Logo

9. Hukuk Dairesi2023/12580 E. 2023/17396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının belediye başkan yardımcılığı görevi sırasında işçi statüsünde çalıştığı dönemde işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca belediye başkan yardımcılığı görevlendirmesinin davacıya herhangi bir hak teşkil etmediği ve bu nedenle işçilik alacaklarından yararlanamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/422 E., 2023/556 K.

DAVA TARİHİ : 17.02.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

SAYISI : 2022/799 E., 2022/1390 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından aynı iddialar ile idare mahkemesinde dava açılması üzerine, ... 1. İdare Mahkemesinin 12.01.2022 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 20.....2022 tarihli kararı ile; davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2012-2014 yılları arasında davalı Kurumda işçi olarak çalıştığını, 30.03.2014 tarihinde davalı tarafından haksız olarak ... sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, husumet yönünden itirazda bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. ... Mahkemesi Kararı

... 1. ... Mahkemesinin ....07.2021 tarihli ve 2021/237 Esas, 2021/907 Karar sayılı kararı ile; davacının Belediye meclis üyesi olarak seçilip çalışmaya başladığı, ardından Belediye başkanının onayı ile Belediye başkan yardımcılığı görevini yürüttüğü, davacının göreve başlarken emekli sandığından yararlanma talebinde bulunduğu ve emekli sandığından yararlandığı, Belediyede görev süresi boyunca Belediye meclis üyesi olması ve Belediye başkan yardımcılığı görevini de yürütmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının geniş anlamda memur statüsünde olup kamu görevlisi olduğu, bu durumda parasal haklarına ilişkin idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (2577 sayılı Kanun) "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesinin (b) fıkrasında belirtilen; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

B. İdare Mahkemesi Kararı

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmış olup aynı taleplerle açılan idari davada, ... 1. İdare Mahkemesinin 12.01.2022 tarihli ve 2021/2754 Esas sayılı kararı ile; adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

IV. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARI VE SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı

... 1. İdare Mahkemesinin başvurusu üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesinin 20.....2022 tarihli ve 2022/97 Esas, 2022/357 Karar sayılı kararı ile; davacının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştığı, talep edilen tazminat ve diğer alacakların 4857 sayılı ... Kanunu’ndan (4857 sayılı Kanun) kaynaklandığı, buna göre davanın 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesinde adli yargı yerlerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle ... 1. ... Mahkemesinin ....07.2021 tarihli ve 2021/237 Esas, 2021/907 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.

B. İdare Mahkemesi Kararı

İdare Mahkemesinin 05.10.2022 tarihli ve 2021/2754 Esas, 2022/2300 Karar sayılı kararı ile; kesin ve bağlayıcı olan Uyuşmazlık Mahkemesi kararıyla da belirlendiği üzere adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının işçi statüsünde olup olmadığı ve işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplandığı, yıllık izin ücretinin 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu, ... sözleşmesinin fesih tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık süre geçtiğinden yıllık izin ücreti talebinin reddi gerektiği, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücretleri ile asgari geçim indirimi alacakları dönemsel alacaklar olup dava tarihinden geriye dönük 5 yıl öncesi (17.02.2016) zamanaşımına uğradığından bu taleplerin de reddi gerektiği, kıdem ve ihbar tazminatları yönünden yapılan değerlendirmede; 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 49 uncu maddesinin yedinci fıkrasının ''Norm kadrosunda belediye başkan yardımcısı bulunan belediyelerde norm kadro sayısına bağlı kalınmaksızın; belediye başkanı, zorunlu gördüğü takdirde, nüfusu 50.000'e kadar olan belediyelerde bir, nüfusu 50.001-200.000 arasında olan belediyelerde iki, nüfusu 200.001-500.000 arasında olan belediyelerde üç, nüfusu 500.000 ve fazla olan belediyelerde dört belediye meclis üyesini belediye başkan yardımcısı olarak görevlendirebilir. Bu şekilde görevlendirilen meclis üyelerine belediye başkanına verilen ödeneğin 2/3'ünü aşmamak üzere belediye meclisi tarafından belirlenecek aylık ödenek verilir ve taleplerine göre bir sosyal güvenlik kurumu ile ilişkilendirilir. Bu şekilde görevlendirme, memuriyete geçiş, sözleşmeli veya işçi statüsünde çalışma dâhil ilgililer açısından herhangi bir hak teşkil etmez ve belediye meclisinin görev süresini aşamaz. Sosyal güvenlik prim ve benzeri giderlerden kurum karşılıkları belediye bütçesinden karşılanır.'' hükmünü içerdiği, bu Kanun maddesine göre belediye başkan yardımcısı olarak yapılan görevlendirmenin kişiye herhangi bir hak teşkil etmeyeceğinin belirtildiği, davacının davalı Belediyede 03.05.2012 tarihinden itibaren Belediye meclis üyesi olduğu ve bu görevinin 30.03.2014 tarihine kadar devam ettiği, 09.05.2012 tarihinde 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası kapsamında Belediye başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, davacı bu görevlendirme doğrultusunda memur statüsünde emekli sandığından faydalanmayı talep etmiş ise de; bu talebi yerinde görülmeyerek işçi statüsünde sigorta kaydının yapıldığı ve bu kaydın 11.05.2012-30.03.2014 tarihleri arasında geçerli olduğu, davacının dava konusu sigorta kaydının 5393 sayılı Kanun kapsamında Belediye başkan yardımcısı görevlendirmesine bağlı olarak davacının talebi doğrultusunda yapıldığı ve yine aynı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrasında bu görevlendirmenin davacıya herhangi bir hak teşkil etmeyeceğinin belirtildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin de reddi suretiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının talep ettiği dönemler açısından işçi statüsünde çalıştığı hususunda tereddüt bulunmadığını, davacının davalı ... bünyesinde çalıştığı dönemde memur olarak çalıştığı dönem dışında kalan sürelerin memur emekliliğinde hesaba katılmaması ve bu dönemler için davacının işçi statüsünde kalması nedeniyle ... hukukundan kaynaklı alacaklarının bulunduğunu, 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrasına göre sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, çalıştığı sürenin ne memuriyete ne de işçilik haklarına etki etmeyeceğinin kabul edilemeyeceğini, kişinin statüsünün ya işçi ya da memur olarak belirlenmesi ve buna göre haklardan faydalandırılması gerektiğini, davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Belediye meclis üyesi olarak çalışırken Belediye başkan yardımcısı olan davacıya 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Belediye başkanına verilen ödeneğin 2/3'ü oranında ücret verilmesi ile verilecek ücret ile diğer sosyal güvenlik primine ilişkin ödemelerin bütçeden karşılanmasına karar verildiği, davacının 11.05.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak devam eden prim ödemelerinin davalı ... tarafından yatırılmaya devam ettiği, aynı zamanda davacının 1015257 işyeri sicil numaralı dava dışı İmar İnşaat ... Malzemeleri isimli Şirket nezdinde 31.10.2013 tarihine kadar sigortalı gözüktüğü, davacının 29.03.2009 tarihinde yapılan mahalli idareler genel seçimlerinde Belediye meclis üyesi olarak seçildiği, 03.05.2012-30.03.2014 tarihleri arasında Belediye başkanlığı Olur'u ile 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca belediye başkan yardımcısı olarak atandığı, atamaya dayanak Kanun maddesine göre davacıya belediye meclisi tarafından belirlenecek ödeneğin verileceği ve talebine göre Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilişkilendirileceğinin düzenlendiği, ayrıca bu düzenlemede bu şekilde görevlendirilen kişilerin; memuriyete geçiş, sözleşmeli veya işçi statüsü dâhil ilgililer hakkında herhangi bir hak teşkil etmeyeceğinin ve görev süresinin meclis görev süresini aşmayacağının açıkça düzenlendiği, davacının Belediye meclis üyesi olarak seçildiği, 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası hükümleri de gözetildiğinde yaptığı hizmet karşısında kendisine ödenek verilen belediye başkan yardımcılarına 4857 sayılı Kanun'un tanıdığı hakların verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; gerekçeli kararda davacının 11.05.2012-30.03.2014 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında işçi statüsünde çalıştığının tespit edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrasına göre Belediye başkan yardımcısı olarak yapılan görevlendirmenin kişiye herhangi bir hak teşkil etmeyeceğini belirttiğini, dava konusu tarih aralığının davacının memuriyet sürelerine eklenmemesinin onun işçi olarak bu süreler bazında işçi alacaklarını almayacağı anlamına gelmeyeceğini, davacının çalışmasının ne 5393 sayılı Kanun'da ne de Sosyal Güvenlik Kurumları nezdinde bir karşılığının olmadığını savunmanın hatalı olduğunu, kişinin ya memur olduğunu ve çalıştığı sürelerin memur emekliliğine eklenmesi gerektiğini, ya da memur olarak değil işçi statüsünde kabul ediliyor ise çalışma süreleri için işçi alacaklarından yararlanması gerekeceğini, müvekkilinin emeklilik başvurusunda bu sürelerin emeklilikte esas alınmaması üzerine ... hukuku kapsamında derdest davanın açıldığını, bu durumda davacının 2012-2014 tarihleri arasındaki çalışmasının güvencesiz bırakıldığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının işçi statüsünde olup olmadığı ve dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5393 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası.

3. 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.