"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1012 E., 2023/1085 K.
DAVA TARİHİ : 27.06.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/191 E., 2023/41 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersizliğinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde gemi kaptanı olarak çalıştığını, davalı işverenin baskısıyla müvekkiline imzalattırılan arabuluculuk belgelerinde arabuluculuk görevini üstlenen kişinin işverenin önceden ayarlamış olduğu arabulucu olduğunu, arabulucunun emredici kanuni düzenlemeler gereği yapması gereken bilgilendirmeleri yapmadığını, arabuluculuk tutanağının hazır bir şekilde davacının önüne konularak fabrika binasının içerisinde arabulucunun yokluğunda imzalatıldığını, arabulucu ile müvekkilinin herhangi bir görüşme gerçekleştirmediğini, hukuksuz şekilde düzenlenmiş olan arabuluculuk adı altındaki tutanakta belirtilen adrese müvekkilinin hiç çağrılmadığını ve o adreste bir toplantı yapılmadığını, arabulucunun bulunmadığı bir ortamda imzalatılan bu belgenin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının uzun yıllar kaptanlık mesleğini icra eden kültürlü bir kişi olduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşma belgesi ile birlikte arabuluculuk tutanaklarını imzaladığını, arabuluculuk tutanaklarının davacının bilgisi dışında hazırlanarak önüne konulmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin telekonferans yolu ile gerçekleştirildiğini, davacı ile arabulucunun birebir görüşerek arabuluculuk sürecinin tamamlandığını, davacıya süreç ile bilgi aktarıldığını ve tutanakları imzası ile kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 31.12.2020 tarihli arabuluculuk anlaşma tutanağında işçinin istifa ettiği belirtilmesine karşın davalı işverenlikçe düzenlenip davacıya gönderilen 27.11.2020 tarihli ihtarnamede ahlâk ve iyiniyet kurallarına aykırılık nedenlerine dayanılarak iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği, her ne kadar arabuluculuk anlaşma belgesinde tarafların Türkiye Arabuluculuk Merkezinde bir araya geldikleri ve ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin hep birlikte imza altına alındığı açıklanmış ise de gerek taraf beyanları gerekse dinlenen tanık beyanlarına göre arabuluculuk tutanağının davalı Şirketin adresinde hazırlandığı, arabulucunun ise Türkiye Arabuluculuk Merkezinde taraflarla herhangi bir şekilde görüşme gerçekleştirmediği, tanık beyanlarının davacının iddialarını doğruladığı, ihtiyari arabuluculuk için usulüne uygun bir başvuru olmadığı, esasen tarafların bir araya gelerek bir arabuluculuk görüşmesi yapmadıkları, arabuluculuk anlaşma tutanağında yer alan uyuşmazlık konuları hakkında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (6325 sayılı Kanun) ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği (Yönetmelik) hükümlerine göre yürütülmüş bir müzakere süreci bulunmadığı, arabulucu tarafından aydınlatma yükümlülüğünün ve güç dengesinin gözetilmediği, mevzuat hükümleri çerçevesinde usulüne uygun ve geçerli bir anlaşma tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; mesleği kaptanlık olan, tonlarca ağırlıktaki bir gemiyi ve emri altındaki gemiadamlarını idare eden davacının okuduğunu anlayabilecek ve muhakeme edebilecek biri olduğunun şüphe getirmez bir gerçek olduğunu, davacının arabuluculuk sürecinin gayet farkında ve bilincinde olarak işbu davanın konusu hakkında arabuluculuk sürecinde bulunduğunu, davacının arabuluculuk tutanaklarını imzaladığı ve müvekkili Şirketle anlaşma sağlandığını, davacının iddialarını hiçbir delille ispatlayamadığını, davacı tanıklarının arabuluculuk süreci hakkında görgüye dayalı bilgileri bulunmadığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda arabuluculuk başvuru ve son tutanak düzenleme tarihinin 31.12.2020 olduğu, davacının arabuluculuk anlaşma belgesiyle bağlı olmadığına ilişkin davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 10.03.2021 tarihinde açıldığı, mevzuat, etik kurallar ve Yargıtay emsal ilâmları birlikte dikkate alındığında somut olayda arabulucunun davalı işveren tarafından seçildiği, tanık beyanlarından davalı Şirketin işten çıkaracağı işçilerle arabuluculuk görüşmelerinde hep aynı arabulucunun görev yaptığının anlaşıldığı, davacı tarafın arabuluculuk sürecinin başlamasında, arabulucunun seçiminde ve görüşme yeri konusunda herhangi bir iradesinin bulunmadığı, fesihle birlikte arabuluculuk görüşmelerine arabulucunun davetiyle değil davalı işverenin dayatmasıyla katıldığı, arabuluculuk görüşmelerinin temelini oluşturan müzakere aşamasının olayda gerçek anlamda uygulanmadığı, arabulucu tarafından arabuluculuk süreci ve sonuçları ilgili aydınlatma görevinin yerine getirilmediği, arabulucu tarafından arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yolunun temel ilkeleri olan iradilik, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uyulmadığı, arabulucunun davalının anlaşmalı arabulucusu izlenimi verdiği, arabulucu tarafından aydınlatma yükümlülüğünün ve güç dengesinin gözetilmediği, sonuç olarak kanuna uygun şekilde bir ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arabuluculuk sürecinin kanuna uygun şekilde yürütülüp yürütülmediği ve buna göre dava konusu ihtiyari arabuluculuk son tutanağının geçersiz olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Kanun'un 3, 8, 9, 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri.
3. Yönetmeliğin 5, 10, 11, 13, 15, 16 ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.