Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14615 E. 2023/19281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ödenen dul aylığının belirlenmesinde, davalı şirketin ilave emeklilik politikası gereğince emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılıp yapılmayacağı ve bu bağlamda davacıya ödenmesi gereken fark dul aylığı alacağının olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ödenen dul aylığının belirlenmesinde dayanak alınan emekli aylığına, davalı şirketin diğer emekli çalışanlarına uyguladığı zam oranlarının aynı şekilde uygulanıp uygulanmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı ve eşitlik ilkesi yönünden incelemenin yetersiz olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/54 E., 2023/789 K.

DAVA TARİHİ : 28.11.2018

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/616 E., 2020/77 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eşi Sohbet Ünal'ın davalı işveren nezdinde uzun yıllar çalışması sonrasında emekliliğe hak kazandığını, davalı işvereninin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere emeklilik aylığı bağlandığını, davacının eşinin 13.05.2014 tarihinde vefat etmesi üzerine 01.07.1974 tarihli Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi' nde (01.07.1974 tarihli Talimatname) kararlaştırılan emeklilik "Dul ve Yetim Tahsisatı" almaya hak kazandığını, ancak dul eşe bağlanacak ek emeklilik aylığının belirlenmesinde eşinin ölüm tarihinde almakta olduğu ücretin belirleyici olduğunu, 01.07.1974 tarihli Talimatname ile 28.03.1983 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi'nden (28.03.1983 tarihli Talimatname) anlaşılacağı üzere emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik aylığı ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile emeklilik aylığının hesaplama usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, aynı durumun muris işçiye verilen muvafakatnamede de yer aldığını, davacının murisi ile aynı konumda olan Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. gibi işçilere bu taahhüdün verildiğini, bu durumun işyeri şartı hâline geldiğini ve Şirket politikası olduğunu, davalı işverenin işyeri şartı hâline geldiği üzere her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiğini, davacının murisinin emekli aylığına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 6 ncı maddesinde hizmet sunucusunun temel yükümlülükleri, ekonomik varsayımların kapsamı ve enflasyon oranının diğer değişkenlerinin bir sonucu olduğunu, aktüerin bu veriyi seçebileceğinin yer aldığını, BP Petrolleri AŞ'nin emeklilik programında da enflasyon oranının esas alınması gerektiğinin yer aldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin benzer bir uyuşmazlığa ait 11.01.2005 tarihli ve 2004/33577 Esas, 2005/470 Karar sayılı ilâmının olduğunu, Mersin 2. İş Mahkemesinin 31.03.2017 tarihli ve 2014/637 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararına davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/1776 Esas, 2017/2086 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiğini iddia ederek davacının eşi Sohbet Ünal'ın emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılması ile ödenmesi lazım gelen emekli aylıklarının belirlenmesi ile vefat tarihinde alması gereken ve müvekkiline bağlanması gereken aylığın müvekkilinin dul aylığı almaya hak kazandığı tarihten itibaren başlanarak tespiti ile davacıya eksik ödenen dul aylığı tutarlarının da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının murisinin tüm emeklilik hakları ödenerek emekliye ayrıldığını, ihtirazı kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 28.03.1983 tarihli Talimatname'nin 7 nci maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma ilâmlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının murisinin tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin yasal bir zorunluluktan doğmadığını, aylıkların herkes için aynı oranda arttırıldığını, davacının murisinin yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının eşinin davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, ancak yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak hesaplama yapılan dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince sehven kısa kararda yazılmamasından ötürü müvekkili ...'ın eşinin ölümü dolayısıyla dul aylığı aldığından bahsedilmeksizin tespit hükmü kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca kurulan hükmün bir kısmının eşinin yaşadığı döneme ilişkin olması sebebiyle müvekkilinin alması gereken dul aylığı tahsisatı hususunun net şekilde ifade edilmediğini, taleplerinin yalnızca müvekkilinin alması gereken dul tahsisatına ilişkin olduğunu, gerekçeli kararda çelişkiler ve hatalar bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması, gerekçe ve hüküm kısmında yer alan çelişkililer ve belirsizlikler düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; dava konusu edilen alacak ücret ödemesi olmadığından 1 yıllık zamanaşımına tâbi olup kabul anlamına gelmemek üzere, 1 yıllık zamanaşımı süresi nazara alınmadan verilen hükmün hukuka uygun olmadığını, Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olduğunu ve bu hükmü karşılar yeterlikte bir karar olmadığını, gerek somut dosyada gerekse diğer emsal davalarda mahkemelerin itirazlarını ve davanın hukuki temelini incelemediğini, alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmasının kanuna aykırı olup temerrüt oluşmadığı için faiz uygulanamayacağını, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden bu alacak için faiz işletilmesinin de yasal olmadığını, Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, iştiraksiz emeklilik siseminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların işveren lehine olarak ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında emsal alınması mümkün olmayan kararlar olup kesinleşmediklerini, davacının murisinin tüm haklarını alarak müvekkili Şirketten ayrıldığını ve ayrılırken ibra etmiş olmakla artık hiç bir ad altında talep hakkının kalmadığını, davacı tarafın 14 yıldır ek emekli aylığı almakta ve buna itiraz etmemekte olduğunu, bunun zımni bir muvafakat anlamına geldiğini ve bu nedenle de davacının murisinin artış farkı talep hakkının bulunmadığını, davacının eşine herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi talimatnamede de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, savunma hakkı gereği bildirdikleri deliller değerlendirilmeksizin adil yargılama hakkı ihlal edilmek suretiyle hüküm kurulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının murisinin erken emeklilik ödeneği aldığı 3 yıllık sabit ödeme döneminde (2004-2006 yılları) dahi enflasyon artışı uygulayarak dava değerini ıslah etmesinin hukuka uygun olmadığını, söz konusu yıllar için davacının murisine ödenen emekli aylığı olmadığını, erken emeklilik ödemesi olduğunu ve bu yıllar için sabit ödeneceğinin dosyadaki İşten Ayrılma Belgesinde de belirtildiğini, sabit yıllık ödeme yapılan bu döneme dahi artış uygulayarak yapılan hesaplamanın ve bu doğrultudaki ıslah dilekçesinin hukuka uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin davalıya ait işyerinden 26.08.2004 tarihinde emekli olarak ayrıldığı, 13.05.2014 tarihinde ise vefat ettiği ve 1983 tarihli Talimatname'nin "Dul ve Yetim Tahsisatı" başlıklı IV. Kısmının 1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince tahsisatın %50'si oranında sağ kalan eşe (davacıya) dul aylığı bağlanacağının düzenlendiği, işveren tarafından, dosyada mübrez Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da dul aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı ilâmı), davalı tarafça murisin işten ayrılma belgesinde belirtildiği üzere 2004-2006 tarihlerindeki ödemenin sabit erken emeklilik ödemesi olması nedeniyle bu dönemde, zam oranının uygulanmaması gerektiği yönündeki istinaf nedenine dayanılmış ise de işverence emeklilik tarihleri farklı dava dışı işçiler yönünden de olsa, 2003 tarihinden itibaren uygulanan zam oranını gösterir belge sunulması dikkate alındığında işverenin çelişkili eylemi ve eşit işlem borcu ilkesi nedeniyle bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı, aynı işveren hakkındaki Yargıtay tarafından onanan dosyalarda da işçilerin emekli olduğu tarihten itibaren enflasyon oranında zam yapılarak hesaplama yapıldığının anlaşıldığı; ancak davacı tarafça, dava konusu alacağın murisin vefatından kaynaklanması nedeniyle emekli aylığı yerine dul aylığı olarak belirtilmesi gerektiği ile dava ve ıslah dilekçesinde davacının dul aylığı aldığı döneme ilişkin talepte bulunulmasına rağmen bu talebin aşılarak murisin emekli aylığı aldığı dönem için de hüküm kurulmasının hatalı olduğu yönündeki istinaf talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara benzer gerekçelere ilaveten Bölge Adliye Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, istinaf başvurusu hakkında yeterli inceleme yapılmadığını belirterek Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.03.2023 tarihli ve 2023/1505 Esas, 2023/4407 Karar; 2023/1506 Esas 2023/4408 Karar; 2023/1507 Esas 2023/4409 Karar; 2023/1508 Esas, 2023/4410 Karar sayılı bozma ilâmları doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıya ödenen dul aylığının belirlenmesinde davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının dul aylığının esas alınacak emekli aylığının tespiti ile davacının fark alacağının bulunup bulunmadığına ve varsa alacağa yürütülmesi gereken faiz başlangıç tarihine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi, Yönetmelik'in 1 vd. maddeleri.

3. Dairemizin 27.03.2023 tarihli ve 2023/1505 Esas, 2023/4407 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile ileri sürülen temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacının murisi davalı nezdinde 26.08.2004 tarihine kadar çalışmış olup davalı nezdinde emekli olduktan sonra davalı Şirketin iç düzenlemesi mahiyetinde olan 01.07.1974 tarihli Talimatname ile 28.03.1983 tarihli Talimatname gereğince, sosyal güvenlik mevzuatı dışında ilave emekli aylığına hak kazanmıştır. Murisin 13.05.2014 tarihine vefat etmesi üzerine belirtilen Talimatnameler kapsamında murisin eşi olan davacıya murisin emeklilik aylığının %50'si ödenmeye devam edilmiştir. Davacı taraf murisin emeklilik aylığına yapılması taahhüt edilen enflasyon oranında zammın yapılmadığını, bu sebeple davacıya bağlanan dul aylığının da eksik olduğunu ileri sürerek fark ücret alacağı talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmede, davacının murisi ile aynı konumda olan dava dışı işçilere yönelik taahhütler de gerekçeye konu edilmek suretiyle davalının eşit işlem borcuna riayet etmediği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.

3. Ne var ki İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki fark ücret alacağı kabulüne dayanak gösterilen emsal işçilerin davacının murisi ile aynı nitelik ve konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Talimatname gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.

4. Şu hâlde yapılması gereken iş, İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesine dayanak yapılan, dava dışı işçiler Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtların getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmesidir.

5. Her ne kadar Dairemizce daha önce incelenen bir kısım dosyada, benzer gerekçe ile verilen kararlar onanmış ise de davanın hukuki sebebinin eşitlik ilkesine dayandığı anlaşılmaktadır. Somut dosyaya ilişkin temyiz incelemesinde; eşitlik ilkesi yönünden yapılan araştırmanın yetersiz olduğu görülmekle hükmün yukarıda yazılı sebepten bozulması gerektiği kanaatine varılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.