Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14023 E. 2023/19046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacıya ödediği ek emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapıp yapmama yükümlülüğü olup olmadığı ve davacının bu bağlamda fark alacağı talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin ek emeklilik programına göre, davacı ile aynı konumdaki diğer işçilere enflasyon oranında zam yapıldığına dair delillerin eksik incelenmesi ve eşitlik ilkesi kapsamında yeterli araştırma yapılmaması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2962 E., 2023/644 K.

DAVA TARİHİ : 19.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/326 E., 2020/334 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının işveren nezdinde çalışması sonrasında 2004 yılında emekliliğe hak kazandığını, davalı işverenin özel emeklilik programına göre emeklilik aylığının yıllık enflasyon oranında artması gerektiğini, işverene ihtarname çekildiğini, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını iddia ederek davacının emeklilik tarihinden dava tarihine kadar alması gereken emekli aylıkları ve farklarının hesaplanması suretiyle toplam alacağının belirlenmesini, bu tutarın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiziyle tahsilini ve davadan sonra tahakkuk edecek emekli aylıklarının yıllık enflasyon oranında artırılarak ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekli edildiğini, ihtirâzi kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 01.07.1974 tarihli Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi'nin (01.07.1974 tarihli Talimatname) 7 nci maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile ile Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma ilâmlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin kanuni bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, dosyaya uzman görüşü de sunulduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu, davacı işveren nezdinde çalışmadığından herhangi bir baskı da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, ancak davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak 2013-2018 yılları arasında yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; dava konusu edilen alacak ücret ödemesi olmadığından 1 yıllık zamanaşımına tâbi olup kabul anlamına gelmemek üzere, 1 yıllık zamanaşımı süresi nazara alınmadan verilen hükmün hukuka uygun olmadığını, kararın 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olduğunu, gerek somut dosyada gerekse diğer emsal davalarda mahkemelerin itirazlarını ve davanın hukuki temelini incelemediğini, alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmasının kanuna aykırı olup temerrüt oluşmadığı için faiz uygulanamayacağını, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden bu alacak için faiz işletilmesinin de yasal olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, iştiraksiz emeklilik sisteminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların işveren lehine ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında emsal alınması mümkün olmayan kararlar olup kesinleşmediklerini, davacının tüm haklarını alarak müvekkili Şirketten ayrıldığını ve ayrılırken ibra etmiş olmakla artık hiçbir talep hakkının kalmadığını, davacı tarafın 14 yıldır ek emekli aylığı almakta olup buna itiraz etmediğini, bunun zımni bir muvafakat anlamına geldiğini ve bu nedenle de davacının artış farkı talep hakkının bulunmadığını, davacı tarafa ya da herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi 28.03.1983 tarihli Talimatname'de de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, bu dava ile aynı mahiyette toplam 75 adet daha seri dava olduğunu ve bu davaların tümünün haksız yere aleyhe sonuçlanması hâlinde müvekkili Şirketin ciddi bir mali krize gireceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalıya ait işyerinden emekli olarak ayrıldığı, 01.07.1974 tarihli Talimatname ve 28.03.1983 tarihli Talimatname uygulaması gereğince davalının kendi Şirketinde çalışarak emekli olan işçisine, SGK nezdindeki emeklilik aylığından hariç olmak üzere ilave emeklilik aylığı ödediği, işveren tarafından, işçilerden katılma payı alınmaksızın ödenen bu emekli aylığının ihtiyari ve işverenin takdirinde bir ödeme olduğunun ve Talimatname'de her yıl enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığının savunulduğu görülmekle işveren tarafından, dosyada mübrez Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı ilâmı) gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen benzer gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, istinaf başvurusu hakkında yeterli inceleme yapılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediğine, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığına ve faiz başlangıç tarihine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile ileri sürülen temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı nezdinde 29.03.2005 tarihine kadar çalışmış olup emekli olduktan sonra davalı Şirketin iç düzenlemesi mahiyetinde olan 01.07.1974 tarihli Talimatname ile 28.03.1983 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi gereğince, sosyal güvenlik mevzuatı dışında, işyerindeki özel emeklilik programına tâbi olarak ilave emekli aylığına hak kazandığını; ancak yapılması taahhüt edilen enflasyon oranında zammın yapılmadığını ileri sürerek fark ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Davacı ile aynı konumda olan dava dışı işçilere yönelik taahhütler de gerekçeye konu edilmek suretiyle davacının eşit işlem borcuna riayet etmediği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.

3. Ne var ki Mahkemelerce yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmayıp emsal olduğu ileri sürülen işçilerin davacı ile aynı konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Şirket Talimatnameleri gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.

4. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince dava dışı işçiler Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmelidir.

5. Her ne kadar Dairemizce daha önce incelenen bir kısım dosyada, benzer gerekçe ile verilen kararlar onanmış ise de somut dosyaya ilişkin temyiz incelemesinde; eşitlik ilkesi yönünden Mahkemelerce yapılan araştırmanın yetersiz olduğu görülmekle hükmün yukarıda yazılı sebepten bozulması gerektiği kanaatine varılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.