"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/55 E., 2021/114 K.
DAVA TARİHİ : 29.05.2012
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/3797 Esas, 2014/8702 Karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına karşı direnilmiş; direnme kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.11.2020 tarihli ve 2015/(22)9-2356 Esas, 2020/864 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının usulden bozulmasına ve bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece, daha önce direnilmesine karar verilen Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/3797 Esas, 2014/8702 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.04.2013 tarihli ve 2012/218 Esas, 2013/196 Karar sayılı kararıyla; ihale süresinin sona ermesi sebebi ile ... sözleşmesinin feshedildiği, davacının ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazandığı gerekçesiyle ihbar tazminatı yönünden davanın kısmen kabulüne, kıdem tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/3797 Esas, 2014/8702 Karar sayılı kararıyla; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 02.10.2014 tarihli ve 2014/574 Esas, 2014/467 Karar sayılı kararı ile davacı işçinin hizmet süresinin ve ücretinin ihtilaflı olması nedeniyle alacağının dava tarihi itibarıyla değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği, çalıştığı süre ve aldığı ücret yönünden bilgisinin olduğu kabul edilse dahi tüm kayıtlar işverenin kontrolünde olduğundan bu hususları ispat edebilmesi yönünden tam bir belirsizliğin bulunduğu, davalı işverence tüm kayıtların sunulması ve delillerin toplanmasından sonra hizmet süresi ve ücret miktarının belirlenebileceği, bu durumun ancak yargılama sonunda ortaya çıkacağı gerekçesiyle bozma ilâmına direnilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.11.2020 tarihli ve 2015/(22)9-2356 Esas, 2020/864 Karar sayılı kararı ile; davacı dava açarken nispi peşin harç yatırmayıp sadece maktu harç yatırdığından mahkemece harç eksikliğinin tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin açıklanan usuli nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce direnilmesine karar verilen Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/3797 Esas, 2014/8702 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkeme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından usulden bozulduğunu, daha önce verilen direnme kararından rücu ederek aksi yönde yeni bir karar verilmesinin mümkün olmadığını ve temyiz dilekçesindeki diğer sebepleri belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca usul yönünden bozulmasından sonra Mahkemece direnme kararından dönülerek Özel Dairenin bozma kararına uyulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 ve 429 uncu maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6100 sayılı Kanun' un 294 ve 297 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece verilen kısmen kabul kararı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/3797 Esas, 2014/8702 Karar sayılı kararı ile bozulmuş; Mahkemece bu bozmaya karşı direnilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen direnme kararı Yargıtay Hukuku Genel Kurulunca usulden bozulmuş ve bozma üzerine Mahkemece bu kez Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
2. Öncelikle belirtilmelidir ki mahkemelerin direnme kararları bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan (nihai) son kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu ..., gerekçeli kararın direnme doğrultusunda yazılmasından ibarettir. Bu bakımdan direnme kararından dönme (rücu) mümkün değildir. Esasen ilâmın tefhim edilen karara uygun yazılması kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardandır.
3. Nitekim bu kurala kanun koyucu 6100 sayılı Kanun'un 294 ve 297 nci maddeleriyle hayatiyet kazandırmıştır. Gerçekten de, 6100 sayılı Kanun’un 294 ve 297 nci maddeleri emredici hükümlerden olup kamu düzeni amacı ile getirilmişlerdir. Bu maddeler hükmünce kararların alenen tefhim edilmesi gerekir. Karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni bir hüküm kurulamaz. Aksinin kabulü Mahkemelere güveni sarsacağı için hiçbir suretle üstün görülemez.
4. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
5. Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası'nın 2 nci maddesinde açıklanan “... Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
6. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına karşı direnme kararı vermesi ile direnme kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/12 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı).
7. Burada hemen belirtmek gerekir ki usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.
8. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde somut uyuşmazlıkta; Mahkemece direnme kararı verilmekle davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Her ne kadar direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca bozulsa da bozma esasa yönelik olmayıp usule yöneliktir. Bu hâlde Mahkemece bozmaya konu usuli eksiklik giderildikten sonra direnmeye uygun karar verilmesi gerekir. Mahkeme, direnme kararından dönerek Özel Dairenin bozma kararı doğrultusunda yeni bir karar veremez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt V, ..., Altıncı Baskı, 2001 s.4681). Yukarıda açıklandığı üzere, direnme kararı verildikten sonra söz konusu karar esas yönünden bozulmadan başka bir karar verilmesinin mümkün olmadığı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının esastan incelenmediği gözetilerek direnmeye uygun karar verilmesi gerekirken direnmeden dönülerek bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması usuli kazanılmış hak ihlaline yol açmakla bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının usulden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.