"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3400 E., 2022/317 K.
DAVA TARİHİ : 08.10.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/517 E., 2022/326 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın üye sayısı ve işveren nezdinde çalışan işçi sayısı bakımından gerekli çoğunluk şartını sağlamadığını, davalı Sendika ve Sendikanın görevlendirdiği ve yetki verdiği işçiler tarafından diğer işçilerin üye olmaya zorlandığını, yakacak ve para yardımı yapılacağını ve yardımcı olacaklarını söyleyerek e-Devlet üzerinden sendika üyeliğinin yapıldığını, ancak işçilerin sonrasında kandırıldıklarını ve muvafakatleri olmaksızın Sendika tarafından üyelik işlemlerinin yapıldığını tespit edince istifa ederek durumu müvekkili işverene bildirdiklerini, dolayısıyla ilgili üyeliklerin irade sakatlığıyla alındığını, bu sebeple geçersiz olduğunu iddia ederek yetki tespiti kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığın yetki tespit başvurularını karşılarken 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesindeki “Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır.” şeklindeki düzenleme uyarınca Sendika yetki ve otomasyon sistemine Sosyal Güvenlik Kurumundan yansıyan veriler doğrultusunda işlem gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; çalışan işçi sayıları, sendikaya üye işçi sayıları ve işyerlerine ilişkin hiç bir itiraz bulunmaması ve dava dilekçesinde somut delillerin de yer almaması nedeniyle davanın derhal reddinin gerektiğini, uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette kayıt ve belgelerin celbedilerek dava dosyasının tekemmülü gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya sunulan belgelere göre yetki başvuru tarihinde davacı işletmede 203 işçi çalıştığı ve bu işçilerden 107 işçinin davalı ... Gıda-... Sendikasına üye olduğu, üyelik nisbetinin %52,71 olduğu, işyeri bazında değerlendirme yapıldığında toplam işçilerin yarıdan fazlasının üyesi olduğu sendika yetkili olacağından ... Gıda-... Sendikasının yetkili olduğu, yetki tespit yazısından işyeri bazında değerlendirme yapılmadığının anlaşıldığı, işletme bazında değerlendirme yapıldığında toplam işçilerin %40’nın üyesi olduğu sendika yetkili olacağından ... Gıda-... Sendikasının yetkili olduğu ve ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 01.10.2021 tarihli ve E-10864794-103.02-44285 sayılı yazısında belirlenen yetki tespitinin yerinde olduğu, davacı tarafından yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir hususun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; 20.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda delil listesinin 13 ve 14 numarasında belirttikleri ve getirtilmesini talep ettikleri delillerinin dosyada bulunmaması sebebiyle eksik inceleme yapıldığını, ek karara itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını ve ek rapor taleplerine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, adil yargılanma hakkına ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde verilen kararın kaldırılması gerektiğini, davalı Sendika tarafından üye sayısı ve işveren nezdinde çalışan işçi sayısı şartlarının sağlanmadığını, İlk Derece Mahkemesince ilgili Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine yazı yazılarak yetki tespiti dosyası, işyeri kayıtları, başvuru tarihi itibarıyla personel listesi, bordrolar, üyelik kayıtları ve işkolu kayıtları ve işçilerin sendika üyelik kayıtlarının celbi gerektiğini, tüm deliller toplandıktan sonra işletmede başvuru tarihi itibarıyla çalışan işçilerin ve bu işçilerin taraf sendikalara üyelikleri ve üyeliklerden istifalarının usulüne uygun şekilde gösterilip gösterilmediğinin bilirkişilerce incelenmesi gerektiğini, işçilerin işe giriş ve işten ayrılış tarihleri ile sendika üyeliklerinin saatinin önem arz ettiğini, bu durumda işçilerin hepsinin aynı telefon ve bilgisayarlardan ve iradeleri dışında üye yapılmalarının incelenmesi ve 13 ile 14 No.lu delillerin toplanması ve ek rapor düzenlenmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince sadece matematik hesabıyla yetki tespitine karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı Sendikanın 6356 Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinde aranan şartları taşımadığını, davalı Sendika ve Sendikanın görevlendirdiği ve yetki verdiği işçiler tarafından diğer işçilerin üye olmaya zorlandığını, yakacak ve para yardımı yapılacağı belirtilerek ve yardımcı olacakları söylenerek e-Devlet üzerinden sendika üyeliği yapıldığını, işçilerin sonrasında kandırıldıklarını ve muvafakatleri olmaksızın Sendika tarafından üyelik işlemlerinin yapıldığını tespit edince istifa ettiklerini, bu durumu müvekkili işverene bildirdiklerini, baştemsilci olarak atanan A.Z., işyeri temsilcisi olarak atanan M.Ç. ve Y.T. isimli işçiler ve bu kişilerin yönlendirdiği işçiler olduğunu; S.K., K.İ., V.Y., Y.D., H.D. ve R.Ö. isimli işçilerin vergi bilgilendirme tutanakları, şikâyet dilekçeleri ve tanık olarak beyanlarında aynı ifadeleri verdiklerini, irade sakatlanmak suretiyle üye kaydı yapılarak sendikal faaliyet girişimlerinde bulunulmasının kanunun ve sendikal örgütlenmenin ruhuna ve emredici kurallarına aykırı olduğunu, bu şekildeki üyeliklerin geçersiz olduğunun tespiti gerektiğini, tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmelerinin zorunlu olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla işyerinde çalışan 203 işçiden 107'sinin davalı Sendikaya üye olduğu, duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre kendilerine Sendikaya üye olmaları konusunda baskı yapılmadığı, tanıkların yetki tespit kararı işverene 05.12.2021 tarihinde tebliğ edildikten birkaç gün sonra işverene dilekçe verdikleri, davacı tanıklarından H.D., V.Y., Y.C.D.'nin Sendikaya hiç üye olmadıkları, tanık S.K.'nın ise yetki başvuru tarihinde sendikaya üye olmadığı, davacının delil listesinin 13 ve 14 No.lu sırasında belirtilen delillerin toplandığı, ek rapor alınmamasının sonuca etkili olmadığı, İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda bu delillerin de ayrıntılı incelenip değerlendirildiği, 5237 sayılı ... Ceza Kanunu'nun 118 inci maddesi kapsamında herhangi bir soruşturma dosya numarasının bildirilmediği, ek rapor alınmamasının talebin zımni reddi anlamına geldiği ve hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olmadığı, yetki tespitinin iptali gerektirecek davacı iddialarının kanıtlanamadığı dikkate alındığında Bakanlığın yetki tespitinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişinin eksik inceleme ile rapor düzenlediğini, ek rapor alınması talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında ek rapor hakkında karar verilmemesinin zımni ret anlamına geldiği gerekçesinin hukuka ve hukuki güvenlik ilkesine açıkça aykırı olduğunu, çalışan ve üye sayısı bakımından gerekli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığı hususunun yeterince incelenmediğini, deliller toplanmadan karar verildiğini, yazılı belgeler ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde irade sakatlıklarının sübuta erdiğini, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmamasının da hukuki dinlenilme hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şu şekildedir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olup 6100 sayılı Kanun'un 266 ncı maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.
3. Keza Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı tarafın ek bilirkişi raporu alınması talebi hakkında İlk Derece Mahkemesinin olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesi, zımni ret olarak nitelendirilerek bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiş ise de zımni ret kavramı; idare hukukunda idari başvurular karşısında idarenin sessiz kalmasını ifade eden bir kavram olup mahkemelerin talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermemesinin bu şekilde nitelendirilmesi, yargılama hukukuna hâkim olan ilkeler de gözetildiğinde hukuken mümkün değildir. Bununla birlikte az yukarıdaki (2) numaralı paragrafta da değinildiği üzere, uyuşmazlığın niteliğine göre bilirkişiye başvurulmasını gerektiren bir hâl bulunmaması karşısında Bölge Adliye Mahkemesinin konuya ilişkin hatalı gerekçesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda ve az yukarıdaki (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.