Logo

9. Hukuk Dairesi2023/13973 E. 2023/19016 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının çalışma koşullarında yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olup olmadığı, iş sözleşmesinin kim tarafından ve haklı nedenle feshedildiği, davacının kıdem ve fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının görev yeri değişikliği ve ücretinde meydana gelen azalma çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik niteliğinde olup, davacının bu değişikliği kabul etmemesi ve işe gitmeyerek eylemli fesihte bulunmasının haklı nedene dayandığı, davalı işverenin davacıya kıdem tazminatı ödemesi gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1691 E., 2023/1301 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı ... (Kurum) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.11.2012 tarihinde işe başladığı ve 2018/Ekim ayına kadar çalıştığını, davalı işverenlerin davacıyı yıldırmak için hakkında tutanaklar tuttuğunu, müvekkilinin tutanakların bir kısmına imza atmadığını, bir kısmında ise ihtirazı kaydının bulunduğunu, bu tutanakların hiçbirinin son 6 ay içinde tutulmadığını, davalı ... (... Şirketi) tarafından 07.09.2018 tarihli yazı ile müvekkilinin görev yerinin değiştirildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 12.09.2018 tarihli ihtarname ile eski görev yerinde çalışmaya devam etmek istediğini ve görev yeri değişikliğini kabul etmediğini davalılara bildirdiğini, ancak davalılar tarafından bu talebin kabul edilmediğini, davacının işten ayrılmaya zorlandığını, müvekkilinin fazla çalışma yaptığını ancak bunların karşılığı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi işçileri olmadığını, davacının işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olduğunu, husumet itirazları bulunduğunu, 01.11.2012-31.10.2014 tarihleri arasında çalışmış olduğu iki yıl üzerinden 3.621,03 TL net kıdem tazminatı hesaplandığını ve 14 günlük yıllık izin için hesaplanan 484,12 TL'nin banka aracılığı ile davacıya ödendiğini, dolayısıyla 2012-2014 dönemine ilişkin kıdem tazminatının düşülmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebi ile diğer işveren tarafından feshedildiğini, işe alınma ve çıkarılma ile ilgili kendilerinin yetkileri olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı def'ileri bulunduğunu, davacının çalıştığı birimde değişiklik yapıldığını, ancak davacının 28.09.2018, 29.09.2018, 01.10.2018 ve 02.10.2018 tarihlerinde haber vermeksizin işe gelmediğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacı hakkında daha önce işyerinde çıkardığı huzursuzluklar ve işini düzgün yapmaması gibi sebeplerle tutanaklar tutulduğunun iki tarafın da kabulünde olduğu, davalı işveren tarafından bu tutanaklar esas alınarak davacının görevinde değişiklik yapılmasının kanuna aykırı olmadığı, iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı nedeniyle haklı sebeple feshedildiği, davanın reddine karar verilecekken sehven kabulüne karar verildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmış, fazla çalışma alacağının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; müvekkilinin görev yeri değişikliğinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkili hakkında gerçeğe aykırı tutanaklar tutulduğunu, müvekkilinin işten ayrılmaya zorlandığını, kıdem tazminatının kabul edilmesi gerektiğini, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Kurum vekili; davacının her türlü işçilik alacaklarından diğer davalının sorumlu olup müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı olarak feshedildiğinin diğer davalı tarafından müvekkiline bildirildiğini, davacıya fazla çalışma yaptırılmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda İlk Derece Mahkemesince kısa kararda kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş ise de karar gerekçesinde davanın reddine karar verileceğinden bahsedilerek kısa karar ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının hatalı olduğu, işverenin iş sözleşmesi kapsamında işçinin çalışma koşullarını aleyhe değiştirmeyecek şekilde görev değişikliği yapabilmesinin yönetim yetkisi kapsamında olduğu, davacının yapılan görev değişikliğini kabul etmediğini ihtarname ile davalı tarafa bildirdiği ve bilahare sağlık raporları alarak en son 18.09.2018-27.09.2018 tarihleri arasında rapor kullandığı, davacının son rapor tarihinden sonra bir daha (28.09.2018-02.10.2018 tutanak tarihlerinde mazeretsiz olarak) çalışmaya gelmeyerek devamsızlıkta bulunduğu, bu doğrultuda iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı olarak feshedildiği ve davacının kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığı, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre üçlü vardiyada fazla çalışma yapıldığının yazılı delil ya da çok güçlü delillerle ispatı gerekmekte olup söz konusu çalışma şekline göre davacının fazla çalışma alacağının bulunduğu davacı tarafından belirtilen şekilde ispat olunmadığından bu alacağın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılıp yapılmadığı, iş sözleşmesinin kimin tarafından feshedildiği, feshin haklı olup olmadığı, davacının kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi, 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendi, 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (f) alt bendi ile 41 inci ve 63 üncü maddeleri, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun hâlen yürürlükte bulunan 14 üncü maddesi.

3. Çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığının tespitinde benimsenen ilkelerin açıklandığı Dairemizin 11.03.2021 tarihli ve 2021/961 Esas, 2021/5954 Karar sayılı bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkin kararı.

4. Dairemizin 13.03.2023 tarihli ve 2023/3247 Esas, 2023/3581 Karar sayılı bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkin kararı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği işveren ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır.

3. 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı, işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır.

4. Somut uyuşmazlıkta; işyerinde loder operatörü olarak çalışan davacı işçinin davalı ... Şirketi tarafından tebliğ edilen 07.09.2018 tarihli yazı ile görev yeri değiştirilerek tahmil, tahliye ve depolama işçisi olarak görevlendirildiği, davacının da 12.09.2018 tarihli ihtarname ile bu görevlendirmeyi kabul etmediği sabittir. Dosyada mevcut hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname, işyeri iç yazışmaları ve taraf tanık beyanlarına göre davacının mevcut bölümünde asgari ücretin %70 fazlası ücret ile çalışırken yeni görevlendirildiği bölümde asgari ücretin %30 fazlası olarak ücret ödemesinin yapıldığı; ayrıca her iki görevde yapılan işlerin de nitelik olarak farklılık arz ettiği anlaşılmaktadır. Davacının görev yerinin ve yaptığı işin değiştirilmesi, ilâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz ilkeleri doğrultusunda işçi aleyhine çalışma koşullarında esaslı değişiklik niteliğindedir. Davacının bu değişikliğe 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde öngörülen şekilde yazılı onayı bulunmamaktadır. İşveren tarafından çalışma koşullarındaki esaslı değişikliğin geçerli bir nedene dayandığı da usulüne uygun olarak ispat edilmemiştir.

5. 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde, çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedebileceği öngörülmemiştir. Bununla birlikte çalışma koşullarının değiştirilmesi aynı zamanda çalışma koşullarının uygulanmaması anlamına geldiğinden, aynı Kanun'un 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (f) alt bendinde belirtilen hâl, işçinin haklı fesih nedenleri arasında sayılmıştır. Bu durumda işçinin ihbar tazminatı talep hakkı doğmazsa da kıdem tazminatı ödenmelidir. Çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi hâlinde ise kıdem ve ihbar tazminatlarını talep hakkı doğar. Dairemizin yerleşik hâle gelen içtihatları bu yöndedir.

6. 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçiler bakımından, işçinin fesih bildirimini yazılı yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. İş sözleşmesinin işçi tarafından eylemli feshinden sonra davalı işverenin devamsızlık nedenine dayalı feshi sonuç doğurmaz.

7. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tanık beyanları ve dosya kapsamından aleyhine çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılan davacı iş sözleşmesini, çalışma koşullarının uygulanmaması sebebiyle işe gitmemek suretiyle eylemli fesih yoluyla sona erdirmiştir. Davacı işçinin dava şartı arabuluculuk yoluna başvurduğu 26.09.2018 tarihi sonrasına ilişkin işverence devamsızlık tutanağı tutulan günlerde iş sözleşmesi zaten sona ermiş olduğundan, devamsızlık nedenine dayalı işveren feshinden söz edilemez. Çalışma koşullarının işveren tarafından uygulanmaması sebebiyle davacı tarafından yapılan eylemli feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.