Logo

9. Hukuk Dairesi2023/12471 E. 2023/13621 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muvazaalı iş ilişkisi nedeniyle asıl işveren işçisi sayılan davacıya ödenmesi gereken ücretin tespiti ve buna bağlı ücret farkı alacağının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin tespiti için davalı işveren nezdinde aynı işi yapan başka bir işçinin ücretinin belirlenmesi gerektiği, davacı tarafından emsal gösterilebilecek bir işçi belirtilmediği ve dava dilekçesinde keşif veya bilirkişi incelemesi talep edilmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3199 E., 2023/1117 K.

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/492 E., 2021/283 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstri AŞ'nin alt işverenliğini yürüten firmalarda çalıştığını, davacının ... ve asıl işverenin davalı Şirket olduğu hususunun Mahkeme kararları ile kesinleştiğini, alt işveren değiştiği hâlde davacının asıl işverene ait işyerinde çalışmasını sürdürdüğünü, kesinleşen muvazaa nedeniyle asıl işverenin işçilerinin yararlandırıldığı ücretten ve sosyal haklardan yararlandırılması gerektiği halde müvekkilinin bu ücretten yararlandırılmadığını, müvekkilinin olması gereken ücretinin davalı işyerinde çalışan aynı kıdeme sahip kişinin ücreti (temel ücret, ikramiye, prim, alışveriş çekleri, yemek, servis vb. sosyal haklar) esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, husumet ve derdestlik itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacıya alt işverence tüm ödemelerin yapıldığını davacının görev tanımına ilişkin olarak ileri sürülen hususların doğru olmadığını, davacının yapılan işe ve ücrete dair beyanlarının çelişkili olduğunu, işyerinde davacı ile aynı işi yapan hiçbir personel bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kesinleştiği, davacının temel ücretinin tespiti için yargılama sırasında davalı tarafa davacı ile benzer kıdeme sahip aynı işi yapan işçilerin ücretinin bildirilmesi için kesin süre verilmişse de bu yönde dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, bu nedenle dava dilekçesindeki talep de nazara alınarak davacının çıplak ücretinin tespitinde ... İstatistik Kurumu (...) verilerinin nazara alınması gerektiği gerekçeleri ile taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı taraftan hesaplamanın yapılması için davalı Şirketin çalışanlarının ücret bordro ve ücret eklerinin, görev tanımlarının, işe giriş çıkış tarihlerini gösteren tüm kayıtların celbinin istendiğini buna rağmen kayıtların sunulmaması hâlinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması gerektiğine dair talepte bulunduklarını, davalının bilinçli şekilde gerekli bilgileri dahi sunmayarak bilirkişinin bu yönden hesaplama yapmasını engellediğini, davalı Şirkette çalışan işçilerin ücreti çok daha fazla olmasına rağmen ... verilerinin esas alınmasının doğru olmadığını, ıslah tarihinin hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının tüm alacaklarının usulüne ve kayıtlara uygun eksiksiz bir şekilde banka kanalıyla ödendiğini, ödemelerin davacının işe giriş bildirgesinde gösterilen, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile sabit olan ... koduna göre yapıldığını, davacının fark alacağı talep etmesi ve İlk Derece Mahkemesinin sadece davacı taraf taleplerine istinaden ... verilerine göre karar vermiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ücreti üzerinden hesaplanan dava konusu alacakların kendisine ödendiğini, ... verilerinin hesaplamaya esas alınarak işçinin alması gereken ücret üzerinden hesaplama yapılamayacağının sabit olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığının kabulü hâlinde alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılacağı hükmüne yer verilerek muvazaaya bağlanan hukuki sonucun açıklandığı, bu durumda davacının en başından itibaren asıl işveren işçisi sayılacağı ve asıl işveren işçilerine ödenen ücretten yararlanacağı, ancak davacının ücretinin belirlenebilmesi için davalı işveren nezdinde davacı ile aynı işi yapan işçinin tespiti gerektiği, bu tespit yapılmaksızın varsayımsal bir ücret üzerinden veya ilgili kuruluşlardan yapılacak emsal araştırması sonrasında belirlenecek ücret üzerinden hesaplanan işçilik alacaklarına hükmedilmesinin hatalı olduğu, davacı tarafından kendisine emsal davalı işçisi gösterilmediği gibi dava dilekçesindeki deliller arasında keşif ve bilirkişi incelemesine de açıkça yer verilmediği, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, davalı istinafı bakımından ise davacıya emsal olabilecek davalı işveren nezdinde çalışan işçi tespit edilemediğinden ve dava konusu alacağın emsal ücretin esas alınması iddiasına dayalı fark alacak olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı asıl işveren ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı kabul edilmesi nedeniyle davacıya ödenmesi gereken ücretin tespiti ile buna bağlı olarak fark alacağın hesabı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.