Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14457 E. 2023/17501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ödenmesi gereken ücret benzeri alacaklardan yapılan kesintinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik olup olmadığı, kesintinin davacıya ödenmesi gerekip gerekmediği ve davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücreti miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, davacı avukatın ücretinden yaptığı kesintinin çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik oluşturduğu ve davacının yazılı onayı olmadığı gözetilerek alacak davasının kabulüne ve belirlenen işçilik alacakları toplamına göre hesaplanan vekâlet ücretinin düzeltilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3055 E., 2023/211 K.

DAVA TARİHİ : 30.07.2015

KARAR : Davanın kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

SAYISI : 2015/361 E., 2018/200 K.

Taraflar arasında ... 23. ... Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.11.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.09.2005 tarihinde davalı Banka hukuk müşavirliğinde müşavir avukat görev seviyesinde işe başladığını ve terfi ederek 1. Müşavir Avukat olduğunu, ... sözleşmesini mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun kıdem tazminatı ile ilgili 14 üncü maddesine dayanarak haklı nedenle feshettiğini, görev yaptığı süre içinde 3 ayda bir dağıtılmak üzere vekâlet ücreti hakkı olacağının belirtildiğini, davalı Banka nezdinde alınmış olan vekâlet ücretlerinin havuz hesabında toplandığını, havuz hesabında toplanan tutarlarda Banka tarafından yapılan %30'luk kesinti nedeniyle dava açıldığını, ancak dava açıldıktan sonra davalı Bankanın havuz hesaplara aktarılması gereken vekâlet ücretlerinin tamamını havuz hesabına aktarmadığını, %30'luk kesintiden ayrı olarak bir kesinti daha yaptığının öğrenildiğini, Bankanın iç mevzuatına aykırı olarak kesinti yaptığını ve söz konusu tutarları kendisine hukuka aykırı olarak gelir kayıt ettiğinin ortaya çıktığını, davalı Bankanın taraf olduğu dava, takip ve hukuki ihtilafların takibi ile görevli sözleşmeli avukatlar ile Banka arasında imzalanmış olan sözleşmede borçlu veya karşı taraftan tahsil edilecek karşı taraf vekâlet ücretinin yarısının sözleşmeli avukatın kendisine, diğer yarısının ise Bankanın kadrolu avukatlarına dağıtılmak üzere Hukuk Müşavirliği vekâlet ücret hesabına ödeneceğinin hükme bağlandığını, aynı esasın davalı Bankanın iç mevzuatında yer aldığını, davalı Bankanın %50 vekâlet ücretinin %25'inin vekâlet ücreti hesabına aktardığının anlaşıldığını, vekâlet ücretlerine ilişkin 2008-2015 dönemlerine ilişkin kayıtların ve hesapların dosyaya istenmesi, davalı Bankaya gelir kaydedilmesi nedeniyle %30 oranında eksik ödenen ücrete dair açılmış olan davadaki taleplere ek olarak %30 oranındaki kesintiden evvel yapılmış olan kesintilerin tespiti ile vekâlet ücretlerinden tarafına isabet eden tutarların her birinin ödenmesi gereken tarihlerden başlamak suretiyle mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurda görülmekte olan dava ile davacı tarafından daha önce ikame edilmiş olan dava dosyası arasında bağlantı bulunması nedeniyle birleştirilmesini talep ettiklerini, ... sözleşmesi ile çalışan avukatın vekâlet sözleşmesiyle çalışan avukat gibi vekâlet ücreti talep edemeyeceğini, davacının 24.11.2006 tarihli kredi ve takip uygulama esaslarını içeren iç yönergeden bazı sayfaları delil olarak göstermişse de 30.10.2009 tarihinde söz konusu iç yönergenin revize edildiğini, davacı taleplerinin hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 23. ... Mahkemesinin 20.07.2020 tarihli 2018/678 Esas 2020/378 Karar sayılı kararı ile; vekâlet ücretlerinde gerçekleştirilen %25 oranındaki kesintinin davacının işe başlamasından önce gerçekleştirilmeye başlanan bir kesinti olduğu, davacının işe girdiği tarihte mevcut kesintinin bir işyeri uygulaması hâline geldiği, davacının işe girdiği sırada mevcut kesintiyi kabul ederek ve bilerek işe girdiği, davacının işe girmesinin ardından bu hususta davacının çalışma koşullarında bir değişikliğe veya tenkisata gitme durumunun söz konusu olmadığı, kendisinin işe girdiği esnada var olan kesinti uygulamasının usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.11.2020 tarihli 2020/2154 Esas 2020/1943 Karar sayılı kararı ile; ... sözleşmesinin devamı süresince kesinti uygulamasına geçilmesi ve/veya yıllar itibarıyla kesinti oranlarının arttırılması yönündeki uygulamaların çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olması sebebiyle, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi gereğince, davacı işçinin yazılı onayı ile mümkün olabileceği, mevcut dosyada bu şekilde yazılı bir onayın da bulunmadığı, bu hâli ile davacının iddialarının, hukuken sabit olduğu ve mevcut alacak davasının kabulünün gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.10.2022 tarihli ve 2022/8803 Esas, 2022/11101 Karar sayılı ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesince kanun hükümlerine aykırı şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının bozma sebebi olduğu, çelişkinin giderilmesi için hükmün bozulması gerektiği, kabule göre de ... sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı gözetilmeksizin Bölge Adliye Mahkemesince ... sözleşmesinin davalı işverence taraflar arasında çıkar çatışması yaşanması ihtimaline binaen geçerli nedenle feshedildiğinin gerekçe gösterilmesinin de isabetli olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... sözleşmesinin devamı süresince kesinti uygulamasına geçilmesi ve/veya yıllar itibarıyla kesinti oranlarının arttırılması yönündeki uygulamaların çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olması sebebiyle, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince, davacı işçinin yazılı onayı ile mümkün olabileceği, mevcut dosyada bu şekilde yazılı bir onayın da bulunmadığı, bu hâli ile davacının iddialarının, hukuken sabit olduğu ve mevcut alacak davasının kabulünün gerektiği, Yargıtay bozma ilâmına göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; %25 tutarındaki kesintinin davacı istihdam edilmeden önce yürürlükte bulunan bir işyeri uygulaması olduğunu, bu nedenle çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak kabul edilemeyeceğini, davacının karşı taraf vekâlet ücreti ödemesinden %25 kesinti yapılmak suretiyle eksik ödendiği iddiasına dayalı talebinin haksız olduğunu, kesintiye uzun süre sessiz kalan işçinin artık bu durumu zımnen kabul ettiğinin kabulü gerektiğini, davacının yapılan kesintilere rağmen gelirinin artması sebebiyle zarara uğramadığını, dava konusu ek ödeme olduğu için ücret olarak değerlendirilemeyeceğini, bu nedenle mevduat faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yasal faiz uygulanması gerektiğini, faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

2. Davacı vekili; vekâlet ücreti bakımından kararın hatalı olduğunu, davacı lehine vekâlet ücreti kabul edilen tutara göre 81.037,93 TL olması gerekirken 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıya ödenmesi gereken ücret benzeri alacaklardan yapılan kesintinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik olup olmadığı ve kesintinin davacıya ödenmesi gerekip gerekmediği ile davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 32 nci maddeleri.

3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :

"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, davacı işçinin kabul edilen dava konusu işçilik alacakları toplamının net 573.072,... TL olduğu dikkate alındığında, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davacı lehine 81.037,93 TL vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikinci bendinin (d) alt bendi ile beşinci bendinin tamamen çıkartılarak yerine “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 81.037,93 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.