Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15710 E. 2023/19448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları, alacak hesabında esas alınacak ücret ve hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ödenen yevmiyeler ile bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan yevmiyelerin farklı olduğunun anlaşılması ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu nedenle denetime elverişli olmaması gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1531 E., 2023/1645 K.

DAVA TARİHİ : 28.12.2017

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İHBAR OLUNAN : Park Teknik Elektrik Madencilik San. ve Tic. AŞ vekili

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/50 E., 2023/461 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 09.12.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren Park Teknik Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin (Park Teknik Şirketi) çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisi gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Maden İş Sendikasına üye olduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı, ücret farkı alacağı, toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacağı, prim alacağı, kömür yardımı alacağı, bedelsiz yemek ve iaşe bedeli alacağı, sabun ve aydınlatma bedeli alacağı, koruyucu malzeme ve giyim yardımı alacağı ve sosyal yardım zammı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim iş olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. İhbar olunan Park Teknik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının Sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Maden İş Sendikasına üye olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabında davacının Sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin; Maden İş Sendikasına yazılan müzekkere cevabında ise işçinin Sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün uygulanmadığının belirtildiği, buna göre davacının Sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; toplu iş sözleşmesi imza tarihinde işyerinde örgütlü Maden İş Sendikasına üye olan müvekkilinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacaklarının reddinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmak için imza tarihinde işyerinde örgütlü sendikaya üye olmanın yeterli olduğunu, yüksek yargı kararlarının hatalı yorumlandığını, üyeliğin işverene bildirimi yükümlülüğünün imza tarihinde Sendika üyesi olmayan, sonradan üye olan işçiler için olduğunu, aynı işyerinde çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi farkları da dâhil tüm haklarına kavuştuklarını, müvekkilinin ücretinden sendikal aidat kesildiğini, bu doğrultuda ilave tediye alacağının toplu iş sözleşmesi farkları eklenerek hesaplanması gerektiğini ve ilave tediye alacağına yasal faiz hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Kurumun ihale makamı olduğunu, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, Kurum personeli olmayan davacıya ilave tediye ödenmemesi gerektiğini, aksi takdirde ilave tediyenin asgari ücret üzerinden çalışılan süreye göre belirlenmesi gerektiğini, ilave tediye hesaplamasında esas alınan ücretin fazla olduğunu, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç ve türlerinin hatalı olduğunu, alacakların net olarak belirlenmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de doğru belirlenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; emsal dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarına göre davalı Kurumun hizmetin yürütülmesine ilişkin teknolojik imkân, araç, gereç ve ekipman itibarıyla ihbar olunan Şirketten daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği, ancak davalı ve ihbar olunan Şirket arasında 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından, davacının başlangıçtan itibaren TKİ Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli bulunduğu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasına yönelik talebi yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.06.2021 tarihli ve 2021/6396 Esas, 2021/10706 Karar sayılı ilâmının da Dairenin kararını teyit edecek nitelikte olduğu, dosya kapsamına göre davacının sendika üyeliğinin Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, zamanaşımına uğrayan alacak olmadığı, hükmedilen alacak kaleminde faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihlerinde, yargılama gideri ve vekâlet ücretinde hatalı bir uygulama olmadığı ancak ilk karara karşı yapılan istinaf başvuru harcının hüküm sırasında dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ve davalı vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile muvazaanın varlığı hâlinde gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları, talep konusu alacakların hesabına esas alınacak ücret ile hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un 107, 109 ve 326 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Dairemizin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.

4. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.

5. 03.09.2022 tarihli ve 31942 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yasal düzenleme gereğince 11.09.2014 tarihinden sonraki dönem bakımından, bordrolarda asgari ücretin iki katı olarak tahakkuk yapılmayan dönemler bakımından asgari ücretin iki katı belirlenerek bu miktarların günlük yevmiye olarak dikkate alındığı, asgari ücretin iki katından fazla tahakkuk olan dönem bakımından ise bordrodaki ücretin dikkate alındığı belirtilerek ilave tediye hesaplaması yapılmıştır.

3. Ancak davacıya ait ücret bordrolarının incelenmesinde, davacıya ödenen yevmiyeler ile bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan yevmiyelerin farklı olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda; 2017 yılı Ocak ve Haziran ayı bordrolarında yazılı günlük yevmiye 118,50 TL ve asgari ücretin iki katı ise 118,46 TL olmasına karşın, bu dönemlere ilişkin yevmiye 182,17 TL olarak dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu açıdan denetime elverişli olmayıp belirtilen hususun açıklığa kavuşturulması için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesineDosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.