"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2020/152 E., 2022/18 K.
İHBAR OLUNAN : A Dan Z Ye Peyzaj Temizlik Otomasyon Özel Sağlık Hizmetleri
DAVA TARİHİ : 24.12.2013
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden, davacı ...’ın 2001 yılında, diğer müvekkili ...'ın ise 2007 yılında, ... ili Kumluca İlçesi Ziya Gökalp İlköğretim Okulu yatılı pansiyonda temizlik işçisi olarak işe başladıklarını, davalı İdare tarafından 2013 yılı Ağustos ayında müvekkillerinin işine sebepsiz ve bildirimsiz son verildiğini ancak tazminatlarının davalı işveren tarafından ödenmediğini, müvekkillerinin davalı işyerinde fazla çalışma kavramı olmadan gece yarılarına kadar, hafta sonları, resmî tatillerde ve bayram tatillerinde dahi ara vermeksizin çalışmalarına rağmen fazla çalışma ücretlerinin de ödenmediğini, ayrıca müvekkillerin son çalıştıkları ayın 28 günlük ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürerek her bir müvekkili adına ayrı ayrı kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların müvekkili Kurum çalışanı olmadıklarını, ihale sözleşmesi imzalanan temizlik Şirketi nezdinde çalıştıklarını, müvekkili Kurum'un ihale makamı olduğunu ve taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, okulların temmuz ve ağustos aylarında kapalı olması nedeniyle hizmet alım sözleşmelerinin 10 ay süre ile yapıldığını, eylül ayında tekrar ihaleye çıkıldığını, diğer işçilerin eylül ayında göreve başladıklarını ancak davacıların başka bir işyerinde çalışmaya başladığının anlaşıldığını, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2015 tarihli ve 2013/648 Esas, 2015/159 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamı uyarınca davacıların kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarına hak kazandıklarının anlaşıldığı, feshin kötüniyetle yapıldığının davacılar tarafından ispatlanamaması karşısında kötüniyet tazminatı yönünden talebin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 01.04.2019 tarihli ve 2 2017/9129 Esas, 2019/7351 Karar sayılı ilâmı ile davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı, davacıların taleplerinin ... sözleşmesine dayalı olup her bir işçinin ayrı ayrı ... sözleşmesiyle farklı süre ve koşullarda çalıştığının anlaşılmasına göre Mahkemece, davaların birlikte görülerek sonuçlandırılmasının yerinde olmadığı, tefrik kararı verilerek her bir davacı işçi için yargılamaya ayrı ayrı devam edilerek sonuca gidilmesi gerektiği, davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğu belirtilmesine rağmen, hükmün (4) numaralı bendinde davacının yatırdığı peşin harç ve ıslah harcının yargılama gideri içine katılarak davalı Bakanlığa harç yükletilmesinin hatalı olduğu, hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesinin de hatalı olduğu, kabule göre de; davacılar vekilinin dava dilekçelerinde, çalışma saatlerini belirtmeksizin genel ifadeler ile fazla çalışma ücreti talep ettiği, dinlenen davacı tanıklarının da yine çalışma saatlerine ilişkin bilgi vermeksizin, “... varsa, saate bağlı olmaksızın çalıştıkları” gibi genel açıklamalarda bulundukları, buna göre davacı iddiası ve davacı tanıklarının beyanlarının fazla çalışma ücretini hesaplamaya elverişli ve yeterli olmadığının anlaşılmasına göre Mahkemece bilirkişinin tamamen varsayıma dayalı olarak yaptığı hesaba itibarla fazla çalışma alacağının hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu, fazla çalışma ücreti talebinin reddedilmesi gerektiği, ayrıca dava kısmi dava olarak açılmış olup ıslah ile artırılan fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarında, dava dilekçesiyle istenen miktarlar bakımından dava, ıslah ile artırılan miktarlar için ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerine alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de hatalı olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.09.2019 tarihli ve 2019/176 Esas, 2019/278 Karar sayılı kararı ile; davacı ... yönünden bozma ilâmı dikkate alınarak diğer davacı ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilerek eldeki davada davacı ... yönünden yargılamaya devam edilerek toplanan deliller doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 27.02.2020 tarihli ve 2020/532 Esas, 2020/3260 Karar sayılı ilâmı ile; bozma öncesi Mahkemece davacı ... yönünden Haziran ayının 14 günlük ücreti olan 384,70 TL hüküm altına alındığı, ihbar olunan A’dan Z’ye Şirketi tarafından ücret alacağının ödendiğine ilişkin bozma öncesinde onaysız banka dekontu suretinin ibraz edildiği, bozma ile önceki hüküm tamamen ortadan kalktığından dava konusu edilen alacakların tamamı hakkında 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine uygun şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği, Mahkemece bozma sonrası kararda ücret alacağı hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu, ihbar olunan A’dan Z’ye Şirketi tarafından ücret alacağının ödendiğine ilişkin bozma öncesinde sunulan banka dekontu sureti değerlendirilerek gerekirse bankadan ödeme olup olmadığına dair bilgi ve belge istenerek ücret alacağı hakkında sonuca gidilmesi ve bozma konusu olsun veya olmasın dava konusu edilen tüm alacak kalemleri hakkında hüküm kurulması gerektiği, hüküm altına alınmış olan her üç alacak kaleminin de net miktarlar olmasına rağmen bu miktarın net olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesinin hatalı olduğu, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine yürütülen faizlerin başlangıç tarihleri bakımından hükmüne uyulan Dairemizin 2017/9129 Esas sayılı bozma ilâmından açıkça dava ve ıslah tarihine göre faiz yürütülmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen bu alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de kabule göre hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya sunulan 10.07.2013 işlem tarihli dekonttan alıcı adı davacı adı olan ve açıklamasında 2013 haziran ücret ödemesi yazılı olan 348,70 TL ödeme yapılan dekont sureti değerlendirilerek davacıya dava tarihinden önce ücretlerinin ödendiğinin anlaşıldığı, hükme esas alınan 20.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların net tutarlara ilişkin olduğu, ihbar tazminatı yönünden davacının ıslah talebi olmadığının anlaşıldığı, yıllık izin ücreti alacağı yönünden dava ve ıslah tarihleri esas alınarak faiz işletildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, tanık beyanları ile müvekkilinin çalışma saatlerinin net bir şekilde ifade edildiği, tanık beyanları doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken fazla çalışma ücreti alacağı isteminin reddedilmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin fazla çalışma kavramı olmadan özveri ile işini yapmasına rağmen işveren tarafından sebepsiz olarak işine son verilmiş olması karşısında feshin kötüniyetli olduğunun açık olduğu, buna rağmen kötüniyet tazminatı isteminin reddedilmesinin hatalı olduğu, ücret alacağı yönünden ise Mahkemece dosyaya sunulan dekontun doğruluğu hususunda bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu nedenlerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili, davanın müvekkili yönünden husumetten reddedilmesi gerektiği, davacının müvekkili Kurum tarafından işten çıkartılmadığını, davacının başka bir okulda çalışmaya başlaması nedeniyle işe devam etmediğini, mevsimlik işçi olarak çalışmış olan davacının yıllık izin ücretine hak kazanamayacağı, hüküm altına alınan alacaklardan davacının son çalıştığı Şirketin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği, ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmediğini ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı belirlendiği nedenlerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret alacağı ile fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı, hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açıp açmayacağı ve faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 ve 41 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.