Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15078 E. 2023/19291 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye, bayram yardımı, yakacak yardımı ve yemek bedeli alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, davalı kurumun asıl işveren sıfatıyla bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı, alacaklara uygulanacak faizin oranı ve başlangıç tarihi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinde yemek yardımı alacağının Yüksek Hakem Kurulu karar tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken, mahkemece daha önceki bir tarihten itibaren hesaplanması ve davalı kurumun harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1490 E., 2023/2618 K.

DAVA TARİHİ : 20.09.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 53. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/1268 E., 2023/24 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti., BSK Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve Denk Yol İnşaat Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (davalı Şirketler) oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu Türkiye Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının Sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, Sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirketler vekili; müvekkili Şirketlerin merkezi Diyarbakır’da olduğundan yetkili mahkemenin Diyarbakır iş mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığını, davacının Sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı İdare ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacının Sendika üyesi olduğu dikkate alındığında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile yürürlüğe konulan davalı Şirketler ile Yol-İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesine göre işçilik alacaklarına hak kazandığı, davalıların da ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, arabuluculuk süreci dikkate alınarak hesaplamaların yapıldığı ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davaların seri dava olduğu hususu gözetilmeksizin davacı lehine fazla vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı vekilinin dosyaların farklı tarihlerde karara çıkmalarını sağlamak amacıyla farklı tarihlerde ıslah talebinde bulunduğunu, böylece seri dosyaların 10 dosyanın altına indirilerek karara bağlandığını, davacının hakkını kötüye kullandığını, davacının Sendika üyeliğine ilişkin davalı Kuruma herhangi bir bildirim yapılmadığından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi uyarınca davalı Kurumun işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığını, Yüksek Hakem Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin 26 ncı maddesi uyarınca yemek yardımı alacağının karar tarihinden itibaren hüküm altına alınması gerekirken yürürlük süresinin başlangıcından itibaren hesaplanıp hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, ücret farkı alacağı ile buna bağlı olarak ilave tediye farkı alacağının hatalı hesaplandığını, ihale konusu iş dikkate alındığında davalı Kurumun ihale makamı olduğunu ve bu yöndeki emsal kararlar dikkate alınmaksızın işçilik alacaklarından asıl işveren sıfatıyla davalı Kurumun sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, dava kısmi dava olarak açılmasına rağmen dava ve ıslah tarihinden değil de arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren alacaklara faiz uygulanmasının hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının talebinin davalı alt işverenler ile ilgili Sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olması sebebiyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazandığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından asıl işveren olan davalı ... Müdürlüğünün sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, hüküm altına alınan alacaklara işletilen faizin başlangıç tarihinin isabetli olduğu; diğer yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 22 nci maddesi dikkate alındığında davalı tarafça tüm seri dosyaların duruşmalarının aynı mahkemede, aynı gün yapıldığı ve aynı gün karara çıkarıldığı hususu ispat edilemediğinden davacı taraf lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı, ikramiye alacağı, bayram yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı ve yemek bedeli alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, davalı ... ile davalı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak nitelenip nitelenemeyeceği ile davalı ... Müdürlüğünün bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı, alacaklara uygulanması gereken faizin oranı, başlangıç tarihi, davalı aleyhine harca hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un ikinci maddesinin yedinci fıkrası, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu' nun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yemek yardımı alacağı hesabının açıklığa kavuşturulması gereklidir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yemek yardımı alacağı 01.12.2018 tarihinden itibaren hesaplanmıştır. Oysa 12.09.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin 26 ncı maddesinin yemek yardımına ilişkin kısmında aynen, "İhale sözleşmesi veya eki şartnamede ayni veya nakdi yemek yardımı öngörülmediği takdirde, işyerinde çalışan işçilere fiilen çalışılan günler için bir öğün yemek verilir. Yemek verilmediği takdirde karar tarihinden itibaren fiilen çalışılan günler için 5.-(beş)TL/gün tutarında yemek bedeli ödenir." düzenlemesi mevcuttur. Buna göre işyerinde yemek verilmediğinde, davacıya ödenecek yemek bedelinin Yüksek Hakem Kurulu karar tarihi olan 12.09.2019 tarihinden itibaren belirlenmesi gereklidir. Belirtilen husus gözetilmeden yemek bedelinin 01.12.2018 tarihinden itibaren hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Diğer yandan 492 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin (j) bendinde, genel bütçeye dâhil idarelerin bu Kanun'un (1) ve (3) sayılı Tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olacağı belirtilmiştir. Davalı ... harçtan muaf olmasına rağmen bu husus dikkate alınmaksızın davalı Kurum aleyhine harca hükmedilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

5. Ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmında, birden fazla davalı olmasına rağmen yargılama gideri (arabuluculuk gideri dahil) ve vekâlet ücreti hususlarında davacı ve hazine lehine hükmedilen miktarların "davalılardan tahsiline" karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak mahiyette "davalıdan" tahsiline karar verilmesi de yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.