"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Gıda ... Sendikasının diğer davalı ... Bakanlığına başvurarak müvekkili ... ... Gıda San. AŞ (... AŞ) ve bağlı (02 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesine göre üye çoğunluğunu sağladığı ve yetkili Sendika olduğuna dair 03.08.2021 tarih ve 24402 sayılı yazının müvekkiline 07.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, Bakanlık tespitinin yanlış olduğunu, davalı Sendikanın çoğunluğu sağlamadığını, müvekkili Şirket bünyesinde gıda işkolunda faaliyet gösteren 38 adet işyeri bulunduğunu, Bakanlık tarafından yapılan 03.08.2021 tarihli tespitte, aynı işkolunda ve işletme bünyesinde çalışan toplam işçi sayısının dikkate alınmadığını, toplam çalışan sayısının doğru yansıtılmadığını, Sendikanın yetkili olduğu sonucuna yanlış bir şekilde varıldığını, Sendikanın yapmış olduğu başvuru tarihinde ... AŞ'ye bağlı (02 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde toplam 3.177 işçi çalıştığını, bu sayının yüzde kırkı dikkate alındığında Sendikanın yetkili olabilmesi için üye sayısının en az 1.271 olması gerektiğini ancak Bakanlığın tebliğ yazısında sendikaya üye işçi sayısının 1.166 olduğunun belirtildiğini, bu sayının müvekkili Şirketin sadece ..., ..., ... ve ...'da yer alan dört işyerinde çalışan işçi sayısı dikkate alınmak suretiyle tespit edildiğini, hâlbuki müvekkili Şirketin aynı işkolunda faaliyet gösteren 38 adet işyeri bulunduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Gıda ... Sendikası vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davanın yasal 6 ... günlük süre içerisinde açılmadığını, dava dilekçesinin dava açılmadan önce görevli makama kaydettirilmediğini, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde ekli sunduğu Şirketlerin ... kodlarının davacı işverenliğin bildirimiyle tescil edildiğini, davacının kendi beyanı ve resmî bildirgeleri ile farklı işkollarında tescil ettirdiği işyerleri de dâhil olarak tüm işyerlerinin gıda işkolunda olduğunu ve dikkate alınması gereken 38 ayrı işyerinin olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gibi kabul edilebilir de olmadığını, ... kodlarının uluslararası bir kodlama sistemi olduğunu, davacının da saydığı ve listesini verdiği 38 işyerini beyan ve tescil ederken çoğunluğunu 02 No.lu gıda sanayi işkolu dışındaki işkollarında beyan ve tescil ettirdiğini, davacının daha sonra yetki davası ile karşılaştığında bu beyan ve tescillerini yok sayarak sayılan işyerlerinin gıda sanayi işkolunda olduğunun iddia edilemeyeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Genel Müdürlükçe kurulu Sendika Yetki Sistemine, SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, ... Gıda ... Sendikasının ... AŞ unvanlı işyeri için yapmış olduğu yetki tespit başvurusunun 30.07.2021 tarihinde kendilerine ulaştığını, işverenin SGK'ya yaptığı tesciller vasıtasıyla yetki tespit düzeyi, işyerinin hangi işkolunda bulunduğu ve işyerinde çalışan işçi sayısı, işçilerin e-Devlet üzerinden yapmış olduğu sendika üyelik ve üyelikten çekilme işlemleri ile de işyerinde çalışan sendikalı işçi sayısına ulaşıldığını, sisteme yansıyan bilgilere göre davacı işverene ait yetki tespiti için başvuran Sendika ile aynı işkolunda bulunan 4 işyeri bulunduğunu ve bu bağlamda işletme düzeyinde yetki tespit işlemi yapıldığını, işyerlerinde başvuru tarihi itibarıyla 2.595 işçi çalışmakta olup 1.166 işçinin yetki tespiti için başvuran Sendikaya üye olduğunu, bu doğrultuda olumlu yetki tespiti verildiğini, yetki tespitine dâhil edilmeyen gıda sanayi işkolunda başka bir işyerine rastlanmadığını, bu nedenle gıda sanayi işkolunda bulunan 4 işyerinin işletmeye dâhil edildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2022 tarihli ve 2021/299 Esas, 2022/236 Karar sayılı kararı ile; somut olayda Bakanlığın sadece davacının işyerlerinden 4 tanesinin aynı işkolunda olduğunu kabul ederek bunları yetki tespitinde baz aldığı, davacının bu 4 işyeri dışında da aynı işletmeye bağlı işyerleri bulunduğu gözetildiğinde bunların dikkate alınmamasının 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin ikinci fıkrasına açıkça aykırı olduğu, 6356 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince aynı işverenin birden fazla işyeri bulunması hâlinde işyerlerinde işletme toplu ... sözleşmesi yapılmasının zorunlu olduğu, işletmedeki aynı işkolunda yer alan işyerleri için işletme toplu ... sözleşmesi yapılması ve yetki kararının buna göre düzenlenmesi, ayrıca işletme toplu ... sözleşmesi yapılırken işletmeye dâhil olan tüm işyerlerinin hesaba katılması gerektiği, Bakanlığın tespit yaparken davalının yetkisi bulunmayan işkollarında çalışan gemicilik işkoluna ait işyerini de hesaba kattığı, hâlbuki davacının 37 işyeri bulunmakta olup esasen gıda sanayi işkolunda bulunmaması gereken gemicilik işi dahi hesaba katılmışken işletmenin diğer işyerlerinin hesaba katılmamasının mantıklı bir açıklaması bulunmadığı, işkollarının hatalı tespit edildiğine yönelik itirazların davanın konusu dışında olduğu, bu nedenle bu yöne dair itirazların incelenmesinin mümkün olmadığı, Bakanlıkça Sendikanın bağlı bulunduğu işkollarına bağlı işyerleri dışlanarak yapılan tespitin doğru olmadığı, eğer tespit işkollarına göre yapılacaksa işkollarına bağlı işyerlerinin hesap dışında tutulmasının bir izahı bulunmadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda değinildiği gibi bu işyerleri de hasaba dâhil edildiğinde durumun değişmeyeceği iddia edilebilir ise de itiraz ve örgütlenme hakkının buna göre kullanılması gerektiği varsayımına dayalı olarak bu hesabın yapılmasının mümkün olmadığı, keza kanun hükmü gereği davacı işyerinde işletme toplu ... sözleşmesi yapılmasının kanuni bir zorunluluk olduğu, işletme sözleşmesi için ise işyerlerinin bir bütün olarak dikkate alınacağı, bunun ise dava sırasında yapılacak hesaplamalarla değil Bakanlıkça yapılan tespitte açıkça ortaya konulması gerektiği, hesap sonucu kadar hesap tarzının da önem taşıdığı, mahkeme veya bilirkişinin Bakanlık yerine geçip bu hesabı yapamayacağı, mahkemenin hangi hesap tarzının benimseneceği yönünde kendisini kurum yerine koyup kanunda kendisine verilen bir yetkiyi kullanamayacağı, sadece denetimle yetkili olduğu, yetki tespiti kararının denetime açık, tutarlı ve gerekçeli olması gerektiği, neye göre tespit yapıldığının anlaşılamaması hâlinde kararın denetimi mümkün olmayacağından usulüne uygun bir yetki tespiti olmadığı, yetki tespiti kararının doğru bir hesap tarzına dayanmadığı, yetki tespiti kararının tutarlı olmadığı, zira aynı işkolundaki yetkiye dâhil işkoluna giren işyerlerinin dahi dışlandığı, tüm işyerlerinin dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği, aksi hâlde işletme toplu ... sözleşmesinden bahsedilemeyeceği, davalılarca sistemdeki kayıtlara itibar edilmesi gerektiği iddia edilmişse de tutulan kayıtlarda davacının aynı işkolunda yer almayan başka işkollarına bağlı işyerlerinin de bulunduğu sadece davalı Sendikanın bağlı bulunduğu işyerlerinin dikkate alınarak yapılan yetki tespitinin usulsüz olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı ... Gıda ... Sendikası vekili istinaf dilekçesinde; sendikaların kurulu bulundukları işkolunda işyeri bilgilerini ... tarafından ayda bir güncellenmekte olan e-Devlet bilgilendirme kapısından aldığını, bu bilgilendirme kapısından gelen bilgilerin işkolu ile sınırlı olduğunu, başka işkollarında faaliyet gösteren işyeri bilgilerini müvekkili Sendikanın göremediğini, bir işverenin birden fazla işyeri varsa bu işyerleri ... kodlaması ile farklı bir işkolu üzerinden sicil numarası almış ise bu işyerlerini müvekkili Sendikanın göremediğini, bunun sonucu olarak da işletmeye dâhil olup olmadığı tartışmalı olan bu farklı ... kodu ile kodlanmış işyerlerinin yargılamada müvekkilinin karşısına tam bir sürpriz olarak çıktığını, işçinin çalıştığı işyerinin ... kodlaması ile bağlı olarak e-Devlet üzerinden sendika üyeliği gerçekleştirmeye kalktığında, ... kodu ile ilgili işkolunda kurulu sendikaları görebildiğini, sistemi zorlayıp diğer sendikalara üyelik yapılsa bile bu üyeliğin geçersiz üyelik olduğunu ve dikkate alınmadığını, ... kodlamasının işyerinin açılması esnasında tamamen işverenin inisiyatifi ile gerçekleştiğini, bu işleme kimsenin müdahale edemediğini, bu davada olduğu gibi müvekkili Sendikanın, işverenin ... kodlaması oyunu sebebiyle 37 işyerinden sadece 4 tanesini gördüğünü ve hedefinde de doğal olarak sadece bu işyerlerinin olduğunu, bu 4 işyeri dışındaki işyerlerini bir şekilde tespit etse bile üyelik yapılamadığını, Mahkeme kararında Bakanlık kararlarının denetime elverişli olmadığından bahsedildiğini, yüksek yargı uygulamalarında buna yönelik bir içtihat olmadığı gibi doktrinde de bu yönde bir akademik düşünceye rastlayamadıklarını, Bakanlığın yaptığı tespit işlemi ile ilgili evrak ve dayanağı e-Devlet üyelik bilgilerinin dosyaya getirtildiğini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, aynı bölümde yazılan gerekçeden Mahkeme tarafından Bakanlıkça yapılan tespit kararları için Bakanlık yerine geçilerek hesaplama yapılamayacağı gerekçesinin anlaşılamadığını, Mahkeme tarafından mevcut uyuşmazlıkta çoğunluk tespitine konu edilmesi gereken tüm işyerleri ve işçiler belirlenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece çoğunluk tespit kararı ile ilgili olarak yerindelik denetimi yapılması gerektiğini, yani mahkemenin görevinin Bakanlık kararını incelemek, denetime açık mı değil mi bakmak, denetime açık değilse davayı kabul edip yetki tespit işlemini iptal etmek olmadığını, aksine Mahkemenin görevinin işin esasına girmek, toplam işçi sayısını ve sendika üye sayısını belirlemek, işletmede %40 çoğunluk varsa davayı reddetmek, çoğunluk yoksa davayı kabul ile yetki tespit işlemini iptal etmekten ibaret olduğunu, gerek dosyaya getirtilen Bakanlık prosedür dosyası içeriğinde ve gerekse Bakanlık tarafından müvekkile açılan bilgi ekranında (hâlen) 4 işyerinden başka bir işyeri görünmediğini, Mahkeme kararında gemicilik işinden bahsedildiğini, ortada bir yanlış anlama olduğunu, ... kodları incelendiğinde 9 işyerinin 5210 ... kodu aldığını, bu kodlu işyerlerinin de 16 No.lu işkolunda kurulu depolar olduğunu, yani davacı işverenin gemicilik diye bir işyeri olmayıp bu işyerlerinin depolardan oluştuğunu, sağlıklı ve adil bir karara ulaşmak için dosya içeriğinin iyi anlaşılması gerektiğini, maalesef bunun olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, SGK kayıtlarından otomasyon sistemine yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, sisteme yansıyan bilgilere göre davacı işverene ait yetki tespiti için başvuran Sendika ile aynı işkolunda bulunan 4 işyeri bulunduğunu, bu bağlamda işletme düzeyinde yetki tespit işlemi yapıldığını, işyerlerinde başvuru tarihi itibarıyla 2.595 işçi çalışmakta olup 1.166 işçinin yetki tespiti için başvuran sendikaya üye olduğunu, bu doğrultuda sendikaya olumlu yetki tespiti verildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 29.12.2022 tarihli ve 2022/3569 Esas, 2022/3853 Karar sayılı kararı ile; davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.03.2023 tarihli ve 2023/5661 Esas, 2023/4349 Karar sayılı kararı ile; somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) aradığı anlamda bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, kararın, hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklamanın dosya içeriği ile örtüşmediği, nitekim inceleme konusu davanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 03.08.2021 tarih ve 24402 sayılı yetki tespit kararının iptali istemine ilişkin olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde farklı tarih ve sayıdaki yetki tespit kararı ile dosya kapsamıyla ilgisi olmayan işyeri sicil numaraları ve işkolu tespit kararına ilişkin açıklamalara yer verildiğinin görüldüğü, bu durumda Mahkemece, açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda gerekçe tesisi suretiyle somut uyuşmazlıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 03.08.2021 tarihli ve 24402 sayılı olumlu yetki tespiti kararı ile davacı işverene ait olan 02 No.lu Gıda Sanayi işkolunda yer alan dört işyerinden oluşan işletmede sendikanın çoğunluğu sağladığının belirlendiği, davacı işverenin temel itirazının tespite esas alınan (1192635), (1181374), (1027741) ve (1014778) sicil numaralı işyerleri dışında davacı Şirket bünyesinde 02 No.lu Gıda Sanayi işkolunda başka işyerlerinin de bulunduğu, yetki tespit kararında bu işyerlerinin gözetilmediğine ilişkin olduğu, davalı Sendikanın yetki tespit talebinde bulunduğu başvuru tarihinde kayıtlara göre davacı işverenin 02 No.lu gıda sanayi işkolunda (1192635), (1181374), (1027741) ve (1014778) sicil numaralı işyerlerinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu dört adet işyeri dışındaki diğer işyerlerinin 02 No.lu gıda sanayi dışındaki işkollarında yer alan işyerleri olduğu, mevcut yasal düzenlemeler, işçi sendikalarının bakanlık kayıtlarına güvenerek örgütlenme faaliyetleri yürütmesi ve çoğunluk tespitine dair talepte bulunmaları, yetki tespiti için başvuru tarihindeki Bakanlık kayıtları, hukuki belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri gözönüne alındığında dosya kapsamına göre yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir sebebin de bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; temel itirazlarının işkolu itirazı olmadığını, işyerinin tekliği ve bütünlüğüne ilişkin itirazın işkolu itirazı anlamına gelmediğini, Bölge Adliye Mahkemesinin hukuki dinlenilme haklarını ihlal ettiğini, silahların eşitliği ilkesine aykırı davrandığını, müvekkili Şirketin temel itirazının işyerinin tekliği ve bütünlüğüne ilişkin olduğunu, işyerinin amaç - hukuki - yönetimde birlik çerçevesinde tekliği ve birliğine yönelik itirazlarının işkolu itirazı anlamına gelmediğini, uygulamada SGK'nın asıl ... - yardımcı ... ya da işyerine bağlı yer ayrımı yapmaksızın özellikle fiziki olarak ayrı yerler için işverenleri ayrı bildirim yapmaya zorladığını ve bu yerler için ayrı ayrı tescil yapıldığını, her bir yer için işverenin, ayrı faaliyet konusu bildirmek zorunda bırakıldığından ayrı işyerleri olarak tescil edildiğini, müvekkili Şirketin kayıtlı 37 adet biriminin amaçta birlik, yönetimde birlik ve hukuki birlik kriterlerine göre ... bir işyeri olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin de bu bütünlüğe işaret ederek hesabın yapılması gerektiğini dile getirdiğini, müvekkili Şirketin, piliç eti üretimi için ihtiyaç duyduğu etlik piliçleri (broiler) kendisinin ürettiğini, damızlık çiftliklerinin, yem fabrikalarının, kuluçkahanelerin hepsinin ... bir teknik amaca hizmet ettiğini, onun da piliç eti ve piliç etinden imal edilen ileri işlem ürünleri olduğunu, müvekkili Şirketin tavuk çiftliklerinde yetiştirilen canlı tavukların, civcivlerin piyasada başka bir şirkete satılmadığını, asıl mal ve hizmetin canlı hayvan satışı veya kuluçkalık yumurta satışı olmadığını, üretimin nihai amacının sofraya sunulacak gıdanın yani piliç etinin üretimi olup tüm birimlerin koordineli ve nihai amaca yönelik ... elden yönetildiğini, müvekkili Şirketin, Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen 37 birimini Sendikanın bilmediği ve örgütlenemeyeceği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesini zedeleyeceği kanaatlerinin hatalı olduğunu, davalı Sendikanın ve davalı Bakanlığın müvekkili Şirketin evvelce Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen birimlerinden haberdar olmadığını iddia edemeyeceğini, 37 birimi bilmesine rağmen kolaya kaçarak işyerinin tekliği ve bütünlüğünü gözetmeden örgütlenen Sendikanın, diğer davalı Bakanlığın hatalı vermiş olduğu yetki belgesinin iptalinden sonra müvekkili Şirkete kötüniyetli damgası vurmasını kabul etmediklerini, davalı Sendikanın çoğunluğu sağlayamadığının ortada olduğunu, dolayısıyla davalı Bakanlığın işleminin iptalinin isabetli olduğunu, müvekkiline ait işyerlerine dair verilen işkolu tespit kararının iptaline ilişkin ... 2. ... Mahkemesinin 2022/5 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasının usuli gereklilik olduğunu, Prof. Dr. H. H. S. ile Prof. Dr. M. A'nın bilimsel uzman görüşünün bilirkişiye ulaştırılmasına rağmen bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, nitekim uzman görüşünün, ... insan kaynakları uzmanı tarafından sunulan bilirkişi raporu ile çelişki içerisinde olduğunu, ortada ... bir işyeri ve ona bağlı yer mi, birden fazla işyeri mi olduğu, birden fazla işyeri mevcut ise bunun toplu ... hukuku anlamında aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu, eğer işletme söz konusu ise bunun merkezinin neresi olduğu ortaya konulduktan sonra iptali istenen yetki tespiti hakkında değerlendirme yapılması gerektiğini, Yargıtay kararları uyarınca üçlü bir bilirkişi heyeti oluşturularak keşif yapılması ve rapor hazırlanması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Anayasa'nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6356 sayılı Kanun’un "İşkolunun tespiti" kenar başlıklı 5 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
6. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına dair madde gerekçesi de şöyledir:
“... İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir. ...”
7. İşletme niteliği ile işyerinin niteliği ve kapsamına yönelik itirazlar çerçevesinde, yetki başvuru tarihi itibarıyla, yetki tespitine esas alınan işyerlerinden farklı işkollarında yer alan birim/işyerlerinin de yetki tespitinde dikkate alınması gerektiğine ilişkin itirazlar bakımından Daire yerleşik uygulamasına dair hukuki esasların açıklandığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.....2023 tarihli ve 2023/10493 Esas, 2023/8510 Karar sayılı ilâmının ilgili kısımları şöyledir:
"...
4. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılamayacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Aynı hükmün madde gerekçesinde de bu düzenleme ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatmasının önlenilmesinin istendiği belirtilmiştir. Bu itibarla işkolu tespit talebi ve işkolu itirazları mevcut yetki uyuşmazlığında dikkate alınamayacaktır.
5. İnceleme konusu davada, işverenin, farklı işkolunda yer alan işyerinin de yetki tespitinde nazara alınması gerektiği iddiası, esas itibarıyla itiraz konusu işyeri bakımından işkolu itirazı niteliğindedir. Yukarıda belirtilen açık düzenleme gereği, bu itiraz mevcut yetki uyuşmazlığında ileri sürülemez ve bu konuda bir işkolu tespit kararı verilse dahi ancak bir sonraki dönem için geçerli olabilir.
6. Diğer taraftan, hukuk devleti kavramı çerçevesinde hukuki belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri nazara alındığında, uyuşmazlığın yetki tespiti için başvuru tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği de tartışmasız olup bu anlamda olmak üzere başvuru tarihi itibarıyla farklı işkollarında yer alan birim yahut işyerlerinin ... bir işyeri yahut işletme niteliğinde kabul edilmesi mümkün değildir. Nitekim işçi sendikasının, Bakanlık kayıtlarına güvenerek örgütlenme faaliyetini yürüttüğü ve çoğunluk tespitine dair talepte bulunduğu gözetildiğinde, yetki tespit başvuru tarihinden sonra ileri sürülen işkolu itirazının dikkate alınması yukarıda belirtilen ilkelere aykırılık teşkil edecektir. Bu itibarla davacı işverenin farklı işkolunda yer alan ... sicil numaralı işyerinin de yetki tespitinin kapsamına dâhil edilmesi gerektiğine dair itirazı dikkate alınamayacaktır.
..."
8. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu yetki tespit kararı ile ... tarafından işletme toplu ... sözleşmesi yetkisi kapsamında Sendikanın yüzde kırk çoğunluğu sağladığının belirlenmesine karşın, Bölge Adliye Mahkemesi kararında "...davacı işverene ait olan 02 nolu gıda işkolunda yer alan dört işyerinden oluşan işletmede sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir..." açıklamasına yer verilmiş ise de; bu husus sonuca etkili olmadığından maddi yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
3. Dava dilekçesinde yetki tespitine konu birimler ile itiraz konusu birimler bağımsız işyerleri ve bir toplu ... sözleşmesi ünitesi olan işletme olarak nitelendirilip yüzde kırk çoğunluğun sağlanamadığı iddiasının ileri sürülmesine göre, temyiz dilekçesinde yetki tespitine konu birimler ile itiraz konusu birimlerin ... bir işyeri niteliğinde olduğu iddiasının ileri sürülmesi; temelinde 4721 sayılı Medeni Kanun'un 2 nci maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı bulunan önceki eylemiyle çelişkili davranma yasağına aykırı olduğundan, Mahkemece yüzde kırk çoğunluğun sağlanması gerektiği kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetlidir.
4. Diğer taraftan ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere, tespit konusu işyerlerinden farklı işkolunda yer aldığı anlaşılan itiraz konusu işyerlerinin yetki tespitinde dikkate alınması mümkün olmadığından, bu itiraz dikkate alınmaksızın sonuca gidilmesi de yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.