"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/106 E., 2023/193 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2005 tarihinden itibaren davalı Şirket nezdinde, altyapı kanalizasyon ustası ve kule vinç operatörü olarak 7 yıl, 7 ay süreyle fasılasız çalıştığını, ... sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan ve bildirim süresi verilmeden feshedildiğini, son aylık ücretinin net 1.400,00 TL olduğunu, ancak Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan bildirimde, gerçek ücreti yerine asgari ücret alıyormuş gibi bildirimde bulunulduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde, sabah 07.30 akşam 18.00 saatleri arasında, haftada 7 günü çalıştığını, bütün işçilere ayda 2 gün izin verildiğini, yıllık izin kullandırılmadığını, millî bayramlarda çalıştığını, bu durum karşısında fazla çalışma ücreti ve izin alacaklarını istemesi ve sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden gösterilmesini talep etmesi üzerine ... sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramış talepler için zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirket nezdinde aralıksız olarak çalıştığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, davacının müvekkili Şirketin ihale yoluyla almış olduğu Mecidiyeköy/Çağlayan'da bulunan şantiyelerde vasıfsız işçi olarak çalışmış olduğunu, bunun dışında müvekkilinin sorumlu tutulmasını gerektirir bir çalışmasının bulunmadığını, davacının iddia ettiği ücret tutarının gerçeği yansıtmadığı gibi altyapı ustası ve kule vinç operatörü olduğuna ilişkin yeterlilik belgelerini dosyaya sunması ve buna göre emsal ücret araştırılması yapılması gerektiğini, zira imzaladığı ... sözleşmesinde de böyle bir görev tanımı olmadığını, davacının kendi imzasını taşıyan ve "İbraname" başlıklı belgelerde 2013 Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs aylarına ait izinlerini kullandığını, kullanmadığı izinlere ilişkin ücretlerini ve tüm alacaklarını aldığını ve hiçbir alacağı bulunmadığını beyan ettiğini, ödenmemiş fazla çalışma ücreti ve ücret alacakları olmadığını, haklı bir neden bulunmadan kendi isteği ile işten ayrıldığı için kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.03.2016 tarihli ve 2013/308 Esas, 2016/119 Karar sayılı kararıyla; davacının bilirkişi raporunda belirtilen tarihler arasında davalı işyerinde çalıştığı, davanın reddi hususundaki davalı savunmasının usulünce kanıtlanamadığı, davalı işyerinde 7 yıl, 7 ay, 26 gün hizmeti bulunan davacının tazminat hakkından vazgeçecek şekilde davranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak mevcut belgeler ve tanık beyanlarından, davacının ... sözleşmesininn kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde davalı işverence feshedildiği sonucuna ulaşıldığı, davalı tarafından rapora itirazları ve ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'i yönünden emsal ücret cevapları ve Kurum cevapları dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor aldırıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanan alacakların takdiri indirim uygulanarak hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilli temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2016/23823 Esas, 2021/1073 Karar sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davalı vekilince davacının, 28.07.2006-01.01.2008 tarihleri arasındaki dönem için, işvereni olarak görünen dava dışı ...-kar İnş. AŞ (...-Kar Şirketi) nezdinde geçen çalışmalarının müvekkili ile ilgisi olmadığına dair itiraz edilmesine rağmen Mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmadığı, Dairece ticaret sicil kayıtlarının getirtilmesi için eksiklik ikmali talebinde bulunulduğu; ancak talep konusu belgelerin temin edilemediği, buna göre davacının belirtilen tarih aralığındaki çalışmalarından davalı Şirketi sorumlu tutmaya esas olabilecek adi ortaklık, asıl-alt işveren, birlikte istihdam veya organik bağ gibi bir ilişki bulunup bulunmadığı hususunun ilgili Kurumlar nezdinde usulünce araştırılarak davacının hizmet süresinin belirlenmesi ve talep konusu yapılan alacakların belirlenen bu hizmet süresine göre hesaplanması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının hizmet süresinin belirlenmesi noktasında bozma ilâmında belirtilen esaslar çerçevesinde gerekli müzekkerelerin yazıldığı, davalı vekiline istenilen belgeleri sunması için süre verildiği, davalı vekilinin 07.02.2023 tarihli beyan dilekçesi ekinde ... 47. Noterliği tarafından düzenlenen 20308 yevmiye No.lu sözleşme metninin sunulduğu, söz konusu sözleşme içeriği incelendiğinde 21.07.2006 tarihli ... ortaklığı sözleşmesi kurulduğunun anlaşıldığı, davalı Şirket ile dava dışı ...-Kar Şirketi arasında ... ortaklığı bulunduğu, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) ihale makamı olduğu, ... ili, Yukarı Yurtçu Kuyupınar Mevkii 1. Bölge, 1152 adet konut, 1 adet ticaret merkezi, ada içi altyapı ve çevre düzenlemesi işi için ihale yapıldığı, ortaklığın süresinin, bahsi geçen işin başlangıcından bitimine kadar olacağının belirtildiği, davalının özel ortak, ...-Kar Şirketinin ise pilot ortak olarak sözleşmeyi imzaladıkları, bu kapsamda sözleşme tarihi itibarıyla davalı Şirket ile ...-Kar Şirketi arasında ortaklık bulunduğunun anlaşıldığı, dosyada mübrez sigortalı hizmet döküm cetveline göre davacının belirtilen tarihte davalı Şirket ve dava dışı ...-Kar Şirketi bünyesinde, imzalanan sözleşme kapsamında çalıştığının anlaşıldığı, davacı ve davalı beyanları, dosyadaki SGK kayıtları ve izah olunan değerlendirmelere göre davacının davalı Şirkete ait işyerinde 01.10.2005-27.05.2013 tarihleri arasında çalıştığı, tazminat hesabına esas kıdem ve hizmet süresinin 7 yıl, 7 ay, 26 gün olduğu belirtilip usuli kazanılmış hak ilkesi gereği bozma konusu yapılmayan hususlar ile bozma öncesi gerekçelerle bozma öncesi dosya arasına alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, davacının hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, müvekkili Şirketin ihale yolu ile ... üstlendiğini ve davacının da üstlenilen bu işlerden bir kısmında çalıştığını, bu durum dahi göz önüne alındığında sürekli çalışmış olduğunun kabul edilemeyeceğini, nitekim üstlenilen işlerin ihale ile alınmasının bu işlerin önceden belirli olmadığını ve bu sebeple de düzenli olarak işçi çalıştırılmasının mümkün olamayacağını gösterdiğini, davacının sigorta kayıtlarının ortaklık adına değil direkt dava dışı Şirket adına yapılmış olduğunu, söz konusu Şirketler arasında pek çok ortaklık ilişkisi bulunması karşısında her işçinin kıdem süresinin toplam olarak hesaplanmasının maddi ve hukuki bir dayanağı bulunmadığını, müvekkili ile dava dışı ...-Kar Şirketi arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı gibi organik bağın da olmadığını, bu durumun dosyaya getirtilen belgelerle de sabit olduğunu, davacının ücret tespitinde tamamen davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanındığını, emsal ücret araştırmasının göz ardı edildiğini, oysaki bu tanıkların davacının son ücretini bilmelerinin mümkün olmadığını, davacının kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için ... sözleşmesinin kendisi tarafından haklı olarak ya da işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi gerektiğini, tanık beyanları ile davacı iddiası gibi ... sözleşmesinin, müvekkili Şirket tarafından haksız olarak feshedildiğinin ispatlanamadığını, dosyada mevcut ve davacının müvekkili Şirketten hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ettiği ibranamelerin değerlendirilmediğini, halbuki söz konusu belgelerdeki imzalara ve içeriğine bir itiraz olmadığından, yapılan hesaplamada ve verilen hükümde ibranamelerin dikkate alınması gerektiğini, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil alacağı bulunmadığını, müvekkili Şirketin üstlendiği ihalelere göre işçi çalıştırdığını ve bu durumun da davacı ve diğer işçilerin fasılalı çalışmalarını gerektirdiğini, ayrıca davacının tespit edilen hizmet süresi içerisinde müvekkili Şirket tarafından istihdam edilmediği çalışmalarının da bulunduğunu, bu noktada SGK kayıtları dikkate alınmaksızın tüm bu tarih arasında, kül hâlinde fazla çalışma hesabı yapılmasının da hukuka aykırılık teşkil ettiğini, özellikle de inşaat işinin hava şartlarına sıkı sıkıya bağlı olduğu ve farklı farklı şehirlerde çalışma yapıldığı düşünüldüğünde, davacının belirli bir saatten sonra yahut belirli aylarda çalışmasının ve fazla çalışma yapmasının imkânsız olduğunu, davacı tanık anlatımlarına itibar edilmemesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının hizmet süresinin belirlenmesi ile dava dışı işverenlikte geçen çalışma dönemi için davalı Şirketin sorumlu tutulmasını gerektirir hukuki ilişkinin tayini konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve aynı Kanun'un 176 ncı maddesi.
2. Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun'un 32, 41 ve 46 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.