Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14411 E. 2023/19087 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika yöneticiliği sona eren davacının, eski görevine iade edilmeyip farklı bir birimde görevlendirilmesi nedeniyle toplu iş sözleşmesinde öngörülen tazminata hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sendika yöneticiliği görevi sona erdikten sonra eski işine iade edilmemesi ve fiilen çalışmaya başlatılmamasının toplu iş sözleşmesinin 12. maddesinin 1. bendinin ikinci alt bendinde öngörülen tazminat koşulunu sağladığı, bu hükmün 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 24. ve 25. maddeleriyle de uyumlu olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin temyiz kararının bozulmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/669 E., 2023/126 K.

DAVA TARİHİ : 24.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2019/164 E., 2019/390 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde norm kadroya tâbi işçi olarak Personel Sicil Bürosunda uzun süre çalıştığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı kanun) 23 üncü maddesi uyarınca ücretli sendika yöneticiliğine atandığını, iş sözleşmesinin bu nedenle askıya alındığını, üye işçi sayısının azlığı nedeniyle ücretli sendika yöneticiliği kadrosu kalktığı için 6356 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında davalı Kurum nezdindeki eskiden çalışmakta olduğu kadrosuna alınması hususunda talepte bulunulduğunu, ancak davacının daha önce görev yaptığı birim yerine Kat ve Bahçeler Müdürlüğünde düz işçi olarak görevlendirdiğini, bu tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 12 nci maddesine göre davacı işçinin eski görev yerinde ve buradaki görev ünvanı ile işe alınması gerektiğini, aynı maddede işçinin rızası olmadan işinin değiştirilemeyeceğinin, aksi takdirde kendisine 36 aylık ücret tutarında tazminat ödeneceğini düzenlendiğini belirterek müvekkilinin işinin yazılı rızası dışında değiştirilmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile madde metninde öngörülen 36 aylık ücreti tutarındaki tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı işçinin brüt ücreti ve talep edilen sürenin belli ve hesaplanabilir olduğunu, davanın da belirlenebilir tam tutar üzerinden açılması gerektiğini, davacının temsilcilik görevinden kaynaklı bir iş değişikliğine maruz bırakılmadığı gibi iş değişikliğinin işyeri sendika temsilcisi görevi sona erdikten sonra yapıldığı için işyeri sendika temsilcisinin tâbi tutulduğu hükümlerden faydalanamayacağını, yapılan iş değişikliğinin esaslı bir iş değişikliği olmayıp davacı işçinin branşı ve çalışma alanı doğrultusunda yapıldığını ve lehine bir değişikliğine gidilmiş olduğunu, çalışma koşullarının da değişmediğini, davacı talebinin dayanaksız olduğunu, aksini kabul anlamına gelememek kaydıyla sendikal tazminat tutarının ancak bir yıllık ücret tutarında talep edilebileceğini, müvekkili Kurum tarafından verimliliği artırma anlamında revizyon yapıldığını ve bütün işçilerin kadrolarına uygun işlere gönderildiğini, müvekkili Kurumun bu anlamda davacıya yönelik özel kastı veya hangi bir kötüniyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine göre davacının Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikasının (Sendika) nezdindeki ücretli yöneticilik kadrosunun Sendika Yönetim Kurulu kararıyla kaldırılarak, eskiden çalışmakta olduğu kadrosuna alınması hususunun davalıya bildirildiği, davalı tarafça Park ve Bahçeler Müdürlüğü emrinde görevlendirilmesi hususunda Olur alındığı ve söz konusu işleme Olur verildiği, davacının ücretli sendika yöneticisi olduğu, bu görevi nedeniyle iş sözleşmesinin askıya alındığı ve ücretli yöneticilik kadrosunun kaldırılması nedeniyle eski işine iade talebinde bulunulduğunun dosya kapsamında sabit olduğu ve taraflar arasında bu hususta herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, konuya ilişkin yasal düzenleme uyarınca işverenin, yazılı rızası olmadıkça işyeri sendika temsilcisinin işyerini değiştireyeceği veya işinde esaslı tarzda değişiklik yapamayacağı, 01.03.2016-28.02.2019 tarihleri arasında davalı işyerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesi'nin 12 nci maddesinin (2) numaralı bendinde, sendika yöneticilerinin rızaları dışında işleri ve işyerlerinin değiştirilemeyeceğinin ve işverenin bu hususa aykırı hareket etmesi hâlinde ilgili işçiye 36 brüt aylık ücret tutarında net tazminat ödeyeceğinin düzenlendiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacı işçinin davalı nezdinde Personel Sicil Bürosunda çalıştığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının aldığı ücreti tam olarak bildiği ve talep sonucunu belirleyebilecek durumda olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, somut olayda davacının çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılmadığını, zira iş, işyeri ve ücret üzerinde işçinin yaptığı işin değiştirilmesi, başka bir işyerine nakli veya çalıştırıldığı işyerinin başka bir yere taşınması veya ücretinin düşürülmesi şeklinde kendini gösteren esaslı değişikliğin davacı işçi yönünden söz konusu olmadığını, davacının sendika temsilcilik görevinden kaynaklı olarak bir iş değişikliğine maruz bırakılmadığını, davacının işyeri sendika temsilcisi görevinin sona ermesinden sonra işyeri değişikliği yapıldığını, dolayısıyla davacının işyeri sendika temsilcisinin tâbi tutulduğu hükümlerden faydalanamayacağını, yapılan iş değişikliğinin esaslı bir iş değişikliği olmayıp çalışma koşullarının değiştirilmediği gibi ağırlaştırılmadığını, Kurum içinde belirli zamanlarda verimliliği arttırmak adına birtakım revizyonlar yapıldığını, davacı için yapılan iş değişikliğinin amacının da verimliği artırmak olup herhangi bir art niyet taşımadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sendika yöneticiliği sona erdikten sonra sendikal tazminat talep edemeyeceği ve iş değişikliğinin esaslı değişiklik niteliğinde olmadığı yönündeki davalı iddiasının işverence kanıtlanamadığı, iş değişikliğine ilişkin davacının yazılı rızasının bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan ve 01.03.2016-28.02.2019 tarihleri arasında davalı işyerinde yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi'nin 12 nci maddesinin (2) numaralı bendinde sendika yöneticilerinin rızaları dışında işleri ve işyerlerinin değiştirilemeyeceğinin ve işverenin bu hususa aykırı hareket etmesi hâlinde ilgili işçiye 36 aylık brüt ücreti tutarında net tazminat ödeyeceği husususunun düzenlendiği, taleple sınırlı olarak davacının Personel Sicil Bürosu işçisi olarak çalıştığının kabul edildiği, 6356 sayılı Kanun'un 2 nci ve 24 üncü maddeleri gereği işyerinde fiilen devam eden işçiler için de sendikal güvencenin uygulanmasının gerektiği, aynı Kanun'un 25 inci maddesinde sendikal güvenceye aykırı hareket eden işveren için mali sorumluluk yaptırımı bulunduğu, 25 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki düzenlemeye aykırılık taşımayan toplu iş sözleşmesinde yer alan düzenleme uyarınca belirlenen tutarın hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz başvurusunda; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş ve davacının işyeri değişikliğinin özel herhangi bir kast içermeyip rasyonel nedenlerle yapıldığını savunarak ve inceleme sırasında resen gözetilecek diğer nedenlerle kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sendika yöneticiliği sona eren davacının eski işyerinde işe başlatılmasında farklı bir birimde görevlendirilmesinin esaslı değişiklik olup olmadığı ve bu doğrultuda davacının toplu iş sözleşmesinde öngörülen sendikal tazminata hak kazanıp kazanmadığı konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Kanun'un 23 ve 24 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili; davacının sendika yöneticisi olarak görev yaptığı dönemde iş sözleşmesinin askıya alındığını, yöneticilik görevi sona erdiğinde tekrar işine dönmek için başvuruda bulunduğunu, ancak toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı olarak eski görevi yerine park ve bahçelerde çalıştırılmak üzere vasıfsız işçi olarak işe alındığını, davacının daha evvel büro çalışanı olduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinde öngörülen tazminatın tahsilini talep etmiş, davalı taraf ise davacının görevlendirilmesinin sendikal görevi ile ilgisi bulunmadığını, rasyonelliği sağlamak adına rutin bir uygulama olduğunu savunmuştur.

2. Davalıya ait işyerinde 01.03.2016-28.02.2019 tarihleri arası yürürlükte olan 24.03.2016 tarihinde imzalan Toplu İş Sözleşmesi'nin "Sendika ve konfedarasyon yöneticiliğinin güvencesi" başlıklı 12 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"1.Sendika veya bağlı bulunduğu konfedarasyonun yöneticiliğinde görev aldığı için kendi isteği ile işyerinden ayrılan işçilerin hizmet akitleri askıya alınır. Bu görevliler görevlerinin(seçime girmemek, veya kendi istekleri ile çekilmek sureti ile) son bulması üzerine, üç ay içinde işe alınmalarını istedikleri takdirde işveren, istek tarihinden itibaren en geç bir ay içinde bu işçileri sendikadaki sendikadaki koşullarıyla eski işlerine almak zorundadır. Bu durumda işçilerin eski kıdem hakları ve sözleşmelerle atandığı göreve sağlanmış olan tüm hak ve yararları saklıdır.

Görevleri sona erdiğinde işyerine geri dönme talebine rağmen bir ay içinde işe alınmayanlara, sendikadan aldıkları ücret baz alınarak 36 brüt aylık ücreti tutarında net tazminat ödenir.

..."

3. Mahkemece yapılan değerlendirmede, gerek 6356 sayılı Kanun'un 23 ve 24 üncü maddeleri, gerekse Toplu İş Sözleşmesi'nin ilgili hükmü gereğince davacının eski görevi dışında, niteliğine uygun olmayan başka bir işte görevlendirilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiği ve dolayısıyla talep konusu tazminat alacağına hak kazanıldığı kabul edilmiş ise de Mahkemece yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira davalı işyerinde uygulanmakta olan ve Mahkemenin karar gerekçesine dayanak yaptığı Toplu İş Sözleşmesi'nin ilgili hükmü gereğince, sendika yöneticisi olan işçinin talep konusu alacağa hak kazanabilmesi için, geri dönme talebine rağmen işverence işe alınmaması, eş söyleyişle iş sözleşmesinin sona ermesi gerekmektedir.

4. Somut olayda, davacı davalı işverence yapılan görevlendirmeye eski işine uygun olmadığı gerekçesiyle itiraz etmekle birlikte, davalı işyerinde çalışmaya devam etmiş olup dosya içeriğine göre iş sözleşmesinin sona ermediği anlaşılmaktadır. Toplu İş Sözleşmesi'nin 12 nci maddesinin (1) numaralı bendinin ikinci alt bendinde, açıkça bir ay içinde işe alınmayanlara tazminat ödeneceği düzenlenmiş olmakla, bu tazminata iş sözleşmesi devam eden işçinin hak kazanacağından söz edilemez.

5. Açıklanan sebeplerle koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

6. Kabule göre ise davalı işyerinde örgütlü dava dışı Sendikanın ücretli yöneticisi olarak görev yapan davacının, yöneticilik görevinin sona ermesi üzerine işe dönme başvurusu sonrası eski görevine iade edilmediği nedenine dayalı olarak toplu iş sözleşmesinde öngörülen tazminat talep edilmiş olmakla, karar gerekçesinde davacının talebi ve hukuki statüsü ile ilgisi olamayan açıklamalara yer verilmesi doğru olmadığı gibi davacı talebine dayanak yapılan düzenleme, Toplu İş Sözleşmesi'nin 12 nci maddesinin (1) numaralı bendinin ikinci alt bendinde yer almasına rağmen, dava konusu ile ilgisi bulunmayan 12 nci maddenin (2) numaralı bendine atfen karar verildiğine yönelik açıklamalar yapılması da isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık konusu; taraflar arasında imzalanmış, geçerli olan toplu iş sözleşmesinin 12 nci maddesindeki düzenlemenin değerlendirilmesine ilişkindir.

Somut olayda, davacının sendika yöneticisi olmadan önceki asıl görevi büro elemanı iken sendika görevi sona erdiğinde davalı ... Başkanlığı 01.01.2019 tarihinde davacıyı temizlik işlerinde görevlendirmiştir. Davacı, eski görevinde görevlendirilmeyince, yeni görev yeri olan temizlik işlerinde çalışmak istememiş ve 07.01.2019 tarihinde izne ayrılmış, izin bitimi işyerine döndüğünde yine eski işinde çalıştırılmayınca bu kez üç gün sonra tekrar yıllık izin isteyip 20.02.2019 tarihinde 35 gün süreyle izne ayrılmıştır. İzinli olduğu dönemde 08.03.2019 tarihinde arabulucuya başvurmuş olup, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 08.04.2019’da arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması üzerine 24.04.2019’da dava açmıştır. Yani davacı sendika yöneticisi görevinin bitmesini mükeakip asıl görevi olan büro işinde çalıştırılmayıp temizlik işinde çalıştırılmak istenince, fiilen çalışması olmamış, talebi kabul edilmeyince tekrar tekrar izne ayrılmıştır.

Davacı, davalı işyerindeki sendikal faaliyetleri nedeniyle yine davalı ... Başkanlığınca sendikal faaliyetlerinin engellenmek istenmesi üzerine, 2014 yılında açmış olduğu sendikal tazminat davası sonucunda davası kabul edilerek davacı lehine sendikal tazminata hükmedilmiş olması da dikkate alındığında, davalı işverenin davacının sendikal faaliyetleri nedeniyle davacıya baskı uyguladığı ve sendikal faaliyetlerine izin vermek istemediği ve en son sendikal görevinin sona ermesi üzerine de aynı düşüncelerle eski görevine iade etmeyip temizlik işlerinde çalıştırmak istediği, davacının da bu görevde çalışmak istemediği ve fiilen çalışmadığı sabittir.

Sayın Daire çoğunluğu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen tazminatın bir ay içinde işe alınmayanlar için öngörüldüğü, oysa davacının işe alındığı için tazminata hak kazanamayacağı gerekçesi ile davacının tazminat hakkı kazanamayacağından bozma kararı vermiştir. Oysa toplu iş sözleşmesinin 12 nci maddesinin (1) numaralı bendinin birinci alt bendinde öncelikle sendika yöneticisinin işe alınma talebi üzerine hangi şartlarda işe alınacağı açık ve net şekilde düzenlenmiş, bir sonraki bentte ise bu şartlarda işe alınmayanlara tazminat ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir. 12 nci maddeyi bir bütün olarak ve her iki bendi de birlikte değerlendirerek ve ayrıca toplu iş sözleşmesinin bu hükmünü 6356 sayılı Kanun'un 24 ve 25 inci maddelerindeki düzenlemeler de göz önünde tutularak yapılan değerlendirmede davacının eski şartlarda işe başlatılmadığı açıktır.

Sendika görevi sona eren işçinin eski işine iade edilmesi, toplu iş sözleşmesi açık hükmü gereğidir. İşçinin sendikal görevi sonrası eski işinde çalıştırılmaması nedeniyle tazminat hakkı kazanması gerekmektedir.

Davacı işçi, sendika yöneticisi olup yazılı rızası olmadıkça görev yerinin değiştirilemeyeceği, 6356 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 25 inci maddelerinde güvence altına alınmış olup toplu iş sözleşmesinin 12 nci maddesi de bu yasal düzenlemeye uygun olarak düzenlenmiştir.

Davanın kabulüne yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi ve bu karara yönelik yapılan istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı gerekçesi; delil durumu, dosya kapsamı ve toplu iş sözleşmesinin açık hükmü, 6356 sayılı Kanun hükümlerine uygun olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekirken bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun kararına katılmamaktayız.