şirketin 5 Aralık günlü siparişinin kabul edilmediği, davacı Şirketin fesih öncesi verdiği 94.472,00 Avro siparişin davalıların davacı Şirket bünyesinde çalışırken yaptığı gizli anlaşma nedeniyle dava dışı ....LTD. Şirketi tarafından gönderilmediği, davacı Şirketin vergi sonrası net kâr marjının %43 olduğu, siparişlerin teslimi ve satılması durumunda davacı Şirketin 40.622,96 Avro kâr elde edeceği ancak siparişin iptali nedeniyle bu kârdan mahrum kaldığı ve 40.622,96 Avro kaybının bulunduğu, 30.11.2022 günlü ek raporda yapılan tespit ve değerlendirmelere itibar edilerek davacının maddi zararının 113.472,11 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; bozma öncesi raporda davacının yaşadığı kâr kaybının 650.000,00 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle hükmedilen tazminat miktarının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; davacının süresinden sonra dosyaya ibraz ettiği e-postaların dikkate alınamayacağını, 22.04.2022 tarihli ek raporda davacının kâr kaybı bulunmadığının tespit edildiğini, 05.12.2013 tarihli siparişin davalıların ... sözleşmelerinin feshinden önce gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu, bu nedenle bu siparişin dikkate alınmasının yerinde olmadığını, davacının kâr kaybı olmadığının bozma öncesi alınan 25.12.2016 tarihli raporda da tespit edildiğini, 05.12.2013 tarihli siparişin iptalinden davalıların sorumlu tutulamayacağını, karlılık oranının çok yüksek kabul edildiğini, manevi tazminat talebinin kabulünün hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; maddi tazminatın hesaplanması gereken dönem ile hesap yöntemi noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 396, 444, 445, 446 ve 447 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı ve davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.