Logo

9. Hukuk Dairesi2023/13460 E. 2023/18136 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından talep edilen işçilik alacaklarından, davalı şirketin sorumlu olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı şirket arasında işçi-işveren ilişkisi kurulduğuna dair yeterli delil bulunmadığı ve davacının sigortalı olarak çalıştığı şirket ile davalı şirket arasında organik bağın varlığı kanıtlanamadığı, kanıtlanmış olsa dahi davalı şirketin sorumluluğunu gerektirecek birlikte istihdam, hileli işlem veya tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirecek durumların tespit edilemediği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1722 E., 2023/647 K.

DAVA TARİHİ : 13.03.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

SAYISI : 2018/71 E., 2021/7 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 20.10.2000-22.07.2016 tarihleri arasında muhasebe müdürü olarak çalıştığını, sigorta kayıtlarında en son dava dışı ... Eğitim Hizmetleri ve Paz. San. Tic. AŞ çalışanı olarak gösterildiğini, FETÖ soruşturması kapsamında davalı Şirket ve bağlı şirketlere kayyum atandığını, bir süre kayyuma bağlı çalıştığını, 15.07.2016 darbe girişimi ile birçok şirketin kanun hükmünde kararnameler kapsamında kapatıldığını, müvekkili davacının da son aya ilişkin ücret alacakları ödenmeden işten çıkartıldığını, davacının işyerinde fazla çalışma yaptığını, ... bayram ve genel tatillerde çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ödenmeyen son aya ait ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket hakkında FETÖ soruşturması yapılarak Şirketin Olağanüstü Hâl kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, Şirkete kayyum atandığını, işyerinin TMSF tarafından atanan kayyum yönetim kurulunca yönetildiğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirkette çalışmasının olmadığını, davacının dava dışı Söğüt Öğretim İşletmeleri AŞ’nin eski çalışanı olduğunu, davanın bu Şirkete açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işten ayrılışının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) çıkış kodunun 17 (işyerinin kapanması) olarak bildirildiği, davacının sigortasının dava dışı ... Eğitim Hizmetleri ve Paz. San. Tic. AŞ ve Özel Referans Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ'den gösterildiği, dosya kapsamına alınan sicil kayıtlarının incelenmesinde ... Eğitim Hizmetleri ve Paz. San. Tic. AŞ'nin yönetici ve ortaklarının F.E. ve H.K. olduğu, adresinin Sarıyer/... olduğu; Özel Referans Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ'nin yönetici ve ortaklarının ..., A.U.O. ve H.G. olduğu, adresinin .../... olduğu, davalı Şirketin adresinin Bağcılar/... olduğu, yönetim kurulu üyelerinin ve yetkililerinin .... olduğu; davalı Şirket ile dava dışı Şirket adreslerinin, ortak ve yöneticilerinin tamamen farklı olduğu, davacı vekilinin müvekkilinin davalı Şirkette fiilî çalışmasını kanıtlayabilecek tanık dâhil olmak üzere dosyaya başkaca delil sunmadığı, bu bağlamda davalı Şirket ile davacının SGK kayıtlarında bildiriminin yapıldığı dava dışı Şirketler arasında hukuki ilişkinin tespit edilemediği, diğer bir deyişle davacı tarafın davalı Şirket yanında fiilî çalışma olgusunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı Şirket ile davacının sigortasının gösterildiği dava dışı ... Eğitim Hizmetleri ve Paz. San. Tic. AŞ arasında hukuki ilişki bulunduğunu, dava dışı söz konusu Şirketin 07.10.2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde pay sahipleri olarak belirtilen kişileri ile davalı Şirketin kurucularının aynı olduğunu, bu kişilerin yine davacının sigortalı olarak bildiriminin yapıldığı Özel Referans Eğitim Hizm. Tic. AŞ'nin de kurucuları olduğunun 24.05.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile sabit olduğunu, dava dışı Şirket ile davalı Şirket arasında hukuki ilişki olduğunun ... Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları, davalının cevap dilekçesindeki beyanları ve dosyada mübrez basın yayın kuruluşlarının haberleri ile sabit olduğunu, işçilik alacaklarının davalı Şirketten tahsili gerektiğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre davacı ile davalı Şirket arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu hususunun kanıtlanamadığı, davacının sigortalısı olduğu dava dışı Şirketler ile davalı Şirket arasında organik bağ bulunduğu hususunun kanıtlanamadığı; aksinin kabulünde dahi davacının işçilik alacaklarından davalı Şirketin sorumlu olması için organik bağın ... başına yeterli olmadığı, birlikte istihdam ya da davacının işçilik alacaklarına kavuşmasının önüne geçmek için hileli işlemler yapılması, tüzel kişilik perdesinin aralanması gibi başkaca hukuki ilişkinin varlığının ispatlanması gerektiği, bu hususlar yönünden de dosyaya delil sunulmadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak davacının sigorta girişinin Holding bünyesi içerisindeki herhangi bir şirkette olması sonucunda tazminatlarına ulaşma imkânının TMSF yardımı ile ellerinden alınmasının 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) ruhuna ve değerlerine tam anlamıyla ters düştüğünü, tüm müvekkillerinin kendilerini Holding çalışanı olarak bildiklerini, aynı yemekhanede yemek yediklerini, aynı servisi kullandıklarını, müvekkillerinin kayden sigortasını yatıran dava dışı ... Eğitim Hizmetleri ve Paz. San. Tic. AŞ ve Özel Referans Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ'ye Devlet tarafından el konulduktan sonra tamamen kapatılarak ticaret sicilinden terkinlerinin yapıldığını, dava açılış tarihinden önce fiilen ve hukuken bu şirketlerin varlığının söz konusu olmadığını, bu şirketlerin tüm mal varlığının Millî Eğitim Bakanlığına devredildiğini; ancak Bakanlığa dava açma yolunun da kanun hükmünde kararnamelerle kapatıldığını, davacıların davalıya karşı dava açmaktan başka alternatifleri bulunmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, işçilik alacaklarınından davalı Şirketin sorumlu tutulup tutulmayacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.