"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/203 E., 2023/1811 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiştir.
Direnme kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce, bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.....2022 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairece Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait Umman’da bulunan işyerinde çalıştığını, çift vardiya şeklinde çalışarak iki haftada bir gün hafta tatili izni kullandığını, dinî bayramların ilk günü dışında tüm ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ (... Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinin 5 inci maddesi uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Umman Sultanlığı’nın ilgili kanunları ve özellikle ... kanununun uygulanacağını, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi uyarınca davacının çalıştığı mutad işyerinin Umman olup işverenin Umman kanunlarına göre kurulmuş yabancı ortaklı bir ... ortaklığı olduğunu, buna göre yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ... mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edilmesi hâlinde Umman hukukunun uygulanması gerektiğini belirtmiş ve esasa ilişkin diğer itirazlarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... (SPA) AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin merkezinin İtalya’da bulunduğunu, diğer davalı ile aralarında sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, davacı işçinin yurt dışı hizmet sözleşmesini diğer davalı ile imzaladığını, müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, yetki itirazında bulunduklarını belirtmiş ve esasa ilişkin diğer itirazlarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 35. ... Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli kararıyla; tarafların iddia ve savunmaları, deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı işveren nezdinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile Umman şantiyesinde çalışmakta iken ... sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği, tanık beyanları ve bilirkişi hesaplaması doğrultusunda fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.....2020 tarihli kararıyla; davalı ... Şirketi ile davacı arasında yapılan yurt dışı hizmet sözleşmesiyle, sözleşmenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar ve diğer ihtilafların giderilmesinde işverenin ...'deki ikâmetgahının veya Şirket merkezinin bulunduğu şehrin mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlendiği, davalılar arasında ... ortaklığı bulunsa da davacının ... ortaklarından ... Şirketi tarafından yurt dışına götürüldüğü, diğer ... ortağı davalı ... (SPA) AŞ’nin de ...'de şubesinin bulunduğu, buna göre uyuşmazlığa ... hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalılar arasında ... ortaklığı bulunduğundan davacının alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, bu nedenle taraf sıfatına ilişkin istinaf sebeplerinin dayanaksız görüldüğü, belirsiz alacak davasında zamanaşımı davanın açılmasıyla kesildiğinden talep artırımı dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def''inin dikkate alınmamasında bir aykırılık bulunmadığı, davalılardan oluşan ... ortaklığı ile davacı arasında İngilizce olarak hazırlanan ... sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin belirlenen ücrete dâhil olduğunun kabul edildiği ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki ikinci seçeneğe itibar edilerek karar verilmesi gerektiği, uzunca bir süre devam eden ... sözleşmesine göre fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun davacı tarafından bilinmediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü, ücretin brütleştirilmesinde de bir hukuka aykırılık görülmediği, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının puantaj kayıtlarına göre belirlendiği, yabancı para borcuna ilişkin işçilik alacakları hüküm altına alındığından Mahkemece alacaklara işletilen faizlere ilişkin hükmün eksik olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 24.11.2020 tarihli kararıyla; davacı ile davalı ... Şirketi arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmesinin fesih, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirtildiği, yine sözleşmenin 16 ncı maddesinde de sözleşme maddelerinde belirtilen hususlarda çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğunun ifade edildiği, davacının mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Umman olduğu, taraflar arasında 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlığa Umman hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... şirketi olan davalı ... Şirketi ile davacı arasında yurt dışı hizmet sözleşmesinin imzalandığı, yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan ... vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere ...’den ... vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde ... ... Kurumu (Kurum) vasıtası ile yapıldığının bilindiği, yurt dışı hizmet sözleşmelerinin matbu nitelikte olduğu, boşlukların çoğu zaman işveren tarafından doldurularak işçilere imzalatıldığı, belirtilen sözleşmenin 18 inci maddesinde "Sözleşmenin Düzenlenmesi ve Saklanması" başlığı altında taraflarca haricen imzalanarak Kuruma verildiği ve Kurum yetkilisi tarafından onaylanarak saklandığı, bütün sözleşmelerin matbu nitelikte olan maddelerinde "çalışılan ülkedeki mevzuat hükümlerinin uygulanacağı"nın yazılı olduğu, ancak sözleşmenin 3 üncü maddesinde "İşverenin bilgi verme yükümlülüğü" başlığı altında düzenlenen madde uyarınca taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilmesi için işverenin işçiyi çalışılan ülke mevzuatına göre tâbi olacağı çalışma şartları konusunda bilgilendirme yükümlülüğünü yazılı olarak yerine getirmesi ve tarafların imzalaması ile Kurum nezdinde bu bilgilendirmenin saklanması gerektiği, sözleşmenin güçsüz tarafı olan işçinin korunması amacıyla sözleşmeye getirilen emredici nitelikteki 3 üncü maddenin uygulanmaması karşısında taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığının kabulüne imkân bulunmadığı, davalı işveren tarafından ibraz edilen şahsi sicil dosyasında da böyle bir belge bulunmadığı, bu nedenle uyuşmazlığa ... ... hukukunun uygulanmasında bir aykırılık olmadığı, işçilerin belirtilen yurt dışı hizmet sözleşmelerini imzalayarak ve işverenleri ile aralarında doğan uyuşmazlıklarda ...'de açtıkları davalarda kamu düzeni yönünden ... ... hukukunun uygulanması nedeniyle (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.01.2018 tarihli ve 2017/28074 Esas, 2018/916 Karar sayılı kararı ve aynı yöndeki yerleşik içtihatlar) çalışılan ülke mevzuatının uygulanmayacağı yönünde hukuki güvenlik/koruma içinde olduğunu kabul ettiğinin de değerlendirilmesi gerektiği, belirtilen genel bilgilerin yer aldığı sözleşmelerin imzalanması ile ... hukuku gibi özel ve teknik bilgi gerektiren bir alanda çalışılan ülkenin ... hukuku mevzuatının unsurlarını bilerek imzaladığının kabulünün sözleşmenin güçsüz tarafı olan işçinin korumasız bırakılması anlamını taşıyacağı, davalı işverenin imzalanan sözleşme uyarınca uygulanacak çalışılan ülke mevzuatı ile ilgili davacı işçiye uygulanacak hükümler ve çalışma şartları yönüyle yapılması gerekli bilgilendirmeyi yapmaması nedeniyle taraflar arasında hukuk seçimi yapılmadığı sonucuna varıldığı, taraflar arasındaki hukuk seçiminin geçersiz olduğu kabul edildiğine göre davalıların ... işveren/...'de şubesi bulunan işveren olduğu, davalı ... işverenin sürekli Umman ülkesinde çalışmadığı, işçinin ... olan her ülkeye gitme durumunun bulunduğu, işçinin her fırsatta ...'ye geldiği, yerleşim yerinin ve sosyal çevresinin ...’de olduğu, ayrıca kazandığı ücretini harcadığı yerin ... olması, ...'de sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin brütleştirmesinin dahi yurt dışı çalışmalarda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun hükümleri dikkate alınarak yapılması, yurt dışı hizmet sözleşmesinin (yurt dışına götürülmesindeki dayanak sözleşme) ... ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi (sözleşme ana maddelerine ilişkin başlıkların ... ... hukukunda dikkate alınan unsurlar olması, ... mahkemelerinin yetkili kılınması, sözleşmenin Kurum vasıtasıyla yapılması), sözleşmenin ...'de yapılması, Türkçe kaleme alınması dikkate alındığında uyuşmazlığa ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili ... ... hukukunun uygulanmasında bir aykırılık bulunmadığı, doktrinde ve mahkeme kararlarında sıkı ilişkili yer hukukunun uygulanması hususunda hemen hemen görüş birliği bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.....2022 tarihli kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek bu yeni hükmün temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 20.10.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı işveren ... Şirketi arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmesinin fesih, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirtildiği, yine sözleşmenin 16 ncı maddesinde de sözleşme maddelerinde belirtilen hususlarda çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğunun ifade edildiği, davacının mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Umman olduğu, taraflar arasında 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlığa Umman hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
E. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Umman Sultanlığı ... Kanunu'nda zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak düzenlendiği, dava tarihi itibarıyla talep edilen tüm alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme kararının mevzuata ve yargı kararlarına aykırı olduğunu, buna bağlı olarak zamanaşımı süresinin tazminatlarda 10 yıl, ücret alacaklarında 5 yıl olarak kabul edilmesi gerektiğini, ilke kararı ile zamanaşımı süresinin kısaltılamayacağını, fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ... sözleşmesinin davacının gerçek iradesini yansıtmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... sözleşmesine hangi ülke hukukunun uygulanmasına gerektiği ve buna göre dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Kanun'un 2, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Umman Sultanlığı ... Kanunu 7 nci maddesi şöyledir:
"Çalışanın işbu kanunda öngörülen haklardan herhangi birine ilişkin talepte bulunma hakkı, söz konusu hakkı kazandığı tarihten itibaren bir sene sonra zaman aşımına uğrayacaktır. İşbu kanunun uygulanmasından önce ortaya çıkan diğer hak talepleri ile ilgili olarak, bu bir yıllık süre işbu Kanunun hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hesaplanacaktır."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.