"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.01.2000 tarihinden itibaren davalı bünyesinde boya mutfağı bölümünde çalıştığını, 30.11.2013 tarihinde yaş dışında diğer şartların tamamlanması nedeniyle işten ayrılmak istediğine dair dilekçeyi davalı işverene sunduğunu, davalı işveren tarafından bir kısım kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını ancak müvekkilinin davalı bünyesinde çalışmasına kesintisiz olarak devam ettiğini, davalı işveren tarafından müvekkiline yılda (4) defa yarım aylık ücret tutarında ikramiye ödemesi yapıldığını ancak bu ikramiye uygulamasının 2007 yılında müvekkiline bildirim yapılmadan ve rızası alınmadan kaldırıldığını, davalı işveren tarafından müvekkiline ödenmiş olan kıdem tazminatı hesabında ikramiye, yol ve yemek ücretinin dikkate alınmadığını ileri sürerek fark kıdem tazminatı ile ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından 14.11.2013 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu yazısı ibraz ederek işten ayrılmak istediğinin bildirilmesi üzerine 30.11.2013 tarihi itibarıyla ... sözleşmesinin sona erdirildiğini ve davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, bu fesih işleminden sonra davacının çalışmaya devam etmek istemesi üzerine taraflar arasında 01.12.2013 başlangıç tarihli yeni bir sözleşme imzalandığını, müvekkili Şirkette ikramiye uygulaması bulunmadığını, davacı tarafından imzalanmış bulunan 02.01.2006 tarihli yazıda ek ücret ödemesi yapılamayacağının bildirildiğini ve davacının da muvafakat ettiğine dair imzasının alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenliğin 01.01.2006 günlü, ikramiyelerin ücrete ilave edilmek sureti ile ödeneceğine dair taahhüdünün davacı tarafından şartlı olarak kabul edildiği, buna göre üç ayda bir defa yarım aylık ücret tutarında davacıya ödenmesi gereken ikramiyenin aylık ücrete ilave edilerek ödenmesi durumunda davacının aylık ücretinin beş günlük ücret ilavesi yapılmak sureti ile ödenmesi gerektiği, davacının 2006 yılı ücretine zam yapılmadığının, bir önceki yıl ödenen ikramiye tutarının 2006 yılında davacının ücretine zam olarak yansıtıldığının, bu durumda davalı işverenliğin 2006 yılında davacıya taahhüt ettiği ve davacının da şartlı muvafakat verdiği ikramiye ödemesinin yapılmadığının anlaşıldığı; 2007 ve sonraki yıllarda davalı işverenlik tarafından davacının ücretinin gerek asgari ücretin üstünde oranlarda artırıldığı gerekse beş günlük ikramiye karşılığı miktar ücretine yansıtıldığı görülmekte ise de bordrolarda bu artışın ikramiye ücretinin ücrete ilave edilmek sureti ile mi sağlandığı yoksa ücretine yüksek oranda zam yapılmak sureti ile mi sağlandığının anlaşılamadığı, hâl böyle olunca davacının 2006 yılında aylık 619,50 TL olması gereken 35 günlük ücretinin 570,15 TL tutarında kaldığı, 2006 yılı içerisinde davacıya ikramiye ödemesinin yapılmadığı, sonraki yıllarda yapılan artışların da ikramiye ödemesi mi yoksa enflasyon oranını aşan yüksek bir ücret zammı mı olduğu tespit edilemediğinden, davacının ikramiyelerin kaldırılması yönünde yazılı muvafakatinin olmadığı, şartlı muvafakatinin de işveren tarafından yerine getirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya 2007 yılında yüksek tutarda ödeme yapıldığını, davacı tarafın davalı Şirketten kıdem tazminatı ve ikramiye alacağı bulunmadığını, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacı ile müvekkili Şirket arasında 01.12.2013 tarihinde yeni bir ... sözleşmesi imzalanmış olup bu tarihte müvekkili Şirkette ikramiye uygulaması bulunmadığının ihtilafsız olduğunu, davacı 01.12.2013 tarihinde imzalamış olduğu sözleşmede belirlenen ücretle çalışmayı kabul etmiş olup davacının kabulüne rağmen taraf iradeleri yok sayılarak ikinci dönem çalışması bakımından da hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya sunulan 16.02.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda ikramiye uygulamasına son verilen 2006 yılından itibaren talep tarihi olan Temmuz 2017 tarihine kadar, kaldırılan ikramiye yerine davacının her ay ücretine eklenerek ödenmesi gereken ikramiye karşılığı ile tespit edilen asgari ücret+ayda 5 günlük ikramiye karşılığı ödemelerin üstünde davacıya ödeme yapıldığı, 2006 yılına ait ücrete zam yapılmadığı, 2005 yılında ödenen ikramiye tutarının ücret zammı olarak yansıtıldığı, yine 01.01.2016-01.10.2016 ile 01.01.2017-28.02.2017 tarihleri arasındaki ödemelerin olması gereken ücretin altında olduğu, ancak aradaki farkın ücret farkı olarak talep edilebileceğinin belirtildiği; dava dilekçesinde ikramiye alacağı ile 30.11.2013 tarihli ... çıkışı sonrasında ödenen kıdem tazminatına yansıtılmayan ikramiye nedeniyle fark kıdem tazminatı alacağının talep edildiği, davalı işyerinde ikramiye alacağının kaldırıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, kaldırılan ikramiye yerine davacının aylık ücretlerine ilave edilecek ödemenin ikramiyeden farklı ek ücret ödemesi mahiyetinde olduğu, davacının tespit edilen asgari ücret+ayda 5 günlük ikramiye karşılığı ödemelerinin altında kalan dönemlere ilişkin ödeme farkı ücret farkı olduğundan ve davacı tarafın bu yönden talebi bulunmadığından, yine kaldırılmış ikramiye ücretinin kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücrete eklenemeyeceği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki taleplerinin "ikramiye ücreti" şeklinde ifade edildiğini, ücret kavramının genel bir ifade olup ikramiye, prim ve parasal değeri olan diğer istihkakların ücretin eki niteliğinde olduğunu, genel anlamda ücrete ilave edilmeyen ve ortadan kaldırılan bir ücret (ikramiye) talebinde bulunduklarını, taleplerinin soyut olduğunun düşünülmesi durumunda talebin açıklanması hususunda taraflarına süre verilmesi gerektiğini, 2006 yılında ikramiyenin ücretlere ilave edilmediğinin davalı tarafından kabul edildiğini, ikramiyenin ücrete ilavesinin ne zaman ve ne tutarda gerçekleştiğinin belirlenmesi gerektiğini, gerçekleşmesi hâlinde ücrette bir artış meydana geleceğinden, kıdem tazminatına esas tüm ücret kalemlerine de etki edeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,davacı işçinin ikramiye alacağı bulunup bulunmadığı ile fark kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilşkindir.
2. İlgili Hukuk1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci maddesi ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.