"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/971 E., 2023/1124 K.
DAVA TARİHİ : 28.03.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 15. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/321 E., 2022/569 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde kılavuz kaptan olarak 854 sayılı Deniz ... Kanunu'na tâbi işçi olarak çalışmaya ve limanlarda ... ve yabancı bayraklı gemilere ilişkin kılavuzluk hizmetini ifa etmeye başladığını, davalı tarafından davacıdan işe giriş esnasında işe giriş şartı olarak teminat senedi niteliğinde bir senedin imzalanmasının istendiğini, esasen işe giriş gayesiyle ve işe alınmama korkusundan ileri gelen bir baskı nedeni ile salt ad-soyad-tarih ve imza bölümlerini doldurarak imzaladığı teminat senedini davalıya teslim ettiğini, davalıya göndermiş olduğu ihtarname ile ... sözleşmesini sonlandırdığını bildirdiğini ve teminat senedinin iade edilmesini talep ettiğini, davalının da davacının istifası akabinde teminat amaçlı olarak senedi iade etmeyip davacı tarafından boş bırakılan özellikle bedel ve ödeme tarihi kısımlarını davacının rızası hilafına doldurarak davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığını, işbu teminat senedinin davacı tarafından esasen işe girme gayesiyle ve aksi durumda işe alınmayacağı belirtildiğinden baskı altında imzalandığını ve hatta davacının işbu senedin kendisine karşı kullanılmayacağı belirtildiğinden senet bedeli ve ödeme tarihi gibi önemli bilgileri dahi doldurmadan senedi davalıya teslim ettiğini; ancak istifanın akabinde bu senedin kendisine verilmeyerek icra takibine konu edilmesi üzerine işbu davanın açılmasının zorunlu hâle geldiğini, teminat senedindeki bedelin davalının kılavuz kaptanlar ile imzaladığı ... sözleşmesinde yer alan cezai şart tutarı ile aynı olduğunu, fahiş tutardaki cezai şarta ilişkin işçiye baskı ile tarihsiz senet imza ettirildiğini ve buna dayanılarak da işçinin istifasını takiben ihtiyati haciz uygulanarak tüm mal varlıklarına karşı işlem yapıldığını, kötüniyetle işçiye zarar vermek için cebri icra yoluna başvurulduğunu belirterek icra dosyasına konu edilen 110.000,00 USD bedelli senedin teminat senedi vasfında olduğuna, davalının davacıdan kanuni bir alacağının olmaması nedeniyle davacının takip konusuna ilişkin icra takibine konu senetten ve icra dosyasından borçlu olmadığının tespitine, menfi tespit nedeniyle davacı hakkındaki icra dosyasındaki takibin iptaline, davalının icra takibinde davacıyı kötüniyetli ve dayanaksız olarak taraf göstermiş olması sebebiyle %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu senedin teminat senedi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bununla birlikte davacının teminat senedi iddiasını dava dilekçesinde taraflar arasındaki ... sözleşmesinde yer alan cezai şarta dayandırdığını (madde 5.11) ve senedin buna ilişkin olarak tanzim edildiğini ikrar ettiğini, davacının hiçbir iddiasının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile cezai şartı ödemek için verilmiş bir senedin teminat için değil ifa için verilen senet olduğunu, hizmet sözleşmesinin 5.11. maddesi ise taraflar arasında 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 444, 447 ve devamı maddeleri kapsamında hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin rekabet yasağı niteliğindeki anlaşmayı ihtiva etmekte olup davacının dilekçesinin başında izah edilen olaylar çerçevesinde bu anlaşmayı açıkça ihlal ettiğini, bu doğrultuda 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nun göreve ilişkin amir hükümleri ve yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, kılavuzluk hizmeti veren şirketlerin bu hizmeti verebilmek için kılavuz kaptanlara muhtaç olduğundan kılavuz kaptanların şartlarını ve standartlarını kendileri belirledikleri şekilde, son derece yüksek ücretlerle ve yüksek imtiyazlara sahip olarak ... sözleşmeleri akdettiklerini, davacının müvekkili Şirket ile hür iradesiyle hizmet sözleşmesini akdettiğini, ücrete ek olarak da yılda iki tam aylık ücret tutarında ikramiye aldığını, başta eğitim düzeyi olmak üzere birçok niteliğe sahip olan bir kılavuz kaptana, kendisini işe almama tehdidi ve baskı ile senet imzalatıldığı yönündeki iddiaların maddi gerçeği yansıtmadığını ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından 31.12.2018 tarihli Resmî Gazete'de Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) yayımlandığını ve römorkörlük hizmetlerinin farklı lisans tiplerine (A, B ve C) bağlandığını, bahsi geçen Yönetmelik'in 8 inci maddesi ile A sınıfı kılavuzluk faaliyet lisansı almak isteyen şirketler bakımından; kılavuz kaptan yeterlik belgesine sahip en az 24 kılavuz kaptan istihdam etme, B sınıfı kılavuzluk faaliyet lisansı almak isteyen şirketler bakımından, kılavuz kaptan yeterlik belgesine sahip en az 8 kılavuz kaptan istihdam etme zorunluluğu getirildiğini, müvekkili Şirketin de yeni Yönetmelik doğrultusunda, uzun yıllar gerçekleştirdiği kılavuzluk faaliyetinin icrası ve bu doğrultuda faaliyet lisans belgesinin temini amacıyla istihdam etmekte olduğu 32 kılavuz kaptanın bordrolarıyla birlikte 13.02.2019 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, ancak davacının da içinde bulunduğu 32 kılavuz kaptanın, müvekkili Şirket tarafından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğüne yapılan başvuru ile aynı tarihte, hiçbir gerekçe göstermeksizin toplu olarak istifa ettiklerini, bu istifaların akabinde de müvekkili Şirket ile aynı hizmet bölgesinde (...) kılavuzluk faaliyeti gerçekleştiren Deniz Kılavuzluk A.Ş.'ye geçtiklerini, buna ek olarak davacı da dâhil olmak üzere ilgili kılavuz kaptanların istifa amacıyla gönderdikleri tüm ihtarnamelerin her birinin ortak bir iradenin ürünü olarak aynı içerikte kaleme alındığı ve istifa için hiçbir gerekçe içermediğini, davacının da içinde bulunduğu bu toplu istifa hareketi nedeniyle müvekkili Şirket nezdinde yeterli kılavuz kaptan sayısının sağlanamadığını ve müvekkili Şirketin başvurusunun reddedildiğini, kılavuzluk için hizmet faaliyeti lisansı alamadığını savunarak görev itirazının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesine ve dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine, davacı aleyhine senet miktarının % 20'sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalısı aynı olan ve aynı konudaki Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/7578 Esas sayılı seri ilamları nazara alınarak, aynı konuda olan işbu dosyada da taraflar arasında 6098 sayılı Kanun'un 444 ncü ve devamı maddelerine uygun rekabet yasağı sözleşmesi yapıldığı ve davacı işçinin ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra aynı il sınırlarında aynı alanda iştigal eden rakip işyerinde işe başladığı bu şekilde rekabet yasağına aykırı davrandığı ve davacının cezai şart miktarı olarak düzenlenen senet uyarınca borçlu olduğu gerekçesiyle kararlaştırılan cezai şarttan %70 indirim yapılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; rekabet yasağı sözleşmesi ve cezai şart hükmünün 6098 sayılı Kanun'da aranan şartları taşımadığı için geçersiz olduğunu, cezai şartın müvekkili aleyhine ... taraflı olarak düzenlendiği için de geçersiz olduğunu, rekabet yasağı geçerli kabul edilse bile müvekkili tarafından rekabet yasağının ihlal edilmediğini, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin tamamen müvekkili çalışan aleyhine hükmedilmesinin çelişkili olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanlığının emsal dosyalarda verdiği karar doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapıldığı, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarının uygulanması, ve uyuşmazlık konusu hususların gerekçelendirilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şarta ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Kanun'un 180, 182, 396, 420, 444, 445, 446 ve 447 nci maddeleri.
3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi ile 170 inci maddesinin (b) bendi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.